30 AĞUSTOS-BAHÇEM ve ÜLKEM

İnsanın yaşadığı ev,yaşadığı ülke namusu sayılır.İnsan evine nasıl sahip çıkıyorsa,ülkesine daha çok sahip çıkması gerekmez mi!Ülken olmazsa bir evin ve namusun da olmaz diye düşünüyorum.İşte bu yüzden bahçemden örnekle ülke savunması yapacağım kendimce... - umran unlu

İnsanın yaşadığı ev,yaşadığı ülke namusu sayılır.İnsan evine nasıl sahip çıkıyorsa,ülkesine daha çok sahip çıkması gerekmez mi!Ülken olmazsa bir evin ve namusun da olmaz diye düşünüyorum.İşte bu yüzden bahçemden örnekle ülke savunması yapacağım kendimce…

Kayalar arasından bahçe yapacağım diye uğraşıyorum on yıldır.Aldım renk renk güller,hibiskus ağaçları,meyve ağaçları,akşamdan diktim hepsini,sabah kalktığımda hiç birisinde ne tomurcuk,ne  dal,ne yaprak kalmıştı.Hemen gidip tel aldım bahçemin sınırlarını sağlama aldım dış düşmanlara karşı.

Tıpkı kurtuluş savaşında ülkemin kurtuluşu gibi.Ne onbeşlikler harcandı o günlerde.Alıcı kuşlar gibi bekliyorlardı sınır ötesinde, kendilerine düşecek paylara göre sevr antlaşması imzalayıp bekliyorlardı canım ülkemin parçalanmasını.Atatürk’ün önderliğinde yoksul halk elindeki avucundakiyle ülkesine sahip çıktı.Kurtuluş savaşıyla ülkemin sınırlarını çizip koruma altına aldılar.

Birinci Dünya Savaşı sonrasında,Mondros Mütarekesi ve Sevr Antlaşması‘yla yurdumuz düşmanlar tarafından paylaşılmıştı.

Bunu Kabul edemeyen Mustafa Kemal 19 mayıs 1919 da Samsun’a çıkarak Kurtuluş Savaşı’nı başlattı.

Amasya Genelgesi’nin ardından,Erzurum ve Sivas Kongreleri yapıldı.

Sonra Ankara’ya gelerek,23 Nisan 1920 de TBMM’ ni kurdu.

Ülkenin heryerinden gelen temsilcilerle,yurdumuzu kurtarmak için” Misak-ı Milli sınırlar içinde vatanın bir bütün olduğu ve asla paylaşılamayacağı düşüncesiyle kurtuluş için çareler arıyordu.

Hemen düzenli bir ordu kurarak savaşmaya başladı.

 1 ve 2. İnönü Savaşları kazanılınca ,yunan ordusu yeniden saldırıya geçti.

Mustafa Kemal,ordularına;”Hattı müdafaa yoktur,sathı müdafaa vardır.Bu satıh bütün vatandır.Vatanın her karış toprağı,vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz”emrini verdi.

23 Ağustos-12 eylül tarihleri arasında ,Sakarya Meydan Savaşı’yla ilk defa savunmadan,taarruza geçilmişti. 

Bu savaşta Mustafa Kemal’e “Gazi “ünvanı ve “Mareşal” rütbesi verildi

Bu zaferden sonra,1922 Ağustos ayına kadar hazırlıklar tamamlandı.

26 Ağustos 1922 de düşmana saldırıya geçildi.İşte o nokta doğduğum köyün yanındaki Anıtkaya Kasabası,iki yıl  çalıştığım bu köyde doğmuştu küçük oğlum.O yüzden gururla taşıdığı “Kemal” ismini vermişti babam oğluma…Bununla bir başka gurur duyarım her zaman…

Okumaya devam et  Hangi Kapıya Yöneldiğini Bilmeyen Hiçbir Zaman Uygun Esen Rüzgarı Bulamaz

30  Ağustos da Mustafa Kemal’in başkomustasında kazanılan ilk zaferdi .

Bu savaşa “Başkomutanlık Meydan Muharebesi”denildi.9 Eylül 1922 de düşman ege denizine döküldü.

Bahçemi dış düşmanlara karşı koruma altına aldığımı sanıyordum.Dağ sıçanı bir şekilde yolunu bulup bahçeme sızıyor ve ekip diktiklerimin dibine darı ekiyordu.Öyle akıllı bir hayvan ki,resmen taktik uyguluyor,bekliyor sebzeler büyüsün ve ben unutayım onu,bakıyorum üç beş gün sonra bahçede hiç birşey kalmamış.Korunmak için ne yollar denediğime inanamayacaksınız.Şu anda ben yazımı yazarken bu hayvan bahçemin etrafında benim dalgın bir anımı bekliyor bahçeme dalmak için.Tıpkı sınırlarımızın ötesinden ne idüğü belirsiz tipleri ülkeme doldurup,içerideki vatan hainlerinin yardımıyla,Cumhuriyet yıkıp,ülkemi ele geçirmeye çalışanlar gibi.

Ülkem de öyle değil mi! Açık açık değil ama türlü yollarla Lozan’ı yok sayıp,Sevr’i hayata geçirmeye çalışıyorlar.Taşı toprağı altın,üç yanı denizlerle çevrili bereket fışkıran ülkemi ellerine geçirmek için.

Tıpkı benim dağ sıçanı gibi,sinsice önce askeri okulları kapattırıp o dünyada gücüyle övündüğümüz  ordumuzu yok etmeye çalıştılar.Yetmedi eğitim sistemini bozup kültürsüz, düşünmeyen, sorgulamayan herşeye kafa sallayan hale getirdiler ülkem insanını.

Yetmedi  tarım ve hayvancılığı yok ettiler.Dünyada kendi kendine yeten ülkelerden birisi olan ülkem, samanına kadar dışarıdan alır hale getirildi.Tohumu bile dışarıdan almaya başladık.

Türk Lirasının değeri düşürüldü,dövize bağımlı hale geldik.Toplumun yarısından çoğu açlık sınırının altında yaşıyor.

Bahçemi dış düşmanlardan korumaya çalışırken,yeni iç düşmanlar türedi.Bir ara çekirge sürüsü dadandı…

Ülkeme de çekirge sürüsü gibi ne olduğu belirsiz,35-40 yaşlarında sağlıklı yabancı erkekler gelmeye başladı, güya savaştan kaçan sığınmacılar.Peki niye hiç yaşlı ve çocuk yok aralarında?Yoksa ülkemdeki 

Yer altı kaynaklarımızı çıkaramıyoruz.Satılmadık şey kalmadı suya varıncaya kadar.Dış borçlar gittikçe kabarıyor…

Bahçeme gelince sürekli yağmur yağdığı için sümüklü böcekler de kalan sebzeleri yemeye başladı bir yandan,onlar yetmedi güllerime ve ağaçlarıma dadanan küçük böcekler yaprak bırakmıyor dallarda.Yılmak yok,mücadeleden vazgeçmeyeceğiz…

Okumaya devam et  30 Ağustos gelince

Dışarıdan sığınmacı adı altnda gelen insanlar,ülke ekonomisini tehdit etmeye başlamadı mı!Üstelik demografik yapıyı bozup yerleştikleri şehirlerde sürekli üreyerek çoğunluk haline gelmiyorlar mı! 

Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu,her milli bayramda olduğu gibi 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 101. yıldönümü bu yıl muhteşem bir etkinlik ile kutlanacak.

Mustafa Kemal Atatürk’ün, silah arkadaşlarının ve şehitlerimizin bu vatan uğruna yaptıklarını sadece biz değil, bizden sonra gelen nesiller de unutmayacaktır!

Tarih : ‪30 Ağustos 2023 Çarşamba

Saat : ‪7:30pm‬

Ücret : $60

Adres : ZULA ( 3052 W 21st St, Brooklyn, NY 11224 )

Biletler için ;

(201) 873-7598

(212) 682-7688

(973) 710-6327

Bahçem neyse de ,ülkemi düşündükçe yüreğim yangın yeri,arı kuşum sevgilisini de alıp gelmiş,bir bir çiçeklerimi dolaşıp,yangınıma su dökmek ister gibi yanağıma dokunup dokunup kaçıyor.

Zafer Bayramımız Kutlu Olsun..Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti…


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir