Site icon Turkish Forum

Ve inanmayanlar?!

‘İnandım’ demenin veKUR’AN’ın sorumluluğu!?Ve inanmayanlar?! - soru isareti

‘İnandım’ demenin ve
KUR’AN’ın sorumluluğu!?
Ve inanmayanlar?!

(Haşr,21)”Eğer biz bu Kur’an’ı bir dağın sorumluluğuna verseydik Allah’ın haşmetine saygıdan-huşû ile boyun eğerek dağın ezilip büzülerek (mesajın sorumluluğunu yerine getirememe) korkusuyla parça parça-çatlayıp yarıldığını-titreyip paramparça olduğunu görürdün.”

(Ahzab,72)”Muhakkak ki Biz emaneti-sorumluluk olayını, göklere, yere ve dağlara teklif ettik. Fakat onlar emanetin sorumluluğunu yüklenmekten kaçındılar ve onun sorumluluğundan korktular. Emanetin sorumluluğunu insan yüklendi; ama insan, pek zalim ve cahil olduğundan-ihtirası ve bilgisizliği yüzünden emanete nankörlük etmiştir.”

(İsmail Yakıt alıntı)
**(“Emanetin ne olduğu Vahiy, akıl, irade vb. çok tartışılmıştır. Emanet, ifadesiyle insana bir sorumluluk verildiği anlaşılıyor. Emaneti alan kişi iki şeyden birini yapar; ya emanete sadakat gösterir ve gereğini yerine getirir yahut emanete hıyanet eder, gereğini yerine getirmez. Emanetin yerine getirilmemesi zulüm ve cehaletin eseridir.”)

TANRI KUR’AN’da,
‘İnanan ve iyi-güzel işler yapan’
diye seslenerek;
hem inanmayı hem de inanmanın sorumluluğu gereği, iyi-güzel-faydalı işler yapmayı birlikte, birarada kullanmaktadır.

(Beyyine,7)”İnanıp doğru ve yararlı faaliyetlerde bulunanlar-iyilik, güzellik ve doğruluk için çalışanlar-hayra ve barışa yönelik fiiller sergileyenler; yaratılanların en hayırlısı-iyisi-yüz akıdırlar.”

(Enbiya,94)”İnanmış olarak yararlı-düzeltmeye yönelik işler yapanların emekleri-çabası asla boşa gitmeyecektir. Çünkü Biz, bütün yapılanları bir bir kaydetmekteyiz.”

(Kehf,88)”İnanıp da iyi ve yararlı-hayra ve barışa yönelik güzel işler yapan,
en iyi karşılık onundur.
Ve ona her türlü kolaylığı sağlayacağız.”

(Kehf,30)”Gerçek şu ki; inananlar, imanının gereği iyi ve yararlı-düzeltmeye yönelik işler [sâlihât] yapanlara gelince, Biz, işlerine özen gösterenlerin-iyi bir iş yapan kimsenin yaptığını-emeğini asla karşılıksız bırakmayız.”

**(sâlihât:Bozuk olan şeyi düzeltmeye çalışmak, düzeltici-yapıcı olmak, düzeltmeye teşvik etmek, iyiye yönlendirmek.)

(Asr,3)”İnananlar, barışa-düzeltmeye yönelik-yararlı faaliyette bulunanlar [sâlihât] yapanlar, birbirlerine doğruyu-hakkı-gerçeğe (uymayı)-adaleti, iyiliği ve sabrı-azimli, kararlı, mücadeleci-dirençli olmayı-güçlüklere göğüs germeyi tavsiye edenler zarara ve ziyana uğramayacaklardır.”

(Kehf,46)”Kalıcı düzeltmeye-barışa yönelik ve faydalı hizmetler-eylemler, Allah katında, karşılık ve beklenti olarak daha hayırlıdır-değerlidir.”

(Hud,114)”Muhakkak ki iyilikler, kötülükleri götürür-ortadan kaldırır-giderir. İşte bu, anlayışı ve kavrayışı olanlara-ibret alanlara bir hatırlatma-bir uyarı-bir öğüttür.”

(Furkan,70)”Pişman olan-içtenlikle tövbe ederek inanan ve hayra-barışa yönelik-yararlı faaliyetlerde bulunanlar, Allah’ın kötülüklerini iyiliklere çevireceği kimselerdir.”

(Câsiye,21)”Yoksa o kötülükler peşinde koşanlar, yaşamlarında ve ölümlerinde kendilerini, inandıktan sonra güzel ve faydalı-düzeltmeye yönelik işler yapanlar ile bir tutacağımızı mı zannediyorlar! Ne kötü yargıda bulunuyorlar!”

(A’raf,42)”İnanıp iyi-hayra ve barışa-düzeltmeye yönelik işler yapanlar-yararlı faaliyetlerde bulunanlar ki biz, her benliğe ancak yaratılış kapasitesi ölçüsünde sorumluluk yükleriz, işte bunlar cennet halkıdır.”

Ayrıca ‘inandım’ demenin sorumluluğu yanında,
imtihanı da var!

(Ankebut,2)”İnsanlar sadece ‘İnandık’ demeleriyle ve hiçbir sıkıntı ve zorlukla sınanmadan bırakılacaklarını mı sanıyorlar?”

(Enbiya,35)”Her nefis ölümü tadacaktır. Bir sınav olarak (hayatın) iyi ve kötü tezahürleriyle-olaylarla karşı karşıya getirerek sizi deniyoruz ve (sonunda) bize döndürüleceksiniz.”

(Âli İmran,166-167)”Başınıza gelen musibet, ancak Allah’ın izniyle-bilgisi dahilinde olmuştur.
Allah’ın gerçek inananları belirlemesi-açığa çıkarması içindir. İkiyüzlüler de böylece açığa çıkarılır. Kalplerinde olmayanı ağızlarıyla söylüyorlardı. Hâlbuki Allah, kalplerinde sakladıklarını çok iyi biliyordu.”

(Bakara,214)”Yoksa siz, sizden önce gelip geçenler gibi sıkıntı çekmeden cennete girebileceğinizi mi zannediyorsunuz? Onların başına öyle ezici sıkıntılar-zorluklar ve katlanılmaz yoksulluklar geldi ki ve öylesine sarsıldılar ki resul ve inananlar: ‘Allah’ın yardımı ne zaman?’ diye yakarıyordu. İyi bilin ki Allah’ın yardımı çok yakındır!”

(Âli İmran,142)”Yoksa Allah içinizden üstün çaba gösterenleri ve zorluklara karşı sabırlı-azimli, kararlı, mücadeleci olanları ayırmadan, cennete gireceğinizi mi sandınız?”

(Mâide,41)”Ey resul! Ağızlarıyla ‘İnandık’ dedikleri halde, kalpleriyle inanmayanların-ikiyüzlülerin, inkârcılıktaki gayretleri-küfür; Allah’ın ilahlığını ve rabliğini bilerek reddediş içinde yarışırcasına koşanları seni üzmesin.”

(Nisa,176)”Allah size açık-seçik hükümlerini bildiriyor-açık-açık söylüyor-açıklıyor ki sapmayasınız-şaşırmayasınız!”

(İhlas,1-4)”Allah Ahad; ‘Bir’dir.
Allah Samed; tüm ihtiyaçların, niyetlerin, övgülerin, yakarışların yöneldiği tek kuvvettir.
O Allah ki hiç kimseye muhtaç olmayan, fakat her şeyin O’na muhtaç olduğu, sonsuz ve mutlak olandır-ezelî olandır (öncesizdir ve sonrasızdır-var olan her şeyin sebebi olduğu halde Kendisinin var oluş sebebi bulunmayandır-bütün evrenin asıl sebebidir).
O Doğurmamış ve doğurulmamıştır-doğmamıştır.
Hiçbir şey, hiçbir konuda
Allah’a denk ve benzer değildir, ol(a)maz.”

Bu muhteşem TANRI tanımından sonra;
Baba, oğul, kardeş, eş, akraba, kabile, mal, ticaret, mesken gibi TANRI sevgisinin önüne geçenler, maddeye-maddesel değerlere aşırı bağlılık, bağımlılık;
‘Hak yoldan çıkış olarak’ belirtiliyor(Tövbe,24).

(Tahrim,6)”Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olacak bir Ateş’ten koruyunuz.”

(Ankebut,30)”Tanrım! Çürümüş topluma-bozgunculuğa ve yozlaşmaya yol açan insanlara karşı bana yardım et!”

(Muhammed,7)”Ey inananlar! Eğer siz Allah’a yardım ederseniz-buyruklarını uygularsanız, Allah da size yardım eder, sizi güçlü ve dirençli kılar-zor durumda bırakmaz.”

Tekrar yazma gereği duydum.
‘Müslüman dünya’ diye övünçle(?!) şımaranlar,
KUR’AN sorumluluğunu hiçbir zaman, hiçbir şekilde yerine getiremedi ki,
KUR’AN yakma ve tekmelenmesi çok iç yakıcı, acı, üzüntü, kaygı verici bir durum olarak devam ediyor!!!?

İnsanlığın tüm sorularının cevapları, tüm sorunlarına çözüm yolları Yüceler Yücesi TANRI Kitabı KUR’AN içinde yer almasına rağmen!

Evet KUR’AN Türkçe çevirilerin anlaşılırlığı yeterli değil.
Ama siz, TANRI’yı yargılayıcı önkabullerden ve tüm ön bilgilerden uzaklaşarak,
sadece TANRI’yı TANIMAK ve ANLAMAK niyeti ile,
yalnızca KUR’AN’ı okursanız;
anlama, bilme gayretiniz, emeğiniz, çabanız, mücadeleniz arttıkça KUR’AN da size kapılarını açmaya başlar!

KUR’AN’ın, inananlara öğütleri, uyarıları yanında;
inanmayanlara da söyleyecekleri var?!!

(Lokman,20)”Göklerde ve yerde ne varsa hepsini Allah’ın sizin hizmetinize verdiğini-sizin yararlanacağınız yapı ve sistemde yarattığını, açık ve gizli (görebildiğiniz ve göremediğiniz)-içte ve açıkta olmak üzere nimetlerini üzerinize yağdırdığını görmüyor musunuz?
Yine de öyle insanlar vardır ki hiçbir bilgiye, yol gösterici bir rehbere veya aydınlatıcı bir kitaba-Vahye dayanmaksızın-elinde belgesi olmadan-kılavuzsuz, bilir bilmez Allah hakkında ileri geri konuşup bilgisizce tartışıp durur!”

(Hac,8)”Öyle insanlar vardır ki bilgisi, yol göstericisi-delili-kılavuzu ve aydınlatıcı kitabı olmadığı halde, Allah yolundan saptırmak için, büyüklük taslayarak Allah hakkında tartışır durur.”

(Kasas,50)”Allah tarafından doğru yol gösterici buyruk-kılavuzluk olmaksızın sırf kendi arzularına uyandan-geçici aldatıcı doyumlar, bencil ve çıkarcı istekler peşinde kendine yol arayan kişiden daha şaşkın-aşağı-zavallı-zalim kim olabilir?”

(Bakara,23-24)”Eğer elçilikle görevlendirdiğimiz Muhammed’e indirdiğimiz Kur’an’ın, Allah’tan geldiğinden kuşkunuz varsa, yapabiliyorsanız Kur’an’daki sûrelere benzer bir sûre getirin! Samimi iseniz, Allah’tan başka bütün tanıklarınızı-(bilgilerine ve görüşlerine)güvendiklerinizi-destekçilerinizi de çağırın!
Yapamazsanız -ki asla-kesinlikle yapamıyacaksınız- o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan, gerçeği yalanlayan nankörler-hakikati inkâr edenler için hazırlanan ateşin bilincinde olun!”

(Yunus,38-39)”Kuran’ı Muhammed uydurdu mu diyorlar? De ki: ‘Peki! Bırakın kitabın tamamını, bir sûresinin benzerini getirin! Hatta Allah’tan başka çağırabileceğiniz ne kadar yardımcı varsa çağırın!’
Hayır hayır, aslında onlar Kuran’ın bilgisini kavramadan ve mesajın ayrıntılı açıklamasına-asıl anlamına ulaşmadan Kuran karşısında yalana sarılıyorlar. Onlardan öncekiler de tıpkı böyle yalanlamışlardı. Haksızlık yapanların-zalimlerin-şirk koşarak yanlış yapanların sonunun nasıl olduğuna dikkatle bak!”

(Hud,13-14)”Yoksa Kur’an’ı, Muhammed kendisi uydurdu mu diyorlar? De ki: ‘Eğer doğru sözlü-iddianızda samimi iseniz Allah ile aranıza koyduğunuz herkesi-Allah’tan başka çağırabildiklerinizi-tüm dostlarınızı da yardıma çağırın da Kur’an’a benzer uydurulmuş on sûre de siz getirin bakalım.
Ve eğer [bu yardıma çağırdıklarınız] size yardım edemiyorlarsa-ellerinden bir şey gelmiyorsa, o zaman bilin ki Kur’an, ancak Allah’ın sonsuz bilgisi-ilmi ile indirilmiştir ve şunu da iyi bilin ki Allah’tan başka ilah-tanrı da yoktur.”

(Neml,84)”Ayetleri doğru dürüst anlayıp dinlemeden inkâr mı ettiniz-ayetleri anlamadan kavramadan yok saydınız-yalanladınız öyle mi?”

(Ahkaf,11)”Gerçeği yalanlayan nankörler-inkârcı kodamanlar inananlar için: ‘Eğer Kur’an’da bir ‘hayır’-iyi bir şey olsaydı, bu zavallılardan-ayak takımımızdan önce biz inanırdık.’ dediler.
Kur’an’ın gösterdiği dosdoğru gerçeklere karşı, bu sefer de, ‘Bu Kur’an eskilerin uydurduğu masallardır! demeye başladılar.”

(İsra,88)”Andolsun ki, görünen ve görünmeyen bütün iradeli varlıklar-bugünün, yarının tüm insanları, bu Kur’an’ın bir benzerini-Kuran gibi bir kitap yapmak üzere bir araya gelse, birbirilerine var güçleriyle destek olsa, yine de onun benzerini asla-kesinlikle yapamazlar.”

(Bakara,118)”Biz, yürekten inanacak-iyice inanmak niyetli olanlara-gerçekler konusunda kesin bilgiye ulaşmak isteyenlere bütün ayetleri açık ve anlaşılır bir şekilde apaçık ortaya koyduk.”

(İbrahim,52)”Kur’an tüm insanlık için Allah tarafından yapılan bir tebliğ-bildiri-duyurudur. Dileyen dinler gereğini yapar. Dileyen inkâr eder bildiği yoldan gider. Kimse inanması veya inkâr etmesi için zorlanmaz. Herkes inancının veya inkârının sonucuna katlanır. İnsanlar gerçeklerle uyarılsın-uyansın, herkes Allah’ın tek olduğunu öğrensin, sağlıklı düşünen akıl sahipleri onun ibret derslerinden öğüt alsınlar diye tüm insanlığa bir çağrıdır.”

Exit mobile version