ŞU PARA DEDİKLERİ (11)

Her ne kadar 70’li yıllarda, ve özellikle Almanya’da, Sohn-Rethel’in tezleri çok tartışılmış ise de, onun ekonomi politiğin eleştirisine yaptığı katkıyı yadsımak olanaklı değildir. - Habip Hamza ERDEM

Her ne kadar 70’li yıllarda, ve özellikle Almanya’da, Sohn-Rethel’in tezleri çok tartışılmış ise de, onun ekonomi politiğin eleştirisine yaptığı katkıyı yadsımak olanaklı değildir.

Bilme kuramına gelince, ‘gerçek soyutlama’nın epistemoloji alanına girmediğine ilişkin savlar da yok değildir (*). 

Her şeyden önce şu sorunun yanıtına bakmak gerekir: gerçekten Sohn-Rethel meta soyutlamasının kökenini üretim alanından değişim alanına kaydırmış mıdır?

Çok daha önemlisi, bu toplumsal soyutlamanın yol açtığı kötülüklerin kalkması ya da kaldırılması nasıl olacaktır?

Birinci soruya Sohn-Rethel’in yanıtı şöyledir: “Marx’ın da altını çizdiği gibi, gerçekte, üretim ya da tüketim etkinlikleri olsun, kullanılan tüm maddi etkinlikler tipinde yeralan insan ve doğa arasındaki karşıtlığı barındıran toplumsal ilişki, değişim eyleminde, yoğunlaşmaktadır”.

Öte yandan Marxist ‘soyut emek’ kavramını da eleştirerek; “Bana göre, diyor Sohn-Rethel, soyut toplumsal emek kavramı, meta çözümlemesinde bilindiği kadarıyla Hegel’den miras kalan bir ‘fetiş-kavram’dır. […] tam da değişim eyleminin yolaçtığı gerçek soyutlamanın yerini tutmaktadır. Gerçek soyutlamayı tanır ama ona boş bir açıklama getirir.[…] Emek, meta değişimi boyunca oluşan toplusal sentezde herhengi kurucu bir rol oynamaz. Piyasanın işlevsel bağlamında soyut emek değil ama emeğin soyutlaması egemendir”.

Bu bakış açısına göre, diyor Anselm Jappe, emek, emek olarak yabancılaşmayacaktır, çünkü hep somut emek olarak kalacaktır. Yabancılaşma, ancak emeğin değişim alanına kaydığı zaman sözkonusu olacaktır.

Gerçekten de, değişim alanında diye yazıyor Sohn-Rethel, “birlik dağılmış olup, emek, bağımsız özel emek olarak çabalayacak, meta değişiminin sahiplerinin elinde başlangıçtaki toplumsal gücünü yitirmiş olacaktır. Bu müthiş dönüşüm, tüm yabancılaşmaların, teryüz olmaların ve şeyleşmenin  temelini oluşturacaktır.[…] Bireysel emek olarak özel emeğin önemi, sosyal emekte olduğu gibi, üretim alanından değil ama dolanımdan, daha doğrusu sermaye ve emek arasındaki değişimden türemektedir [..]Toplumsal güç .. gerçek soyutlama sırasında ve onun yolaçtığı değişim sürecine, para-biçim tarafından aracılık edilen mantal ve kavramsal emeğin ideelle soyutlamasına geçecektir”.

Metanın üretimi yönettiği yerde, toplumsal sentez dolanım sürecinde temellenmektedir. “değişimde yeralan soyutlama, diyor Sohn-Rethel, üretimde ya da tüketimde meta-nesne ile insan arasındaki ilişkinin sonucu değil, yani insanın somut şeylerle doğrudan bir ilişkisini kurmayıp sadece (purement) ilişkiselliğin kökenini oluşturmaktadır”.

Tam da bu nedenle, Anselm JappeSohn-Rethel’in değer soyutlamasının, varlık ile bilinç arasındaki metafizik soyutlamasına karşıt olduğunu ileri sürmektedir.

Okumaya devam et  ŞU PARA DEDİKLERİ (4)

Doğal nedenselliğin zamansal-mekansal bir sürecinde, “kavramsal tip etkisi olan bir soyutlamanın üretilmesi”dir sözkonusu olan.

Ne var ki, diye devam ediyor Anselm Jappe, Sohn-Rethel’in bu sonuca varması, yani soyutlamanın sadece “değişim ilişkisinin kendisinin” bu sonucu vermesini kanıtlayan her hangi bir kanıt yoktur.

Neredeyse, üretim sürecinin toplumsal olmadığı gibi bir sonuca vardığı bile söylenebilecektir.

Dahası, değişimdeki soyutlamanın, sadece üretimde yaratılan soyutlamayı tamamlatdığı; ya da maddi süreç olarak emeğin somut olup, toplumsal varlıklar olarak üreticiler için somut olmadığı sonucu çıkarılabilecektir: yani, kapitalist üretim tarzının dolanımı bütünsel bir biçime dönüştürdüğü, ama dolanımın kapitalist üretim tarzını bütünselliğe dönüştürmediği sonucuna varılabilecektir.

Benzer biçimde Robert Kurz da, “dolanıma, açıklanamayan nedenlerle apansız bir kutsallık verilerek, üretimle dalga geçilmiş olunmaktadır” diye yazacaktır.

Robert Kurz şöyle devam etmektedir: “Emek, ‘doğası gereği’ soyut değildir ve kendi kendisini soyutlamadığı gibi, emek dışındaki bir soyutlamaya da izin vermez. Değişim ise onun üretim sürecindeki soyutlamasıyla, tamamlanması, yani gerçekleşmesinden başka bir şey değildir. […] demek ki, değişim, her türlü üretime ta başından içkin olup, üretimin dışında bir başına soyutlama ilkesi olmasına olanak yoktur”.

Ve yine Robert Kurz, aynı yerde,  Sohn-Rethel’in ‘eylemek’ten (agir) yaptığı tümdengelimsel çıkarsamanın da yeterli olmadığını ileri sürecektir.

Böylece Sohn-Rethel’in ‘marksizmi eleştirme’ye kalkarken, geleneksel marksizm çerçevesinde kaldığı söylenmek istenmektedir. Üretim ilişkilerini, üretimi bozduğu (falsifier) için, Sohn-Rethel’in üretimi değil de değişimi  toplumsal ilişkilerin ‘biricik’ temeli olarak aldığına ilişkin görüşüne ise yukarıda değinilmişti.

(Sürecek)

(*) Robert Kurz, “Abstrakte Arbeit und Sozialismus. Zur Marxschen Wert-theorie und ihrer Geschichte” [Le travail abstrait et le socialisme. La theorie marxienne de la valeur et son histoirein Marxistische Kritik (Nuremberg) n.4, 1987

Okumaya devam et  Darphane’de Sivas Kangalı diye yanlış resim bastılar

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir