THE ECONOMIST: DONANMASINA KOMUTA EDECEK KIMSESI BULUNMAYAN ULKE

Spread the love

 

economist

 


 

O MÜBAREK GEMİLER…Dr. Noyan UMRUK

 

Deniz ufkunda bu top sesleri nerden geliyor

Barbaros, belki, donanmayla seferden geliyor!
Adalardan mı? Tunus’dan mı, Cezayir’den mi?
Hür ufuklarda donanmış iki yüz pare gemi
Yeni doğmuş aya baktıkları yerden geliyor;
O mübarek gemiler hangi seferden geliyor?
Y.K. BEYATLI

 

Ya Barbaros’un Torunları…

 

Hangi sefer, hangi gemiler …Gemiler sevdalılarının özleminde… En üst düzeydeki 16’sı dahil  56 Amiralinden yaklaşık yarısı, komodor(1), gemi komutanları ve daha ast rütbelerdeki komutanlarının önemli bir bölümü, Çaka Beylerin, Barbarosların, Turgut, Oruç, Burak ve Piri Reislerin torunları, Kara ve Hava Kuvvetleri mensubu yüzlerce silah arkadaşı gibi bir şekilde“etkisiz duruma” getirilmiş vaziyette …

Ders alınsaydı tarih tekerrür mü ederdi?

Donanmanın yenilmeden çökertilmesini ilk kez, tüm gemilerin Haliç’e çekilerek çürümeye terk edilmesi ile “Ulu Hakan Abdülhamit Han” başarmıştı! Bahriyeli zabitan ise Haliç kahvelerinde gemilerinin çürümelerini hüzünle seyrederek mesai yapar olmuşlardı. Bu akıllara ziyan stratejik(!) tercihini bakın hatıratında Ulu Hakan Abdülhamit Han nasıl savunuyor: “Amcam Abdülaziz Han’ın orduyu ve donanmayı güçlendirme yoluna girmesi büyük devletleri telaşlandırmış ve bu teşebbüs hayatına mal olmuştu… Bizim gemilerimizin hemen hepsinde İngiliz çarkçıbaşıları vardı. Bu, donanma İngilizlerin elindeydi demektir. Bu çarkçıbaşıların bazılarını değiştirmek istediğimiz zaman, İngiltere elçisi saraya koşmuş ve bu teşebbüsün İngiltere’ye itimadımız olmadığı biçiminde yorumlanacağını açıkça söylemekten çekinmemişti. Öyleyse bir donanmamız yok demekti. Çünkü bu donanma, hem Fransızlarla, İngilizleri bize düşman ediyor, hem de savaşta bir işe yaramıyordu. Faydası olmayan, fakat mazarratı olan bir şeyi muhafaza etmek aklın icabı dışındadır. Donanmayı Haliç’e çektirdim, böylece Fransız ve İngilizlere Akdeniz’de kendileri ile boy ölçüşmeye niyetimiz olmadığını anlatmış oldum.”(2)

Böylece, kızdırmamış olduğumuz İngiliz ve Fransız donanmaları(Birleşik Donanma: Inflexible, Agamemnon, Queen Elizabeth, Vengeance, Albron, Cornwallis, Irresistible, Triumph, Suffren, Bouvet vb.19 gemiden oluşmuştu) 1915’de Çanakkale Boğazına dayandığında, karşılarında bir Osmanlı donanması yerine Albay Cevat komutasındaki Nusret mayın gemisini ve Çanakkale müstahkem mevkilerine mevzilenmiş Mehmetçikleri  görünce herhalde çok rahatlamışlardı. Ama Nusret mayın gemisinin akıl almaz başarıları, kara topçusunun büyük ustalığı, Mehmetçiğin destansı kahramanlığı ve nihayet Mustafa Kemal’in eşsiz taktik ve stratejik dehası müstevlilerin heveslerini kursaklarında bıraktı. Muhteşem gemileri ciddi hasarlara uğradı; fiyakaları iyice bozuldu. Velhasıl, geldikleri gibi gittiler…

Şimdilerde ise bir başka Nusret var…Donanma Komutanı Nusret…Tabii, artık, Cumhuriyetten bu yana saçı bitmemiş yetimin hakkı ile oluşturduğumuz, özellikle personel kalitesi açısından dünyanın en güçlü donanmalarından birini, milletin gözünün içine baka baka yeniden Haliç’e sokup çürütemezdiniz. “Ağabeyler” çareyi buldu, kısmen yetişmelerine katkıda da bulundukları bu Bahriyeliler de çok oluyorlardı, gemileri değil ama onları çürütebilirdiniz…

Çünkü…

*Donanma, son 30-40 yıl içinde akıllara durgunluk verecek bir mesafe almıştı. Gemileri, üsleri, ulaştığı teknolojik düzey ve çok iyi yetiştirilmiş personeli ile Akdeniz’in en güçlü donanması olmakta idi.

*Donanma, Akdeniz’in ikinci güçlü denizaltı filosuna sahip olmuştu.

*MİLGEM(Milli Gemi) projesi meyvelerini vermeye başlamış, milli sanayi, mühendis ve emekçilerimizin ürettiği ilk savaş gemisi F-511 Heybeliada korveti denize indirilmişti. Hücumbotlar zaten uzun zamandır milli sanayi ürünü .

*GENESİS projesi ile tüm donanmanın tek merkezden yönetilebileceği üstün bir iletişim teknolojisi sağlanıyor.

*Ya Ege ve belki de Akdenizde kuş uçurtmayacak “Uzun Ufuk Projesi”.

*Tüm bu gelişmelerde özel sektörün yanında ASELSAN, HAVELSAN gibi tamamen halk katkısı ile oluşan kuruluşların büyük payı var. Savunma sanayi hızla gelişiyor.

*Eeee…Cadı kazanına dönüştürülmüş D.Akdenizde(3), Kıbrıs Rum kesimi ile birlikte bazı Arap ülkelerinin, gözümüzün içine baka baka enerji alanlarında çokuluslu şirketlerle rahatça fink atabilmesi için bu donanmanın kızağa! çekilmesi gerekmiyor mu?

*Siz, bir de, Amerikayı sadece gözlemci statüsünde tutarak sahildar ülkelerle Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütünü kurup, ondan sonra da Karadeniz Savunma Anlaşması yapmayı ve Rusya ile birlikte donanmalarınıza Karadeniz jandarmalığı işlevini öngörmediniz mi? Gürcistan krizinde “USA” bandıralı gemilere mum tutturmadınız mı?

Sabah şerifler hayrolsun…

Bir sabah kalktık, baktık…Kendi has adamını bir gecede Cumhuriyetin kurumlarını dizayn etme işlevini üslenen yargının önünden alan iktidarın başı “moral değerlerin yitirilmesi terörle mücadeleyi güçleştirir” falan gibi bir şeyler geveliyor, ağzında…Hayırdır, inşallah…

Ne dersiniz? Küresel merkez ve bağlaşıkları“Yetti, artık. Böyle kolu, kanadı kırık bir ordu Ortadoğuda bizim de işimize yaramaz” falan mı dedi acaba?

Yoksa, “PKK’nın düşman değil, suçlu olduğunu…Terörden etkilenenlerin kucaklaşmasını”öneren meclis araştırma komisyonu raporu uyarınca T.S.K. tutsaklarını teröristlerle aynı kefeye koyarak dizayn edilecek gelişmelerin “public opinion”un(4) oluşturulması mı?

Ya da tutarsız ve yetersiz kanıtlar, gizli tanık, dinleme, digital sahtekarlık kepazelikleri nedeni ile dünya aleme rezil olma kaygısı mı?

 

(1) Filo komutanı  

(2)Abdülhamit’in Hatıra Defteri, Yayına Hazırlayan: Hasan İLHAN, Alter Yayıncılık, Ankara, 2010

(3)N.Umruk; “Doğu Akdeniz Cadı Kazanı”, Aydınlık G., 08.09.2011

(4)Onlar böyle diyor…Biz ise kamuoyu.


Spread the love

Comments

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *