TANRI-ALLAH’a yakıştırılan olumsuz tanımlamalar

TANRI-ALLAH’a yakıştırılan olumsuz tanımlamalarla başlayan yazı……?!

Allah utandırmasın,
Allah bozmasın,
Allah şaşırtmasın,
Allah ayırmasın,
Allah dert vermesin,
Allah belânı versin,
Allah kahretsin,
Allah’ın belâsı,………,
kötüyü çağrıştıran tüm olumsuzlukları,
ALLAH-TANRI’ya izafe etmek?

Çok emek vererek, güzelliklerle donatarak, sevgi ile yarattığı kulunu; TANRI neden utandırsın,
neden şaşırtsın,
neden mutluluk ve huzurları bozsun,
neden birleşenleri ayırsın,…..?!

Toplumda ‘din'(?!) diye yaşananları,
olumsuz duaları farkedip KUR’AN bilgisi ile karşılaştırınca;
Kur’an’a ve KUR’AN’da yer alan Tanrı’nın Tanrı’lık özelliklerine,
aykırı söylem ve eylemleri ‘nasıl anlatabilirim’? diye düşünürken
bu yazıya başladım.
Yazarken de konuyla alakası olmayan birçok ayet aklıma geldi.
KUR’AN ile ilgili o kadar çok şey yazmak, anlatmak, söylemek istiyordum ki!
Aklıma gelen ayetleri de yazınca;
birbiriyle alakasız konular ve ayetler ortaya çıktı!

Ama esas amacım sadece; KUR’AN’da yer alan
TANRI’nın uyarı, öğüt ayetleri ‘oku’nsun, açıkça bilinsin, anlaşılsın olunca,
devam ettim!

Bu yüzden bu yazı, genelde birbiri ile ilişkisi bulunmayan konuları ve ayetleri içermekte!

Düşüncelerim sadece bir kapı açmak amaçlı;
hep ama hep ayetler neler söylüyor, esas odaklanma noktası burası olmalı!

TANRI’nın desteği, yardımı ve izniyle;
‘OKU’yan herkesin kendi anlama özgürlüğünü oluşturabilmesi dileğiyle!

(En’am,12)”O Allah ki, Kendisine sevgiyi-merhametli davranmayı-rahmeti ve şefkati görev yazdı-zorunlu kıldı-ilke edindi.”

(En’am,54)”Selam olsun size! Rabbiniz, sevgiyi-merhametli davranmayı ilke edinmiş-rahmeti Kendi üzerine yazmıştır-prensip edinmiştir.”

(Haşr,22-23-24)”Allah esirgeyen, bağışlayandır-çok seven, çok müşfik olandır-sevgi ve merhameti sonsuzdur. Yegâne egemendir, her türlü kirlilikten uzak tertemiz-kutsaldır, barış ve esenlik kaynağı-iyiyi ve kötüyü belirlemedeki tek otoritedir, güven veren-güvenilendir, görüp gözeten-koruyandır, üstündür, karşı konulmaz güce sahip, görkemine ulaşılmaz olan Allah, yüceliğin ve bilgeliğin sonsuz kaynağıdır.”

(Nisa,32)”Allah’tan size hep güzellikler vermesini isteyin.”

(Bakara,201)”Rabbimiz bize dünyada da iyilik-güzellik ver, ahirette de iyilik-güzellik ver.”

(Kasas,68)”Ve Rabbin, dilediği şeyi yaratır ve onlar için en hayırlı-en iyi olanı seçer.”

(Ankebut,23)”Allah’ın ayetlerine inanmak istemeyen, dolayısıyla Allah’ın huzuruna çıkıp hesap verme gerçeğini hesaba katmayanlar var ya;
işte onlar artık Benim rahmetimden-sevgimden ümitlerini kesmişlerdir.”

Çevremde çok duyuyorum.
Bu kadar kötülük yayılırken, TANRI neden müdahale etmiyor; tecavüzcüleri niye engellemiyor, kötülerin cezasını neden vermiyor?

TANRI’dan destek, yardım dileyerek, KUR’AN’ın ilkelerini, yasalarını uygulayarak;
biz gücümüz ölçüsünde zalimleri durdurmaya çalışacağız, biz!

(Muhammed,7)”Ey inananlar-güvenenler! Eğer siz Allah’a yardım ederseniz-Allah’ın öğütlerini tutarsanız-buyruklarını uygularsanız Allah da size yardım eder ve sizi zor durumda bırakmaz-direnme, dayanma, mücadele etme gücü verir.”

(Kehf,23-24)”Hiçbir şey için, ‘Ben bunu yarın kesinlikle yapacağım’ deme-Allah’ı hesaba katmaksızın-Rabbini anmadan konuşma-ancak Allah isterse [inşallah] de ve unuttuğun zaman da Rabbini an ve ‘Umarım Rabbim beni bundan daha yakın bir zamanda iyiye-aydınlığa-doğruya ulaştırır’ de.”

Okumaya devam et  Paradan para kazanmak?!

(Kehf,39)” ‘Maşaallah Allah ne güzel dileyip yaratmış-ne dilerse o olur. O’nun gücü ve kuvveti olmadan hiçbir şey olmaz-bütün güç-kuvvet sadece Allah’ındır’ demen gerekmez miydi?”

(Bakara,286)”Rabbimiz! Unutarak ya da yanılarak hata edersek bizi hesaba-sorguya çekme. Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük-sorumluluk yükleme. Rabbimiz! Bize, üstesinden gelemeyeceğimiz sorumlulukları yükleme!”

(Bakara,286)”Allah hiçbir benliğe, yaratılış kapasitesinin üstünde bir yük yüklemez-teklifte bulunmaz. Her kişinin hem kendisi hem başkaları için kazandığı onun lehine, yalnız kendi nefsi için kazandığı onun aleyhinedir-kişinin kendi emeği ile kazandığı lehine, başkalarının sırtından kazandığı aleyhinedir.”

Sabır?Yanlış bilinen bir kavram daha!

Hakkı Yılmaz’dan alıntı;
Kur’an ‘sabr’ sözcüğü ile katlanmayı değil, göğüs germeyi kastetmektedir.
Göğüs germek ise, içinde bulunulan zorlukların verdiği acılara katlanmak ama aynı zamanda o zorluğu yenmek için onunla mücadele etmek demektir, tam bir aktivite, tam bir canlılık ihtiva etmektedir. İnsanın hayata bağlılığını kaybetmesini önleyen, Allah’a isyan etmeden mücadelesine devam edebilmesini ve ayakta kalabilmesini sağlayan güç, sabırdır.

Erhan Aktaş alıntı;
Sabır; yılgınlık ve usanç göstermeme,
dayanma, direnme, kararlı ve azimli olma anlamındadır.

(Bakara,153)”Ey inananlar! Sabır ve salâtla-azimle ve çalışarak-(dua ile) Allah’tan yardım dileyin-güçlükleri aşın! Unutmayın ki-şüphesiz Allah, zorluklara karşı direnenlerle-azimle güçlüklere göğüs gerenlerle-sabredenlerle birliktedir-beraberdir.”

(Taha,42)”Beni anmakta sakın gevşeklik göstermeyin-Beni anma konusunda asla ihmalkâr davranmayın!”

(Bakara,45)”Hem sabır (ve sebat)la-güçlüklere karşı direnerek-göğüs gererek-mücadeleye devam ederek hem de salâtla-okuduğunuz Kitaba içtenlikle bağlı kalarak-destekleşip-dayanışarak-duayla (Allah’tan) yardım isteyin. Hiç kuşkusuz bu, Allah’a içtenlikle bağlı olanlar-yürekten Allah’a yönelenler dışında insanlara zor gelir.”

(Zümer,10)”Ey inanan kullar! Rabbinize karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun! Bu dünya hayatında güzel düşünüp güzel davrananlara güzellik var. Elbette ki güzellikler uğrunda çaba sarfedenlerin ödülü hesapsız olarak verilecektir-sıkıntılara göğüs gerenler-sabredenler-dayanıp, direnenler karşılıklarını umulmadık bir şekilde alacaklardır.”

(Bakara,155)”Sizi korkuyla, açlıkla, mal, can ve ürün-kazancınızı kaybetme ile sınayacağız. İşte bütün bunların üstesinden gelebilmek için, içtenlikle göğüs gerenlere, çaba harcayanlara-zorluklara karşı sabredenlere iyi haberler müjdele.”

(Enbiya,37)”İnsan aceleci-tez canlı olarak yaratılmıştır. Benden acele etmemi istemeyin.”

(İsra,18-19)”Kim aceleciyi-geçici dünyanın mutluluğunu isterse dilediğimiz kimselere orada dilediğimiz kadar nimet veririz. Fakat (dünyalık nimetlerle şımararak yaptığı kötülüklere karşılık) sonra onu cehenneme yollarız.
Kim de öte dünyayı seçer ve inanmış olarak, dünyada gereken çabayı gösterirse, işte onların çabası dünyada da, ahirette de teşekkürle karşılanır.”

(Şûra,20)”Kim yasalarımıza uyarak ahiret yurdunun nimetlerine yatırım yapmak isterse onun bu yatırımına katkıda bulunuruz. Kim de yasalarımıza aykırı davranarak sırf dünya nimetlerine yatırım yapmak isterse ona da yatırımından bir pay veririz. Fakat onun ahiret nimetlerinden hiç bir nasibi olmaz.”

Okumaya devam et  KUR’AN! Kâbe! Hac?

Nuh peygamber, oğlunun selde boğulması üzerine;
(Hud,45)”Nuh Rabbine yakarıp ‘Rabbim! O benim kendi oğlumdu, ailemden biriydi.”

TANRI cevabı:
(Hud,46)”Hakkında bilgin olmayan-içyüzünü bilmediğin bir şeyi Ben’den isteme-aslını bilmediğin bir konuda Benden istekte bulunma! Cahillerden olmaman hususunda seni uyarıyorum.”

Nuh peygamberin duası!
(artık benim de)
(Hud,47)”Rabbim, hakkında bilgi sahibi olmadığım-aslını esasını-içyüzünü bilmediğim bir şeyi Senden istemekten Sana sığınırım.”

‘hayırlısıyla’ mı,
‘hayırlısıysa’ mı; ikilemi?

İsteğim illâki olsun diretmesinde; ‘hayırlısıyla’ yani ‘isteğim olsun ve Sen bunu hayırlı kıl’ kullanılıyor!

Eğer gerçekten amaç son kararı TANRI’ya bırakmaksa da
‘hayırlısıysa’; yani ‘Sen bilirsin, uygun görüyorsan dileğim olsun’ durumu oluşuyor.

‘Allah’ın ‘cezası’ mı?
‘cezalandırması’;
işlenen suçun karşılığını vermesi yani adaleti gerçekleştirmesi mi?

TANRI’nın azabı? gazabı?
KUR’AN’da kök araştırmasıyla ne anlama geliyor?

‘Zinaya yaklaşmayın!'(İsra,32) Tanrı’nın beyanı açık ve net!
Pekiii;
KUR’AN’da yeri olmayan,
‘imam nikâhı'(!?) adı altında;
gizli saklı, her birini ayrı ayrı aldatarak sayısız ihanetlerle, sınırsız birliktelikler yaşamak,
zinanın katmerlisi olmuyor mu? Birlikteliğe dini(?!) kılıf uydurunca zina olmaktan çıkıyor mu?

Bu dinî kılıf ‘imam nikâhlı’;
gizli, saklı zinalar sonucu maalesef ki,
soy bağı bozulan nesiller, buna bağlı genetik bozukluklar ve çok büyük insanî acılar yaşanıyor.

Gizli saklı olmadığından ihanet durumu oluşmayan, aleni, açık, toplumun gözü önünde yaşanan bir birliktelik;
aslında bir yasal güvence olan imza atmadan yaşanıyorsa (nikâh,kişilerin tercihi),
zina olarak değerlendirilebilir mi?

Herkes seçimlerinde özgürdür. İnanan, inanmayan fark etmez, isteyen istediği gibi yaşar;
hesabı da sadece Sahip Yaradan’a verir, ayetle sabit, işte ayeti!

(Ra’d,40)”Hesap görme işi yalnızca Allah’a aittir-hesap Bize düşer.”

‘Evlilik’ bu durumlarda nerede? Şimdilerde suyunu çıkardıkları, ölçüyü kaçırdıkları gibi sadece eğlence amaçlı bir tören mi?

Her genci durumu, şartları, küçücük de olsa yaşı uygun olsun, olmasın; yine dinî kılıf, ‘sevap(?)’ diye, çok ağır bir sorumluluk olan evliliğe ya imrendiriyor ya da zorluyorlar.
Sonra da boşanmalar ve
ne acı ki, bırakın ‘ikinci sınıf’ olmayı insan olarak bile görülmeyen, ‘kadına şiddet’ neden arttı? diyorlar!

Gelelim son açıklama ve ayetlere!

İsmail Yakıt:”Ayetlerin iniş sebepleri tarihsel sebeplere bağlıdır ama mesajı evrenseldir.”

İhsan Eliaçık:”KUR’AN; ‘tarihsel’ kişi ve olaylar üzerinden ‘evrensel’ mesajlar veriyor.”

KUR’AN;
kıyamete kadar tüm insanlığa söyleyecek sözü olan evrensel bir Kitap olduğu düşünülmeden,
tarihe, tarihte geçen olaylara, kişilere, tarihsel anlamlara hapsedilmiş kavramlarla dolu!

Evrensel mesajlar, ahlâkî ilkeler, uyaran, öğüt veren ayetler;
KUR’AN’da tarihsel olayların içinde yer alıyor.

Okumaya devam et  KUR’AN’ın Arapça indirilme sebebi

Yaşadığımız çağlarda, dönemlerde de biz insanlara;
tarihin örnekliği, ibreti içinden bu ilkeleri bulup çıkarıp, uygulamaya çalışmak, çaba göstermek düşüyor.

(Zümer,8-9)”İnsana bir zarar-zorluk-sıkıntı dokununca, Rabbine yönelerek bütün benliğiyle O’na yalvarır-dua eder-O’ndan yardım ister-O’nu çağırır. Sonra da Rabbi Kendi lütfundan onun başındaki sıkıntıyı giderince Allah’a yalvarıp yakardığını unutur-kendisini nimete boğdu mu, eski yakarışları aklına bile gelmez-daha önce kime yalvarmış olduğunu unutur, Allah’ın yolundan saparak kendisine başka tanrılar-Allah’a denk ortaklar edinir-hemen Allah’ın yanına, birilerini oturtuverir-Allah’a eşler-ortaklar koşar. Hiç gerçekleri bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu sadece derin düşünebilen akıl sahipleri bunu anlayabilir.”

(Yunus,100)”Akıllarını iyi kullanmayanları Allah rezillik içinde-rics-ahlâkî kirlilik ile karşı karşıya bırakır-sürekli sıkıntı ve felâketlerden kurtulamazlar.”

(İnsan,3)”Biz ona doğru yolu-yöntemi gösterdik: şükredici, ya da nankör [olması artık kendisine kalmıştır].”

(Tegabün,2)”Sizi yaratan O’dur. İçinizden kimi hakikati-gerçeği inkar eder kimi de [ona] inanır.”

(Kehf,29)”Dileyen-isteyen inansın, dileyen-isteyen inkâr etsin-reddetsin.”

(Beled,10-11)”Biz ona (hak ve batıl, eğri ve doğru) iki yol göstermedik mi? Fakat insan, zoru göze alamadı.”

İnsanın kendi özgür iradesi ile seçimlerini özgürce yapması ayetlerle sabitken!

Artık,
tüm din sömürüsü-ticareti yapanlar, özgürlüklere pranga vuranlar;
*** ‘Benim inancıma göre, benim istediğim gibi inanacak ve benim istediğim gibi yaşayacaksın’ diyorlar; savundukları mezhepsel görüşlerine göre inanma, yaşama dayatması, zorlaması yapıyorlar!

Bütün bunlar KUR’AN bilin(e)mediğinden, anlaşıl(a)madığından,
‘aracısız’ olması gerektiği anlatıl(a)madığından!!!!?

KUR’AN bilinseydi;
bu kadar kolay ‘din’ satıp saltanat kuramazlardı.

İnanç ve yaşam özgürlüğünün teminatı KUR’AN!

(Fussilet,40)”Ayetlerimizi tahrife kalkışanlar-öğretilerimizde yanlış yorumlarda bulunanlar-çarpıtmalar-saptırma yapanlar-bütün bu delillerimizin gösterdiği gerçeklerden yüz çevirenler-ayetlerimizi yok sayanlar asla Bizden gizlenip kaçamazlar.”

Geldiğimiz yer!!!

Başın ‘örtüsüne’ özgürlük(?!) diyerek başladıkları yolda;
atalar kanı bedeli kurulmuş Cumhuriyet sayesinde kazanılmış tüm özgürlük haklarının üstünü;
‘örtüleri’ ile örterek,
ve yok ederek
‘amaçladıkları yere’,
çalışarak(!) geldiler.

İnanmayanın, inanmama hakkını koruduğu gibi, inananın da istediği gibi inanma hakkını koruyan bir sistem olan, en temel ilke LAİKLİK, cansiperane savunulmalı idi;
yapılmadı, çaba gösterilmedi, emek harcanmadı, çalışılmadı(!),
sadece söz üretildi!

Sonuçta çalışan(!) kazandı.

Artık sadece dileyebiliyorum!

Dilerim; ayette söylendiği gibi,
kötü son onları bekliyordur.

(Fâtır,43)”Yeryüzünde büyüklendiler, kötülük planladılar-çıkarlarını korumak için planlar kurdular-kinleri onlara kibir ve küstahlık yaptırmaya başladı. Böylece hâince planlar kurup kuyu kazdılar. Oysa kuyu kazan, sonunda kazdığı kuyuya kendisi düşer-kötülük planları, ancak onu kuranların ayağına dolanır-kötü plan sahibine geri döner-ancak kendi düzenbazını çepeçevre kuşatır-sinsi tuzaklara ancak o tuzağı planlayanlar düşer.”

Haberi paylaşın
TANRI-ALLAH’a yakıştırılan olumsuz tanımlamalarla başlayan yazı……?! - gunes isinlari bulutlarin arkasinda

KONU HAKKINDA DAHA FAZLA:

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Yorumlar

“TANRI-ALLAH’a yakıştırılan olumsuz tanımlamalar” için bir cevap

  1. Yasemin Çin avatarı
    Yasemin Çin

    Toplumsal Çöküşe Karşı
    KUR’AN’dan Uyarılar;
    (önceki yazılardan alıntılarla)!

    KUR’AN’ın, toplumsal çöküşe karşı uyaran ayetlerini,
    farklı konular içinde tekrar tekrar,
    genelde yazıların sonunda verdim.
    Bu sefer de ayetleri en başa alarak bir defa daha dikkatlere sunmaya çalışacağım.

    (Ra’d,11)”Gerçek şu ki bir topluluk kendisini toplumsal ve zihinsel olarak değiştirmedikçe, Allah o toplumun durumunu değiştirmez. Allah, zihinsel olarak ortak koşucu, toplumsal olarak iyiliklerini kaybetmiş bir topluluğun yok olmasını istedi mi, artık hiçbir güç o toplumun yıkılmasını durduramaz; o toplumun Allah’tan başka, koruyup kollayanları da olmaz.”

    (İsra,16)”Biz bir ülkeyi yaptıkları yüzünden, değişime-yıkıma uğratmak istediğimizde-bir ülke kendisini yok olma aşamasına getirdiğinde; adil olmayan kişilerini-servetle şımaran elebaşlarını-varlık ve güç sahibi ağalarını-zevkine düşkün zenginlerini söz sahibi yaparız-o ülkenin yönetimine gelmesine izin veririz de onlar, orada bozuk gidişler sergiler-kötü işler yaparak hak yoldan çıkarlar. Böylece o ülke aleyhine hüküm hak olur-o toplum cezayı hak eder; biz de onun altını üstüne getiririz-orayı yerle bir ederek, verdiğimiz sözü gerçekleştiririz.”

    (Enfal,25)”İnananlar, uyarılara rağmen sorumluluğu paylaşmaz, herkesin yararına birliği sağlamazsanız geldiği zaman yalnızca aranızdaki zulmedenlerin-haksızlık edenlerin başlarına gelmekle sınırlı kalmayacak, tüm herkesi kapsayıp perişan edecek bir fitneden-felâketten-azaptan sakının! Yoksa siz şöyle mi sanıyorsunuz? Azap gelirse sadece zulmedenlere gelir. Hayır! Zalimlere destek verenlere, zalimlere karşı çıkmayıp zulme rıza gösterenlere de azap gelir. Unutmayın ki Allah’ın azabı çok çetindir-gazabı çok şiddetlidir.”

    Yobaz ve din satıcılarına karşı,
    ya önemsemeyerek yok sayarak
    ya da sadece öfke kusarak,
    çok kızgın bir şekilde yok olmalarını dileyerek mücadele edilir zannedenler çok yanıldılar.

    Yaşam tarzlarına, yenilen, içilenlere, eğlenceye, TANRI’nın özel lütfu sanata; müziğe, resme, heykele, baleye,….., festivallere, konserlere
    dincilerin, yobazların hedef göstermeleri ile yasaklar başladığında,
    LAİKLİK savunması adına
    çok kuvvetli, güçlü itirazlar olmalı,
    çok akılcı çözümler üretilmeliydi!

    Kara kapkara yobazların, tarikat-cemaat-diyanetin,
    ‘din’ alanında kendilerini tek söz sahibi yapmalarına ve
    KUR’AN’ı tekellerine almalarına,
    hiç kimseye söz hakkı tanımamalarına
    duyarsız, itirazsız kalmasaydık;
    satıcıların kendi çıkarları için uğraştıklarının birazı kadar bizler de ‘DİN’e sahip çıkıp KUR’AN’ın özgürlüğü için,
    KUR’AN’ın bilinmesi için
    azıcık mücadele etseydik,
    mahalle baskısıyla başlayan zorbalıklara, linçlere, aforozlara uğramazdık.

    Bizler sessiz-duyarsız-itirazsız kaldıkça, bizler meydanı boş bıraktıkça, yobazlar güçlendiler,
    bizler korkup sindikçe onlar azdılar, azgınlaştılar!

    KUR’AN diyerek çocuklarımıza tecavüz etmelerinde,
    KUR’AN’ı kötü emellerine alet etmelerinde,
    KUR’AN’ın yerlerde sürünmesinde;
    dünyayı ayağa kaldırsaydık
    yeri yerinden oynatsaydık,
    KUR’AN’ı dillerinden
    çocuklarımızı ellerinden kurtarmak için cesaretle, azim ve kararlılıkla mücadele edip ayaklansaydık;
    bu kadar kolay kurulur muydu, despotik saltanatları?

    Maalesef
    onurlu, değerli, insan birkaç gazetecinin canı, işinden-aşından olması bedeli uyarması,
    kadın derneklerinin protesto etmeleri dışında;
    hiçbir şey yapmadık, üzüldük, kahrolduk, sızlandık, birbirimize şikayet edip sadece lânet ede ede söylendik, seyrettik.

    Birbirimizle ya da kendimizle çok uğraştığımızdan,
    ifrat-tefrit-aşırı uçlarda yaşamlarla;
    dengeyi(Rahman,7) kaybettik!

    Neler oluyor diye çevremize dönüp de bir bakmadık,
    adalet için yardım çığlığı atanların yanında yer almadık, zulme karşı sesini yükseltenlere destek olmadık!

    (Enfal,46)”Birbirinizle didişmeyin-birbirinize düşmeyin. Aksi halde direncinizi yitirir güç kaybedip dağılırsınız-korkuya kapılırsınız, rüzgârınız kesilir-cesaretiniz söner-ruhsal dengeniz bozulur-gücünüz, devletiniz elden gider-kaybedersiniz. Karşılaştığınız zorluklara karşı direnç-sabır gösterin-kararlı, azimli, mücadeleci olun! Zira Rabbiniz Allah, sabredenlerle-kararlı, azimli, mücadeleci olanlarla-direnenlerle, zorluğa göğüs gerenlerle beraberdir.”

    Topluma
    KUR’AN’ı, KUR’AN ile anlatmadan,
    KUR’AN ile başbaşa bırakmadan;
    bu zalimlerden kurtulmanın mümkün olmadığını çok acı deneyimlerle yaşayarak öğreniyoruz!?

    Son iki ayet daha!

    (Şûra,30)”Başınıza gelen felâketler-bütün belâlar-herhangi bir musibet-kendi elinizle kazandıklarınız-
    ‘yaptığınız hatalar’ sonucudur.
    Allah çoğuna da engel oluyor.”

    Yapmamız gerekenleri yapmayıp tedbirlerini almadıklarımız da;
    ‘yaptığımız hatalar’ içine girmez mi?!

    (Âli İmran,195)”Şüphesiz-elbette Ben, sizden erkek-kadın, emek sarf eden hiçbir çalışanın emeğini-çabasını-iş yapanın işini zayi etmem-boşa çıkarmayacağım.”

    Mücadele, çaba, emek, çalışma, tedbir bizden;
    takdir, son karar
    TANRI-ALLAH’tan!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem

  1. Siyasi Partillesme ve Milli bir Örgütlenme ile siyasi ve ekonomik isgale karsi savasmaktan baskacaremiz hic bir yok.

  2. Şimdi de Çiftçilerin önü kesiliyor. Her çiftçi her istedini ekemeyecek, ekime sınır getiriliyor, hayvancılığa sınır getiriliyor. Enflasyon düzelirim dersiniz.

  3. brics ilk kurulduğunda ekonomik mucize gerçekleştiren ülkeler olarak masum bir örgüttü ve Türkiye’de o zamanlar nispeten iyi giden ekonmisi ile…

  • “Kıbrıs’ta 2 ayrı devlet var…”

    “Kıbrıs’ta 2 ayrı devlet var…”

    Kıbrıs’ta sular durulmuyor. Kıbrıslı Rumlar AB’nin desteği ile iyice şımardı. Önemli haklar elde etmeye çalışıyor. Ancak karşılarında KKTC’nin Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı buluyorlar. Tatar, hiç taviz […]


  • Dünya Siyasetinde Değişim Başlıyor

    Dünya Siyasetinde Değişim Başlıyor

    New York’ta düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) 78’inci Genel Kurulu görüşmeleri bu yıl geçmişlerden farklı ve yeni bir dönemin başlayacağının habercisi konumunda zira 2023 yılında dünya […]


  • Altın Koza’ya Altın Program

    Altın Koza’ya Altın Program

    30. yılını kutlayan Adana Altın Koza Film Festivali’nin 18-24 Eylül tarihleri arasında Esas 01 Burda AVM, Cinema Pink salonlarında gösterime sunulacak uluslararası programı; Berlin, Cannes, […]


  • Ruslar Türkiye’den ayrılıyor

    Ruslar Türkiye’den ayrılıyor

    Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile başlayan, Rus göçü, Rusya devlet başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’daki savaşa daha fazla vatandaşın katılmasını gerektiren kısmi seferberlik kararından sonra […]


  • BRiCS DUVARI EMPERYALİZME KARŞI

    BRiCS DUVARI EMPERYALİZME KARŞI

    Son aylarda birbiri ardı sıra gündeme gelen uluslararası kongreler ve toplantılar sürüp giderken ,bugünkü dünya siyaseti normal koşulların ötesinde gelişmeler göstermektedir .Ülkeler ve devletler arası […]


  • SADAKA

    SADAKA

    Bir dakika durup düşünün, ne kadar aşağılayıcı bir durum içindeyiz bu günlerde. Emekli vatandaşların emekli maaşlarına 3 liramı verelim yoksa 5 liramı verelim konusu, bütün […]


  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: ”AB İle Yolları Ayırabiliriz”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: ”AB İle Yolları Ayırabiliriz”

    Birleşmiş Milletler 78. Genel Kurulu görüşmelerine  katılmak için  New York’a  gitmeden  önce Cumhurbaşkanı Erdoğan: ”AB ile yolları ayırabiliriz” diyerek önemli bir açıklamada bulunmuştur: ”Avrupa Birliği, […]


  • BİRİ YER, BİRİ BAKAR…

    BİRİ YER, BİRİ BAKAR…

    Enflasyon altında ezilen yurttaş bütçeyi de finanse etti. Merkezi yönetim bütçe sonuçlarına göre yılın ilk sekiz ayında başta ÖTV ve KDV’de olmak üzere vergi gelirlerinde […]


  • O YILLAR

    O YILLAR

    O YILLAR                 HÜSEYİN MÜMTAZ                 Biz eskidik ama yazılar hiç eskimiyor galiba…                 Tam on yıl önce, Falih Rıfkı Atay’dan şu kısa alıntıyı yapmışız; […]


  • Sivil giyimli ÍŞGĂL ORDUSU

    Sivil giyimli ÍŞGĂL ORDUSU

    Halkımız aptal değil, tehlikenin farkında. Yıllardır „sivil işgal kuvvetleri“ ülkemize dolduruluyor. „Barış süreci“ diye, binlerce PKK askeri, davul-zurna eşliğinde silâhları ile birlikte ülkemize sokuldu. Onları […]


  • Siyasette “aptal sözcüğü”

    Siyasette “aptal sözcüğü”

    Sosyal medyada aptal sözcüğünün çok sık kullanıldığını görmüşünüzdür. Siyasi ya da ideolojik tartışmayı aptalsın, akıllısın gibi yere indirgemek, aslında “entelektüel yeteneğin” sınırlı olduğuna işaret eder, […]


  • ŞEYHÜLİSLAMLIK KURULUYOR

    ŞEYHÜLİSLAMLIK KURULUYOR

    ÇEDES PROJESİ İLE AKP KARŞI DEVRİM’İNİN ŞEYHÜLİSLAMLIK AYAĞI DA KURULMUŞ OLUYOR Çağdaş bir devlet yurttaşlarına din dayatmaz. DİB bütçeden aldığı bakanlıklar üstü ödenek ile toplumun […]


  • FEYM GRUBU BÜLTENİ

    FEYM GRUBU BÜLTENİ

    ERMENİ Faaliyetleri (22 Eylül 2023) 1.  Artsakh (“sözde” Dağlık Karabağ Ermeni devleti) ve Azerbaycan temsilcileri arasında, Azeri askeri saldırısının ardından askerlerin geri çekilmesi ve tahliye edilen […]


  • İngilizler, kesenin ağzını açtı…

    İngilizler, kesenin ağzını açtı…

    Kartla harcamalar çoğaldı. Yapılan araştırmada yurt dışına tatile çıkan İngilizlerin kesenin ağzını açtığı ifade ediliyor. Türkiye’yi ziyaret eden yabancı turistlerin yaptığı fiziksel harcamalar, bir önceki […]


  • Şirketler birer birer kapanıyor…

    Şirketler birer birer kapanıyor…

    İyimserlik devam ediyor ama ekonomik kriz karşısında da şirketler birer birer kapanıyor. Yeni şirketler de kuruluyor. Ancak, bu çok sınırlı. Kapanan bazı şirketlerin yetkilileri ”Ekonomik […]


  • ATATÜRK’E, TÜRK’E VE GERÇEK TC DEVLETİNE SALDIRILAR KARŞI DEVRİMİN ANAYASA DEĞİŞTİRMESİNE YÖNELİK ALIŞTIRMALARDIR. Sefa Yürükel

    ATATÜRK’E, TÜRK’E VE GERÇEK TC DEVLETİNE SALDIRILAR KARŞI DEVRİMİN ANAYASA DEĞİŞTİRMESİNE YÖNELİK ALIŞTIRMALARDIR.       Sefa Yürükel

    Atatürk’ün kurtardığı milletin bazı bireyleri ve Atatürkün kurduğu devletin bazı bürokratları, kurtarılmayı ve Türk Milletinin mensubu ve TC devletinin vatandaşı olmayı hak etmiyorlar. Son bir […]


  • FEYM GRUBU BÜLTENİ

    FEYM GRUBU BÜLTENİ

    ERMENİ Faaliyetleri (21 Eylül 2023) 1.  ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, 21 Eylül Bağımsızlık Günü’nde Ermenistan halkına en iyi dileklerini göndererek, ABD’nin Ermenistan’ın egemenliğine, bağımsızlığına ve […]


  • 8 ayda Türkiye’ye 36 milyon turist geldi…

    8 ayda Türkiye’ye 36 milyon turist geldi…

    Yaz aylarında beklenen turist 50 milyondu 36 milyon turistle sezonu kapattık. Turizm Bakanlığı yetkilileri geçen yılın Ağustos ayına göre yüzde 5.65 artış yaşandığını söylüyor. Kış […]


  • NASIL İNSANLAR OLDUK BİZ

    NASIL İNSANLAR OLDUK BİZ

    Tv de anlatılıyordu.Antalya da Rus’un biri Site den 80 daire satın almış. Sadece Ruslara kiralıyormuş.Doğrumu yanlış mı bilmiyorum. Ama sektörüm olan Tarımdan biliyorumBaşta Muz seraları […]


  • İstiklal Harbi’nde Etnik İhanet

    İstiklal Harbi’nde Etnik İhanet

    İzmir’in işgalinden cesaret alan 800 kadar yerli Rum çetesi, İzmir’in işgalinden bir gün sonra, ı6 Mayıs sabahı Urla yarımadasındaki Türk köylerine saldırdılar. Köylüleri katletiler. Mallarını […]



Posted

in

by