KEMALİZM LAİKLİK VE DEMOKRASİ

Naci Kaptan; - mustafa kemal ataturk

Naci Kaptan;

Prof.Dr. Ahmet Taner Kışlalı – Atatürk’e Saldırmanın Dayanılmaz Hafifliği” kitabından aktarı

Türkiye’deki üçlü ideolojik bölünme giderek netleşiyor.
Bir yanda Atatürk’e saygı ve bazen sevgi duyan, ama Kemalizme karşı olanlar var. Atatürk’ü daha çok-bu yurdu düşmanlardan kurtarmış bir kahraman olarak benimsiyorlar. Ama Kemalizmin birçok ilkesine, kısmen ya da tamamen karşılar. Laiklik, devletçilik, devrimcilik ve halkçılık karşısındaki tutumları çok açık. Cumhuriyetçiliğe karşı değiller; ama içerdiği demokrasi anlayışı, onlar için fazla geniş. Ulusçuluğa karşı değiller; ama onların ulusçuluk anlayışı-en azından son yıllara kadar-Kemalist ulusçuluktan çok farklı:
“Irk”ın ve “din”in öne çıktığı, ağırlık taşıdığı bir ulusçuluk.
Çok zaman “yayılmacılık” eğilimleri de taşıyor. İkinci kesimdekiler, hem Atatürk’e hem de Kemalizme karşılar. Halifeliği ve hâttâ padişahlığı kaldırdığı için, kimisi Atatürk’e kızgın, kimisi de düşman. Laikliği içlerine sindirebilmeleri söz konusu bile değil. Onlar açısından önem taşıyan “ümmet” olduğu için; Kemalist ulusçuluğu kabul etmeleri de olanaksız.
Geriye kalıyor, hem Atatürk’e hem de Kemalizme sâhip çıkanlar. Atatürk ile Atatürk’ün
önderliğinde gelişen Türk devrimini ve ideolojisini bir bütün sayanlar. Bunların dışında, dördüncü bir ideolojik gelişmeye artık yer yok!
1980’lerin sonlarından bu yana dünyanın yaşadığı değişimler, bu yolu da tıkamıştır. Türk solu için, bir “sol sapma” olanağı kalmamıştır. Artık, Kemalizmden soyutlanmış bir Türk solu için, “sağ sapma”nın dışında bir çıkış yoktur! Bu çıkışın adı da “2. Cumhuriyetçilik”tir. Yâni “Özalcılık”tır! “Yeni sağ”cılıktır.
Türkiye’nin son kırk yılına, “orta sağ” iktidarlar damgasını vurdu. Yâni Atatürk’e “evet”, ama Kemalizme “hayır” diyenler. “2. cumhuriyetçiler” ise, Kemalizme çok açık ve katı bir biçimde karşı çıkmakla kalmıyorlar; aynı zamanda Atatürk’e karşı olduklarını da-genelde-saklamıyorlar. Ve böylece, ideolojik kutuplaşmada ikinci kesimde yer alıyorlar. Tıpkı “dinciler” ve “Kürtçüler” gibi. Böylece-bir kez daha-Kemalizm, Türkiye’deki ideolojik sınıflandırmanın eksenini oluşturuyor.
2
Kemalizm Bir İdeoloji midir?
Tarihsel hesaplaşmanın konusu açık: Kemalizm 1920’li yıllarda işlevini yerine getirip bitti mi?
En azından bâzı ilkelerini çöp kutusuna atmak zamanı geldi mi? Yoksa 21. yüzyıla hazırlanan bir Türkiye’de geçerliğini hâlâ koruyor mu?
İdeolojiler, toplumsal gereksinmeleri karşılayan, o gereksinmeleri duyan kesimlerce benimsenmiş, kendi içlerinde tutarlı inanç sistemleridir. Sağcı ideolojiler daha çok duygulara, solcu ideolojiler ise akla seslenirler.
Kemalizm de akla ve insancıl değerlere dayalı “çağdaş” bir toplum özlemine yanıt veren, geri kalmışlıktan kurtulma istencini yansıtan bir ideolojidir. İki nedenden dolayı, “Kemalizm” sözcüğünü “Atatürkçülük” sözcüğüne tercih etmek daha doğru olur:
• Atatürkçülük yıpratıldığı için,
• Kemalizm uluslararası dile girdiği için,
Kemalizm “ilerici” bir ideolojidir. Ne geçmişin bekçiliğidir ne de kalıplaşmış bir inanç sistemi. Değişen koşullar içinde, sürekli ve akılcı bir yenilenmeyi ve o yenilenmenin ilkelerini içerir.
İdeolojisinin çerçevesi, Mustafa Kemal’in kafasında daha genç bir subayken oluşmaya başlamıştı. Erzurum Kongresi öncesinde, 8 Temmuz 1919 günü sabaha karşı Mazhar Müfit Kansu’ya şunları not ettirdiğini biliyoruz:
1. “Zaferden sonra şekli hükümet cumhuriyet olacaktır. Bu bir…
2. İki, Pâdişah ve hanedan hakkında zamanı gelince icabeden muamele yapılacaktır.
3. Üç, tesettür kalkacaktır.
4. Dört, fes kalkacak, medeni milletler gibi şapka giyilecektir.”
Kalem, Kansu’nun elinden düşmüştü. Şaşkın “Darılma, ama paşam, sizin de hayalperest taraflarınız var” dediğinde de, Mustafa Kemal gülmüştü: “Bunu zaman tayin eder, sen yaz…Beş, Latin harfleri kabul edilecek.”
Olayın gerisini Mazhar Müfit Kansu anılarında şöyle anlatıyor:
“Paşam kafi, dedim ve biraz da hayal ile uğraşmaktan bıkmış bir insan edası ile ‘Cumhuriyet ilanına muvaffak olalım, üst tarafı yeter’ diyerek defterimi kapattım.”
Kemalizm ve Demokrasi Nasıl ki her bitki her iklimde yetişemezse, demokrasinin oluşabilmesi ve yaşayabilmesinin de belirli koşulları vardır. Ve ünlü sosyolog Max Weber bile, demokrasiyi şöyle tanımlıyor:
“Demokraside, halk güvendiği bir önder seçer. Seçilen önder, ‘Şimdi sesinizi kesin ve bana itaat edin’ der. Artık halk ve parti onun işine karışamazlar.”
Almanya, İtalya ve Japonya gibi sanayileşmiş ülkelerin bile, demokrasiye kendi iç dinamikleri ile değil, savaş yenilgisiyle birlikte dayatılan koşullar nedeniyle geçtiklerini unutmamalıyız!
Unutmamalıyız ki Kemalizmin erdemlerini ve demokrasi karşısındaki tavrını daha iyi anlayabilelim! Demokrasinin ne “nesnel” ne de “öznel” koşullarının bulunduğu bir toplumda;  demokrasinin gerileyip faşizmin yükseldiği bir dünyada;
acaba Mustafa Kemal ne düşünüyordu? Toplumunu nasıl bir yönetim biçimine hazırlamak istiyordu?
Atatürk için, Kemalizmin cumhuriyetçilik ilkesi ile demokrasi eşanlamlı idi: “Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir. Biz cumhuriyeti kurduk, on yaşını doldururken demokrasinin bütün gereklerini sırası geldikçe uygulamaya koymalıdır.”
Zamanın Fransa Büyükelçisi’ne söyledikleri ise, hiçbir yanlış anlamaya meydan bırakmayacak kadar açıktır: “Kişisel iktidar gibi zararlı bir örnek bırakarak ölmeyeceğim. Parlamenter bir cumhuriyet kuracağım.”
Atatürk’ün hem pâdişah hem halife olması için hiçbir engel yoktu. Tersine, yakın çevresinden ve hâttâ yurtdışındaki Müslümanlardan bu yönde telkinler geliyordu. Ama O, bunları hiç düşünmeden reddediyordu. Cumhurbaşkanlığı’nı bile geçici bir görev olarak düşünmekteydi.
Naci Kaptan; - mustafa kemal ataturk

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Turkish Forum Editör, İngilizce, Almanca, Türkçe. Sitemizde Medya takibi ve editörlük yapmak isteyenler bizimle irtibata geçebilirler.

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem
  1. KUR’AN! ALLAH’ın ALLAH’lık Hakkı?! Vefa-Minnet! Kibir? (Enbiya,18)”Allah’a yakıştırdığınız sıfatlardan-yalanlardan dolayı size yazıklar olsun!” KUR’AN’da olmayanları, Kitap’tan-KUR’AN’dan ALLAH’ın sözleriymiş gibi insanlara…

  2. Kadın Konusu-KUR’AN! Öldürülen Kadınlar!? KUR’AN’ın söylediklerine aykırı, erkek egemen bir zihniyetle anlatılan-dayatılan ‘din’; kadınları, bırakın sınıfsal değerlendirmeye tâbi tutmayı (ikinci…

  • “Adalet” diye gelenlerin ülkeyi getirdiği nokta

    “Adalet” diye gelenlerin ülkeyi getirdiği nokta

    Trabzon’da öğretmenlik yapan  R.G.S, 2005 yılında Başbakanlık tarafından “Yılın Öğretmeni” seçildi. 19 yıl “sahte diploma” ile öğretmenlik yaptığı ortaya çıktı. Suçunu itiraf etti. Yargı beraat […]


  • Suriye’de gerilim artıyor…

    Suriye’de gerilim artıyor…

    Rus savaş uçaklarının Karadeniz’de ABD’ye ait bir İHA’nın düşmesine yol açmasının ardından iki ülke arasında Suriye üzerinde de tansiyon yükseliyor. Suriye’deki ABD’li komutanlardan Alexus Grynkewich, […]


  • İNSAN ÖMRÜNÜ TÜKETEN SİYASET

    İNSAN ÖMRÜNÜ TÜKETEN SİYASET

    Demokrasinin özde, dolaysız değil sözde yaşanır bir hale geldiğini görmek? Heyecan, sevinç, umutlar, yaşanası tüm güzellikler, huzur ve mutluluklar özgürlük hepsi unutulan bir zamanın içinde […]


  • KUR’AN’DA ORUÇ

    KUR’AN’DA ORUÇ

    Sevgili okurlarım! Oruç, önemli bir ibadettir. Onun için sizlere aklımın erdiğince Kuran açısından orucu tarif etmeye çalışacağım.  Oruç, hicretin 2. yılında Şaban ayında BAKARA süresinin […]


  • Ekonomide tarih yazdılar

    Ekonomide tarih yazdılar

    CHP’Lİ BÜLBÜL: GERÇEKTEN EKONOMİDE TARİH YAZDILAR Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, doların 19 lirayı altının gramının ise bin 220 lirayı geçtiğini belirterek, […]


  • GERİSİ TEFERRUAT

    GERİSİ TEFERRUAT

                Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı ve ‘Millet İttifakı’nın ittifak protokolü YSK’ya sunulmuş bulunuyor.             ‘Emek ve Özgürlük İttifakı’nın da Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığını kabul ettiğini biliyoruz.             Neresinden […]


  • DEPREM-SEL-RAMAZAN

    DEPREM-SEL-RAMAZAN

    Ramazanlarda iftar sofraları otuz kırk kişinin altına düşmezdi. Saatler öncesinden iftar hazırlığına başlanır ve evin gelinleri bütün hünerlerini döktürürlerdi. Mis gibi kokan tarhana çorbasıyla açarlardı […]


  • Kadın Konusu-KUR’AN!

    Kadın Konusu-KUR’AN!

    Öldürülen Kadınlar!? KUR’AN’ın söylediklerine aykırı, erkek egemen bir zihniyetle anlatılan-dayatılan ‘din’; kadınları, bırakın sınıfsal değerlendirmeye tâbi tutmayı (ikinci sınıf gibi) insan yerine bile koymuyor. Maalesef […]


  • Türk’leri Anadolu’ya Çinliler mi sürdü?

    Türk’leri Anadolu’ya Çinliler mi sürdü?

    Çinlilerin Türklerin Anadolu’ya göçüne karıştığını gösteren hiçbir kanıt yoktur. Çinliler ve Türkler yüzyıllar boyunca etkileşim içinde oldular ama Türkleri Anadolu’ya sürecek kadar önemli savaşlar yaşanmadı. […]


  • Ukraynalı kadınlara Avrupa’da fuhuş tuzağı

    Ukraynalı kadınlara Avrupa’da fuhuş tuzağı

    GÖÇ ETMEK ZORUNDA KALAN(SARI SAÇLI MAVİ GÖZLÜ) UKRAYNALI KADINLAR AVRUPA’DA FUHŞA ZORLANIYORMUŞ AB ülkelerinde internette ‘Ukrayna mülteci pornosu’ aramalarında patlama yaşanmaktaymış (1 )  Savaş’tan kaçan […]


  • Almanya’dan vize kolaylığı…

    Almanya’dan vize kolaylığı…

    Bizim için çok önemli ülkelerden birisi olan Almanya’da sıkıntılar bitmiyor. Almanya’da işçi açığı 700 bini aştı. Ülkede 7 yıl sonra 7 milyon işçi açığının olması […]



Posted

in

by