Dogmalaşmış Farsça namaz mı?

Dogmalaşmış Farsça namaz mı?KUR’AN da ki ArapçaSalât, Zekât ve İnfak mı?! - namaz

Dogmalaşmış Farsça namaz mı?
KUR’AN da ki Arapça
Salât, Zekât ve İnfak mı?!

Farsçadan alınmış namaz;
KUR’AN içinden seçilmiş
Kıyam, Rukû, Secde, Tespih gibi
kavramlarla, somuta, sembole indirilip şekilsel bir eylem halinde uygulanan bir rituel?!
VE ne yazık ki,
altıbin küsur ayetlik,
YAŞAM REHBERİ ve
İNANÇ KILAVUZU olan KUR’AN’ın her tarafını sımsıkı kapatmış, kilitlemiş önüne, yerine geçmiş, anlam(a)sız bir yat-kalk eylemi!

KUR’AN’a aykırılığı yetmiyor,
namaz kılmak? için;
ülke kamu kaynakları heba edilerek yapılan kaba, şatafatlı, devasa taş binalara, Allah evi?, kutsal? kılıfı ile;
çağrı? tacizi ile,
cuma namazı? şart!
cemaat namazları sevap?
yalanıyla insanlar toplanıyor.

Ve toplanan kalabalıklar;
vaaz?, hutbe?ler ile
peygamber sünneti-hadisi-şirk empoze edilerek,
siyasi, ticari çıkar amaçlı
dinci saltanatlar ve dinci rejimler tarafından lüks yaşamların finansmanında ve seçimlerde kullanılıyor!

Bütün bunlar din sömürücülere yetmiyor, yetmemiş ki,
ülke çocuklarının da
yetenek, benlik, özgürlüklerini
Milli? Eğitim yoluyla yok edecekler!
Değerler eğitimi adı altında ve
4-6 yaş, kuran kursu hafızlıkla?;
zihinlerine yasak, haram, günah, ateş, cehennem korkusu
yükleyerek köleleştirecekler!
Kayıp nesiller yaratıyorlar!!!?

KUR’AN;
sevap denilerek Arapça okutulan,
mezarlıkta, mevlütte ölülere üfürük,
dinci saltanat, rejimlere kaynak, namaz+başörtüsü, kadının namusu, çok eşlilik algısıyla,
peygamber sünneti-hadisi,
kutsal? kişi sözleriyle açıklanan?!,
ve en vahimi
küçücük, zavallı çocuklara
tecavüz aracı yapılmasıyla
yerlerde sürünen bir kitap
maalesef ve ne yazık ki!
VE yine maalesef ve ne yazık ki
hiç sahip çıkanı, yerlerden kaldırıp TEK sahibi TANRI-ALLAH’a
teslim edeni YOK!?
İnandığını iddia edenlerin
KUR’AN’a ve çocuklara
hiç sahip çıkmaması ise
çok iç acıtan,
çok iç yakan bir zulüm!?

KUR’AN’a, hadsiz sınırsız, çok büyük
bir başka haksızlık daha yapılmış!?
İnsanlığın kurtuluşu olabilecek,
insanlığı ayağa kaldıracak SÂLAT,
insanlık âlemini, kendi gibi yaratılmış kula ve paraya
kölelikten kurtaracak ZEKÂT, İNFAK kavramları daraltılıp, saptırılmış!

Okumaya devam et  KUR’AN’da; Umut ve İyilik?!

Salâtın, namaz?a çevrilmesi gibi
zekât da, “yılda bir kere verilen 1/40″
oranında parasal yardıma indirgenerek hapsedilmiş!?
İftira edilmiş, yazık edilmiş!!!
Bir yıl, ihtiyaç sahibi yoksul, aç bekleyecek, zenginin gönlü olacak da lütfedip varlığının
40’da1’i ile, eğer aç, yoksul
sağ kalabildiyse yardım edecek!?

KUR’AN bilgisizliğinin
toplumu getirdiği yer bu!

SÂLAT, en genel, anlamıyla insanlık aleminin destekleşme, dayanışma, paylaşma gibi ortak değerlerde buluşması,
ZEKÂT ise, ‘şirkten ARINMIŞLIK’,
ortak koşucu düşünce, söylem, eylem, davranışlardan
Vahiy, KUR’AN ile kurtulmak!
Parasal, mâli destek, sosyal yardım, sürekli paylaşmak, sadaka vermek için kullanılan kavram ise İNFAK!

BİLGİ, açlık gerektirir,
‘biliyorum’ demek yetmez,
öğrenme azmi, isteği, kararlılığı ile
öğrenmeye devam gerektirir!

‘ORTADA’ bir TANRI SÖZÜ KİTAP-KUR’AN var ama BİLEN yok, BİLGİ açlığı yok, öğrenmeye niyeti, gayreti olanlar yok!

ALLAH-TANRI’yı,
KİTABI, SÖZLERİ;
KUR’AN ile tanımamak
yaşamın en büyük kaybı!

(Hud,18)”Uydurduğu yalanı Allah’a dayandıran-uydurmaları Allah’a yakıştırandan-bir yalanı Allah’a iftira edenden daha zalim kim olabilir?”

(A’raf,37)”Allah’a iftira eden-Allah’a karşı yalan uyduran-Allah adına yalan üreten veya Allah’ın ayetlerini yalanlayandan daha yanlış; kendi zararına iş yapan-daha haksız-daha saptırıcı-zalim kim olabilir?”


Comments

“Dogmalaşmış Farsça namaz mı?” için bir yanıt

  1. Yasemin Çin avatarı
    Yasemin Çin

    Kök anlamlarıyla SALÂT Ayetleri; KUR’AN’dan!

    Kısaltılmış alıntılar: temizfikir.com
    ****”SALÂT: Arapça farklı yazılım formlarıyla, Arap tarihi ve edebiyatı ve Samî diller kökleri incelendiğinde Kur’an ve tüm peygamberlere verilen vahiy. Bağlılık, Ahit.
    Destekleme, yönelme, bağlantı kurma. Resul Muhammed’in Vahyi-Kur’an’ı öğretme-ezberletme Dersi; belli vakitlerde ve belirli şartlarda (sabah, akşam, toplantı günü; katılanların sarhoş olmama, ayık olma, temizlenip gitme, konuşmadan susup dinleme).
    Kur’an’ı tebliğ; anlatma, duyurma.
    KIYAM; Kur’an’da , tam bağlılıkla, kararlılıkla, saygıyla hazır olmak.
    RUKÛ; Kur’an’da, saygıyla boyun büken, alçakgönüllülükle kabul eden, teslim olan.
    SECDE; kök anlamı Kur’an’da, bir konuda tam bir teslimiyetle, o konunun emrinde olarak itaat etme.
    TESPİH; Subhan; tüm eksikliklerden, acziyetlerden, olumsuz isim, fiil, sıfatlardan ‘Allah’ı tenzih etme’.
    Tüm varlıkların vasıflarını, kainat görevlerini tam itaat, uyum içinde yerine getirmeleri. Yoğun iş, uğraş.
    Yörüngesinde akıp gitme. Muhammed peygamberin; Vahyi-Kur’an’ı, sürekli tebliğ etme, anlatma, duyurma görevi.
    KIBLE; önce, öncelik, tutulmuş yön, ön taraf, biraraya gelmiş birbirlerini kabul eden topluluk, tercih edilmiş kimlik, milletin ismi.
    VECH; yön, yöntem, görüş, evre.
    ZEKÂT; Küfürden-Şirkten-Zulümden kurtulup, Arınmışlığa ulaşmak.
    (Fâtır,18)”Kim arınırsa kendi nefsi için arınmıştır(Atü ez-Zekât).”
    VASAT; ifrat ve tefritten uzak orta, adaletli, dengeli, faziletli hal.”****

    ***Prof.Dr.Salih Akdemir alıntı:
    ” _Sami dillerinde ‘abd’ kökü
    asıl anlamı, ‘yapmak, meydana getirmek, çalışmak, üretmek’ tir.
    ‘Kulluk etmek’ anlamı ise türevdir.
    _Arapça ile birçok ortak özelliğe sahip olan diğer Sami dilleri sayesinde Kur’an sözcüklerinin kök anlamlarını tespit etmek, diachronic değişimini incelemek mümkündür. Kur’an’da geçen ’emr’ kök anlamı; ‘demek’, söylemek’ tir. Kelime sonradan ’emretmek’ anlamıyla, kökü unutulup Türkçe’de yanlış anlaşılmıştır. Yanlış anlam tespiti ve giderilmesi, Kur’an’ın, vahiy geleneği içinde art süremli metotla incelenmesini gerektirir.
    ‘Emr’ kök anlamı; ‘söylemek’tir.”***

    Yani; ALLAH-TANRI emretmiyor,
    sadece SÖYLÜYOR!

    Farsça çevirisi, ‘Namazı kılın?!’
    yanlış, sapma, saptırma yerine;
    ‘SÂLAT ayetleri ve Türkçe anlamları!

    (Alâk,9,10)”Salât ettiği (Vahye inanarak destekleyerek)-[mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olduğu; toplumu aydınlatmaya çalıştığı]-sürekli insanları uyararak yardımcı olmak istediği zaman bir kulu engelleyen ortak koşucu kişiyi gördün mü?”

    (Müzzemmil,20)”Salât’ı ikâme edin-Vahiy çalışmalarına katılın. Kazandıklarınızdan yoksullar için pay ayırın-Vahyi hayatlarınıza hakim kılın ve arınmışlığa ulaşın.”

    (Müddessir,43)”Biz, salâtçılardan (mâli yönden ve zihinsel açıdan destek verenlerden; toplumu aydınlatmaya çalışanlardan) değildik-elçilerin getirdiklerini reddederdik,onları desteklemezdik.”

    (A’la,15)”Salât eden-öğüt alıp şirkten temizlenen-(nefsini) arındıran ve sallâ eden-Rabbinin adını anarak-Vahyini hep hatırda tutup, (Vahye) yönelen-sürekli çaba sarf eden kimse mutlu olacaktır.”

    (Kevser,2)”Rabbin için salât et- mücadelene devam et, her şeyinle Rabbine yönel-[mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek ol; toplumu aydınlatmaya çalış], karşılaşacağın zorlukları göğüsle!”

    (Maun,4,5,6)”Yazıklar olsun böyle musallilere-böyle kimselerin Vahyi öğrenmelerine. Onlar salâtlarından-öğrendikleri Vahyin ne dediğinden habersizdirler. Zaten onlar salâtı-Vahyi öğrenmeye gösteriş için geliyorlar.”

    (Kıyamet,31)”İnkârcı insan, (Vahyi)-elçinin bildirdiğini ne doğruladı- onayladı, ne de sallâ yaptı-yöneldi-destekledi.”

    (A’raf,170)”Vahye sımsıkı sarılırlar ve salâtı ikâme ederler-Vahyi hayatlarına hâkim kılarlar.”

    (Fâtır,18)”Rablerine karşı ıssız yerlerde saygıyla, sevgiyle, bilgiyle ürperti duyan ve salâtı ikâme edenleri-Vahyi hayatlarına hâkim kılanları uyarabilirsin.”

    (Fâtır,29)”Allah’ın Kitabını anlayarak okuyanlar, salâtı ikâme edenler-okuyup anladıklarını uygulayanlar, rızklandırdığımızdan gizli ve açık yoksullara verenler, asla kesilmeyecek kazanç umabilirler.”

    (Meryem,31)”Hayatta bulunduğum müddetçe bana salâtı [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmayı; toplumu aydınlatmayı]-Kendisi adına mücadele etmemi önerdi.”

    (Meryem,55)”Salâtı ve zekâtı-Allah’a içtenlikle bağlanmalarını ve arınmalarını öğütlerdi.”

    (Meryem,59)”Salâtı-Vahyi terk ettiler-hayatlarından çıkarıp attılar. Ve şehvetlerine uydular.”

    (TaHa,14)”Salâtı ikâme et-Vahyimle dini tebliğ et-Benden başka ilah olmadığını anımsatman için, sürekli çabala, mücadele et.”

    (TaHa,132)”Sana tâbi olanlara salâtı-içtenlikle Allah’a bağlanmalarını öğütle-Vahyi tebliğ et ve onda kararlı davran-kendin de, tebliğ çalışmalarında karşılaşacağın güçlüklere göğüs ger.”

    (Neml,3)”Onlar, salâtı ikâme ederler, zekâtı verirler-bu ayetleri okuyup uygularlar, şirkten arınırlar-Vahyi hayatlarına hâkim kılar ve arınmışlığa ulaşırlar.”

    (İsra,78)”Güneşin batışından, gecenin yarısına kadar salâtı ikâme et-Vahiy Dersi’ni yap-Vahyi öğret ve sabahın erken saatlerinde de Kur’an’ı öğretmeye düzenli devam et-Fecr vakti okumasını da yap. Çünkü o vakitte insan zihni okunanı kavramaya daha elverişlidir.”

    (İsra,110)”Salâtında-Vahyi öğretirken ne çok bağırarak, ne de gizliymiş gibi çok sessiz yapma -Vahiy Dersi’nde sesini çok yükseltme, çok da kısma, bu ikisi arasında orta bir yol benimse.”

    (Yunus,87)”Musa ve kardeşine şöyle bir kurtulma yolu önerdik, ‘Mısır’da halkını aydınlatacak toplantı yerleri-okullar hazırlayın ve okullarınızı kıble-hedef kılın-sığınağınız yapın ve salâtı ikâme edin-[mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturun, ayakta tutun]-Vahyi orada öğreterek uygulayın’ diye bildirdik.”

    (Hud,87)”Ey Şuayb! Atalarımızın tapmış oldukları tanrılarımızı terk etmemizi ya da ticaretimizi, istediğimiz gibi yapmaktan vazgeçmemizi, senin salâtın-senin dinin-bağlantı kurduğun Tanrı mı söylüyor?”

    (Hud,114)”Gündüzün iki tarafında, güneşin batışından gecenin karanlığına kadar ve sabahın erken saatlerinde salâtı ikâme et-Vahiy dersini yap-Vahyi öğretmeye devam et ki ortak koşucu düşünceleri silip yok etsin.”

    (En’am,72)”Ve salâtı ikâme etmekle-Vahye bağlı kalıp onu tebliğ etmekle ve O’nun buyruklarının dışına çıkmaktan, Kendisine sığınmakla emrolunduk.”

    (En’am,92)”Ahret sorumluluğunu taşıyanlar Kur’an’a da inanırlar ve salâtı-o Kur’an’ı anlayarak okurlar ve belleklerinde muhafaza ederler.”

    (En’am,162)”Salâtım-Vahyi tebliğdeki çabam, bağlı olduğum ilkem, hayatım ve ölümüm sadece evrenlerin Rabbi olan Allah içindir.”

    (Lokman,4)”O erdemliler ki salâtı ikâme ederler-hikmet dolu Kitab’a bağlanırlar ve onunla arınırlar-Vahyi hayatlarına hâkim kılar ve arınmışlığa ulaşırlar.”

    (Lokman,17)”Salâtı ikâme et-Vahyi hayatına hâkim kıl-çok çalış ve herkesin kabul edeceği ortak değerleri öğütle, hiç kimsenin onaylamayacağı kötülüklerden vazgeçirmeye çalış ve başına gelecek her türlü zorluğa karşı göğsünü siper et.”

    (Şura,38)”Rablerinin çağrısına
    karşılık verirler, salâtı ikâme ederler-Vahyi hayatlarına hâkim kılarlar-dini dosdoğru uygularlar, işlerini aralarında danışma ile-tartışarak çözerler ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan yoksullara pay ayırırlar.”

    (İbrahim,31)”Hiçbir alışverişin ve dostluğun yarar sağlamadığı o gün gelmeden önce, salâtı ikâme etsinler-Vahyi hayatlarına hâkim kılsınlar-ortak koşmadan bağlılıklarını sürdürsünler, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizliden veya açıktan, yoksullara yardım-infak için versinler.”

    (İbrahim,37)”Rabbimiz! Salâtı ikame etsinler-putları değil-Vahyi hayatlarına hâkim kılsınlar.”

    (İbrahim,40)”Rabbim, beni ve soyumdan gelecekleri salâtı ikâme etmiş-ortak koşmadan Sana bağlanmış olanlardan eyle.”

    (Enbiya,73)”Onlara hayırlar yapmayı, salâtı ikâme etmeyi-Allah’a ortak koşmadan bağlanmayı-Vahyi tebliğ ederek uygulamalarını, zekâtı yani arınmışlığı sağlamalarını-ortak koşucu düşüncelerden nasıl temizleneceklerini vahyettik-bildirdik.”

    (Mü’minun,2)”Salâtlarında-tüm çabalarında Allah ile beraber olduklarına gönülden inanırlar.”

    (Mü’minun,9)”Salâtlarını-dinlerine olan bağlılıklarını koruyan kimselerdir.”

    (Mearic,22,23)” ‘Musallin’-Allah’a ve buyruklarına içten bağlı olanlar, salâtlarında-Allah’a ve buyruklarına bağlılıkta devamlıdırlar.”

    (Mearic,34)”Salâtlarını-işlerini yaparken Allah’a ve buyruklarına olan bağlılıklarını korurlar.”

    (Rum,31)”Ortağı olmayan Allah’a yönelin ve hepiniz O’na saygılı olun, salâtı ikâme edin-Allah’ın dosdoğru dinine bağlanın-Vahyi hayatınıza hâkim kılın ve müşriklerden-ortak koşanlardan olmayın.”

    (Ankebut,45)”Kitap’tan sana Vahyedileni oku, salâtı ikâme et-Vahyi iyice kavra-Vahyi hayatına hâkim kıl. Salâtı ikâme etmek-Vahyi-Kur’an’ı anlayarak sürekli okumak insanı kötülük yapmaktan-Vahiy her türlü çirkin işlerden ve kötülüklerden alıkoyar. Allah ile bağlantıyı ve O’nu hiç hatırdan çıkarmamayı sağlamış olur-Allah’ın Vahyi en yücedir.”

    (Bakara,3)”Arınmak isteyenler, gaybe inanırlar, salâtı ikâme ederler-kuşku olmayan Kur’an’a içtenlikle bağlanırlar, verdiğimiz rızıktan yoksullara pay ayırırlar.”

    (Bakara,43)”Salâtı ikâme edin-Vahyi hayatlarınıza hâkim kılın ve arınmışlığa ulaşın-onunla arının.”

    (Bakara,45)”Güçlüklere göğüs gererek-sabır ve salâtla-Vahiy’e (uygun yaşamaya) direnerek -okuduğunuz Kitaba içtenlikle bağlı kalarak yardım isteyin.”

    (Bakara,83)”İsrailoğulları’ndan, ‘Allah’tan başkasına tapmayın; anne babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilik yapın; insanlara hakkı-doğruyu söyleyin, ‘salâtı ikâme edin, zekâtı yapın-Vahye bağlı kalın, ondaki buyruklarla arının-Vahyi hayatınıza hâkim kılın ve arınmışlığa ulaşın’ diye ahid-misak-söz almıştık.”

    (Bakara,110)”Salâtı ikâme edin, zekâtı yapın-Vahyi hayatınıza hâkim kılın ve arınmışlığa ulaşın-çok çalışın ve karşılıksız sosyal yardımlarınızı yapın.”

    (Bakara,125)”İslam’ı insanlar için dosdoğru bir din kıldık. İbrahim’in makamından kendinize bir salât-yöneliş yeri edinin ki emniyette olun. İbrahim ve İsmail’den, ‘Evimi-Dinimi, rukû ve secde edenler-tutku ile bağlananlar yani teslim olup içindeki buyruklara itaat edenler için, şirk bulaştırmadan tertemiz tebliğ edin,’ diye söz aldık.”

    (Bakara,153)”Güçlükleri sabır ve salâtla-azim-dayanıklık-direnerek ve çalışarak aşın.”

    (Bakara,157)”Rablerinin desteği-salât ve iyilik-rahmet vardır.”

    (Bakara,177)”Asıl erdemlilik odur ki Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara ve nebilere inanırlar; mala olan sevgisine rağmen, yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, isteyenlere yardım ederler ve köleleri özgürlüğüne kavuştururlar; salâtı ikâme ederler, zekâtı yaparlar-Vahyi hayatlarına hâkim kılar, arınmışlığa ulaşırlar-çok çalışırlar.”

    (Bakara,238)”Salâtları-Vahiy Derslerini ve salâtı vustayı-en hayırlı Dersi, devam ederek koruyun-Vahiy çalışmalarına, Vahyi dikkatli-iyice kavramaya çalışarak devam edin.”

    (Bakara,277)”İnanıp, sâlihât-yararlı işler üretenler, salâtı ikâme eder, zekâtı yaparlar-çalışırken Allah ile bağlantılarını kesmezler-Vahyi hayatlarına hâkim kılar ve arınmışlığa ulaşırlar.”

    (Enfâl,3)”Salâtı ikâme ederler-Vahyi hayatlarına hâkim kılarlar-Vahye içtenlikle bağlanırlar ve Allah’ın kendilerine verdiği rızklardan infak ederler-yoksullara pay ayırırlar.

    (Enfâl,35)”Onların, Beyt’in yanındaki salâtları, elçinin bildirdikleri-Vahyin tebliğini engellemek, onu protesto etmekten başka bir şey değildir.”

    (Âli İmran,39)”Zekeriyya, özel kürsüde dikilmiş-ayakta-salât ederken-[eğitim-öğretim yaptırırken] haberci ayetler ona seslendiler.”

    (Ahzab,33)”Salâtı ikâme edin, zekâtı yapın-Vahyi iyice öğrenip kavrayın ve onunla câhiliye düşüncelerinden arının-Vahyi hayatlarınıza hâkim kılın ve arınmışlığa ulaşın.”

    (Ahzab,43)”Allah, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size salât etmektedir-destek olmaktadır.”

    (Ahzab,56)”Allah ve melekleri, Nebi’ye salât ederler-yardımcı olmaktadır-desteklemektedir. Ey inananlar siz de peygambere salât edin-yardımcı-destek olun, gereksiz davranışlarınızla onu incitmeyin, ona gereken saygı ve itaat gösterin.”

    (Nisa,43)”Sarhoşken-ne dendiğini anlayacak durumda oluncaya kadar ya da cünüpseniz-şehvetinizin kabarıklığı dolayısıyla gergin iseniz, anlatılanları anlayacak duruma gelinceye kadar salâta-Vahiy öğrenme çalışmasına-Vahiy Dersi’ne katılmayın-hasta ya da yolda olanlar zaten katılamaz-.”

    (Nisa,77)”Elinizi savaştan çekin, salâtı ikâme edin, zekâtı yapın-Vahyi hayatınıza hâkim kılın ve arınmışlığa ulaşın-çığırtkanlık yapmayın, Vahyi öğrenin ve onunla temizlenip arının’ denilen kimseleri görmedin mi?”

    (Nisa,101)”Peygamber yanınızda olmadan sefere çıktığınızda, salâtı-peygambere gelen Vahyi, daha sonra öğrenmenizde size bir sakınca-günah yoktur.”

    (Nisa,102)”Ey Peygamber! Sen orduyla beraberken; onlara salâtı – Vahyi öğretirken, güvenliği elden bırakmayın. Bir gruba salâtı-Vahyi öğretirken-Vahiy Dersi’ni yaparken, diğer grup silahları ile sizi korusun. Bunlar, secde edince-Vahyi iyice öğrenip kavradıktan sonra çekilsinler, sonra, diğer grup salâtı ikâme etsin-Vahyi öğrenmeye gelsinler.”

    (Nisa,103)”Seferde salâtı ikâme ettikten-Vahyi öğrenmeyi tamamladıktan-Vahiy Dersi’ni bitirdikten sonra, Allah’ı anın-öğrendiklerinizi Allah’ın buyruklarını, artık tek başına, ister ayakta, ister oturarak ve ister yan yatarak tekrarlayıp iyice pekiştirin. Seferden dönüp de, güvene kavuştuğunuzda salâtı-Vahyi öğrenme çalışmalarına herkesin belirlenmiş vakitlerde, salâtı-Vahyi öğrenmeye gelmesi-Vahiy Dersi, inananlar üzerine bir görevdir.”

    (Nisa,142)”İkiyüzlüler, salâtı-Vahyi öğrenmeye-Vahiy Dersi’ne gitmeye isteksiz davranırlar. Onlar gitseler de gösteriş için giderler.”

    (Nisa,162)”Salâtı ikâme ederler, zekâtı yaparlar-Vahyi okurlar ve onunla arınırlar.”

    (Ra’d,22)”Sadece Rablerinin onayını kazanmak için güçlüklere göğüs gererler, salâtı ikâme ederler-Allah için çok çalışırlar-Vahyi hayatlarına hâkim kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli ve açık infak ederler-yardım ederler, kötülüğü iyilik ile savarlar.”

    (Beyyine,5)”Dini sadece Allah’a ait kılan, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayanlar olarak, yalnızca Allah’a tapmalarını, salâtı ikâme etmelerini zekâtı yapmalarını-Allah’ın buyruklarına inanıp bağlanmalarını ve onunla arınmalarını-Vahyi hayatlarına hâkim kılıp, arınmışlığa ulaşmalarını istemiştik.
    İşte dosdoğru din buydu.”

    (Nur,37)”Öyle kimseler ki, hiçbir ticaret ve alışveriş-kazanç onları, salâtı ikâme etmekten ve zekâtı yapmaktan-Allah’ın buyruklarına uymaktan-Allah’ın Vahyinden-Vahyi hayatlarına hâkim kılmak ve arınmışlığa ulaşmaktan alıkoymaz.”

    (Nur,41)”Görmedin mi ki, göklerde ve yeryüzünde olanlar, gerçekten Allah’a boyun eğmiş, her işlerinde tespih-itaat etmektedirler, örneğin dizi dizi uçan kuşlar. Her biri, salâtını-kendi Vahyini ve tesbihini-onu yerine getirişini şüphesiz bilmektedir.”

    (Nur,56)”Salâtı ikâme edin, zekâtı yapın-Vahiy ile bağlantıyı kesmeyin ve onunla arının-Vahyi hayatınıza hâkim kılın ve arınmışlığa ulaşın.”

    (Nur,58)”Evinizde çalışanlar ve henüz olgunluğa ulaşmamış olanlar; şu üç durumda sizden izin istesinler; fecr salâtından-sabah vakti Vahiy Dersi’nden önce, gün ortasında elbiselerinizi çıkardığınızda, işa salâtından-akşam vakti Vahiy Dersi’nden sonra.”

    (Hac,26)”Sakın Bana hiçbir şeyi ortak koşma; tavâf edenler, kaim olanlar, rukû edenler, secde edenler- dolaşanlar-dosdoğru olanlar-haksızlığa baş kaldıranlar-Allah’ı birleyenler-itaat edenler, boyun eğip teslimiyet gösterenler için evi-beyti-dini, şirk bulaştırmadan tertemiz tebliğ et.”

    (Hac,35)”Allah’a içtenlikle teslim olanlar, Allah anıldığında yürekleri ürperir, başlarına gelen sıkıntılara göğüs gererler, salâtı ikâme ederler-Allah ile bağlantıyı kesmezler-Vahyi hayatlarına hâkim kılarlar, kendilerin verdiğimiz rızktan infak eder-yoksullara pay ayırırlar.”

    (Hac,41)”Salâtı ikâme ederler, zekâtı yaparlar-Allah’ın buyruklarını uygularlar-Vahyi hayatlarına hâkim kılar ve arınmışlığa ulaşırlar.”

    (Hac,78)”Salâtı ikâme edin, zekâtı yapın-Vahyi hayatınıza hâkim kılın ve arınmışlığa ulaşın-Vahiy ile bağlantıyı kesmeyin ve onunla temizlenin, Allah’a sımsıkı sarılın.”

    (Mücadele,13)”Salâtı ikâme edin, zekâtı yapın-Vahyi hayatınıza hâkim kılın ve arınmışlığa ulaşın-Vahye bağlanın ve onunla arının.”

    (Cuma,9,10)”Cuma-toplantı günü salât-Vahiy Dersi için çağrı yapıldığında, hemen Allah’ın Vahyine-(zikrullah) koşun ve alışverişi bırakın. Salât-Vahiy Dersi tamamlanınca, yeryüzüne dağılın.”

    (Mâide,6)”Salâta-Vahiy Dersi’ne-eğitim-öğretime giderken, yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi, başınızı ve topukları kadar ayaklarınızı yıkayın.”

    (Mâide,12)”Eğer salâtı ikâme eder, zekâtı yaparsanız-Vahyi hayatınıza hâkim kılar ve arınmışlığa ulaşırsanız, elçilerime inanır, onlara saygılı olursanız ve böylece Allah’a borcunuzu güzel şekilde ödersiniz.”

    (Mâide,55)”Salâtı ikâme edip rukû halinde zekâtı yapan-Vahye bağlanan, Vahyi gereği gibi uygulayan-tam bir teslimiyetle Vahyi hayatına hâkim kılan, arınanlardır.”

    (Mâide,58)”Salâta-Vahyi öğrenmeye çağırdığınızda, onu küçümseyerek alay ve eğlence konusu yaparlar.”

    (Mâide,91)”Şeytan, sarhoş edicilerle ve kumarla aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi salâtı-Allah’ın Vahyini öğrenmekten-Vahiy Dersi’nden alıkoymak ister.”

    (Mâide,106)”Şüpheye düşerseniz o iki kişiyi salâttan-anlaşmadan- ahitten sonra alıkoyun.”

    (Tevbe,5)”Salâtı ikâme eder, zekâtı yaparlarsa-Vahye inanıp bağlanır ve onunla ortak koşucu inançlarından arınırlarsa yollarını serbest bırakın.”

    (Tevbe,11)”Salâtı ikâme eder ve zekâtı yaparlarsa-Vahye samimi olarak bağlanır ve onunla inançlarını temizlerlerse, din kardeşiniz olurlar.”

    (Tevbe,18)”Allah’a teslim olmuş beldelerde yalnızca Allah’a ve ahiret gününe inanıp, salâtı ikâme eden, zekâtı yapan-Vahye bağlı kalan ve onunla arınanlar-Vahyi hayatlarına hâkim kılan ve arınmışlığa ulaşan- Allah’tan başkasından korkmayanlar hak iddia ederek yaşayabilir.”

    (Tevbe,54)”Salâta-Vahiy Dersi’ne ancak isteksizce gelmeleri ve istemeyerek ve gösteriş için infak etmeleridir.”

    (Tevbe,71)”Salâtı ikâme ederler, zekâtı yaparlar-Vahyi iyice anlarlar ve arınırlar-Vahyi hayatlarına hâkim kılar ve arınmışlığa ulaşırlar.”

    (Tevbe,84)”İkiyüzlülerle salât etme-ilişkiyi kes.”

    (Tevbe,99)”İnfak ettiğini Allah’a yaklaştıracak bir vesile ve resule selâvat-elçiye destek sayar.”

    (Tevbe,103)”Ey Peygamber! İçtenlikle suçlarını itiraf edenlerin, kendilerini onunla temizleyip arındıracakları sadakalarını al-kabul et. Onlarla salli-(kopardığın) bağlantıyı (yeniden) sağla-yeniden ilişki kur-onları destekle. Senin onlarla salâtın-bağlantın-desteğin onları rahatlatacaktır.”

    KUR’AN Türkçe çeviri kaynaklar:
    temizfikir.com
    acikkuran.com
    Erhan Aktaş
    Hakkı Yılmaz; istekuran.net
    Mustafa Sağ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir