Yolsuzlukla Mücadele: Avrupa Konseyi İçin Bir Öncelik Ama Türkiye İçin Değil

Avrupa Konseyi bünyesinde faaliyet gösteren Avrupa Yolsuzlukla Mücadele Grubu (GRECO), Türkiye’nin milletvekilleri,  yargıç ve savcılarla ilgili yolsuzluğun önlenmesi konusundaki tavsiyeleri yerine getirme performansının kötü olduğunu açıklamıştır. GRECO’nun 2022 yılı raporunda Türkiye, 50 ülke içinde  yolsuzlukla mücadeleye yönelik tavsiyeleri yerine getirme konusunda başarısız olan 10 ülke içinde yer almıştır. - sadik ridvan karluk

Avrupa Konseyi bünyesinde faaliyet gösteren Avrupa Yolsuzlukla Mücadele Grubu (GRECO), Türkiye’nin milletvekilleri,  yargıç ve savcılarla ilgili yolsuzluğun önlenmesi konusundaki tavsiyeleri yerine getirme performansının kötü olduğunu açıklamıştır. GRECO’nun 2022 yılı raporunda Türkiye, 50 ülke içinde  yolsuzlukla mücadeleye yönelik tavsiyeleri yerine getirme konusunda başarısız olan 10 ülke içinde yer almıştır.

Antik çağlardan  bu yana yolsuzluk, sosyal kötülüklerin en yaygın ve en sinsilerinden biri olmuştur. Kamu görevlilerini ve seçilmiş temsilcileri ilgilendirdiğinde, kamu işlerinin iyi yönetimine  aykırıdır. 19’ncu yüzyılın sonlarından itibaren  ekonomik ve sosyal ilişkilerin sürdürülmesi ve geliştirilmesi için gerekli olan güveni baltalayan, özel alanda ise büyük bir tehdit olarak görülmüştür. GRECO, her yıl yüz milyarlarca Euro’nun rüşvet olarak ödendiğini tahmin etmektedir.

Avrupa Konseyi; çoğulcu demokrasiyi, insan haklarını ve hukukun üstünlüğünü desteklemek ve ilerletmek için vardır. Bu temel değerlere  yönelik bir tehdit oluşturduğu için yolsuzlukla mücadeleye öncülük etmiştir. Ceza Hukuku Sözleşmesi’nde vurgulandığı gibi, yolsuzluk hukukun üstünlüğünü, demokrasiyi ve insan haklarını tehdit eder, iyi yönetimi, adaleti ve sosyal adaleti baltalar, rekabeti bozar, ekonomik kalkınmayı engeller ve demokratik kurumların istikrarını ve toplumun ahlaki temellerini tehlikeye atar.

Avrupa Konseyi’nin yolsuzlukla mücadeleye yaklaşımı, birbiriyle ilişkili üç unsurdan oluşur: Avrupa normlarının ve standartlarının belirlenmesi, standartlara uygunluğun izlenmesi ve teknik işbirliği yoluyla her ülke ve bölgeye sunulan kapasiteyi geliştirme.

Avrupa Konseyi; kamu ve özel sektörde yolsuzluğun suç sayılması, yolsuzluğun yol açtığı zararın tazmini ve sorumluluğu, kamu görevlilerinin davranışları ve siyasi partilerin finansmanı gibi konuları ele alan  yasal  bir araç geliştirmiştir. Bu araçlar, devletlerin yurt içinde ve uluslararası düzeyde yolsuzlukla mücadele etme kapasitelerini geliştirmeyi amaçlamaktadır. Bu standartlara uygunluğun izlenmesi, Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu olan  GRECO’ya emanet edilmiştir.

Okumaya devam et  Başbakanın Ses Kaydı Montaj Diyenlerin Servis Ettikleri Montaj Çıktı

GRECO Bürosundaki görevliler şunlardır: António Delicado (Portekiz), Vita Habjan Barborıč (Slovenya), David Meyer (İngiltere), Başkan Marin Mrčela (Hırvatistan), Başkan YardımcılarıMonika Olsson (İsveç), Olivier Gonın (İsviçre), Panagiota Vatikalou (Yunanistan). GRECO’ya ABD dışarıdan katılmaktadır.

TDK’ye göre yolsuzluk; bir görevi, bir yetkiyi kötüye kullanmadır. Usulsüzlük veya yolsuzluk;  ticari açıdan etkinliği hukuken tam anlamıyla kontrol edilemeyen, daha çok kamu kuruluşlarında, özellikle yerel yönetimlerde oluştuğu iddia edilen, mevzuatın esnetilip görmezden gelinmesi veya ihlallere göz yumulması  olarak tanımlanır.

Yolsuzluk;

·        Her türlü parasal değeri olan maddi istekler,

·        Piyasalara müdahale,

·        Demokrasi seviyesinin düşük olması,

·        Basın hürriyetinin  olmaması,

·        Ekonomik hürriyet seviyesinin düşük olması,

·        Erkek ve kadının eşit olmaması,

·        Siyasi istikrarsızlık,

·        Eğitim seviyesinin  düşük olması

demektir.

Yolsuzluk, eski çağlardan bu yana toplumların en yaygın ve sinsi kötülüklerinden biridir. Kamu görevlilerini ve seçilmiş temsilcileri ilgilendirdiğinde, kamu işlerinin yönetimini baltalar. 19. yüzyılın sonlarından itibaren sosyal ve ekonomik ilişkilerin sürdürülmesi ve geliştirilmesi için gerekli olan güvenin altını oyarak özel sektör için de büyük bir tehdittir.  Yolsuzlukla ilgili işlemlerin miktarı her yıl yüz milyarlarca Euro civarındadır. 

Bu kapsamda, Türkiye ile ilgili 2022  yılında  olumlu bir değişiklik olmamıştır.  Milletvekilleri için yapılan tavsiyelere uyulmama oranı, bir önceki yılda olduğu gibi yüzde 57  seviyesindedir. Türkiye yargıçlarla ilgili tavsiyelerin yüzde 16.7’sine uymuş, yüzde 33,3’üne kısmen uymuş, yüzde 50’sine ise uymamıştır. Savcılarla ilgili tavsiyelerin ise yüzde 8,3’üne uyarken, yüzde 41,7’sine kısmen uymuş,  yüzde 50’sine hiç uymamıştır.

50 üyenin ortalaması alındığında,  milletvekilleriyle ilgili önerilerin yüzde 21,17’ne,  yargıçlarla  ilgili önerilerin yüzde 17,39’na, savcılarla ilgili önerilerin ise yüzde 17,15’ne  uyulmadığı görülmüştür. Türkiye; GRECO’nun yolsuzlukla mücadelede en başarısız olarak gösterdiği 10 ülke arasındadır. Bu ülkeler; Ermenistan, Belçika, Almanya, Avusturya, Macaristan, Danimarka, Lüksemburg, Malta, Danimarka ve  Moldova’dır.

Okumaya devam et  İKİ ESKİ DOSTUN DERDİ GERİYOR BENİ

Önceki raporlarda Türkiye’deki yapısal düzenlemelerin; yargıçların bağımsızlığına zarar verdiğine dikkat çekilmiştir. Düzenlemelerin; yargıçların iktidara karşı bağımsız olma konumunda eskiye oranla daha sıkıntılı bir durum  yarattığına işaret edilmiştir. Türkiye’de; milletvekilleri ile yargı mensupları arasında yolsuzluğun önlenmesi için somut önlemler alınmadığı eleştirilmiş, genel anlamda durumun tatmin edici olmadığı belirtilmiştir.

Türkiye; 2022 yılında GRECO tarafından milletvekili, yargıç ve savcılarla ilgili 31 tavsiyenin  yüzde 51,6’nı yerine getirmemiş, yüzde 38,7’ni  kısmen yerine getirmiştir. Tamamen uyguladığı tavsiyeler ise  sadece yüzde 9,7 oranındadır.  Veriler, 2021 yılına oranla Türkiye ile ilgili 2022 yılı verilerinde olumlu yönde bir değişiklik olmadığını ortaya koymuştur.

Milletvekilleri için yapılan tavsiyelere uyulmama oranı, bir önceki yılda olduğu gibi yüzde 57 civarındadır. Türkiye;  yargıçlarla ilgili tavsiyelerin yüzde 16,7’ine uymuş, yüzde 33,3’üne kısmen uymuş, yüzde 50’ne  uymamıştır.  Savcılarla ilgili tavsiyelerin ise yüzde 8,3’üne uyarken, yüzde 41,7’sne kısmen uymuş, yüzde 50’ne  uymamıştır. 50 üyenin ortalaması alındığında; milletvekilleriyle ilgili önerilerin yüzde 21,17’ne, yargıçlarla ilgili önerilerin yüzde 17,39’na, savıcılarla ilgili önerilerin ise yüzde 17,15’ne uyulmamıştır.

GRECO, önceki raporlarında, Türkiye’deki düzenlemelerin yargıçların bağımsızlığına zarar verdiğine dikkati çekmiştir.  Düzenlemelerin,  onları, iktidar ile siyasete karşı bağımsız olma konumunda   sıkıntılı bir duruma soktuğu uyarısında bulunmuştur.  Son raporda,  milletvekilleri ile yargı mensupları arasında yolsuzluğun önlenmesi için Ankara’nın somut önlemler almadığı eleştirilmiş ve “genel anlamda durumun tatmin edici olmadığı” belirtilmiştir.


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir