Peygambere Uyarı!

Peygambere Uyarı!İnsanoğluna GerçeğinKısa Bilgisi; Abese Sûresi! - karanlik gokyuzu

Peygambere Uyarı!
İnsanoğluna Gerçeğin
Kısa Bilgisi; Abese Sûresi!

KUR’AN;
(Abese,1-42)”Suratını astı ve
yüz çevirdi-sırtını döndü.
Yanına kör adam geldi diye…
Nereden bileceksin belki de o
arınıp temizlenecek?
Düşünüp taşınacak da
öğüt alıp düzelecek!
Sen ise zenginliğini her şeye yeterli ve kendini üstün görüp öğüt almayı önemsemeyen-tenezzül etmeyen kimseye yöneliyorsun-bütün ilgiyi
ona gösteriyorsun.
Sana ne, o kendini beğenmiş
adamın arınmamasından!
Hâlbuki Allah’a derin bir saygı duyan-saygısından ürperen-Allah’a karşı gelmekten sakınarak, koşarak-büyük bir hevesle-istekle-heyecanla sana gelen kimse var ya;
odur içine ürperti düşen,
sen onunla ilgilenmiyorsun-aldırmıyorsun!
Hayır! Kuşkusuz bu Vahiy,
düşünmeye çağıran bir öğüt ve uyarıdır-hatırlatmadır-
Kur’an herkes için öğüttür.
Dileyen herkes-kim istekliyse bu Kur’an’dan öğüt alır.
Değerli sayfalardadır bu çağrı-
Kur’an, çok kıymetli, çok yüce-tertemiz sayfalar içinde-
sahifelerde olup,
güvenilir-onurlu-değerli ve saygın yazıcılar eliyle yazılıyor.
Ah şu insan! Allah’ın ayetlerine karşı ne kadar da nankör-inkârcıdır!
Hiç düşündü mü Allah, onu hangi özden-neden yarattı?
Bir spermden yaratıp; evrelerden geçirerek, mükemmel şekil verdi.
Sonra, ona yaşama yolunu-hayatı kolaylaştırdı.
Sonra onu öldürür ve kabre koyar.
Sonra, dilediği vakit gelince de, onu tekrar diriltir-diriltecek.
Hayır! Bu gerçeğe rağmen-ne yazık ki insan, Allah’ın buyruklarını-kendisine verilen görevi yerine getirmemiştir.
İnsan önce yiyip içtiği şeylerin nereden geldiğine bir baksın.
Biz, suyu bol bol yağdırdık.
Sonra toprağı sürerek hazırladık.
Ve oradan ürünler verdik.
Üzümler ve sebzeler.
Zeytinler, hurmalar.
Gür ve sık ağaçlı bahçeler.
Meyveler ve otlaklar.
Sizin ve hayvanlarınızın faydalanması-beslenmesi için-
hepsi de sizin için,
hayvanlarınız için…
Sonra, o müthiş patlama gerçekleşince-korkunç ses-
kıyamet gürültüsü geldiği zaman.
Bir gün ki o, kişi kardeşinden, annesinden ve babasından,
eşinden ve çocuklarından kaçar.
O gün, herkes, kendi derdine düşer-herkesin kendisine yetip artacak sıkıntısı olacaktır.
O gün birtakım yüzler vardır ki, parıldarlar-pırıl pırıl-aydınlık;
gülen, sevinen.
O gün bazı yüzler de vardır ki,
solgun ve perişan.
Yüzlerini karanlıklar bürümüştür.
İşte yüzleri kararanlar, gerçekleri örtbas eden-gerçeği yalanlayan nankörler-Rabbinin gerçeklerini-hakikati inkar eden ve kötülüğe batanlar-yoldan sapanlardır.”

Okumaya devam et  KUR’AN ve NUTUK-7

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir