Çin Komünist Partisi Kongresiyle Yükselen Totalitarizm ve Şi’nin Maolaşması?

Prof.Dr. Alaeddin Yalçınkaya

Çin Komünist Partisi Kongresiyle Yükselen Totalitarizm ve Şi’nin Maolaşması?

Totalitarizm, devletin bütün kurum, kuruluş, ideoloji ve düzenlemeleriyle merkezileşmesidir. Bunun sonucu merkezdeki tek kişi ülkenin herşeyine hakim olur. Diktatörlük, otoriterlik ve totaliterliğin ortak yönleri bulunmasına karşın aralarında farklar bulunmakta, geçişler de yaşanabilmektedir. Komünist, Faşist rejimler doğası gereği totaliterdirler. Sömürge sonrası devletlerde seçimle gelen birçok lider diktatörleşmiş, sistemi totaliterleştirmiştir. Bazı eski Sovyet cumhuriyetinde sisteme demokrasi makyajı olarak başka partiler eklenmiştir. Ancak sözde muhalif partilerin programları, yöneticileri, adayları, hatta kaç milletvekili çıkaracakları dahi baştaki diktatörün kararına bırakılmıştır.

Diğer totaliter sistemlerde olduğu gibi Çin’de de parti ve devlet özdeşleşmiştir. Partinin genel sekreteri/başkanı aynı zamanda devlet başkanıdır. Devlet başkanlığı yanında başkomutanlık dahil, bütün birincil koltuklar genel sekreterin uhdesindedir. Parti merkez komitesi üyeleri, devletin diğer kilit mevkilerini taksim eder. Yerel örgütlerdeki kişiler de aynı zamanda bulunduğu bölgenin yöneticileridir.

Mao sonrası Çin için “yönetimde sosyalist, ekonomide liberal” benzeri tanımlar kullanılmıştı. Deng’in, kedinin rengine (sosyalist, kapitalist) değil fare tutma kapasitesine (üretimdeki başarısına) bakmasıyla Çin’e yabancı yatırımcı akımı başladı. Halen ülkeyi Çin Komünist Partisi (ÇKP) yönetmekte olup muhalefet partisi bulunmamaktadır. Parti içi muhalefet ise derinden derine kaynamaktadır. 2020’de ihraç edilince ülke dışına çıkmak zorunda kalan partinin merkez eğitimcilerinden Say Şia, yönetimin diktatörleşmesinden parti üst düzeyinin son derece rahatsız olduğunu, ancak düzmece gerekçelerle soruşturma açılıp hayatlarını tehlikeye atmaktan korktuklarını, Şi’ye karşı kimsenin eleştiri veya itiraz cesaretinin kalmadığını söylemişti. Son parti kongresinde eski devlet başkanı Hu Juntau’nun apar topar çıkarılması da Şi Jinping’in totalitarizmde vites yükseltmesi olarak görüldü.

Totalitarizm, devletin bütün kurum, kuruluş, ideoloji ve düzenlemeleriyle merkezileşmesidir. Bunun sonucu merkezdeki tek kişi ülkenin herşeyine hakim olur. Diktatörlük, otoriterlik ve totaliterliğin ortak yönleri bulunmasına karşın aralarında farklar bulunmakta, geçişler de yaşanabilmektedir. Komünist, Faşist rejimler doğası gereği totaliterdirler. Sömürge sonrası devletlerde seçimle gelen birçok lider diktatörleşmiş, sistemi totaliterleştirmiştir. Bazı eski Sovyet cumhuriyetinde sisteme demokrasi makyajı olarak başka partiler eklenmiştir. Ancak sözde muhalif partilerin programları, yöneticileri, adayları, hatta kaç milletvekili çıkaracakları dahi baştaki diktatörün kararına bırakılmıştır. Diğer totaliter sistemlerde olduğu gibi Çin’de de parti ve devlet özdeşleşmiştir. Partinin genel sekreteri/başkanı aynı zamanda devlet başkanıdır. Devlet başkanlığı yanında başkomutanlık dahil, bütün birincil koltuklar genel sekreterin uhdesindedir. Parti merkez komitesi üyeleri, devletin diğer kilit mevkilerini taksim eder. Yerel örgütlerdeki kişiler de aynı zamanda bulunduğu bölgenin yöneticileridir. - image 2

Hu, 2002-2012 arasında Çin’i yönetip Şi’nin selefidir. Şi’nin partide yükselmesinde ve merkez komitesine ilk seçilmesinde, babasının Komünist Partisi’ndeki mevkii yanında eşinin ünlü bir şarkıcı olmasının etkisi bilinmektedir. Ancak başkan seçilmesinde öncelikle daha önce Hu’nun Şi’yi başkan yardımcısı yapması ve yetkilerini tedricen Şi’ye bırakmasının önemli katkısı bulunmaktadır. Dolayısıyla Hu, Şi’ye diktatörlük yolunu açan kişilerin başında gelmektedir. Koltuğundan sürüklenircesine kaldırılırken “yuh olsun, nankör!!” bakışı hemen bütün diktatörlerin ve avanesinin kaderidir.

Okumaya devam et  İslamın Çinlileştirilmesi Karşısında İslam İşbirliği Teşkilatı Tepkisi

ÇKP kongresinde yaşananlar, Şi’nin yıllardan beri hazırlığını yaptığı programın sonucudur. Mevcut kurallara göre bir kişi ancak iki dönem devlet başkanlığı yapabilmektedir. Üstelik önemli bir teamül “67 kalır, 68 gider”e karşın 69 yaşındaki Şi, yeniden seçilmiştir. Buna karşın Şi, üçüncü dönem, nihayet ölünceye kadar ülkenin başında kalmak için uzun süreden beri hazırlıklarını yapmakta ve bunu da aşama aşama parti organları üzerinden meşrulaştırmaktaydı.

Totalitarizm, devletin bütün kurum, kuruluş, ideoloji ve düzenlemeleriyle merkezileşmesidir. Bunun sonucu merkezdeki tek kişi ülkenin herşeyine hakim olur. Diktatörlük, otoriterlik ve totaliterliğin ortak yönleri bulunmasına karşın aralarında farklar bulunmakta, geçişler de yaşanabilmektedir. Komünist, Faşist rejimler doğası gereği totaliterdirler. Sömürge sonrası devletlerde seçimle gelen birçok lider diktatörleşmiş, sistemi totaliterleştirmiştir. Bazı eski Sovyet cumhuriyetinde sisteme demokrasi makyajı olarak başka partiler eklenmiştir. Ancak sözde muhalif partilerin programları, yöneticileri, adayları, hatta kaç milletvekili çıkaracakları dahi baştaki diktatörün kararına bırakılmıştır. Diğer totaliter sistemlerde olduğu gibi Çin’de de parti ve devlet özdeşleşmiştir. Partinin genel sekreteri/başkanı aynı zamanda devlet başkanıdır. Devlet başkanlığı yanında başkomutanlık dahil, bütün birincil koltuklar genel sekreterin uhdesindedir. Parti merkez komitesi üyeleri, devletin diğer kilit mevkilerini taksim eder. Yerel örgütlerdeki kişiler de aynı zamanda bulunduğu bölgenin yöneticileridir. - image 5

Covid-19 salgını, diğer küresel sermaye projelerinde olduğu gibi, Şi’nin bu aşamaya gelmesinde önemli fırsatlar vermiştir. 2020’de yükselen muhalefetin önemli bir kısmı yönetimin salgında yetersiz kaldığını dillendirmişti. Salgın başta gizlenmiş, uyaran doktorlar ve gazeteciler kaybolmuş, nihayet mızrak çuvala sığmayınca bir haftada inşa edilen dev hastane haberleriyle “yükselen Çin” sevdalılarına malzeme sunulmuştur. Evlerine kapatılan insanlar çıkmasın diye kapılar, pencereler çivilenmiştir. On milyonların tıkış tıkış trenlerde yolculuk yaptığı ülkede açıklanan vaka ve ölüm sayıları ise oldukça komik kalmıştı. Salgının nasıl ortaya çıktığını incelemek isteyen Dünya Ticaret Örgütü uzmanlarına aylar sonra müsaade edilmiş, uzmanların her adımının propaganda konusu yapılması hazırlanan raporu inandırıcı olmaktan çıkarmıştı.

Dünyada vaka ve ölümler artarken Pekin yönetiminin salgının bittiği duyurularına Şi-perestler dört elle sarılmış, Çin’in salgınla mücadeledeki başarısını öve öve bitirememişlerdi. 2022 başında ise yeniden üç beş vaka haberleri servis edilmiş, arkasından “sıfır vaka politikası” icat edilerek kısıtlamalar getirilmiştir. Bu ucube kavram ilk çıktığında uzmanlar, Şi’nin hedefinin salgınla mücadele bahanesiyle ÇKP kongre sürecini kontrol altında tutmak olduğunu söylemişlerdi. Bugünlerde Çin’de günlük vaka sayısının bine ulaştığı haberleri gelmektedir. Halbuki başlangıçtaki etkisini kaybeden salgın için ülkemizde yapılan testlerin de çoğu pozitif çıkmakta, fakat ölümler sıfıra yaklaşmaktadır. ÇKP Kongresi sonrası bu haberlerin, “sıfır vaka politikası” ile birlikte dolaşıma çıkarılması, yeni kısıtlamalarla yeni baskılara hazırlık alâmetidir.

Okumaya devam et  TEFRİŞAT, TEŞRİFAT VE MÜŞTEMİLAT

Şi’nin yanına çağırdığı görevliye, selefi Hu’yu salondan çıkarma talimatı vermesi, listelere itirazından dolayı anlık bir karar mı, önceden planlanmış, herkese hitap eden bir gözdağı mı, tartışılmaktadır. Her iki halde de Şi, diktatörlüğünü perçinleyerek ömür boyu koltukta oturmak konusunda itiraz istemediğini, aksine davrananların sonunun ne olduğunu göstermiştir. Bu süreçte en komik olanı ise Çin resmi kanallarının Hu’nun testinin pozitif olduğu veya hastalığı iddialarıdır. Eğer, Hu’nun sadece koltuğundan zorla kaldırılırken bitkinliği görüntüde kalsaydı biraz halsiz olduğuna dünyayı ikna edebilirlerdi. Ancak bir adım sonra halefi Şi’ye ve yanındaki merkez komitesi üyesine “bana da mı?” dokunuşu akabinde “lanet olsun” serzenişleriyle uçarcasına salonu terkettiği görüntüleri, hastalık iddialarını çürütmüştür.

Şi’nin kongreye oylattığı merkez komitesi dikkate alındığında, diktatörlerin ortak özelliği yönetimde ikinci kişi istemediği ortaya çıkmıştır. Doğu Türkistan’daki işkence, soykırım ve tecavüzlerin mimarı da merkez komitesine girmiştir. Merkez komitedekiler dikkate alınınca Çin’de, en azından yabancı yatırımcılar için söz konusu olan liberal ekonominin sonunun geldiği görüşü yayılmaktadır. Bu aşamada Şi’nin başta Kuşak-Yol olmak üzere zulüm ve baskı politikalarında rehberi Rothschild ve diğer Siyonist sermaye babalarının destek veya muhalefeti henüz muammadır. Rothschild’in Çin’i başka kapitalistlerle paylaşmak istemediği veya Siyonist holdinglerin de haddini bilmesi gerektiği, son karar veren tek kişinin Şi olduğunu küresel patronların da kabullenmesi gerektiği, zamanla anlaşılacak.

ÇKP kongresiyle Şi’nin, yeni Mao olduğu dillendirilmeye başlanmıştır. Halbuki Mao döneminde yüz milyonlar köylerinin dışını bilmeyip dünyadan/siyasetten habersiz idiler. Bugün ise karnını doyuramayan milyarlık kitlenin ellerinde cep telefonları bulunmaktadır. Şi’yi alkışlayan 300 milyonluk ayrıcalıklı sınıfın hayat tarzını her an izlemekte, kin ve öfke her geçen gün birikmektedir. Dolayısıyla bu şartlarda Mao olmak pek de kolay değildir.

Okumaya devam et  Dışişleri Bakanı Kayıp Çin’e Kissinger Ziyareti
Totalitarizm, devletin bütün kurum, kuruluş, ideoloji ve düzenlemeleriyle merkezileşmesidir. Bunun sonucu merkezdeki tek kişi ülkenin herşeyine hakim olur. Diktatörlük, otoriterlik ve totaliterliğin ortak yönleri bulunmasına karşın aralarında farklar bulunmakta, geçişler de yaşanabilmektedir. Komünist, Faşist rejimler doğası gereği totaliterdirler. Sömürge sonrası devletlerde seçimle gelen birçok lider diktatörleşmiş, sistemi totaliterleştirmiştir. Bazı eski Sovyet cumhuriyetinde sisteme demokrasi makyajı olarak başka partiler eklenmiştir. Ancak sözde muhalif partilerin programları, yöneticileri, adayları, hatta kaç milletvekili çıkaracakları dahi baştaki diktatörün kararına bırakılmıştır. Diğer totaliter sistemlerde olduğu gibi Çin’de de parti ve devlet özdeşleşmiştir. Partinin genel sekreteri/başkanı aynı zamanda devlet başkanıdır. Devlet başkanlığı yanında başkomutanlık dahil, bütün birincil koltuklar genel sekreterin uhdesindedir. Parti merkez komitesi üyeleri, devletin diğer kilit mevkilerini taksim eder. Yerel örgütlerdeki kişiler de aynı zamanda bulunduğu bölgenin yöneticileridir. - image 6

Hu salondan çıkarken dehşetle manzarayı izleyen kongre üyelerinin bakışları buz gibi soğuk, çelikten sert idi. Toplumdaki güvensizlik de dikkate alındığında üst kademelerde biriken bu enerjinin büyük patlamaya dönüşmesi yakın gibidir. Örnek diktatör Stalin gibi Şi’nin eceliyle mi öldüğü, çıldırarak intihar mı ettiği tartışmaları da gündeme gelebilecektir.

[email protected]

twitter.com/alaeddinyalcink

Haberi paylaşın
Totalitarizm, devletin bütün kurum, kuruluş, ideoloji ve düzenlemeleriyle merkezileşmesidir. Bunun sonucu merkezdeki tek kişi ülkenin herşeyine hakim olur. Diktatörlük, otoriterlik ve totaliterliğin ortak yönleri bulunmasına karşın aralarında farklar bulunmakta, geçişler de yaşanabilmektedir. Komünist, Faşist rejimler doğası gereği totaliterdirler. Sömürge sonrası devletlerde seçimle gelen birçok lider diktatörleşmiş, sistemi totaliterleştirmiştir. Bazı eski Sovyet cumhuriyetinde sisteme demokrasi makyajı olarak başka partiler eklenmiştir. Ancak sözde muhalif partilerin programları, yöneticileri, adayları, hatta kaç milletvekili çıkaracakları dahi baştaki diktatörün kararına bırakılmıştır. Diğer totaliter sistemlerde olduğu gibi Çin’de de parti ve devlet özdeşleşmiştir. Partinin genel sekreteri/başkanı aynı zamanda devlet başkanıdır. Devlet başkanlığı yanında başkomutanlık dahil, bütün birincil koltuklar genel sekreterin uhdesindedir. Parti merkez komitesi üyeleri, devletin diğer kilit mevkilerini taksim eder. Yerel örgütlerdeki kişiler de aynı zamanda bulunduğu bölgenin yöneticileridir. - hu jintao xi jinping cinping

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem

  1. ALLAH-TANRI; Kitabı KUR’AN! Ve, Akıl!? (1) (Yunus,34)”Allah! Yaratışı başlatır, sonra onu çevirip yeniden yaratır-her şeyi yoktan var eden ve sonra…

  2. Eleştirdiğiniz kısımları belirtmeniz tek tek güzel bir şey ama kanıta dair herhangi bir şey göremiyorum ayetlerini ve surelerini yazarsanız çok…

  3. Siyasi Partillesme ve Milli bir Örgütlenme ile siyasi ve ekonomik isgale karsi savasmaktan baskacaremiz hic bir yok.

  4. Şimdi de Çiftçilerin önü kesiliyor. Her çiftçi her istedini ekemeyecek, ekime sınır getiriliyor, hayvancılığa sınır getiriliyor. Enflasyon düzelirim dersiniz.

  • “Kıbrıs’ta 2 ayrı devlet var…”

    “Kıbrıs’ta 2 ayrı devlet var…”

    Kıbrıs’ta sular durulmuyor. Kıbrıslı Rumlar AB’nin desteği ile iyice şımardı. Önemli haklar elde etmeye çalışıyor. Ancak karşılarında KKTC’nin Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı buluyorlar. Tatar, hiç taviz […]


  • Dünya Siyasetinde Değişim Başlıyor

    Dünya Siyasetinde Değişim Başlıyor

    New York’ta düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) 78’inci Genel Kurulu görüşmeleri bu yıl geçmişlerden farklı ve yeni bir dönemin başlayacağının habercisi konumunda zira 2023 yılında dünya […]


  • Altın Koza’ya Altın Program

    Altın Koza’ya Altın Program

    30. yılını kutlayan Adana Altın Koza Film Festivali’nin 18-24 Eylül tarihleri arasında Esas 01 Burda AVM, Cinema Pink salonlarında gösterime sunulacak uluslararası programı; Berlin, Cannes, […]


  • Ruslar Türkiye’den ayrılıyor

    Ruslar Türkiye’den ayrılıyor

    Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile başlayan, Rus göçü, Rusya devlet başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’daki savaşa daha fazla vatandaşın katılmasını gerektiren kısmi seferberlik kararından sonra […]


  • BRiCS DUVARI EMPERYALİZME KARŞI

    BRiCS DUVARI EMPERYALİZME KARŞI

    Son aylarda birbiri ardı sıra gündeme gelen uluslararası kongreler ve toplantılar sürüp giderken ,bugünkü dünya siyaseti normal koşulların ötesinde gelişmeler göstermektedir .Ülkeler ve devletler arası […]


  • SADAKA

    SADAKA

    Bir dakika durup düşünün, ne kadar aşağılayıcı bir durum içindeyiz bu günlerde. Emekli vatandaşların emekli maaşlarına 3 liramı verelim yoksa 5 liramı verelim konusu, bütün […]


  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: ”AB İle Yolları Ayırabiliriz”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: ”AB İle Yolları Ayırabiliriz”

    Birleşmiş Milletler 78. Genel Kurulu görüşmelerine  katılmak için  New York’a  gitmeden  önce Cumhurbaşkanı Erdoğan: ”AB ile yolları ayırabiliriz” diyerek önemli bir açıklamada bulunmuştur: ”Avrupa Birliği, […]


  • BİRİ YER, BİRİ BAKAR…

    BİRİ YER, BİRİ BAKAR…

    Enflasyon altında ezilen yurttaş bütçeyi de finanse etti. Merkezi yönetim bütçe sonuçlarına göre yılın ilk sekiz ayında başta ÖTV ve KDV’de olmak üzere vergi gelirlerinde […]


  • O YILLAR

    O YILLAR

    O YILLAR                 HÜSEYİN MÜMTAZ                 Biz eskidik ama yazılar hiç eskimiyor galiba…                 Tam on yıl önce, Falih Rıfkı Atay’dan şu kısa alıntıyı yapmışız; […]


  • Sivil giyimli ÍŞGĂL ORDUSU

    Sivil giyimli ÍŞGĂL ORDUSU

    Halkımız aptal değil, tehlikenin farkında. Yıllardır „sivil işgal kuvvetleri“ ülkemize dolduruluyor. „Barış süreci“ diye, binlerce PKK askeri, davul-zurna eşliğinde silâhları ile birlikte ülkemize sokuldu. Onları […]


  • Siyasette “aptal sözcüğü”

    Siyasette “aptal sözcüğü”

    Sosyal medyada aptal sözcüğünün çok sık kullanıldığını görmüşünüzdür. Siyasi ya da ideolojik tartışmayı aptalsın, akıllısın gibi yere indirgemek, aslında “entelektüel yeteneğin” sınırlı olduğuna işaret eder, […]


  • ŞEYHÜLİSLAMLIK KURULUYOR

    ŞEYHÜLİSLAMLIK KURULUYOR

    ÇEDES PROJESİ İLE AKP KARŞI DEVRİM’İNİN ŞEYHÜLİSLAMLIK AYAĞI DA KURULMUŞ OLUYOR Çağdaş bir devlet yurttaşlarına din dayatmaz. DİB bütçeden aldığı bakanlıklar üstü ödenek ile toplumun […]


  • “Devletimizin tanınması gerekiyor…”

    “Devletimizin tanınması gerekiyor…”

    Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Ersin Tatar’ın inatla üzerinde durduğu bir konu var: KKTC’nin artık tanınması gerektiğini söylüyor. Bu konuda bazı ülkelerle de teması var. […]


  • ABDÜLHAMİT-HÜSEYİN MÜMTAZ

    ABDÜLHAMİT-HÜSEYİN MÜMTAZ

    ABDÜLHAMİT HÜSEYİN MÜMTAZ                 Sina Akşin şöyle anlatıyor;                 “24 Nisan günü Hareket Ordusu İstanbul’u işgal etti. Abdülhamit direnilmemesi için askere emir vermiş olmasına rağmen, […]


  • Dünya ülkeleri Türkiye’den neler almak istiyor?..

    Dünya ülkeleri Türkiye’den neler almak istiyor?..

    Üretimde artışlar yüz güldürüyor. Türkiye’den dünya ülkelerinin neler istediği belli oldu. Burada önemli olan şu: Yapılan üretimin ithalat olmadan oluşmasıdır. Yoksa ithalata dayalı üretim sadece […]


  • FEYM GRUBU BÜLTENİ

    FEYM GRUBU BÜLTENİ

    ERMENİ Faaliyetleri (22 Eylül 2023) 1.  Artsakh (“sözde” Dağlık Karabağ Ermeni devleti) ve Azerbaycan temsilcileri arasında, Azeri askeri saldırısının ardından askerlerin geri çekilmesi ve tahliye edilen […]


  • İngilizler, kesenin ağzını açtı…

    İngilizler, kesenin ağzını açtı…

    Kartla harcamalar çoğaldı. Yapılan araştırmada yurt dışına tatile çıkan İngilizlerin kesenin ağzını açtığı ifade ediliyor. Türkiye’yi ziyaret eden yabancı turistlerin yaptığı fiziksel harcamalar, bir önceki […]


  • Şirketler birer birer kapanıyor…

    Şirketler birer birer kapanıyor…

    İyimserlik devam ediyor ama ekonomik kriz karşısında da şirketler birer birer kapanıyor. Yeni şirketler de kuruluyor. Ancak, bu çok sınırlı. Kapanan bazı şirketlerin yetkilileri ”Ekonomik […]


  • ATATÜRK’E, TÜRK’E VE GERÇEK TC DEVLETİNE SALDIRILAR KARŞI DEVRİMİN ANAYASA DEĞİŞTİRMESİNE YÖNELİK ALIŞTIRMALARDIR. Sefa Yürükel

    ATATÜRK’E, TÜRK’E VE GERÇEK TC DEVLETİNE SALDIRILAR KARŞI DEVRİMİN ANAYASA DEĞİŞTİRMESİNE YÖNELİK ALIŞTIRMALARDIR.       Sefa Yürükel

    Atatürk’ün kurtardığı milletin bazı bireyleri ve Atatürkün kurduğu devletin bazı bürokratları, kurtarılmayı ve Türk Milletinin mensubu ve TC devletinin vatandaşı olmayı hak etmiyorlar. Son bir […]


  • FEYM GRUBU BÜLTENİ

    FEYM GRUBU BÜLTENİ

    ERMENİ Faaliyetleri (21 Eylül 2023) 1.  ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, 21 Eylül Bağımsızlık Günü’nde Ermenistan halkına en iyi dileklerini göndererek, ABD’nin Ermenistan’ın egemenliğine, bağımsızlığına ve […]