DİYANETE YAZILAN MÜTHİŞ UYARI


İSTANBUL MİLLETVEKILİ SAYIN PROF. DR. ÜMİT ÖZDAĞ’IN DİYANET İŞLERİ BAŞKANINA YAZDIĞI MUTLAKA OKUNMASI GEREKEN TARİHİ VE İBRETLİK MEKTUBU

Diyanet İşleri Başkanı
Prof. Dr. Ali Erbaş

Sayın Başkan,
Türkiye ağır bir çoklu kriz sürecinden geçmektedir. Bu çoklu krizin ana unsurları, tek adam yönetimine geçiş ile iyice belirginleşen Devlet Krizi; Türk toplumunu ayrıştıran/düşmanlaştıran politikalar neticesinde ortaya çıkan Milli Birlik Krizi; yanlış ekonomik politikalar sonucunda ortaya çıkan Ekonomik Kriz ve 5.3 milyon Suriyeli sığınmacının ülkemize gelişiyle oluşan Sığınmacı Krizidir.

Küresel ve bölgesel gelişmeler, bu çoklu krizden geçen ülkemizin önümüzdeki yıllarda daha da ağır bir politik buhran yaşayacağını göstermektedir. Emperyalist güçler, yaşadığımız krizin sonuçlarını ve gerçekleşecek buhranı istismar etmek isteyeceklerdir. Batı emperyalizmi için Doğu veya Türk sorunu 1071’de Malazgirt’e girmemizle birlikte başlamıştır. 1071’de Malazgirt’ten giren Türk Ordusu, 1083’te İznik’i başkent yapmış ve Anadolu Türk Selçuklu devletini kurmuştur. Böylece Türk milletinin İslam adına birleşik Avrupa uygarlığına, Hristiyan Avrupa’ya karşı 900 senedir devam etmekte olan mücadelesi başlamıştır. İznik’in başkent ilan edilmesi üzerine 1094’de ilk Haçlı seferi başlamış ve 1272’ye kadar ardı ardına 9 Haçlı Seferi gerçekleşmiştir. Türk Milleti amacı kendisini Anadolu’dan atmak olan Haçlı Seferlerini göğüslemiş, yenmiş Anadolu üzerindeki egemenliğini tartışmasız hale getirmiştir. Haçlı Seferlerinin aşılmasını, Osmanlı Türklüğünün milletimizin egemenliğini önce Balkanlara, sonra Orta Avrupa’ya taşıması izlemiştir. Bu ilerleyiş Türk Milletinin Rumeli’ye ilk adımını attığı 1352’de başlamış, 1683’de Viyana önünde başlayan geri çekilişe kadar devam eden 331 seneye yayılmıştır. 1683 ile 1921 arasında Türk milleti Viyana’dan Sakarya Nehrine kadar 238 sene süren geri çekilme süreci içinde olmuştur. Çekilen sadece ordumuz ve sancağımız değil, milletimiz, dinimiz ve kültürümüzdür. Bu geri çekilme sırasında tarihin en uzun ve en büyük soykırımı yaşanmıştır. 1812-1918 arasında Balkanlar ve Kafkaslardan 4.5 milyon Türk Anadolu’ya sığınırken, 5 milyon Türk ise tarihin en uzun ve en büyük soykırımı sonunda yaşamlarını yitirmişlerdir. 1918’de Kudüs’e giren İngiliz general son Haçlı Seferi’nin başarı ile sonuçlandığını açıklamıştır. Artık sıra Asya’nın kızılderilileri olarak görülen Türk milletinin Anadolu’dan tasfiyesine gelmiştir.

Birinci Dünya Savaşı’nın yorgun galipleri Türk milletinin kasaplığını yapma görevini Yunan ordusuna vermiş, kendisi ise bu kasaplığa arkadan yardım etmiştir. Bu kasap ordunun on binlerce Türk evladını işkenceler ile katlettiğini, binlerce Türk kadınına aşağılık şekilde tecavüz ettiğini biliyoruz.

Siz, Sayın Başkan,
Anadolu’nun harem-i ismetine tecavüz eden Yunan ordusunun savaşı kazanmasını arzu eden bir Türk-İslam düşmanını hasta ziyareti adı altında ziyaret ederek Yunan ordusunun katlettiği insanlarımızın ruhlarını incittiniz. İncittiğiniz sadece tecavüz edilip işkenceler ile öldürülen Türk analarının, süngülenerek katledilen bebeklerimizin, adım adım çarpışarak şehit olan mehmetçiklerin ruhları değildir. Onlara bütün umutlarını bağlayan yüz milyonlarca mazlum millet mensubunun da ruhlarıdır.

Okumaya devam et  Çocuk Hacılar

Sayın Başkan,
Türk İstiklal Harbi, Türk milletinin yok edilmeye karşı direnişidir. Türk İstiklal Harbi cereyan ederken dünyada 300 milyon Müslüman vardır. Bu 300 milyon Müslümanın Sakarya ve Aras arasına sıkışan 10 milyonu, Türk milleti bağımsızlık mücadelesi verirken 290 milyonu emperyalizmin egemenliği altında yaşamaktaydı. Bu anlamda Türk İstiklal Harbi sadece Türk milletinin değil bütün İslam dünyası ve mazlum milletlerin de emperyalizme karşı isyanıydı.

Sayın Başkan,
Durum bu iken başkanlığını yaptığınız DİB Türk milletini kucaklamak yerine iktidar partisinin yan kuruluşu gibi çalışmaktadır. Bazı imamlar camilerde muhalefet partilerine hakaret etmekte, iktidar propagandası yapmaktadırlar. Görüyoruz ki, İstiklal Harbimizin önderi ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e karşı bir huruç harekatı yapılmak istenmektedir. Bu harekatın koçbaşı olarak DİB görev almıştır. Türk milletinin tamamının ortak değeri olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Türk İstiklal Harbi’ne karşı başında olduğunuz kurum düşmanca tavır almıştır. Devletimizi ve kurumunuzu kuran Atatürk’ten kurum sitesinde bahsetmiyorsunuz. Atatürk ve silah arkadaşları için dua edilmesini yasakladığınız haberleri gazetelerde çıkıyor. Atatürk’ün fotoğraflarını cami yaptırma derneklerinden indirtmeye çalışıyorsunuz. Raporlarınızda Atatürk’ü din karşıtı gibi göstermeye çalışıyorsunuz.

Sayın Başkan,
Ben size kısaca Atatürk’ü anlatayım. 4 Ekim 1911. İtalya ilk sömürgesini oluşturmak amacı ile Libya’nın işgaline başlıyor. Osmanlı Devleti’nin İtalya ile açık ve kapsamlı bir savaşa girme gücü yok. Ancak isteyen subayların gönüllü olarak Libya’ya gitmelerine izin verildi. Binlerce subay arasından bir avuç subay gönüllü olarak Libya’ya gitti. Mustafa Kemal, 22 Aralık 1911’de Derne’ye ulaştı. Arap kabilelerini gerilla savaşı için örgütledi ve İstanbul, Libya’dan vazgeçen anlaşmayı imzalayana kadar İtalyanlar ile savaştı. (1911-1912)
Birinci Dünya Savaşı başlayınca Mustafa Kemal, görev istedi. Çanakkale’ye atandı. İngiliz, Avustralya, Yeni Zelanda ve Fransız birlikleri ile savaştı, yendi. (1915-1916) Çanakkale’den sonra Mustafa Kemal, 16. Kolordu’ya Doğu cephesine atandı. 16 Nisan 1916’da Silvan’da göreve başladı. Muş-Bingöl hattında ilerleyen Rus Ordusu ile savaştı. 7 Ağustos 1916’da Muş’u ve sonra Bitlis’i Rus Ordusundan geri aldı. Haziran 1917’de Mustafa Kemal, 7. Ordu ile Filistin Cephesinde görevlendirildi. Artık sırada tekrar İngiliz ordusu vardı. Ancak, İngilizler kadar büyük bir sorun Türk askerinin kanı üzerinde Alman menfaatlerini gerçekleştirmeye çalışan Alman komutanlardı.
Ekim 1917’de görevinden istifa edip İstanbul’a döndü. Mustafa Kemal’in İstanbul’a dönmesinden 15 gün sonra İngilizler saldırdılar ve Kudüs’ü aldılar. Mustafa Kemal’in uyarılarında haklı olduğu anlaşılmıştı. 1 Eylül 1918’de tekrar aynı göreve atandı ve göreve başladı. Bu sefer Alman Falkenheim gitmiş, onun kadar yanlış bir adam olan Liman von Sanders yerini almıştı. Sanders’in mutlak ölüme götürdüğü Türk birliklerini, yok olmaktan kurtarıp, savaşarak geri çekti ve kuzeyde sağlam bir hat üzerine yerleştirdi.
Artık Birinci Dünya Savaşı bitmişti. Kaybetmiştik. Ancak Mustafa Kemal, Türk milletinin yeni bir savaşa başlayacağının bilinci içinde her bir Türk gencini gelecekteki savaş için hazırlıyordu (1917-1918). Bazı ahlaksız, vicdansız, cahil ve beyinsizlerin söylediğinin aksine, Mustafa Kemal Atatürk, hayatının büyük bir bölümünde Osmanlı Türk Devleti’nin yıkılmamasının mücadelesini vermiştir.
19 Mayıs 1919. 1683’de gerçekleştirdiğimiz İkinci Viyana Kuşatmasından beri geri çekilen Türk milleti artık “nihai” olarak yenilmiştir. Düşmanlarımız sadece bizi değil, müttefiklerimizi de yenmişlerdir. Yunan ordusu, Avrupa emperyalizminin kasap ordusu olarak yukarıda kaydettiğim gibi Anadolu’ya yollanmıştır. Türk halkı yoksul, yorgun ve inançsızdır.

Okumaya devam et  Çocuk Hacılar

Mustafa Kemal Paşa’nın 1911’de Libya’da en küçük gerilla birliğinden başlayarak sekiz sene içinde ordu komutanlığına kadar her kademedeki birliği komuta ederek pişen askeri dehası, şimdi siyasi ve psikolojik bir dehayı ortaya çıkarmaya başlar. Mustafa Kemal, Türk milletini tekrar savaşa ikna eder.
Meclis kurulur, ordu kurulur, Birinci ve İkinci İnönü, Eskişehir-Kütahya, Sakarya, Dumlupınar. Sonra önce İzmir’e ve İstanbul’a giren Türk Ordusu. İstanbul’un ikinci kez fethi. Hazreti Peygamberin Hadis-i Şerif’i yere düşmez. “Konstantinopolis’i fetheden asker ne güzel askerdir. Onu fetheden komutan ne güzel komutandır.”
İstiklal Harbi, Türk milletinin savaşı tekrar kabul etmesi ve İngiliz emperyalizmini siyasi, Yunan ordusunu ise askeri olarak yenmesidir (1919-1922). Sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması başlar. 1071-1683 arasında 612 sene sürekli savaşarak ilerleyen ve sonra 1683’den 1921’e kadar 238 sene sürekli savaşarak adım adım geri çekilen bir millet, bir dinin tek başına birleşik Avrupa’ya karşı kılıcı ve kalkanı olan bir millet, yaralarını sarmak için çabalamaktadır.

8 Kasım 1938. Mustafa Kemal uyanır. Saate bakar göremez. Hasan Rıza Soyak’a sorar: “Saat kaç?”, “7.00 efendim” Aynı soruyu birkaç kez daha sorar. Soyak, cevabı tekrar ederek, saatin 19.00 olduğunu söyler.
Soyak, “Biraz rahat ettiniz mi efendim?” diye sorar. Gazi “Evet” der. Doktor Neşet Ömer İrelp, dilini çıkarmasını ister. Mustafa Kemal dener. Ancak sonra dilini geri çeker. İrelp’e dikkatle bakar ve son olarak “Aleykümselam” der. 30 saat süren komadan hiç çıkmaz ve 10 Kasım saat 09.05’de kalbi durur.
“Melekler, onların canlarını iyiler olarak alırken, ’selamün aleyküm! yapmış olduğunuz iyi işlere karşılık cennete girin’ derler.” (Nahl/32)
Sayın Başkan,
Gazi Mustafa Kemal Atatürk sadece Türk milletinin değil, İslam dünyasının da son dehasıdır. Başında bulunduğunuz kurum Atatürk’e, Türk İstiklal Harbi’ne saygısızlık, düşmanlık yaparak Türk Milleti’nin büyük çoğunluğundan hızla kopmaktadır.

Okumaya devam et  Çocuk Hacılar

Sayın Başkan,
Uzun bir süre DİB’in İstiklal Harbimize ve Atatürk’e saldırılarını, düşmanlığını sessizce izleyen, camiden uzaklaşan vatandaşlar artık tepkilerini sesli şekilde göstermeye başlamışlardır. Camilerimizde kavgalar ve protestolar çıkmaktadır. Türkiye’de her geçen gün cuma namazına giden sayısı azalmakta, tepkisel olarak deist ve ateist sayısı tırmanmaktadır. Sovyetler Birliği döneminde Rusya’da ateist propaganda bile ateizmin gelişmesi konusunda sizin sağladığınız başarıyı sağlayamamıştı. Bu “başarı” sizin eserinizdir.

Sayın Başkan,
Hz. Osman’ın katilleri gibi ümmeti bölüyorsunuz. Bu gidiş iyi bir gidiş değildir. DİB izlemekte olduğu bölücü ve dışlayıcı politikaları terk etmezse yarın daha büyük olayların olması muhtemeldir. Hatta DİB camilerine gitmek istemeyenlerin kendi camilerini kurmaları şaşırtıcı olmayacaktır. DİB, AKP’nin değil, bütün milletin Diyaneti olduğunu hatırlamak zorundadır.

Sayın Başkan,
Bulunduğunuz makam, Türk İstiklal Harbi’nin manevi önderlerinden ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ilk başkanı Rıfat Börekçi’nin makamıdır. Bulunduğunuz makam, aziz milletimizin dinimizi öğrenmesini ve güçlü maneviyata sahip olmasını sağlamakla görevlidir. Bulunduğunuz makam partizanlık yapma değil bütün yurttaşları kucaklama, eşit sevgi ve şefkat gösterme makamıdır. Siyasetin ayırdığı hatta son dönemde düşmanlaştırdığı kitleleri; bir araya getirme, aynı milletin çocukları, aynı peygamberin ümmeti olma duygusunu verme görevi Diyanet İşleri Başkanlığına düşmektedir. Ülkemize yönelik küresel ve bölgesel gelişmelerin ağır tehditleri gündeme taşıdığı bir dönemde milli birlik ve beraberliğimiz daha da büyük önem kazanmaktadır.

Sayın Başkan,
Şu ana kadar birçok büyük yanlış uygulamaya imza attınız. Ancak bunları düzeltmek için hala adım atma şansınız var. Türk milletinin bölünmesine, ayrışmasına, düşmanlaşmasına daha fazla yardımcı olmayın. Aziz Atatürk’ün iç cephe dediği milli birliğimizi güçlendirici adımları hızla atın. İstiklal Harbimize ve Atatürk’e, Türk Milletinin milli değerlerine saygı gösterin. DİB’i Atatürk’e saldırıların koçbaşı olarak kullanmaktan vazgeçip, bir süre birlikte çalıştığınız FETÖ ile gerçek bir mücadeleye başlayın. Araştırmacı-gazeteci İsmail Saymaz’ın “Şehvetiye Tarikatı” kitabını okuyun ve gereken önlemleri alın.

Prof. Dr. Ümit ÖZDAĞ
Prof. Dr. Ümit ÖZDAĞ İYİ Parti İstanbul Milletvekili
Haberi paylaşın
İSTANBUL MİLLETVEKILİ SAYIN PROF. DR. ÜMİT ÖZDAĞ'IN DİYANET İŞLERİ BAŞKANINA YAZDIĞI MUTLAKA OKUNMASI GEREKEN TARİHİ VE İBRETLİK MEKTUBU - FB IMG 1572306380844

KONU HAKKINDA DAHA FAZLA:

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem

  1. arkadaşlar sallıyorsunuz angelina jolie nin cia ajanı olduğu rockfellerin çıkarları doğrultusunda abd nin saldıracağı yerlerin savaş hatlarını oluşturmak müdahaleye zemin…

  2. Tek ve vazgeçilmez insanların olduğu yer Sultanlıktır… *** Aynısı AKP’de var zaten… *** Hayranlık güzeldir ama sürü psikolojisinin de temel…

  3. Sevgili Erdoğan çok ağır yazmışsınız,keşke beni yakından tanıyabilseydiniz.Ben dededen,babadan CHP liyim,ama artık yeter sanki sadece muhalefet yapmak için oturmuş o…

  4. ALLAH-TANRI; Kitabı KUR’AN! Ve, Akıl!? (1) (Yunus,34)”Allah! Yaratışı başlatır, sonra onu çevirip yeniden yaratır-her şeyi yoktan var eden ve sonra…

  5. Eleştirdiğiniz kısımları belirtmeniz tek tek güzel bir şey ama kanıta dair herhangi bir şey göremiyorum ayetlerini ve surelerini yazarsanız çok…

  • CEPKEN

    CEPKEN

    Çocukluk ve gençlik yıllarımda şiire düşkün olduğumu hatırlarım. Daha ilk okulda iken ezberim iyi olduğundan mı nedir, bilmem 23 nisan çocuk bayramında , 29 ekim […]


  • MARX’TA PARA (11)

    MARX’TA PARA (11)

                Basit yeniden üretim, finansman aracı olarak A nın elde tutulmasını gerektirir. Yani kapitalist m=a dan fazlasını tüketemez. Öte yandan, (a) nın gerçek tüketim nesnesi […]


  • Afrika’da iş yapan Türk şirketleri

    Afrika’da iş yapan Türk şirketleri

    BİR GAZETECİNİN KALEMİNDEN AFRİKA’DA İŞ YAPAN TÜRK ŞİRKETLERİ Türk şirketlerinin Afrika’da Fransa, İtalya, Hollanda, Çin, Rusya, ABD gibi devletlerin şirketlerini anlatan bir gazetecinin yazısının özeti şöyle: ·    Summa, […]


  • ALLAH-TANRI; Kitabı KUR’AN! Ve, Akıl!? (1)

    ALLAH-TANRI; Kitabı KUR’AN! Ve, Akıl!? (1)

    ALLAH-TANRI;Kitabı KUR’AN!Ve, Akıl!? (1) (Yunus,34)”Allah! Yaratışı başlatır, sonra onu çevirip yeniden yaratır-her şeyi yoktan var eden ve sonra (yeniden hayata) döndürecek olan yalnız Allah’tır.” (Bakara,163)”İlahınız […]


  • “7 ve üzeri deprem an meselesi…”

    “7 ve üzeri deprem an meselesi…”

    Deprem uzmanları uyarı üstüne uyarı yapıyor. Prof. Dr. Naci Görür’ü ve açıklamalarını takip ediyoruz. Hoca, deprem olabilecek illeri sıraladı ve tedbir almakta gecikilmemesi gerektiğinin altını […]


  • DÜNYA YAŞLILAR GÜNÜ

    DÜNYA YAŞLILAR GÜNÜ

    Dünya Yaşlılar Günü her yıl 1 Ekim’de kutlanan özel bir gündür. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 14 Aralık 1990’da oy birliği ile bugün Dünya Yaşlılar […]


  • TANIN(MA)MA

    TANIN(MA)MA

                    TANIN(MA)MA HÜSEYİN MÜMTAZ                 Kıbrıs’ın kuzeyinde “muhalif” olmak istiyorum.                 Çünkü bıktım artık hiçbir işe yaramayan, hiçbir iş yapmayan UBP’den, mevcut koalisyondan ve ortaklarından. […]


  • GANİRE PASHAYEVANIN AZİZ HATIRASINA…

    GANİRE PASHAYEVANIN AZİZ HATIRASINA…

    Ganire Pashayevayı yoksunluk duyguları ve büyük bir üzüntü ile toprağa verdik… Eğer o benim soydaşım, kardeşim ise onun ölümünü sorgulamak, şüphe ile yaklaşmak, bir istihbarat […]


  • Beklentiler Boşa Çıktı

    Beklentiler Boşa Çıktı

    Rumlar, yıllardır arkalarını Hristiyan birliği olan batılı emperyalist güçlere dayayıp, BM’den Kıbrıs konusunda, insanlık dışı ve akıl almaz kararları çıkarttırmayı başarmışlardı. Bir başka Hristiyan kulübü […]


  • Japon uzmandan İzmir için deprem uyarısı…

    Japon uzmandan İzmir için deprem uyarısı…

    Hep yazıyor ve uyarıyoruz: Tülrkiye deprem kuşağında bir ülke. Özellikle deprem beklenen yerlerde gereken tedbirlerin alınması gerekiyor. Bu konuda yerli ve yabancı uzmanlar sürekli uyarılarda […]


  • Keşke mafya birkaç kişi olsaydı

    Keşke mafya birkaç kişi olsaydı

    Piyasa ekonomisinin anlayış kökleri; bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler olduğunu hatırlatalım. Bu anlayışın günümüz uygulaması, servet sınıfının önündeki tüm “kuralları kaldırın” şeklinde yaşanır. Kuralların belli bir […]


  • Altın Koza Sahiplerini Buldu

    Altın Koza Sahiplerini Buldu

    “En İyi Film Ödülü”nü, Umut Subaşı’nın yönettiği “Sanki Her Şey Biraz Felaket” filmi aldı. “En İyi Yönetmen” ve “En İyi Senaryo” ödüllerinin sahibi de yine […]


  • Avrupa’nın En İyi Türk Üniversiteleri ve Bir Gerçek

    Avrupa’nın En İyi Türk Üniversiteleri ve Bir Gerçek

    İngiltere merkezli yükseköğretim derecelendirme kuruluşu QS (Quacquarelli Symond)  Avrupa Konseyi’ne üye 42 ülkedeki 688 üniversiteyi değerlendirdiği “Dünya Üniversite Sıralaması: Avrupa 2024″  araştırmasında ilk defa  Avrupa […]


  • “Devletimizin tanınması gerekiyor…”

    “Devletimizin tanınması gerekiyor…”

    Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Ersin Tatar’ın inatla üzerinde durduğu bir konu var: KKTC’nin artık tanınması gerektiğini söylüyor. Bu konuda bazı ülkelerle de teması var. […]


  • Dünya ülkeleri Türkiye’den neler almak istiyor?..

    Dünya ülkeleri Türkiye’den neler almak istiyor?..

    Üretimde artışlar yüz güldürüyor. Türkiye’den dünya ülkelerinin neler istediği belli oldu. Burada önemli olan şu: Yapılan üretimin ithalat olmadan oluşmasıdır. Yoksa ithalata dayalı üretim sadece […]


  • Ruslar Türkiye’den ayrılıyor

    Ruslar Türkiye’den ayrılıyor

    Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile başlayan, Rus göçü, Rusya devlet başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’daki savaşa daha fazla vatandaşın katılmasını gerektiren kısmi seferberlik kararından sonra […]


  • BRiCS DUVARI EMPERYALİZME KARŞI

    BRiCS DUVARI EMPERYALİZME KARŞI

    Son aylarda birbiri ardı sıra gündeme gelen uluslararası kongreler ve toplantılar sürüp giderken ,bugünkü dünya siyaseti normal koşulların ötesinde gelişmeler göstermektedir .Ülkeler ve devletler arası […]


  • Sivil giyimli ÍŞGĂL ORDUSU

    Sivil giyimli ÍŞGĂL ORDUSU

    Halkımız aptal değil, tehlikenin farkında. Yıllardır „sivil işgal kuvvetleri“ ülkemize dolduruluyor. „Barış süreci“ diye, binlerce PKK askeri, davul-zurna eşliğinde silâhları ile birlikte ülkemize sokuldu. Onları […]


  • ŞEYHÜLİSLAMLIK KURULUYOR

    ŞEYHÜLİSLAMLIK KURULUYOR

    ÇEDES PROJESİ İLE AKP KARŞI DEVRİM’İNİN ŞEYHÜLİSLAMLIK AYAĞI DA KURULMUŞ OLUYOR Çağdaş bir devlet yurttaşlarına din dayatmaz. DİB bütçeden aldığı bakanlıklar üstü ödenek ile toplumun […]


  • Qarabağda Türk Mərkəzli platforma qalib gəldi

    Qarabağda Türk Mərkəzli platforma qalib gəldi

    Azərbaycan müxalifətinin 30 illik söyləmi-Azərbaycan Qərbə inteqrasiya olunarsa və demokratikləşərsə Qarabağı işğaıdan azad edərik. Biz isə 30 ildəki bütün yazılarımızda və çıxışlarımızda belə dedik. Türklər […]



Posted

in

by