SİGARANIN DUMANI

SİGARANIN DUMANI - 7593

SİGARANIN DUMANI

Hüseyin MÜMTAZ

 

                1957 yapımı siyah beyaz bir Amerikan filmi.. Kovboy, atından inip bara girmeden önce duruyor, yelek cebinden bir sigara çıkarıyor, kibriti de çizmesinin topuğuna sürtüp sigarasını yakıyor..

                Tabii siz (biz) sigarayı göremiyorsunuz, çünkü ileri dijital tekniklerle anında “buzlanıyor”.

                Hadi Behzat Ç’ye tamam da, Gary Cooper’a neden karıştığımızı anlayamıyorum..

                Fakat o da ne?

                Sigara buzlu ama dumanı tütüyor..

Tütüyor, kovboy bara giriyor tütüyor, çizmesinin mahmuzlarını şakırdatıyor tütüyor, dirseğini bara dayıyor tütüyor, viskisini tek dikişte dipliyor tütüyor.

                Yahu bu duman bu adamın neresinden çıkıyor?

Sigarayı buzlasanız da dumanını saklayamıyorsunuz..

                İşte tam da böyle bir durumu yaşıyoruz..

                1 Haziran 2013 tarihli GÜNDEM başlıklı yazımızda şöyle demiştik;

                “-Gündem-i oluşturan gündem mühendislerinin oyununa gelme ey okuyucu.

                Oluşturulan –Gündem-in peşine takılıp gitme.

                -Gündem- sensin..

                Perdeyi bir arala, arkasına bakmayı dene.. Perdenin arkasını gözden kaçırma..

                Beyaz ekmek, kürtaj, zina, sigara, alkol, köprünün ismi derken…

                Bir bakmışsın bir gece ansızın haşırt diye Suriye’ye girivermişsin..

                …

                Yahut sen Taksim Gezi parkı ile uğraş(tırıl)ırken bir sabah uyanmışsın ki; ciğerinin bir köşesi, -4 parçalı Kürdistan-ın bir parçası oluvermiş”..

                Aynen öyle..

                Gerçi “Gündem”i ilk defa ve bir süreliğine senin oluşturman, gündem mühendislerinin ezberini bozdu ama sakın zafer sarhoşluğuna kapılma..

                Gerginliği tırmandırma oyunu’na aldanma, sakin düşün..

                Görünürdeki gündemin arkasındaki “asıl” görünmeyeni görmeye çalış.

1.PKK ve 2.Suriye’yi gözden kaçırma..

2004 yılında bir yazı yazmış ve Diyarbakır-Bismil’de bir PKK mezarlığı yapıldığını, girişe bez asıldığını, geceleri de; mezarlığa dikilmiş olan elektrik direklerindeki lambalarla aydınlatıldığını yazmış, fotoğrafını da kullanmıştık..

SİGARANIN DUMANI - untitled

Büyük bir gürültüyle yalanlanmış, fotoğrafın Kandil’de çekildiği belirtilmişti.

Geldik 2013’e..

9 yıl geçmiş..

“Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesindeki Kato Dağı’nda, 14 Temmuz 2012’de çıkan çatışmada öldürülen, ‘Cesur Ozan’ kod adlı Zeki Erdem’in cenazesinin bölgede olduğunu öğrenen ailesi, Beytüşşebap Cumhuriyet Savcılığı ve İHD’ye başvurarak cenazeyi almak istediğini bildirdi.

Olumlu yanıt alan aile, BDP’li belediye başkanları ve bazı STK temsilcileriyle önceki sabah yola çıktı. Grubu, Kato Dağı eteklerinde PKK’lılar karşıladı. PKK’yı simgeleyen bezler ve Abdullah Öcalan posterlerinin açıldığı alana, dağdaki PKK’lılar cenazeyi omuzlarında taşıyarak getirdi. Düzenlenen törende konuşan PKK’lı grubun sorumlusu Sipan Rojhilat, barış sürecine destek verdiklerini, sınır dışına çekilme sırasında kendilerine düşen görevi yerine getirmeye çalıştıklarını söyledi. Ardından Zeki Erdem’in ağabeyi Nadir Erdem de konuştu. Cenaze aileye teslim edilirken, PKK’lılar dakikalarca havaya ateş açtı. Beytüşşebap ilçesine getirilerek savcıya teslim edilen cenaze, otopsi ve kimlik tespiti için Malatya Adli Tıp Kurumu’na gönderildi”.

Tören, bezler, pankartlar, posterler, yüzlerce kişi, dakikalarca havaya ateş, tören mangası, üniformalar, silahlar..

SİGARANIN DUMANI - 2106

2004 yılındaki Diyarbakır’da değil Kandil’deydi de 2013’deki Kato dağı nerede?

Aynı gün, Kato’da PKK’nın cenaze töreni yapmasına “izin” verilirken Ankara’da olaylarda hayatını kaybeden bir başka gencin cenaze törenine izin verilmiyordu..

Aynı gün;

“PKK araç yaktı, iki kişiyi kaçırdı..Şahismail GEZİCİ/DHA ..15 Haziran 2013.

Bingöl’ün Yayladere İlçesi Dalbasan Köyü Korucu mevkiinde, dün öğleden sonra orman işçilerinin çalıştığı alana gelen eli silahlı bir grup PKK’lı, 25 orman işçisini bir araya topladı.

Çalışanların cep telefonlarına el koyarak, bir süre örgüt propagandası yapan PKK’lılar, işçilerin kestiği yaklaşık 20 ton odun ile buradaki 3 aracı ve işçilerin kaldıkları çadırları ateşe verdi. PKK’lılar, yol açma işinde kullanılan kepçenin etrafını mayınladıklarını ve kimsenin yaklaşmaması gerektiğini söyledikten sonra, odun kesme ihalesini alan müteahhiti ve kepçe operatörünü yanlarına alarak, kayıplara karıştı”. 

Aynı gün;

“PKK’YA SON 3 AYDA 2 BİN KİŞİ KATILDI..Güncel – 15 Haziran 2013 08:30.

Terörü bitirmek için başlatılan Çözüm Süreci kapsamında çok ilginç şeyler oluyor. Son 3 ayda PKK’ya 2 bin kişi katıldı. Gençler “dönüşte” memur olacaksın diye kandırılıyor.

 30 yıldır devam eden terörün bitmesine yönelik çözüm sürecinde ilginç bir gelişme yaşanıyor. Propaganda ve eleman kazanma faaliyetlerini artıran terör örgütü PKK’ya, son üç ayda 2 bin kişinin katıldığı belirtiliyor”.

Aynı gün;

“Abdullah Öcalan’ın yapılmasını istediği -Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı- Diyarbakır’da gerçekleştirildi. Aysel Tuğluk’un okuduğu sonuç bildirgesinde Öcalan ve KCK tutuklularının serbest bırakılması istendi.

İmralı’da tutuklu bulunan Abdullah Öcalan’ın yapılmasını istediği konferanslardan ikincisi Diyarbakır’da ‘Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm’ adıyla gerçekleştirildi. Hafta sonu yapılan ve güneydoğu için ilk kez ‘Kuzey Kürdistan’ isminin kullanıldığı konferansın sonuç bildirgesi dün açıklandı. Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki Liluz Otel’de düzenlenen basın toplantısıyla konferansın sonuç bildirgesini, Van Milletvekili Aysel Tuğluk okudu.

Tuğluk, konferansta müzakere sürecinin sağlıklı ve güvenli bir biçimde sürdürülmesi için Öcalan’ın özgürlüğünün talep edildiğini belirtti. Tuğluk’un okuduğu bildirgede, ‘Delegasyonumuz, çağdaş demokratik bir anayasa yapılmasını talep eder. Kürdistan halklarının kendi kimliğiyle örgütlenme özgürlüğü, anadilde eğitim ve Kürtçenin resmi dil olarak kabulü, anayasal güvence altına alınmalıdır’ ifadeleri yer aldı.

İstekler arasında şunlar öne çıktı;

– Tüm devletler PKK’yı terör listesinden çıkarsın. Teröriste terörist, teröristbaşına da teröristbaşı denmesin.

