Toplumsal Çöküşe Karşı KUR’AN’dan Uyarılar

Yazan

Haberi paylaşın

Toplumsal Çöküşe Karşı
KUR’AN’dan Uyarılar;
(önceki yazılardan alıntılarla)!

KUR’AN’ın, toplumsal çöküşe karşı uyaran ayetlerini,
farklı konular içinde tekrar tekrar,
genelde yazıların sonunda verdim.
Bu sefer de ayetleri en başa alarak bir defa daha dikkatlere sunmaya çalışacağım.

(Ra’d,11)”Gerçek şu ki bir topluluk kendisini toplumsal ve zihinsel olarak değiştirmedikçe, Allah o toplumun durumunu değiştirmez. Allah, zihinsel olarak ortak koşucu, toplumsal olarak iyiliklerini kaybetmiş bir topluluğun yok olmasını istedi mi, artık hiçbir güç o toplumun yıkılmasını durduramaz; o toplumun Allah’tan başka, koruyup kollayanları da olmaz.”

(İsra,16)”Biz bir ülkeyi yaptıkları yüzünden, değişime-yıkıma uğratmak istediğimizde-bir ülke kendisini yok olma aşamasına getirdiğinde; adil olmayan kişilerini-servetle şımaran elebaşlarını-varlık ve güç sahibi ağalarını-zevkine düşkün zenginlerini söz sahibi yaparız-o ülkenin yönetimine gelmesine izin veririz de onlar, orada bozuk gidişler sergiler-kötü işler yaparak hak yoldan çıkarlar. Böylece o ülke aleyhine hüküm hak olur-o toplum cezayı hak eder; biz de onun altını üstüne getiririz-orayı yerle bir ederek, verdiğimiz sözü gerçekleştiririz.”

(Enfal,25)”İnananlar, uyarılara rağmen sorumluluğu paylaşmaz, herkesin yararına birliği sağlamazsanız geldiği zaman yalnızca aranızdaki zulmedenlerin-haksızlık edenlerin başlarına gelmekle sınırlı kalmayacak, tüm herkesi kapsayıp perişan edecek bir fitneden-felâketten-azaptan sakının! Yoksa siz şöyle mi sanıyorsunuz? Azap gelirse sadece zulmedenlere gelir. Hayır! Zalimlere destek verenlere, zalimlere karşı çıkmayıp zulme rıza gösterenlere de azap gelir. Unutmayın ki Allah’ın azabı çok çetindir-gazabı çok şiddetlidir.”

Yobaz ve din satıcılarına karşı,
ya önemsemeyerek yok sayarak
ya da sadece öfke kusarak,
çok kızgın bir şekilde yok olmalarını dileyerek mücadele edilir zannedenler çok yanıldılar.

Yaşam tarzlarına, yenilen, içilenlere, eğlenceye, TANRI’nın özel lütfu sanata; müziğe, resme, heykele, baleye,….., festivallere, konserlere
dincilerin, yobazların hedef göstermeleri ile yasaklar başladığında,
LAİKLİK savunması adına
çok kuvvetli, güçlü itirazlar olmalı,
çok akılcı çözümler üretilmeliydi!

Okumaya devam et  LAİKLİK

Kara kapkara yobazların, tarikat-cemaat-diyanetin,
‘din’ alanında kendilerini tek söz sahibi yapmalarına ve
KUR’AN’ı tekellerine almalarına,
hiç kimseye söz hakkı tanımamalarına
duyarsız, itirazsız kalmasaydık;
satıcıların kendi çıkarları için uğraştıklarının birazı kadar bizler de ‘DİN’e sahip çıkıp KUR’AN’ın özgürlüğü için,
KUR’AN’ın bilinmesi için
azıcık mücadele etseydik,
mahalle baskısıyla başlayan zorbalıklara, linçlere, aforozlara uğramazdık.

Bizler sessiz-duyarsız-itirazsız kaldıkça, bizler meydanı boş bıraktıkça, yobazlar güçlendiler,
bizler korkup sindikçe onlar azdılar, azgınlaştılar!

KUR’AN diyerek çocuklarımıza tecavüz etmelerinde,
KUR’AN’ı kötü emellerine alet etmelerinde,
KUR’AN’ın yerlerde sürünmesinde;
dünyayı ayağa kaldırsaydık
yeri yerinden oynatsaydık,
KUR’AN’ı dillerinden
çocuklarımızı ellerinden kurtarmak için cesaretle, azim ve kararlılıkla mücadele edip ayaklansaydık;
bu kadar kolay kurulur muydu, despotik saltanatları?

Maalesef
onurlu, değerli, insan birkaç gazetecinin canı, işinden-aşından olması bedeli uyarması,
kadın derneklerinin protesto etmeleri dışında;
hiçbir şey yapmadık, üzüldük, kahrolduk, sızlandık, birbirimize şikayet edip sadece lânet ede ede söylendik, seyrettik.

Birbirimizle ya da kendimizle çok uğraştığımızdan,
ifrat-tefrit-aşırı uçlarda yaşamlarla;
dengeyi(Rahman,7) kaybettik!

Neler oluyor diye çevremize dönüp de bir bakmadık,
adalet için yardım çığlığı atanların yanında yer almadık, zulme karşı sesini yükseltenlere destek olmadık!

(Enfal,46)”Birbirinizle didişmeyin-birbirinize düşmeyin. Aksi halde direncinizi yitirir güç kaybedip dağılırsınız-korkuya kapılırsınız, rüzgârınız kesilir-cesaretiniz söner-ruhsal dengeniz bozulur-gücünüz, devletiniz elden gider-kaybedersiniz. Karşılaştığınız zorluklara karşı direnç-sabır gösterin-kararlı, azimli, mücadeleci olun! Zira Rabbiniz Allah, sabredenlerle-kararlı, azimli, mücadeleci olanlarla-direnenlerle, zorluğa göğüs gerenlerle beraberdir.”

Topluma
KUR’AN’ı, KUR’AN ile anlatmadan,
KUR’AN ile başbaşa bırakmadan;
bu zalimlerden kurtulmanın mümkün olmadığını çok acı deneyimlerle yaşayarak öğreniyoruz!?

Son iki ayet daha!

(Şûra,30)”Başınıza gelen felâketler-bütün belâlar-herhangi bir musibet-kendi elinizle kazandıklarınız-
‘yaptığınız hatalar’ sonucudur.
Allah çoğuna da engel oluyor.”

Yapmamız gerekenleri yapmayıp tedbirlerini almadıklarımız da;
‘yaptığımız hatalar’ içine girmez mi?!

Okumaya devam et  KUR’AN ve NUTUK-33

(Âli İmran,195)”Şüphesiz-elbette Ben, sizden erkek-kadın, emek sarf eden hiçbir çalışanın emeğini-çabasını-iş yapanın işini zayi etmem-boşa çıkarmayacağım.”

Mücadele, çaba, emek, çalışma, tedbir bizden;
takdir, son karar
TANRI-ALLAH’tan!


Comments

“Toplumsal Çöküşe Karşı KUR’AN’dan Uyarılar” için 4 cevap

  1. Yasemin Çin avatarı
    Yasemin Çin

    KUR’AN’da;
    KUR’AN’ın Arapça indirilme sebebini açıklayan ayetler!

    (Ahkaf,12)”Bu Kur’an; kendinden öncekilerden doğru namına ne kalmışsa sürdürmek-zulmedenleri-haksızlık edenleri uyarmak ve güzel davrananlara müjde olmak üzere Arap diliyle indirilmiş bir Kitap’tır.”

    (Taha,113)”Halkının dili Arapça olduğu için, Biz bu Kur’an’ı sana Arapça olarak indirdik ve Kur’an’da, tehditleri, uyarıları tekrar tekrar anlattık ki belki Araplar-insanlar korunur-sakınırlar, Kur’an ibret, uyanış-öğüt olur-onlar için bir hatırlatma yapar diye.”

    (Şuara,192,193,194,195)”Hiç kuşkusuz Kur’an-güvenilir Vahiy, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir. Senin kalbine-beynine ana dilin anlaşılır bir Arapça ile indirdik ki dili Arapça olan halkını güvenilir bilgi Vahiy ile uyarasın-onunla insanları uyanışa çağırasın diye.”

    (Şuara,198,199)”Eğer Biz onu Arapça konuşmayanlardan birine indirseydik, o da onlara bu mesajı okusaydı anlayamadık diye buna inanmazlardı-Kur’an’ı Arapça değil de, yabancı bir dilde indirseydik, Kur’an ayetlerini ortak koşucu Araplara, yabancı bir dilde anlatsaydın, anlamadıkları için ona itiraz edeceklerdi.”

    (Yusuf,2)”Biz onu Arapça bir Kur’an olarak gönderdik-diliniz Arapça olduğu için, anlayasınız diye konuştuğunuz Arapça diliyle indirdik ki; aklınızı işleterek belki onu kavrayıp özümsersiniz.”

    (Meryem,97)”Biz, Allah’a ortak koşmaktan sakınanları-Allah bilinciyle yaşayanları-Allah bilincini içlerinde canlı tutanları (bu ilâhi Vahiy)-Kur’an ile müjdelemen, insanları-inadından direnip duranları, (başlarına gelecek konusunda) uyarman-uyandırman için, senin dilinle (anlaşılmasını) kolaylaştırdık.”

    (Fussilet,3,4)”Dili Arapça olarak bilinen bir topluma, anlamaları için, Arapça bir Kuran olarak ayetleri apaçık açıklanmış, ayrıntılanmış bir Kitaptır; haber verici-müjdeleyici ve uyarıcıdır. Hal böyleyken onların çoğu dinlemeyerek bu Kuran’dan yüz çeviriyor.”

    (Fussilet,44)”Eğer, biz Kur’an’ı Arapçadan başka bir dilde gönderseydik; ‘keşke ayetleri anlaşılır olsaydı! Arap birine Arapça olmayan Kitap mı gönderilir-hiçbir şey anlamıyoruz, neden Arapça değil?’ derlerdi.
    Bu Kur’an inanmak isteyenler için bir doğru yol rehberi ve sorunlara bir çözüm kaynağıdır.
    Arapça olmasına rağmen, inanmayan Araplar; sanki onların kulaklarında bir ağırlık vardır. Onun için Kur’an onlara kapalı ve anlaşılmaz gelir-Kur’an onlara kapalıdır.”

    (Duhan,58)”Biz Kur’an’ı insanlar düşünüp ondan ders alabilsinler diye senin dilinle-senin diline kolaylaştırdık ki, anlayıp öğüt alabilsinler.”

    (Nahl,103)”Yemin olsun ki, biz, onların, ‘Kur’an’ı Muhammed’e bir insan öğretiyor’ dediklerini biliyoruz. Oysa onların kastettikleri kimsenin dili Arapça değildir-yabancıdır. Bu Kur’an ise gayet açık-apaçık bir Arapçadır.”

    (Zümer,28)”Biz onu, Allah’a karşı gelmekten sakınsınlar (ve anlamakta zorluk çekmesinler) diye hiçbir eğriliği bulunmayan Arapça bir Kur’an-çelişkili ve dolambaçlı ifadeler içermeyen Arapça bir Kitap olarak indirdik.”

    (Zuhruf,2,3,4)”(Gerçekleri) apaçık (gösteren)-bilgi veren Kitaba andolsun ki, aklınızı kullanarak iyice anlayasınız diye biz onu Arapça bir Kur’an yaptık.
    Kuşkusuz, lafzı Arapça olan bu Kur’an içeriği, katımızda bulunan bütün Vahiylerin kaynağından çıkmıştır-sınırsız ilmimizden-ana Kitaptan gelmektedir. Kuran çok yücedir ve her hükmü doğrudur-hikmet doludur-yüce bilgelik kaynağıdır.”

    (İbrahim,4)”Biz her resulü,
    Vahyi açık ve net olarak iletebilsin-halkına bir güzel anlatabilsin diye, yalnız kendi halkının ana diliyle gönderdik-kendi toplum diliyle hitap ettik.”

    (Kehf,1)”Kulu Muhammed’e, Kuran’ı, içinde en ufak bir pürüz bırakmadan indiren Allah’a şükürler olsun-bütün övgüler, kuluna Kuran’ı indiren ve bunda hiçbir tutarsızlığa yer vermeyen Allah’a aittir.”

    (Nisa,82)”Kuran’ı incelemiyorlar mı-derinlemesine düşünüp anlamaya çalışmıyorlar mı-Kur’an üzerinde gereği gibi düşünmeyecekler mi-akıl süzgecinden geçirmiyorlar mı? Eğer o, Allah’tan başkası tarafından (indirilmiş)-Kuran Allah’tan başka bir kaynaktan gelmiş olsaydı, kuşkusuz içinde birçok karışıklıklar-tutarsızlık-ihtilaf bulacaklardı.”

  2. Yasemin Çin avatarı
    Yasemin Çin

    “Peygamber hadislerinin(?!) hüküm kaynağı olamayacağı”
    AYETLERİ!

    (Mürselat,50)”Ortak koşucular bu Kuran’a inanmayacaklar da bundan sonra-artık bu Kur’an’dan başka hangi hadise inanacaklar?”

    (A’raf,185)”Peki, bu Kur’an’dan başka hangi hadise inanıyorlar?”

    (En’am,114)”Allah size Kitabı-Kur’an’ı ayrıntılı açıklanmış olarak indirmişken, Allah’tan başkasının hükümlerine-sözlerine mi uyayım?”

    (Lokman,6,7)”İnsanlardan öyleleri var ki, bilgisizce başkalarını Allah’ın yolundan saptırmak ve ayetleri geçersiz kılmak için bir takım boş hadisleri öne sürerler-hiçbir bilimsel dayanağı olmayan hadislere sarılırlar. Onlar için aşağılayıcı bir azap vardır.
    Bu hadisleri üretenlere, hikmet dolu Kitabın ayetleri-Kur’an okunduğu zaman sanki onları duymamış, sanki kulakları sağırmış gibi, böbürlenerek-büyüklük taslayarak yüz çevirir-küstahça umursamazlıktan gelir. Öyleyse onu, çok acı veren bir azaptan haberdar et.”

    (Câsiye,6)”İşte bunlar, sana hak olarak indirdiğimiz Allah’ın ayetleridir. Ortak koşucular, Allah’tan ve ayetlerinden sonra-başka hangi hadise inanıyorlar?”

    (Nisa,87)”Bunda hiç şüphe yok Allah’tan daha doğru hadisli-sözlü kim olabilir?”

    (Hud,13)”Onu [Kur’an’ı] [Muhammed’in kendisi] uydurdu! diyorlarsa, [onlara] de ki: ‘Madem öyle, doğru sözlü kimselerdenseniz, o zaman, onunkilerle aynı değerde insan zihninden çıkma on sure getirin (de görelim); hem [bu iş için] Allah’tan başka kimi [yardıma] çağırabilirseniz çağırın.’ ”

    (En’am,33)”Ortak koşucuların söylediklerinin, seni üzdüğünü elbette biliyoruz. O zalimler, aslında seni yalanlamıyorlar, Kuran’ın hak olduğunu bildikleri halde seni değil, Allah’ın ayetlerini reddediyorlar.”

    (Cin,21)”De ki:’Beni Allah’tan çok övmeye kalkmayın, ben kendiliğimden size ne bir zarar, ne de bir yarar verme gücüne sahip değilim.”

    (Hakka,44,45,46,47,48)”Eğer Peygamber kendi sözlerini Allah’ın Kur’an’ıyla eş tutmuş olsaydı-sözler uydurup bize isnat edecek olsaydı, Biz Peygamberi kıskıvrak yakalar, sonra onun hayat-can damarını koparırdık-ondan Vahyi keserdik.
    Ve sizden kimse de buna engel olamazdı.
    Şüphesiz ki bu Kuran Allah’a karşı gelmekten sakınan-saygılı-Allah bilincinde olanlara uyarıcı-düşündürücü ve tam bir öğüttür.”

    (Tevbe,40)”Allah’ın sözü en yücedir-yüce olan yalnızca-sadece Allah’ın Sözüdür.”

  3. Yasemin Çin avatarı
    Yasemin Çin

    KUR’AN’da;
    KUR’AN’ın Arapça indirilme sebebini açıklayan ayetler!

    *(İlk muhatabı Araplar olduğu için Arap dilinde-Arapça!)
    (Biz Türkçe okur-yazarlara, asırlardır Arapça okutulması tam bir dayatma zulmü değil mi?!)

    (Ahkaf,12)”Bu Kur’an; kendinden öncekilerden doğru namına ne kalmışsa sürdürmek-zulmedenleri-haksızlık edenleri uyarmak ve güzel davrananlara müjde olmak üzere Arap diliyle indirilmiş bir Kitap’tır.”

    (Taha,113)”Halkının dili Arapça olduğu için, Biz bu Kur’an’ı sana Arapça olarak indirdik ve Kur’an’da, tehditleri, uyarıları tekrar tekrar anlattık ki belki Araplar-insanlar korunur-sakınırlar, Kur’an ibret, uyanış-öğüt olur-onlar için bir hatırlatma yapar diye.”

    (Şuara,192,193,194,195)”Hiç kuşkusuz Kur’an-güvenilir Vahiy, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir. Senin kalbine-beynine ana dilin anlaşılır bir Arapça ile indirdik ki dili Arapça olan halkını güvenilir bilgi Vahiy ile uyarasın-onunla insanları uyanışa çağırasın diye.”

    (Şuara,198,199)”Eğer Biz onu Arapça konuşmayanlardan birine indirseydik, o da onlara bu mesajı okusaydı anlayamadık diye buna inanmazlardı-Kur’an’ı Arapça değil de, yabancı bir dilde indirseydik, Kur’an ayetlerini ortak koşucu Araplara, yabancı bir dilde anlatsaydın, anlamadıkları için ona itiraz edeceklerdi.”

    (Yusuf,2)”Biz onu Arapça bir Kur’an olarak gönderdik-diliniz Arapça olduğu için, anlayasınız diye konuştuğunuz Arapça diliyle indirdik ki; aklınızı işleterek belki onu kavrayıp özümsersiniz.”

    (Meryem,97)”Biz, Allah’a ortak koşmaktan sakınanları-Allah bilinciyle yaşayanları-Allah bilincini içlerinde canlı tutanları (bu ilâhi Vahiy)-Kur’an ile müjdelemen, insanları-inadından direnip duranları, (başlarına gelecek konusunda) uyarman-uyandırman için, senin dilinle (anlaşılmasını) kolaylaştırdık.”

    (Fussilet,3,4)”Dili Arapça olarak bilinen bir topluma, anlamaları için, Arapça bir Kuran olarak ayetleri apaçık açıklanmış, ayrıntılanmış bir Kitaptır; haber verici-müjdeleyici ve uyarıcıdır. Hal böyleyken onların çoğu dinlemeyerek bu Kuran’dan yüz çeviriyor.”

    (Fussilet,44)”Eğer, biz Kur’an’ı Arapçadan başka bir dilde gönderseydik; ‘keşke ayetleri anlaşılır olsaydı! Arap birine Arapça olmayan Kitap mı gönderilir-hiçbir şey anlamıyoruz, neden Arapça değil?’ derlerdi.
    Bu Kur’an inanmak isteyenler için bir doğru yol rehberi ve sorunlara bir çözüm kaynağıdır.
    Arapça olmasına rağmen, inanmayan Araplar; sanki onların kulaklarında bir ağırlık vardır. Onun için Kur’an onlara kapalı ve anlaşılmaz gelir-Kur’an onlara kapalıdır.”

    (Duhan,58)”Biz Kur’an’ı insanlar düşünüp ondan ders alabilsinler diye senin dilinle-senin diline kolaylaştırdık ki, anlayıp öğüt alabilsinler.”

    (Nahl,103)”Yemin olsun ki, biz, onların, ‘Kur’an’ı Muhammed’e bir insan öğretiyor’ dediklerini biliyoruz. Oysa onların kastettikleri kimsenin dili Arapça değildir-yabancıdır. Bu Kur’an ise gayet açık-apaçık bir Arapçadır.”

    (Zümer,28)”Biz onu, Allah’a karşı gelmekten sakınsınlar (ve anlamakta zorluk çekmesinler) diye hiçbir eğriliği bulunmayan Arapça bir Kur’an-çelişkili ve dolambaçlı ifadeler içermeyen Arapça bir Kitap olarak indirdik.”

    (Zuhruf,2,3,4)”(Gerçekleri) apaçık (gösteren)-bilgi veren Kitaba andolsun ki, aklınızı kullanarak iyice anlayasınız diye biz onu Arapça bir Kur’an yaptık.
    Kuşkusuz, lafzı Arapça olan bu Kur’an içeriği, katımızda bulunan bütün Vahiylerin kaynağından çıkmıştır-sınırsız ilmimizden-ana Kitaptan gelmektedir. Kuran çok yücedir ve her hükmü doğrudur-hikmet doludur-yüce bilgelik kaynağıdır.”

    (İbrahim,4)”Biz her resulü,
    Vahyi açık ve net olarak iletebilsin-halkına bir güzel anlatabilsin diye, yalnız kendi halkının ana diliyle gönderdik-kendi toplum diliyle hitap ettik.”

    (Kehf,1)”Kulu Muhammed’e, Kuran’ı, içinde en ufak bir pürüz bırakmadan indiren Allah’a şükürler olsun-bütün övgüler, kuluna Kuran’ı indiren ve bunda hiçbir tutarsızlığa yer vermeyen Allah’a aittir.”

    (Nisa,82)”Kuran’ı incelemiyorlar mı-derinlemesine düşünüp anlamaya çalışmıyorlar mı-Kur’an üzerinde gereği gibi düşünmeyecekler mi-akıl süzgecinden geçirmiyorlar mı? Eğer o, Allah’tan başkası tarafından (indirilmiş)-Kuran Allah’tan başka bir kaynaktan gelmiş olsaydı, kuşkusuz içinde birçok karışıklıklar-tutarsızlık-ihtilaf bulacaklardı.”

  4. Yasemin Çin avatarı
    Yasemin Çin

    “Peygamber hadislerinin(?!) hüküm kaynağı olamayacağı”
    AYETLERİ!

    *Peygamberimiz elçiydi, görevi KUR’AN’ı iletmekti, KUR’AN’ı iletti, görevi bitti; insandı, ölümlüydü, öldü.
    Dinin sahibi ALLAH’tır, peygamber dahil kulların din’de söz hakkı yoktur.

    (Mürselat,50)”Ortak koşucular bu Kuran’a inanmayacaklar da bundan sonra-artık bu Kur’an’dan başka hangi hadise inanacaklar?”

    (A’raf,185)”Peki, bu Kur’an’dan başka hangi hadise inanıyorlar?”

    (En’am,114)”Allah size Kitabı-Kur’an’ı ayrıntılı açıklanmış olarak indirmişken, Allah’tan başkasının hükümlerine-sözlerine mi uyayım?”

    (Lokman,6,7)”İnsanlardan öyleleri var ki, bilgisizce başkalarını Allah’ın yolundan saptırmak ve ayetleri geçersiz kılmak için bir takım boş hadisleri öne sürerler-hiçbir bilimsel dayanağı olmayan hadislere sarılırlar. Onlar için aşağılayıcı bir azap vardır.
    Bu hadisleri üretenlere, hikmet dolu Kitabın ayetleri-Kur’an okunduğu zaman sanki onları duymamış, sanki kulakları sağırmış gibi, böbürlenerek-büyüklük taslayarak yüz çevirir-küstahça umursamazlıktan gelir. Öyleyse onu, çok acı veren bir azaptan haberdar et.”

    (Câsiye,6)”İşte bunlar, sana hak olarak indirdiğimiz Allah’ın ayetleridir. Ortak koşucular, Allah’tan ve ayetlerinden sonra-başka hangi hadise inanıyorlar?”

    (Nisa,87)”Bunda hiç şüphe yok Allah’tan daha doğru hadisli-sözlü kim olabilir?”

    (Hud,13)”Onu [Kur’an’ı] [Muhammed’in kendisi] uydurdu! diyorlarsa, [onlara] de ki: ‘Madem öyle, doğru sözlü kimselerdenseniz, o zaman, onunkilerle aynı değerde insan zihninden çıkma on sure getirin (de görelim); hem [bu iş için] Allah’tan başka kimi [yardıma] çağırabilirseniz çağırın.’ ”

    (En’am,33)”Ortak koşucuların söylediklerinin, seni üzdüğünü elbette biliyoruz. O zalimler, aslında seni yalanlamıyorlar, Kuran’ın hak olduğunu bildikleri halde seni değil, Allah’ın ayetlerini reddediyorlar.”

    (Cin,21)”De ki:’Beni Allah’tan çok övmeye kalkmayın, ben kendiliğimden size ne bir zarar, ne de bir yarar verme gücüne sahip değilim.”

    (Hakka,44,45,46,47,48)”Eğer Peygamber kendi sözlerini Allah’ın Kur’an’ıyla eş tutmuş olsaydı-sözler uydurup bize isnat edecek olsaydı, Biz Peygamberi kıskıvrak yakalar, sonra onun hayat-can damarını koparırdık-ondan Vahyi keserdik.
    Ve sizden kimse de buna engel olamazdı.
    Şüphesiz ki bu Kuran Allah’a karşı gelmekten sakınan-saygılı-Allah bilincinde olanlara uyarıcı-düşündürücü ve tam bir öğüttür.”

    (Tevbe,40)”Allah’ın sözü en yücedir-yüce olan yalnızca-sadece Allah’ın Sözüdür.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir