(Hac,26)”Bir zamanlar İbrahim’e evin yerini belirlemiş; ‘Bana hiçbir şeyi-hiç kimseyi ortak etme. Tavaf edenler, salât-ı ikâme edenler-haksızlığa baş kaldıranlar-yasalarıma uyanlar-rukû edenler-Allah’ı birleyenler, secde edenler-boyun eğip teslimiyet gösterenler için Evimi tertemiz et-arındır-temizle’ demiştik.”
**(Hakkı Yılmaz Alıntı:
“Kur’an’da hacc, ‘kastetmek’ demektir, fiil olarak da; ‘Bir şeyi kafaya koymak ve onu yapmaktır’ denilebilir.
Mescid-i Haram veya Ka’be insanlar için (bir tek insan için değil), yeryüzünde hazırlanan evdir(okul).
(Kâbe-Mescid-i Haram: dokunulmaz-özgür-özerk okul;sorunların çözüldüğü yer)
Bu tespitlere göre, Ka’be’nin bir ‘yüksek ilahiyat okulu’ olduğundan hareketle; ‘hacc’ sözcüğün isim olarak anlamı; ‘Kâbe’de yüksek ilahiyat öğretim ve eğitimi almak demektir.
Alıntının sonu:
Bugünkü ham veya bayat insanların tavaf, sa’y, şeytan taşlama, zemzem içme, zemzem ve hurma hammaliyesi ile yaptıkları hacc, sadece ÇÖL TURİZMİDİR, taşın-toprağın kutsanmasıdır; İslam dinindeki hacc değildir.”
Haccın amacının,
şirkten uzaklaşmış TEK TANRI-TEVHİD inancı sahibi İbrahim peygamber gibi olabilmek için;
sembol mekân Kâbe’ye,
TEVHİD eğitimi almaya gitmek olduğu anlaşılıyor!
İnsan da dahil maddeden oluşan her şeye bağımlı hale gelmekten; şirkten kurtulma, dönme(tavaf) olması gereken TEVHİD-özgürlük eğitimi hac;
günümüzde, TEVHİD’in tam aksine pagan uygulamalarla dolu, fazlasıyla şirki barındıran ticaretini yapanlar için çok kârlı, turistik bir seyahat!
Kâbe Allah’ın evi denilerek,
taşa-binaya taptırıyorlar insanları!
Sonsuz, sınırsız, tamamını henüz bil(e)mediğimiz evrenin yaratıcı, yöneticisi TANRI’nın evi; illaki bir evi izafe edeceksek Sahibi olduğu kâinatın tamamı değil mi?
Kâbe yetmiyor, bütün insan yapımı ibadethaneler;
budist tapınakları, sinagoglar, kiliseler, havralar, câmiler, şapel, havra, mescit(?!) gibi saymakla bitmeyecek kutsallık atfedilen taş mekanlara ‘tanrı evi’ denilerek, insanları ‘tapınak’lara toplayarak inanç sömürüsü yapılmaktadır.
Bu inançları yönetenler;
kutsal(?!) dedikleri dokunulmaz kıldıkları bu ‘tapınak’larla aslında kendilerini dokunulmaz, erişilmez, eleştiril(e)mez yapıyorlar.
Ve böylece insanları kontrolleri altına alıp köleleştiriyorlar!
Ve; Allah’a izafe edilen şeyler hiçbir zaman kişinin, devletin değil, kamunun, insanlığın!
Sadece KUR’AN içinde kalarak;
tarihsel hikaye-rivayet-dayatmalarına bakılmaksızın, ‘Evim(?!)’, bilimsel yöntemlerle kök anlam da dahil çok iyi araştırılması gereken bir kavram!?
Bu çok önemli kavramı hemen Kâbe’ye izafe etmek!?!?!
İbrahim peygamber ile birlikte kullanıldığı ve bir sonraki ayette İbrahim peygambere izafe, ‘sana gelsinler!’ çağrısı yapıldığına göre;
bir durup da düşünülmeli, araştırılmalı, çeviriler dikkatle incelenmeli?!
**(Erhan Aktaş Açıklaması:
“Evimi her türlü şirkten, çıkarcılıktan, kötülükten ve yanlış şeylerden arındır. ‘Tahhir’; fiziki değil, değersel-manevi bir temizliği ifade eder. Tıpkı bir kimseye, ‘Temiz insan dendiğinde; bedensel bir temizlikten değil, ahlaksal bir temizlikten söz etmiş olmak gibi.’ Bir kimseye; temiz insan dendiğinde, dürüst insan, güvenilir insan vs. denmek istenmektedir.”)
Bu açıklamalardan sonra;
‘Evimi temiz tut-arındır-temizle’
ve ‘sana gelsinler’ derken;
belki de İbrahim peygamberde sembolize edilen şirkten arınmış,
TANRI’ya tam teslimiyetle,
tüm bağımlılıklarından kurtularak özgürleşen insan kalbi, düşünce merkezi, zihnine, beynine, bilincine işaret ediliyor?!
Belki de ana amaç; temizlenmesi istenen düşüncelerimiz, niyetlerimiz, davranışlarımız?!
(Zümer,10)”Dünya hayatında güzel düşünüp güzel davrananlar güzellik bulacaklardır.”
Tavaf konusu da araştırılmalı!
**(Tavaf: Onu korumak, gözetmek, hizmet etmek amacıyla bir şeyin etrafında dönmek dolaşmak, bir şeyin etrafını sarıp kuşatmak.)
Bu anlam bilgisiyle belki de ‘tavaf’, taşın etrafında dönüp dolaşma, tur atma değil de;
artık elimizde, hayatımızda olan yaşayan, yaşam için olan KUR’AN ile, şirkten, yalan-dolandan temizlenip, yanlış bilgilerden kurtulup KUR’AN’ın ahlâk ilkelerini titizlikle uygulamak üzere kendine, insanlığa, insanlığın varoluşsal amacına dönmek, insanlığa ‘karşılıksız hizmet amacı’ taşıma bilinci oluşturmak!
(Şuara,192)”Kesin olan şu ki-şüphesiz apaçık Kitap-Kur’an, âlemlerin Rabbi-Eğiteni tarafından indirilmiştir.”
(Sad,67)”Kur’an, çok önemli büyük bir haberdir-öğreti-bilgi kaynağıdır.”
(İsra,9)”Şüpheniz olmasın ki bu Kur’an en doğru ve en sağlam olana; rüşde kılavuzlar-en doğru yolda nasıl yürüneceğini gösterir.”
Yazıları posta kutunda oku