– Abdullah Öcalan serbest bırakılsın.

– Tüm KCK tutukluları tahliye edilsin.

– Özerklik, federasyon ya da bağımsızlık gibi statü tercihleri halka bırakılsın”.

Terörist’ten iki “masum” istek daha;

-Koruculuk sistemi kalksın;

-Yeni karakollar inşa edilmesin..

“4 parça Kürdistan”ın bir parçası “Kuzey Kürdistan”  da, Türkiye kaç parça?

Sanki General Harrington.. Say ki Abdurrahman Çelebi..

Bundan iyisi, Şam’da kayısı..

O halde geliyoruz “perde arkasının” Suriye kanadına..

Önce sınır “güvenliği”..

1.“Genelkurmay Başkanlığı, Suriye sınırında kaçakçıların, mazot bidonlarını ateşe vermeleri sonucu çıkan yangında güvenlik güçlerinden 1 kişinin yaralandığını duyurdu.

Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, Türkiye-Suriye hududunda, Oğulpınar Hudut Karakolu sorumluluk bölgesinde saat 04.00 civarında Suriye’den Türkiye’ye yasa dışı yollardan geçmeye çalışan kaçakçı ve sığınmacılardan oluşan yaklaşık bin kişilik grubun tespit edildiği belirtildi.

Gruba bölgede görev yapan 2 taktik tekerlekli zırhlı araç ve 2 zırhlı personel taşıyıcı ile müdahale edildiği kaydedilen açıklamada, “Grubun ikaza uymaması üzerine havaya uyarı ateşi açılmıştır. Uyarı ateşi üzerine grup zırhlı araçları taşlayarak Suriye tarafına geri çekilmiştir” ifadesine yer verildi.

Aynı bölgede sabah saatlerinde Suriye’den Türkiye’ye yasa dışı yollardan geçmeye çalışan yaklaşık 150 kişilik kaçakçı grubuna ise taktik tekerlekli zırhlı araç ve zırhlı personel taşıyıcı ile müdahale edildiği bildirilen açıklamada, şunlar belirtildi:

-Müdahale sonucu söz konusu grup Suriye tarafına kaçarken olay bölgesinde bıraktıkları dolu mazot bidonlarını ateşe vermişlerdir. Çıkan yangında, bir personelimiz alevlere maruz kalmış, el, yüz ve bacaklarında üçüncü derecede yanık meydana gelmiştir. Devlet Hastanesinde ilk tıbbi müdahalesi yapılan personel, Adana Özel Estetik Plastik Cerrahi Hastanesi’ne sevk edilerek, anılan hastanede tedavi altına alınmıştır. Anılan personelimizin hayati tehlikesi devam etmektedir-.”

2.“Türkiye’nin Suriye sınırı boyunca kaçakçıların Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı hudut birliklerine yönelik saldırıları her geçen gün ayrı bir boyut kazanıyor.

Son olarak dün sabaha karşı Türkiye’ye giriş yapmak isteyen 300 atlı ve 500 kadar yaya kaçakçı, Türk hudut birlikleriyle girdikleri silahlı çatışma sonucu geri kaçmak zorunda kaldı. Çatışmalarda Türk hudut birliklerinde ölen veya yaralanan olmadı.

Genelkurmay Başkanlığı yetkililerinin verdiği bilgiye göre, Türkiye-Suriye sınırında, Oğulpınar Hudut Karakolu’nun sorumluluk bölgesinde sabaha karşı saat 02.40 sıralarında, Suriye tarafında yaklaşık 500 yaya ve 300 atlı kişi tespit edildi.

Kaçakçılık için bekleyen 300 atlı şahıs tarafından hedef gözetmeksizin, hudut hattında devriye görevi yapan Geliştirilmiş Zırhlı Personel Taşıyıcılı Devriye Timi’ne 30 el, 500 kişilik yaya grubundan da, aynı bölgedeki hudut hattında devriye görevinde bulunan 2 adet Taktik Tekerlekli Zırhlı Araçlı Devriye Timi’ne hedef gözetmeksizin 15 el ateş edildi. Açılan ateşlere, Türk timleri anında karşılık verirken, Oğulpınar Hudut Karakolundaki kule nöbetçileri de Suriyeli her iki gruba ateş açarak timlere destek sağladı. Türk timlerinin silahla karşılık vermesi sonucu yaya ve atlı kaçakçıların tamamı Suriye içlerine kaçarak gözden kayboldu. Sınırdaki timler olayla ilgili Reyhanlı Cumhuriyet Savcılığı’na bilgi verdi”.

Sonra “dış”arımızdaki politika..

1.Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Sorumlusu Ben Rhodes, Esad Rejimi’nin geçen yıl kimyasal silah kullandığını ve kimyasal silah kullanılan saldırılarda 100-150 Suriyeli’nin öldürüldüğünü açıkladı.

2.ABD Başkanı Barack Obama’nın, Suriyeli muhaliflere silah gönderilmesine onay verdiği bildirildi. Amerikan haber ajansı Associated Press’in (AP) haberine göre, yapılacak silah yardımının kapsamı ve çerçevesi ise henüz belirlenmedi. Beyaz Saray yetkilileri, küçük silahlar, cephane, saldırı tüfekleri, omuzdan atılarak kullanılan el bombaları ve tanksavarları da içeren bir dizi silahın tedarik edilebileceğini belirtti. AP haberinde, silahların muhaliflerin kolayca kullanabileceği türden olacağını, uzun süreli eğitim gerektirmeyeceğini vurguladı. ABD’li bir yetkili de, CIA’nin şu anda zaten Suriyeli muhalifleri eğitmekte olduğunu kaydetti. Suriye yönetimi ise, ABD’nin muhalifleri silahlandırma kararını sert bir dille kınadı. Yapılan açıklamada, “Bu bir skandaldır” denildi. Obama’nın muhaliflere silah yardımı kararı, Beyaz Saray’ın Beşar Esad yönetiminin muhaliflere karşı kimyasal silah kullandığı yönünde kanıtların bulunduğunu açıklamasından hemen sonra gelmesiyle de dikkat çekti. Obama, rejimin kimyasal silahları devreye sokmasının “kırmızıçizgiyi aşmak” anlamına geleceğini söylemişti.

3.NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, kimyasal konusunda ABD’nin sergilediği net tavrı övdü. İngiltere ve Fransa da Washington yönetimine destek olurken, Rusya’dan “Kimyasal silah iddiaları inandırıcı değil” açıklaması geldi.

4. Sekizler Grubu liderleri Suriye barış görüşmelerini en kısa zamanda başlatacak ortak bir plan üzerinde anlaştı ancak planda Devlet Başkanı Beşar Esad’ın görevden ayrılıp ayrılmaması konusuna değinilmedi.

 Zirvenin ev sahibi İngiltere başbakanı David Cameron yedi maddelik planın, Suriye’de ülkenin önde gelen gruplarının ortak onayıyla oluşacak tüm yürütme yetkilerine sahip bir geçiş yönetimi kurulmasını öngördüğünü açıkladı.

G8 bildirisinde barış görüşmelerine katılanların el-Kaide ile bağlantılı militanların Suriye’den çıkarılmasını kabul etmeleri gerektiği vurgulandı. Bildiride ayrıca G8 ülkeleri Suriyeli mültecilere 1,5 milyar dolar yardım taahhüdünde bulundu; hem hükümet kuvvetleri hem isyancılar tarafından işlenen insan hakları ihlallerini kınadı.

Rusya devlet Başkanı Vladimir Putin Moskova ve Washington’un Suriye barış görüşmelerinin hazırlık çalışmalarını yürüteceğini söyledi.

Ve, “Esat”;

Halep’i geri aldı..

İstanbul’da dünya “duruyor” ama Güneydoğu ve Suriye’de “dönüyor”.

Çünkü sigaranın dumanı tütüyor, bir türlü gizlenemiyor.. 19 Haziran 2013

 

57’İNCİ ALAY HER YERDE

HEPİMİZ 57’İNCİ ALAYIN NEFERİYİZ