KURBANLAR VE BAYRAMLARI…

Öncelikle tüm İslam aleminin, ulusumuzun, dost, arkadaş ve yakınlarımızın bir barış, kucaklaşma vesilesi olarak bayramları kutlu olsun…   - kurban bayrami

Öncelikle tüm İslam aleminin, ulusumuzun, dost, arkadaş ve yakınlarımızın bir barış, kucaklaşma vesilesi olarak bayramları kutlu olsun…  

İslâm’da kurban’ın dinsel anlatısını bilirsiniz. İbrahim Peygamber, oğlu İsmail’i Allah-u Teâlâ’ya kurban etmeye nezreder(1). Kendisine bu ahdi hatırlatıldığında gerekli hazırlığı yaparak oğlunu kurban etmek için müsait bir yere götürüp bıçağı boğazına vurur. Fakat bıçak çocuğu kesmez. Bu esnada, Allah-u Teâlâ tarafından kendisine bir koç gönderilir. Bu koçu keserse, oğlunun yerine kabul edileceği bildirilir. Bunun üzerine Hz. İbrahim koçu keser ve oğlu İsmail kesilmekten kurtulur. O gün, bugün insanlar kurban edilmezler.  

Acaba? 

Son yıllarda depremlere verdiğimiz kurban ve yitirdiğimiz canlarla toplum olarak İbrahim Peygamber döneminden çok gerilere düşmedik mi ? 

Ne dersiniz? 

Depremlerde yitirdiğimiz canlarımızı neden kurban ettiğimizi iyi kötü anlıyoruz… 

Mesela topraklarının yüzde 92`si deprem kuşağında bulunan, nüfusunun yüzde 95`i deprem riski taşıyan bölgelerde yaşayan, vatandaşlarından çatır çatır deprem vergisi alan bir ülkede, yıllarca önce yaşamış olduğu Marmara depreminden edindiği deneyimlerden zerre kadar ders alınmadığını anlıyoruz… 

Mesela peynir gibi dağılan kiriş ve kolonları, kum gibi betonları görünce, depremden çok, bilim ve mühendisliğe meydan okuyan rant hırsının bu canları kurban ettiğini anlıyoruz… 

Mesela sayısız imar afları, kaçak ve ruhsatsız yapılara verilen izinleri anlıyoruz…  

Mesela “Ölü mühendislere” dahi yaptırılan tamamen ticari nitelikteki inşaat denetimlerini anlıyoruz…  

Mesela plansız ve rant arsızı kentleşme anlayışı ile merkezi ve yerel yönetimlerin pervasız, izansız ve zaman zaman çürümeye(corruption) varan tutumlarının bunca kurbana yol açtığını ve bazı belediye başkanlarının neden milletvekili yapılarak dokunulmazlık zırhı altına alındığını anlıyoruz… 

Ya deprem sonrası… 

Mesela vergilerimizle oluşturulan milyarlarca liralık deprem fonunun “meşhur” yol, köprü, devasa hastaneler vb. inşaat/rant etkinliklerinde kullanıldığını şimdilerde yeniden ekonominin başına geçirilen zatın itiraflarından anlıyoruz…  

Okumaya devam et  Kurban Bayramınız Kutlu Olsun

Mesela depremler sonrası akıl almaz organizasyon ve koordinasyon zafiyetini anlıyoruz… 

Mesela son deprem silsilesinden sonra AFAD’ın 3gün arama kurtarma çalışmalarında ortalıkta görünmemesini anlıyoruz… 

Mesela Cumhuriyetin halkın bağışları ile oluşturduğu Kızılay’ının haraç mezat satışlar yapan bir şirketler topluluğuna dönüştüğünü anlıyoruz…  

Mesela dağıtımı adam gibi yapılamayan malzeme, konteyner ve çadırlar, çaresizlikten istifaya kalkan muhtarları anlıyoruz… 

Mesela EMASYA planının köküne kibrit suyu ekilmesinin, TSK. nın müdahalesini de yetersiz hale getirdiğini anlıyoruz… 

Mesela portatif tuvalet ihtiyacının karşılanmaması nedeniyle salgın hastalık olasılığı anlıyoruz…

Mesela millet, anakent yerel yönetimleri, sivil toplum arama kurtarma çalışmaları gösterdiği dayanışma ve yürekten yardımlarla sınavı başarıp sınıfı geçerken, dünyanın bilmem kaçıncı büyük ekonomisi olduğunu iddia eden, dış yardımları dahi kabul etmeyen devlet, sınavda fena halde çakıp sınıfta kaldığını ne kadar anladık ???  

Sonuç:

Pekâlâ tüm bunları anlıyoruz da ne yapıyoruz?

Her anlamda şebeke suyuna kanalizasyon karışmış, depremler silsilesinde üçte biri mahvolmuş bir ülkede zaten yeterince kurban vermemiş gibi pazarlarda “Koyun pazarlığı” yapan halkıma bayram kutlu olsun…     


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir