ATATÜRK YEMİNİNİ TUTAN ADAMIN ADIDIR

....ATATÜRK ANNESİ'NİN MEZARI BAŞINA GELMİŞ İZMİR'E.FOTOĞRAF ARŞİVLİK. - ataturk yemin ediyor

ATATÜRK ANNESİ ZÜBEYDE HANIMEFENDİ’NİN MEZARI BAŞINDA NE ÜZERİNE YEMİNİ ETMİŞTİ ? DUYUN , ATAMIZIN ANASINA İFTİRA YAĞDIRAN ŞEREFSİZ HAİN NAMUSSUZLAR ! DUYUN LANLAR !

….
ATATÜRK ANNESİ’NİN MEZARI BAŞINA GELMİŞ İZMİR’E.
FOTOĞRAF ARŞİVLİK.

DİKKATLİ BAKIN VÜCUD DİLİNE; YÜZÜNDEKİ SONSUZ HÜZÜNE !!

İNANILMAZ ÜZGÜN .
KONUŞUYOR..
BÜYÜK YEMİNİNİ ANLATIYOR.
.
HAYATI BOYUNCA MİLİM SAPMADIĞI O YEMİNİ AÇIKLIYOR.
..
ATATÜRK YEMİN EDİP O YEMİNİ TUTAN ADAMIN ADIDIR..

....ATATÜRK ANNESİ'NİN MEZARI BAŞINA GELMİŞ İZMİR'E.FOTOĞRAF ARŞİVLİK. - ataturk yemin ediyor

Atatürk, annesinin mezarı başında “milli egemenlik yemini” etmişti.

“Annemin kaybından şüphesiz çok üzüntülüyüm.

Fakat bu üzüntümü gideren ve beni avutan bir konu vardır ki, o da anamız vatanı yok olmaya götüren idarenin artık bir daha geri gelmemek üzere yokluk mezarına götürülmüş olduğunu görmektir.

Annem, bu  toprağın altında, fakat millî hâkimiyet sonsuza dek devam etsin.

Beni teselli eden en büyük kuvvet budur. Evet millî hâkimiyet sonsuza dek devam edecektir.

Annemin ruhuna ve bütün ataların ruhuna üzerime almış olduğum vicdan yeminimi tekrar edeyim.

Annemin mezarı önünde ve Allah’ın huzurunda yemin ediyorum.

Bu kadar kan dökerek milletin kazandığı ve elde tuttuğu hâkimiyetin korunması ve savunması için gerekirse annemin yanına gitmekte asla kararsız davranmayacağım.

Millî hâkimiyet uğrunda canımı vermek, benim için vicdan ve namus borcu olsun.

Burada yatan annem, eziyetin, zorlamanın bütün milleti felâket uçurumuna götüren bir keyfi idarenin kurbanı olmuştur..

.

Bunu açıklamak için izin verirseniz acı hayatının belli birkaç noktasını sunayım.

Abdülhamit devrinde idi. 1905’te mektepten henüz kurmay yüzbaşı olarak çıkmıştım.

Hayata ilk adımı atıyordum. Fakat bu adım hayata değil, zindana rastladı.

Bir gün beni aldılar ve baskı idaresinin zindanlarına koydular. Orada aylarca kaldım.

Mütarekede Anadolu’ya geçtiğim zaman, annemi acılı bir halde İstanbul’da bırakmak zorunda kaldım.

.

Annem, benim hakkımda halife ve padişah tarafından verilmiş idam kararının yerine getirildiğini zannetmiş ve bu zan, kendisini felce uğratmış. 

Okumaya devam et  İnsan Hakları – Egemenlik Çelişkisi mi?

Ondan sonra bütün hayatını acı, üzüntü içinde geçirmişti.

Padişah ve hükûmetinin ve bütün düşmanların daima baskı ve işkencesi altında kalmıştı.

İkametgâhı bin türlü bahanelerle ve nedenlerle basılır, araştırılır, kendisi rahatsız edilirdi.

Annem 3,5 senelik bütün gece ve gündüzlerini göz yaşları içinde geçirdi. Bu göz yaşları ona gözlerini kaybettirdi.

Sonunda onu İstanbul’dan kurtardım. Ona kavuşabildim ki,o artık maddi olarak ölmüştü,yalnız manevi olarak yaşıyordu.”

Atatürk, 27 Ocak 1923 günü sabahı İzmir’e gelir gelmez, Karşıyaka İstasyonu’nda trenden inerek annesinin kabrine gelir.

Resimde görüldüğü gibi annesinin mezarı başında büyük bir saygı ile dua edip bu sözleri söyler. 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir