“Yaşadığımız salgın basit bir nezle değil…”

Türk Tabipleri Birliği (TTB), son dönemde artan hastalıklara dikkat çekerek, ölümcül Influenza ve Covid salgını uyarısında bulundu. Yaşanan salgının toplumu ve sağlık emekçilerini esir aldığına dikkat çekildi. Uzmanlar “Yok sayılan salgın her gün onlarca fazladan ölüme neden oluyor” diyor. Okulların hastalıktan kırıldığı da ifade ediliyor. - kiz virus hastalik

Türk Tabipleri Birliği (TTB), son dönemde artan hastalıklara dikkat çekerek, ölümcül Influenza ve Covid salgını uyarısında bulundu. Yaşanan salgının toplumu ve sağlık emekçilerini esir aldığına dikkat çekildi. Uzmanlar “Yok sayılan salgın her gün onlarca fazladan ölüme neden oluyor” diyor. Okulların hastalıktan kırıldığı da ifade ediliyor.

Türk Tabipleri Birliği Aile Hekimliği Kolu’nun açıklamaları şöyle:

“Ülkemizde bir aya yakın süredir hız kesmeden süren İnfluenza, COVID-19, RSV başta olmak üzere Adenovirüs, Rotavirüs gibi mevsimsel virüslerin kaynaklık ettiği salgın, toplumu ve sağlık emekçilerini adeta esir almış, oldukça önemli bir toplumsal sağlık sorunu haline gelmiştir. Toplumdan ve sağlık emekçilerinden gizlenen, yok sayılan salgın, geçtiğimiz yıllara göre her gün onlarca fazladan ölüme neden oluyor. Günlerdir hasta yataklarında bir türlü iyileşemeyen yurttaşlarımız işlerine gidemiyor, öğrenciler derslerinden geri kalıyor. Başta yaşlılarımız ve risk grubunda olan insanlarımız salgının ağır etkisi altında zor günler yaşıyor. Bu günlerde gücünün üstünde hasta bakan sağlık emekçileri yorgun düşmüş, bir kısmı salgının etkisiyle hasta olmuştur. Sağlık Bakanlığı bu salgına dair yaptığı açıklamalarda, salgının toplumda yarattığı olumsuz etkiyi önemsiz göstermek için grip ve COVID salgını yerine sıradan mevsimsel nezleden bahsetmektedir. Oysa Sağlık Bakanlığı’nın elinde mevcut salgına ilişkin veriler mevcutken, salgının kapsamı ve toplumda yarattığı tahribat bilinmekte iken bunu kamuoyundan gizleyerek toplumun salgından korunması için alınması gereken tedbirlerden kaçındığı açıktır. Yaşadığımız bahar nezlesi değil, ölümcül İnfluenza ve COVID salgınıdır. Salgını önleyici yöntemler tercih edilmeyince; hastane polikliniklerinde hastalar yığılmaya, yoğun bakımlarda hasta yatağı bulmada zorluklar yaşanmaya başlandı. Hastaneler dolmuş durumda, servislerde yer bulunamıyor. Randevu almak imkansız. Hastane poliklinikleri için randevu bulamayan yurttaşlarımız acillere ve aile sağlığı merkezlerine (ASM) akın ediyorlar. Son bir aydır gördüğümüz tabloda tüm okullar hastalıktan kırılıyor, işyerlerinde çalışanlar hastalıktan kırılıyor. Okullarda sınav dönemi olması, işyerlerinde ise çalışma şartları ve patron baskısı nedeniyle yurttaşlarımız istirahat edemiyor, çalışmaya, hasta hasta çalışmaya, işe ve okula bu şartlarda gitmeye ve kendileri ile birlikte okul ve işyerlerinde ya da toplu taşıma araçlarında çevrelerinde olan kişilere de salgını yaymaya devam ediyor. ‘Salgına dair tek bir önlem önerisinde bulunmayan Sağlık Bakanlığı, sağlık emekçilerine “İstirahat dahi etmeyin, rapor almayın, hasta halde çalışmaya devam edin’ diye yazılar gönderiyor. ASM’lerde hastalanmamış neredeyse tek bir ebe, hekim ve hemşire kalmamışken; sağlık çalışanlarından istenen, yüksek ateş ve nefes darlığı ile çalışması. Salgın döneminde en çok ihtiyaç duyulan MHRS bile işlevsiz kılınarak, salgını önlemek değil hastalığın tedavi edilmesi tercih edilmektedir. Sağlık kurumlarında sağlık emekçilerinin hastalığı bir iş güvenliği sorunudur. Hastalanan her sağlık emekçisinin sorumluluğu Sağlık Bakanlığı’na aittir. Tereddüdü giderilmediği için aşı olmayan her yurttaşımızın sorumluluğu da Sağlık Bakanlığı’ndadır. Riskli grupları korumak için grip aşısı halen mevcuttur ama aşı karşıtları söylemleriyle kafası karıştırılan yurttaşlar doğru bilgilendirilmelidir. COVID-19 güncel varyantı için aşı temin edilmeli risk gruplarına uygulanmalıdır. Sağlık Bakanlığı acilen harekete geçmeli, görev ve sorumluluğunu yerine getirmelidir. TTB Aile Hekimliği Kolu olarak; süreci takip ettiğimizi, uyarı ve taleplerimizi eksiltmeyeceğimizi, halkın sağlık hakkı ile sağlık emekçilerinin yaşam ve güvenli çalışma ortamı başta olmak üzere hakları için mücadele etmeye kararlı olduğumuzu bildiriyoruz. Halkımızı bizimle birlikte dayanışma içinde sağlığımızı ve yaşamımızı birlikte korumaya davet ediyoruz.”

Okumaya devam et  Müsademe-i efkârdan barika-i hakikat doğar

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir