Özgürlüklerde Sınır?
Araçlar Amaç Olursa!
KUR’AN?!
Yüce YARATICI, kurduğu muhteşem sistem içinde, insanların yaşamlarını sürdürebilmeleri için pek çok araçsal yollar oluşturmuştur.
Yemek-içme;
bir araç olarak insanın,
hayat mücadelesini devam ettirebilmesi, ayakta kalabilmesi için enerji ihtiyacını karşılamaktadır.
Ama artık günümüzde yeme-içme amaç haline gelmiş;
bir taraf ticarî sektör olan zayıflama ile daha çok yiyebilmenin yollarını ararken, diğer tarafta milyonlarca insan açlıktan ölmektedir!
Giyinme;
bir araç olarak
süslenme ihtiyacı yanında,
cinsellik çağrıştıran yerlerini kapatarak daha estetik ve medeni bir hale gelmenin yoluyken;
aşırılıklar değişik şekillerde tezahür etmekte, buz gibi soğuklarda küçücük çocuklar çıplak ayakla donarken,
sadece giysileri için ev alanlar ortaya çıkmaktadır.
Barınma ihtiyacı,
en temel insanî haklardan biri ve medeniyet içinken;
sayısız ev, araç edinerek, üstelik bunları bir yatırım aracı haline getirenler yüzünden,
gerçekten ihtiyacı olanların sokaklarda yaşamalarına sebep olunarak ifrat-tefrit noktasına gelinmiştir.
Aşırılıklar, sınır tanımazlıklar, hâk ihlâlleri yüzünden sistem yerinden oynamaktadır.
Oruç işte bu,
insanın tüm azma, sınırları aşma noktalarını kontrol altına alabilmesi, isteklerini dizginleyebilmesi için muhteşem bir disiplin yöntemiyken;
şimdilerde öyle mi sizce?
Aslında üremenin, neslini devam ettirmenin, çoğalma isteğinin araçsal yolu olan cinsel dürtüler ise;
artık tamamen haz odaklı amaç halindedir.
Cinsel seçim özgürlüğü günümüzde çok tartışılmakta.
Herkes istediği yaşamı seçmekte ve istediği gibi yaşamakta özgür tamam.
Hiçbir kimsenin karışma, müdahale etme hakkı, yetkisi yok. Bu da tamam.
Bu haklar yasalarla kayıt altına alınıp korunmalı. Eyvallah!
(Şuara,113)”Herkesin hesabı sadece Rabbim tarafından değerlendirilecektir. Keşke böyle olduğunu bir anlasanız-bu gerçeğin bilincinde olsanız!”
Ama, bu haklar ile yetinmeyip, özgürlükte sınırı aşmak isteyenlere karşı da başkalarının hakları korunmalı.
Örneğin, eşcinsel evlilikleri bir yere kadar tamam.
Üreme durduğundan, evlat edinme noktasında ne olacak?
Evlat edindikleri çocukların anne-baba bilgisi, sevgisi, eğitimi bu özel ve güzel duyguların o masum yavrulara verilememesinde,
çocukların hakları ne olacak?!
(Necm,24)”Yoksa insan her dilediğini elde etme hakkına sahip olduğunu-canı ne isterse ona sahip olacağını mı sanır-her arzu ettiğinizi yapabileceğinizi mi sanıyorsunuz?”
Özgürlüğün de bir sınırı olmalı.
Özgürlük başkasının hakkının başladığı yerde kesin bitmeli!
Yaşamda ‘araç’ olması gerekenleri
‘amaç’ haline getirmek ve sınırsız özgürlük anlayışı;
farkına varılamayan pek çok insanın yaşam hakkına müdahaleye, acıya, ızdıraba, zulme sebep olmaktadır!
SÖZÜ, tamamen;
kurduğu muhteşem, mükemmel, muazzam sistemin Sahibi TANRI’ya saygıda kusursuzluk,
sevgide taşkın kararlılık,
sonsuz, sınırsız hayranlık, minnettarlık ve vefa ile,
İlâhî, Tanrısal Otobiyografisi,
evrensel yaşam Anayasası,
öğütler ve uyarılarla dolu Kitabı KUR’AN’a bırakalım!
(Mâide,87)”Allah’ın size helal kıldığı-iyi ve temiz şeyleri kendinize haram etmeyin-hayatın güzelliklerinden kendinizi yoksun bırakmayın ama hakkın sınırlarını da aşmayın-Allah’ın koyduğu yasalara karşı çıkmayın! Allah’ın yasaları yaşama düzeninizin sınırlarıdır.
Sakın azıp sınırları aşmayın!”
(Rahman,8)”Sakın taşkınlık yapıp, ölçüyü kaçırmayın-çıkarınıza göre yaratılışınıza aykırı yasalar koyup onlara uymayın! Böyle yaparak haddi aşmayın!”
(A’raf,31)”Yiyin-için, fakat israf etmeyin-saçıp savurmayın-oburluk ve savurganlık yapmayın.”
(Talâk,1)”Allah’ın sınırlarını-yasasını çiğneyen-aşan, kendi kendine yazık-saygısızlık-haksızlık etmiş olur-kendi zararınadır.”
*(Yasak ağacın meyvesi(!)-şecere bakın aslında neymiş?)
(A’raf,19)” ‘Ey Âdem-bilgilenmiş, Vahiy almış insan! Sen ve eşin cennete yerleşin, dilediğiniz yerden de yiyin ve girift, çekişmenin kaynağı olan şu ağaca yaklaşmayın; malın-mülkün, paranın-pulun tutkunu olmayın, yoksa yanlış; kendine zararlı iş yapanlardan olursunuz’ dedi.”
(Bakara,35)”Allah, Âdem’e: ‘Eşinle birlikte cennette kalın ve tüm nimetlerinden bolca yiyin ve özgürce yaşayın. Fakat şu ağaca-şecere’ye yaklaşmayın-yaradılışı bozacak düzeyde mal-altın tutkunu olup, biriktirip yığarak kargaşa çıkarmayın.
Dikkat edin, söylediklerimi dinlemezseniz kendinize yazık etmiş-haddi aşanlardan olursunuz.’ dedi”
(Tekasür,1-2-5-6-8)”Ey insanlar! Çokluk yarışı, gösteriş hırsı-mal, mülk ve evladın çokluğuyla övünmek sizi oyalayıp durdu-hırs ve açgözlülük yarışını mezarlarınıza girinceye dek sürdürmektesiniz.
İş, sizin bildiğiniz gibi değil! Eğer siz bu övünmenin neye mal olduğunu tam kavramış olsaydınız-kesin bilgi ile bilseydiniz, çoğalttıklarınızın başınıza açacağı cehennemî felaketi mutlaka görürdünüz.
Üstelik dünyada hırsla elde ettiklerinizin başınıza açtığı cehennemî felâketler yanında, ahirette de size verdiklerimizin tümünden sorulacaksınız.”
(Kasas,50)”Onlar sadece iğreti arzularına keyiflerine uyuyorlar-geçici doyumlara tutsak, bencil ve çıkarcı isteklerinin peşindedirler. Allah’tan bir doğru yol bilgisi-bir delil-kılavuzluk olmaksızın sırf kendi arzularına-keyfine uyandan daha zalim-zavallı kim olabilir? Şüphesiz ki Allah zulmü kendine yol edinen toplumu doğru yola eriştirmez.”
(Âli İmran,103)”Hep birlikte Allah’ın ipi Kur’an’a sımsıkı sarılın-gönülden bağlanın. Allah Kitabı Kur’an ile doğruyu göstermiştir. Kur’an’daki her ayet sizi Allah’a götüren gerçeklerdir.”
Bir yanıt yazın