Türkiye-Ermenistan Yakınlaşmasındaki Tuhaflıklar

Prof.Dr. Alaeddin Yalçınkaya

Türkiye-Ermenistan Yakınlaşmasındaki Tuhaflıklar

Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra bağımsızlığını ilan eden Türk cumhuriyetleri gibi Ermenistan’ı da ilk tanıyan devletlerden biri Türkiye olmuştur. Ermenistan bağımsızlık deklerasyonu ile Türkiye’ye bir bakıma savaş açmış, Batı Ermenistan’ın (Doğu Anadolu) ülkesinin ayrılmaz parçası olduğunu duyurmuştur. Bağımsızlık heyecanı ile bunun geçici olması beklenirken 1995 Ermenistan Anayasası giriş kısmında “Bağımsızlık Deklarasyonu’nu anayasasının parçası olarak kabul etmiş, daha başka düşmanca maddeler düzenlenmiştir. Komşu toprağında doğrudan hak iddia etmek savaş hali anlamına gelmektedir. Sınır düzenlemeleri ayrı bir konudur. Başka ülke toprağını kendi ülkesi saymak radikal bir parti programında veya irredentist bir yazarın kitaplarında yer alabilir. Ancak ülkenin anayasasında böyle bir düzenleme varsa, her vatandaşını bağlayıcı bir durum sözkonusudur.

Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını işgali, Uluslararası Hukukun yasakladığı bir eylemi idi. Bu süreçte Türkiye, Ermenistan ile diplomatik ilişkiler kurmadı, sınır kapılarını ve ulaşım hatlarını kapattı. Ermenistan’dan karşılık olmadan 2004’de hava ulaşımının açılması yanlış karar idi. Türkiye, bu adımıyla Ermenistan’ın düşmanca politikalarına son vereceğini beklerken başbakanı halkına biraz daha sabretmelerini, Türkiye’nin bütün taleplerini yakında kabul edeceğini söylemişti. Ankara açısından aynı hayal kırıklığının günümüzde de yaşanması için oldukça uygun zemin bulunmaktadır.

Ermenistan, Karabağ savaşında yenilmiş, görünüşte Rus kontrolündeki Hankendi ve Laçin Koridoru dışında işgal ettiği topraklardan çıkarılmıştır. On binlerce Azerbaycan vatandaşının katili, soykırımcı, 27 yıl boyunca ülkenin beşte birinin işgalcisi ve diğer verdiği zararlardan dolayı yüklü bir tazminat ödemekle mükelleftir. Mesela Irak, birkaç aylık işgal ve tahribat yüzünden Kuveyt’te 52 milyar dolarlık tazminatın son taksidini yeni ödemiştir. Belirtmek gerekir ki Irak’ın Kuveyt’te sebeb olduğu can ve mal kaybı, Ermenistan’ın Azerbaycan’da yaptıklarının yanında hiç mesabesindedir. Bakü’nün tazminat konusunda çalışmalarının devam ettiği bilinmesine rağmen bir yıl sonra bile faturanın ortaya konmaması, uluslararası hukuk zeminlerinde girişimlerin başlamamış olması doğru değildir. Müzakeresi yapılan Zengizar Koridoru ve çevresi, Laçin Koridoru’nun kesinlikle mukabili olmayıp sözkonusu zararların tazminatı olarak masada tutulmaktadır. Çünkü Hankendi ve Laçin koridoru zaten hukuken olduğu gibi cephede de kazanmış olan Azerbaycan’ın toprağıdır.

Karşımızda birçok bakımdan suçlu, mağlup ve tükenmiş olduğu halde soykırım iftiracısı ve yayılmacı hedeflerinde ısrarlı bir Ermenistan varken Türkiye’nin normalleşme kararı alması tuhaftır, yanlışın ötesinde ağır vebaldir. Ermenistan’ın düşmanca tutumlarından geri adım attığına veya böyle bir süreci başlattığına dair işaret henüz bilinmemektedir. Bu şartlar altında Türkiye’nin geri adım atması, 2004’de Ermenistan başbakanının dediği gibi, bütün düşmanca istekleri kabul edeceği anlamına gelmektedir.

Ermenistan’ı sadece zavallı nüfusu, ekonomisi ve coğrafyası ile hesaba katmak hatalıdır. Bir bakıma İsrail veya Yunanistan gibi. 19. yüzyıldan günümüze Rusya ve Batının stratejileri dikkate alındığında bu gerçek daha iyi anlaşılır. Sadece asker veya uçak sayısı ile yapılan hesaplar, bunlara dayalı gaflet derecesindeki iyimserlik ve umursamazlığın faturası ağır olabilir, olmuştur. Tıpkı adalar ve çevresindeki suların önemli bir kısmının Yunan kontrolüne bırakılması gibi.

Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra bağımsızlığını ilan eden Türk cumhuriyetleri gibi Ermenistan'ı da ilk tanıyan devletlerden biri Türkiye olmuştur. Ermenistan bağımsızlık deklerasyonu ile Türkiye'ye bir bakıma savaş açmış, Batı Ermenistan'ın (Doğu Anadolu) ülkesinin ayrılmaz parçası olduğunu duyurmuştur. Bağımsızlık heyecanı ile bunun geçici olması beklenirken 1995 Ermenistan Anayasası giriş kısmında "Bağımsızlık Deklarasyonu'nu anayasasının parçası olarak kabul etmiş, daha başka düşmanca maddeler düzenlenmiştir. Komşu toprağında doğrudan hak iddia etmek savaş hali anlamına gelmektedir. Sınır düzenlemeleri ayrı bir konudur. Başka ülke toprağını kendi ülkesi saymak radikal bir parti programında veya irredentist bir yazarın kitaplarında yer alabilir. Ancak ülkenin anayasasında böyle bir düzenleme varsa, her vatandaşını bağlayıcı bir durum sözkonusudur. Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarını işgali, Uluslararası Hukukun yasakladığı bir eylemi idi. Bu süreçte Türkiye, Ermenistan ile diplomatik ilişkiler kurmadı, sınır kapılarını ve ulaşım hatlarını kapattı. Ermenistan'dan karşılık olmadan 2004'de hava ulaşımının açılması yanlış karar idi. Türkiye, bu adımıyla Ermenistan'ın düşmanca politikalarına son vereceğini beklerken başbakanı halkına biraz daha sabretmelerini, Türkiye'nin bütün taleplerini yakında kabul edeceğini söylemişti. Ankara açısından aynı hayal kırıklığının günümüzde de yaşanması için oldukça uygun zemin bulunmaktadır. - image

2005’de Ermenilerin masadan kaçtığı Viyana Türk-Ermeni platformundan mesela son sınıf Uluslararası İlişkiler öğrencilerinin çoğu habersiz. Eğitim sistemindeki sorunlardan kaynaklanan ilgisizlik-bilgisizliğin diplomasi boyutu da bulunmaktadır. Her türlü iftira ve kara propagandaya devam etmesine karşın tarihle yüzleşme konusunda Ermenistan’ın geri adım attığı pek bilinmemektedir. Cehalet ötesinde ihanet saikiyle halen birçok kalem erbabımız Türkiye’nin geçmişle yüzleşmesi gereğini dillendirilmektedir. Her seferinde Ermenistan’ın masadan kaçtığından habersizdir.

Uzun müzakerelerden sonra imzalanan 2009 Protokolü, önemli bir fırsat olduğu halde Ermenistan yönetimi bunu yırtıp attı. Halbuki bu süreçte Türkiye de birçok taviz vermiş idi. Ancak bunları yeterli bulmayan, 1915’e giden süreçte olduğu gibi Karabağ topraklarında da soykırımcı ve savaş suçlusu Ermenistan yönetimi, Terör ve Tanıma furyasından sonra Tazminat ve Toprak (4T) istemektedir.

1993’den günümüze her aşamada işgali daha da genişletmek için askerleri ve sivilleri katleden Erivan yönetimi, saldırgan iddialarından hiçbir zaman vazgeçmediğini her fırsatta beyan etmiştir. Şüphesiz bu pervasızlıkta Rusya kadar Fransa, ABD ve diğer batılı ülkelerin önemli katkıları vardır. Batı ile ilişkileri daha fazla bozmamak için belirtilen gerçekleri yok saymak, yakın tarihten bîhaber olmak demektir. Ekonomik ve siyasi bakımdan köşeye sıkışan Türkiye ve Azerbaycan’ın Ermenistan’a vereceği her taviz, kazanılmış hak defterine yazılacak daha fazlası için yeni baskı zeminleri oluşturacaktır.

Bir ülke ile diplomatik ilişkilerin kurulmasının ön şartı karşılıklı olarak sınırların tanınması, dostluk ve işbirliği kapsamındaki resmi anlaşma yapılmasıdır. Eğer sözkonusu devlet sınır komşunuz olup ülkeniz topraklarında gözü varsa bu ön şart olmazsa olmazdır. Erivan ile normalleşme sürecinin başladığı, bu bağlamda özel temsilci gönderildiği bilgisinin kamuoyu ile paylaşılması, Ermenistan açısından kazanç olup Türkiye açısından geri adım demektir.

Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra bağımsızlığını ilan eden Türk cumhuriyetleri gibi Ermenistan'ı da ilk tanıyan devletlerden biri Türkiye olmuştur. Ermenistan bağımsızlık deklerasyonu ile Türkiye'ye bir bakıma savaş açmış, Batı Ermenistan'ın (Doğu Anadolu) ülkesinin ayrılmaz parçası olduğunu duyurmuştur. Bağımsızlık heyecanı ile bunun geçici olması beklenirken 1995 Ermenistan Anayasası giriş kısmında "Bağımsızlık Deklarasyonu'nu anayasasının parçası olarak kabul etmiş, daha başka düşmanca maddeler düzenlenmiştir. Komşu toprağında doğrudan hak iddia etmek savaş hali anlamına gelmektedir. Sınır düzenlemeleri ayrı bir konudur. Başka ülke toprağını kendi ülkesi saymak radikal bir parti programında veya irredentist bir yazarın kitaplarında yer alabilir. Ancak ülkenin anayasasında böyle bir düzenleme varsa, her vatandaşını bağlayıcı bir durum sözkonusudur. Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarını işgali, Uluslararası Hukukun yasakladığı bir eylemi idi. Bu süreçte Türkiye, Ermenistan ile diplomatik ilişkiler kurmadı, sınır kapılarını ve ulaşım hatlarını kapattı. Ermenistan'dan karşılık olmadan 2004'de hava ulaşımının açılması yanlış karar idi. Türkiye, bu adımıyla Ermenistan'ın düşmanca politikalarına son vereceğini beklerken başbakanı halkına biraz daha sabretmelerini, Türkiye'nin bütün taleplerini yakında kabul edeceğini söylemişti. Ankara açısından aynı hayal kırıklığının günümüzde de yaşanması için oldukça uygun zemin bulunmaktadır. - image 1

Bu aşamalarda Azerbaycan ile işbirliği içinde olduğu konusu muğlaktır. Çünkü aynı günlerde Ermenistan’ı ziyaret eden Fransız heyet halen Rus kontrolü altındaki Hankendi’ne de gitmiş, Bakü yönetimi ise bunu protesto etmiştir. Ateşkes sürecini Ermenistan defaatle ihlal etmiş, çatışmalarda birçok Türk askeri şehit olmuştur. İktidar ve muhalefetin bütün hazırlıkları, yeniden işgal ve daha ötesini ele geçirmek olduğu her fırsatta dile getirilmektedir. Bu şartlar altındaki normalleşme, Ermenistan’ın anormal politikalarını sineye çekmek, hatta teşvik etmek demektir. Azerbaycan aydını Türkiye’nin bu adımını şaşkınlıkla karşılamakta, Ankara’yı tarihten ders almaya çağırmaktadır.

Belirtmek gerekir ki Türkiye’nin Suriye ile ilişkilerini normalleştirmesi çok daha elzem ve âcildir. Suriye’deki yeni yönetim konusunu Şam yerine Astana’da müzakere etmek, bugüne kadar olduğu gibi ekonomisi, siyaseti ve coğrafyası ile birlikte komşu toprakları Rusya’ya, hatta ABD-İsrail’e teslim etmek demektir. Hatay’ın Suriye toprağı olduğu yönündeki son kararın Şam yönetimince değil, Suriye Meclisince alındığını belirtelim. Her ne kadar Meclis bu kararı kendi başına almadıysa da yönetim Türkiye ile ilişkileri yeniden kurma yolunda bir bakıma kendince sopa göstermektedir. Bu kararın kıymet-i harbiyesi olmayıp Suriye ile dondurulmuş olan güvenlik, ekonomi, siyasi ilişkilerimizin anlamı, önemi ve yararı, Ermenistan ile mukayese edilemeyecek kadar büyüktür.

[email protected]

Haberi paylaşın
Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra bağımsızlığını ilan eden Türk cumhuriyetleri gibi Ermenistan'ı da ilk tanıyan devletlerden biri Türkiye olmuştur. Ermenistan bağımsızlık deklerasyonu ile Türkiye'ye bir bakıma savaş açmış, Batı Ermenistan'ın (Doğu Anadolu) ülkesinin ayrılmaz parçası olduğunu duyurmuştur. Bağımsızlık heyecanı ile bunun geçici olması beklenirken 1995 Ermenistan Anayasası giriş kısmında "Bağımsızlık Deklarasyonu'nu anayasasının parçası olarak kabul etmiş, daha başka düşmanca maddeler düzenlenmiştir. Komşu toprağında doğrudan hak iddia etmek savaş hali anlamına gelmektedir. Sınır düzenlemeleri ayrı bir konudur. Başka ülke toprağını kendi ülkesi saymak radikal bir parti programında veya irredentist bir yazarın kitaplarında yer alabilir. Ancak ülkenin anayasasında böyle bir düzenleme varsa, her vatandaşını bağlayıcı bir durum sözkonusudur. Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarını işgali, Uluslararası Hukukun yasakladığı bir eylemi idi. Bu süreçte Türkiye, Ermenistan ile diplomatik ilişkiler kurmadı, sınır kapılarını ve ulaşım hatlarını kapattı. Ermenistan'dan karşılık olmadan 2004'de hava ulaşımının açılması yanlış karar idi. Türkiye, bu adımıyla Ermenistan'ın düşmanca politikalarına son vereceğini beklerken başbakanı halkına biraz daha sabretmelerini, Türkiye'nin bütün taleplerini yakında kabul edeceğini söylemişti. Ankara açısından aynı hayal kırıklığının günümüzde de yaşanması için oldukça uygun zemin bulunmaktadır. - buyuk ermenistan haritasi

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Yorumlar

“Türkiye-Ermenistan Yakınlaşmasındaki Tuhaflıklar” için 2 cevap

  1. Kerim Özbekler avatarı
    Kerim Özbekler

    Güzel ve aydınlatıcı bir yazı, Prof.Dr. Alaeddin Yalçınkaya’yı bu yazısından dolayı tebrik ederim. Bizim böyle yazarlarımız olduğu sürece sırtımız yere gelmez, umarım yazıyı okuyanlar gerekli mesajı almıştır. Kendisine, bundan sonra ki yazı hayatında başarılar dilerim.(31 Aralık 2021 Cuma-14.26)

  2. Elkhan Mehdiyev avatarı
    Elkhan Mehdiyev

    Professional yazıdır. Her şey güzel anlatılmış. Ermenistan ışğal döneminde töretdiyi cinayetlere göre cevab vermelidir. Kapıların açılması bu sorumluluğu heçe endirecek.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem

  1. KUR’AN’da; ‘Şehit’ ve ‘Şefaat’?! KUR’AN’ın işaret ettiği anlamdan çok uzak, yine saptırılmış, dini, saltanatları için kullanan yönetimlerin, acımasızca sömürdükleri iki…

  2. Unutmayalım ki Nazım Hikmet karısını ve küçücük çocuğu Mehmet’i Türkiye’de terk etmiş, ilgilenmemiş ve Vera’yla sonradan evlenmiş hayırsız bir babadır.…

  3. Bu kadar yalan bir aciklama olamaz,adamin sulalesi 5 kusak dedelik mazisi olan bir aile, kesinlikle turkmen kokenli,ne kurt ,ne ermeni…

  4. SAYIN ÇELİK HOCAMIZ GECENİN 3’ÜNDE YAZMIŞ. BEN DE GECE’NİN DÖRTBUÇUĞU’NDA CEVAP YAZİİM . .. SODOM ve GOMORE’ye MUSA’NIN ŞİKÂYETİYLE ,…

  5. Olmadı, olmadı! Seçkin üyeleri olan [E-Türkiyeyiz.Biz]öbeğinde tartışma ekinin(kültür) yerleşmemiş olduğunu “Başarmak zorundayız” yorumunda görmekten mutlu değilim. İki örnekte olduğu gibi…

  6. Mustafa Şahin sen alçagın önde gidenisin Gazi Mustafa Kemal Atatürk e dil uzatanın dilini keserler…

  7. Düzelterek bir kez daha yazıyorum… Bu parti sizin gibi sözde CHP’liler, Çakma Atatürkçü solcular yüzünden 1999 da Ve Tarihinde ilk…

  • BATAR MI BATMAZ MI ?

    BATAR MI BATMAZ MI ?

                Şu kendine ‘ekonomist’ diyenlerin çoğunluğunu birkaç yıl ekonomi öğrenimi görmüş olmalarına bağlayan ‘şapşal’ların sayısı her geçen gün artmaktadır.             Bunların ‘en iyi’leri ise, ekonomi […]


  • AH KEMAL KILIÇDAROĞLU AH!!!

    AH KEMAL KILIÇDAROĞLU AH!!!

    Ah Kılıçdaroğlu ahhhh!Sevgi dedin, saygı dedin, özgürlük dedin, adalet dedin, insanca yaşam dedin. Yetmedi…“Yolsuzluğa son verip, hırsızlığa izin vermeyeceğim” dedin.“Halk sefalet içinde yaşarken saray benim […]


  • “Plastik kirliliğine son ver…”

    “Plastik kirliliğine son ver…”

    Dünyada plastik kullanımı neredeyse ortadan kalkarken Türkiye’de plastik kullanımın yaygınlaşması tehlike yaratıyor. TEMA Vakfı, 5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında, dünyadaki ve Türkiye’deki plastik kirliliğinin […]


  • SUUDİ ARABİSTAN’DA İSLAM

    SUUDİ ARABİSTAN’DA İSLAM

    Türkiye’de devletin dine bakışını ve tavrını eleştiren, laik eğitim karşıtı dinci ve siyasal İslamcılara ithaf olunur. Okuyun da ülkenizdeki dini serbestliğin demokrasinin değerini bilin. Türkiye’de […]


  • Resim bize ne anlatıyor?

    Resim bize ne anlatıyor?

    Bn. Sümer’e teşekkür ediyoruz. Yalnız olmadığımızı duyumsattı. 1929 yılına ait bu resim bize ne anlatıyor? Henüz Cumhuriyet yönetimine geçeli 7 yıl olmuş. Her yaştan 10 […]


  • “MÜCAHİDİN İÇİNDE PARLAYAN KIVILCIM”

    “MÜCAHİDİN İÇİNDE PARLAYAN KIVILCIM”

    MÜCAHİDİN İÇİNDE PARLAYAN KIVILCIM HÜSEYİN MÜMTAZ 1974 yılında Girne Kalesi’nde asılı bulunan Yunan bayrağı geçen gün düzenlenen bir törenle Rum Milli Muhafız Ordusu’na teslim edilmiş. […]


  • Türkçe Bilmeyen Türk Vatandaşı Olmamalı

    Türkçe Bilmeyen Türk Vatandaşı Olmamalı

    Seçimler öncesi Türkçe bilmeyenlere vatandaşlık verilmesi çeşitli spekülasyonlara yol açmıştır. Türk vatandaşlığı doğum yoluyla veya sonradan başvuru yoluyla kazanılabilir. Yabancılar sonradan kazanma şansına sahiptir. Türk […]


  • Sonuçlar Değişim İsteyen Herkesi Üzdü 

    Sonuçlar Değişim İsteyen Herkesi Üzdü 

    Seçim Sonuçları Türkiye`de Siyasi Değişimi İsteyen Herkesi Derinden Üzdü ve de Öfkelendirdi.  Çünkü halkın büyük bir kesiminin ekonomik ve sosyal durumu bunu gerektiriyordu, Çünkü enflasyon […]


  • TÜRKÇE’Yİ TANIYAN TÜRK’E ”BUYURSUNLAR ÜLKEMİZE” DİYECEKTİR

    TÜRKÇE’Yİ TANIYAN TÜRK’E ”BUYURSUNLAR ÜLKEMİZE” DİYECEKTİR

    KAŞGARLI MAHMUD ARAPLAR’A TÜRKÇE’Yİ ÖĞRETMEK VE ARAPLARA TÜRKÇE’NİN ARAPÇA’YA ÜSTÜNLÜĞÜNÜ DE GÖSTERMEK İÇİN YAZAR DİVAN-ÜL LÜGAT’ÜT TÜRK’Ü. KİTABIN BİR NÜSHASINI , KİTABIN BÜYÜK BÖLÜMÜNÜ YAZDIĞI […]


  • ÇARE MİLLİ OLARAK ÖRGÜTLENMEK

    ÇARE MİLLİ OLARAK ÖRGÜTLENMEK

    UMUTSUZLUĞU, HAYIFLANMAYI VE YILGINLIĞI BIRAKIN!ÇARE MİLLİ OLARAK ÖRGÜTLENMEK VE TÜRKİYE ULUSAL KONGRESİNİ TOPLAMAKTIR. SEFA YÜRÜKEL Değerli yurtseverler, Umutsuz olmaya gerek yok. Bugünler geçici günler. Bu […]


  • Cehalet ve gericilikle savaş, halkla savaş değildir

    Cehalet ve gericilikle savaş, halkla savaş değildir

    Cehaletin mutlaklaştırıldığı bir süreçte olduğumuz doğru. Doğru, lakin cehaletle savaş halkın kendisi ile savaş değildir. Mesela deprem bölgesindekilerin, mağduriyetlerine rağmen, iktidara oy vermesini suçlamak, halkla […]


  • AB’nin Gündeminde Kıbrıs Sorunu Yok

    AB’nin Gündeminde Kıbrıs Sorunu Yok

    Avrupa Birliği’nin dertleri başından aşkın. Kendi içlerindeki sorunlara ilaveten şimdi bir de “Türkiye ile nasıl baş ederim” düşüncesi var kafalarında. “Türkiye ile düşman mı olayım, […]


  • ABD`de 60 YIL

    ABD`de 60 YIL

    İmza gunu 10/06/23 Değerli dostlar,     Geliri tamamen Türk Amerikan Toplumu Merkezi Ataturk fonuna bagışlanacak ”ABD`de 60 YIL” adlı kitabımın imza ve satış günü 10 […]


  • BU MEMLEKET BİZİM !!!

    BU MEMLEKET BİZİM !!!

    “Milli benliğini yitirmiş uluslar, başka milletlerin avıdır.”Mustafa Kemal ATATÜRK Değerli arkadaşlar, Moskova’da, 3.6.1963 yılında geçirdiği bir kalp krizi ile 61 yaşında hayatını kaybeden, ülkemizin en […]


  • Bodrum, zengin Rus turistlerle gülecek…

    Bodrum, zengin Rus turistlerle gülecek…

    Baştan bu yana turizmle ilgili şunları yazdık. İngiliz ve Rus turist bizim için önemli. Bunu ekonomik alanda da düşünebiliriz. Rusya’dan yapılan açıklamada bu yıl 5 […]


  • Deprem bölgesinde kutlama yapan mahluklar

    Deprem bölgesinde kutlama yapan mahluklar

    Şarkıcı Leman Sam “…Deprem bölgesinde enkaz önünde davul zurna ile kutlama yapan mahluklar…” demişse ona yakışmamış… ‘7.4 yetmedi mi’ diyen zihniyetten bir farkı olamamış ise eğer! Seçimlerin […]