15 KASIM 2021

          15 KASIM 2021Hüseyin MÜMTAZ15 Kasım, KKTC’nin kuruluş yıldönümü… “Her şeye rağmen” güzel şeyler yazmak istiyordum ama…Parmaklarım kaç kere bilgisayarın tuşlarına gitti, geldi, yazılanları sildi. Yine yazdı.Kıbrıs yazısı yazmanın bu kadar zor olacağını düşünemezdim. Nereden tutup, nereyi bırakayım?Nasıl başlayacağıma bir türlü karar veremedim.                Nesini yazayım KKTC’nin?Yazacak nesi kaldı KKTC’nin?                Son bir yılda yaşananlar herkesin hatırında… Hükümet kurmak için bir partinin genel kurulu bekleniyor, genel başkan adayları “düzenleniyor”, binbir numarayla ve zorla “tercih ettirilen”in geçmişi bir yıl sonra ortalığa saçılıyor, bir sene önce adaylıktan “el çektirilen” tekrar aday olup kazanıyor, ama hükümet listesini Tatar’la beraber aynı anda “uzmanlara” götürüp, danışıyor.                “Uygun görülen değişiklikler” yapıldıktan sonra yeni hükümet kur(d)uluyor.Peki, bu nasıl “bağımsız” bir devlettir; kimin, nasıl tanımasını bekliyorsunuz?1960’dan beri gayet güzel kullanılan “gecekondu”ların yerine yeni meclis ve yeni saray yapılınca mı tanınacaktır?Türkiye’de artık olmayan/kalmayan askerî hastahanenin neden temeli atılmaktadır?                Doğrudur; birleşilmek istenilen Rum’un parası euro olduğu halde her nedense sterlin’e bağlı yaşanılan kuzeyde ekonomi felakettir, mali yapı çökmüştür, “devlet”in geliri yoktur, maaşlar Türkiye’den ödenmektedir, o ödenince de piyasa ancak işlemektedir.                Ama bu “alış-veriş”, bu kadar açık mı yapılmalıydı? Telefonla veya artık her mecrada çok sık kullanılan bilgisayar/internet ortamında örtülü/kapalı halledilemez miydi?                Neyi yazayım, nasıl yazayım?                2005’de Lokmacı Barikatı’na Türkler üstgeçit yapmış, Rumların baskısı sonucu 2007’de kaldırılmış ama Rum barikatı devam etmişti.Dün aynı barikata Rumlar “gancelli-peki” taktılar.                       Ahmet Tolgay diyor ki;                “Karanlık ve tüketici bir rekora koşar gibidirler… Suçlar ve olaylar vadisinde hangi taş kaldırılsa altından Afrikalılar çıkar oldu… Uyuşturucu, hırsızlık, sahtekârlık, şiddet, fuhuş, trafik suçu… Sayabildiğimiz kadar sayalım… Obiama, Türkçe metnine internetten ulaştığımız o yazısında Nijeryalı öğrencilerin, kendi ülkelerinde, buradaki üniversitelerin aracıları tarafından dolandırıldıklarını ve fahiş ödemeler yaptıklarını  öne sürdü… Kuzey Kıbrıs’ın kendilerine ‘Vizesiz giriş yapılabilen bir Avrupa ülkesi’ olarak tanıtıldığını anlatmakta ve kandırıldıklarını öne sürmektedir…”                Cenk Mutluyakalı devam ediyor;                “Kıbrıs’taki bağımlılığın, hukuksuzluğun altını mafya dolduruyor. Kıbrıs’ın Kuzeyi’nde uluslararası hukukun, siyasetin ve ticaretin dışında bir yapı kuruldu. Bu sistemlerin dışında olduğunuz zaman doğalında o coğrafyada daha kirli odaklar yeşeriyor”.                En az 20 yıldır Türkiye’yi çevreleyen “4 K”nın yazılarını yazarım. Karabağ, Kerkük, Kıbrıs, Karasu (Mesta).                Bir tek Karabağ kurtuldu ama bir parçasında da yine Rus üssü var. Kekük’ün kontrolü Irak hükümeti tarafından Barzani’nin peşmergelerine verildi. Yunanistan’daki Karasu Amerikan üssü oldu.                Kime karşı?                Kıbrıs’ta ise 38 yılda gel(ebil)diğimiz noktayı ise yukarıda anlatmaya çalıştım.Geçen gün İstanbul’da “Türk Devletleri Teşkilatı” toplandı.Üye ülkeler; Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkiye.Gözlemci ülkeler; Macaristan ve Türkmenistan.Kuzey Kıbrıs TÜRK Cumhuriyeti nerede? Neden yok?“Çırpınırdı Karadeniz” çok sevilen, millete mâl olmuş bir şarkıdır.                Peki Akdeniz neden bir türlü çırpınamıyor?“Devlet kuran son TÜRK” Denktaş’ı rahmetle anıyor, kıymetini bir türlü bilemediğimizi ve gelinen noktada, hâtırasına gerekli saygıyı bir türlü gösteremediğimizi düşünüyorum.</p>
<p> https://www.yeniduzen.com/cenk-mutluyakali-kibristaki-bagimliligin-hukuksuzlugun-altini-mafya-dolduruyor-146161h.htm - Nevcihan Abla 10342
          15 KASIM 2021Hüseyin MÜMTAZ15 Kasım, KKTC’nin kuruluş yıldönümü… “Her şeye rağmen” güzel şeyler yazmak istiyordum ama…Parmaklarım kaç kere bilgisayarın tuşlarına gitti, geldi, yazılanları sildi. Yine yazdı.Kıbrıs yazısı yazmanın bu kadar zor olacağını düşünemezdim. Nereden tutup, nereyi bırakayım?Nasıl başlayacağıma bir türlü karar veremedim.                Nesini yazayım KKTC’nin?Yazacak nesi kaldı KKTC’nin?                Son bir yılda yaşananlar herkesin hatırında… Hükümet kurmak için bir partinin genel kurulu bekleniyor, genel başkan adayları “düzenleniyor”, binbir numarayla ve zorla “tercih ettirilen”in geçmişi bir yıl sonra ortalığa saçılıyor, bir sene önce adaylıktan “el çektirilen” tekrar aday olup kazanıyor, ama hükümet listesini Tatar’la beraber aynı anda “uzmanlara” götürüp, danışıyor.                “Uygun görülen değişiklikler” yapıldıktan sonra yeni hükümet kur(d)uluyor.Peki, bu nasıl “bağımsız” bir devlettir; kimin, nasıl tanımasını bekliyorsunuz?1960’dan beri gayet güzel kullanılan “gecekondu”ların yerine yeni meclis ve yeni saray yapılınca mı tanınacaktır?Türkiye’de artık olmayan/kalmayan askerî hastahanenin neden temeli atılmaktadır?                Doğrudur; birleşilmek istenilen Rum’un parası euro olduğu halde her nedense sterlin’e bağlı yaşanılan kuzeyde ekonomi felakettir, mali yapı çökmüştür, “devlet”in geliri yoktur, maaşlar Türkiye’den ödenmektedir, o ödenince de piyasa ancak işlemektedir.                Ama bu “alış-veriş”, bu kadar açık mı yapılmalıydı? Telefonla veya artık her mecrada çok sık kullanılan bilgisayar/internet ortamında örtülü/kapalı halledilemez miydi?                Neyi yazayım, nasıl yazayım?                2005’de Lokmacı Barikatı’na Türkler üstgeçit yapmış, Rumların baskısı sonucu 2007’de kaldırılmış ama Rum barikatı devam etmişti.Dün aynı barikata Rumlar “gancelli-peki” taktılar.                       Ahmet Tolgay diyor ki;                “Karanlık ve tüketici bir rekora koşar gibidirler… Suçlar ve olaylar vadisinde hangi taş kaldırılsa altından Afrikalılar çıkar oldu… Uyuşturucu, hırsızlık, sahtekârlık, şiddet, fuhuş, trafik suçu… Sayabildiğimiz kadar sayalım… Obiama, Türkçe metnine internetten ulaştığımız o yazısında Nijeryalı öğrencilerin, kendi ülkelerinde, buradaki üniversitelerin aracıları tarafından dolandırıldıklarını ve fahiş ödemeler yaptıklarını  öne sürdü… Kuzey Kıbrıs’ın kendilerine ‘Vizesiz giriş yapılabilen bir Avrupa ülkesi’ olarak tanıtıldığını anlatmakta ve kandırıldıklarını öne sürmektedir…”                Cenk Mutluyakalı devam ediyor;                “Kıbrıs’taki bağımlılığın, hukuksuzluğun altını mafya dolduruyor. Kıbrıs’ın Kuzeyi’nde uluslararası hukukun, siyasetin ve ticaretin dışında bir yapı kuruldu. Bu sistemlerin dışında olduğunuz zaman doğalında o coğrafyada daha kirli odaklar yeşeriyor”.                En az 20 yıldır Türkiye’yi çevreleyen “4 K”nın yazılarını yazarım. Karabağ, Kerkük, Kıbrıs, Karasu (Mesta).                Bir tek Karabağ kurtuldu ama bir parçasında da yine Rus üssü var. Kekük’ün kontrolü Irak hükümeti tarafından Barzani’nin peşmergelerine verildi. Yunanistan’daki Karasu Amerikan üssü oldu.                Kime karşı?                Kıbrıs’ta ise 38 yılda gel(ebil)diğimiz noktayı ise yukarıda anlatmaya çalıştım.Geçen gün İstanbul’da “Türk Devletleri Teşkilatı” toplandı.Üye ülkeler; Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkiye.Gözlemci ülkeler; Macaristan ve Türkmenistan.Kuzey Kıbrıs TÜRK Cumhuriyeti nerede? Neden yok?“Çırpınırdı Karadeniz” çok sevilen, millete mâl olmuş bir şarkıdır.                Peki Akdeniz neden bir türlü çırpınamıyor?“Devlet kuran son TÜRK” Denktaş’ı rahmetle anıyor, kıymetini bir türlü bilemediğimizi ve gelinen noktada, hâtırasına gerekli saygıyı bir türlü gösteremediğimizi düşünüyorum.</p>
<p> https://www.yeniduzen.com/cenk-mutluyakali-kibristaki-bagimliligin-hukuksuzlugun-altini-mafya-dolduruyor-146161h.htm - Nevcihan Abla 10342

          
15 KASIM 2021
Hüseyin MÜMTAZ
15 Kasım, KKTC’nin kuruluş yıldönümü… “Her şeye rağmen” güzel şeyler yazmak istiyordum ama…
Parmaklarım kaç kere bilgisayarın tuşlarına gitti, geldi, yazılanları sildi. Yine yazdı.
Kıbrıs yazısı yazmanın bu kadar zor olacağını düşünemezdim. Nereden tutup, nereyi bırakayım?
Nasıl başlayacağıma bir türlü karar veremedim.
                Nesini yazayım KKTC’nin?
Yazacak nesi kaldı KKTC’nin?
                Son bir yılda yaşananlar herkesin hatırında… Hükümet kurmak için bir partinin genel kurulu bekleniyor, genel başkan adayları “düzenleniyor”, binbir numarayla ve zorla “tercih ettirilen”in geçmişi bir yıl sonra ortalığa saçılıyor, bir sene önce adaylıktan “el çektirilen” tekrar aday olup kazanıyor, ama hükümet listesini Tatar’la beraber aynı anda “uzmanlara” götürüp, danışıyor.
                “Uygun görülen değişiklikler” yapıldıktan sonra yeni hükümet kur(d)uluyor.
Peki, bu nasıl “bağımsız” bir devlettir; kimin, nasıl tanımasını bekliyorsunuz?
1960’dan beri gayet güzel kullanılan “gecekondu”ların yerine yeni meclis ve yeni saray yapılınca mı tanınacaktır?
Türkiye’de artık olmayan/kalmayan askerî hastahanenin neden temeli atılmaktadır?
                Doğrudur; birleşilmek istenilen Rum’un parası euro olduğu halde her nedense sterlin’e bağlı yaşanılan kuzeyde ekonomi felakettir, mali yapı çökmüştür, “devlet”in geliri yoktur, maaşlar Türkiye’den ödenmektedir, o ödenince de piyasa ancak işlemektedir.
                Ama bu “alış-veriş”, bu kadar açık mı yapılmalıydı? Telefonla veya artık her mecrada çok sık kullanılan bilgisayar/internet ortamında örtülü/kapalı halledilemez miydi?
                Neyi yazayım, nasıl yazayım?
                2005’de Lokmacı Barikatı’na Türkler üstgeçit yapmış, Rumların baskısı sonucu 2007’de kaldırılmış ama Rum barikatı devam etmişti.
Dün aynı barikata Rumlar “gancelli-peki” taktılar.       
                Ahmet Tolgay diyor ki;
                “Karanlık ve tüketici bir rekora koşar gibidirler… Suçlar ve olaylar vadisinde hangi taş kaldırılsa altından Afrikalılar çıkar oldu… Uyuşturucu, hırsızlık, sahtekârlık, şiddet, fuhuş, trafik suçu… Sayabildiğimiz kadar sayalım… Obiama, Türkçe metnine internetten ulaştığımız o yazısında Nijeryalı öğrencilerin, kendi ülkelerinde, buradaki üniversitelerin aracıları tarafından dolandırıldıklarını ve fahiş ödemeler yaptıklarını  öne sürdü… Kuzey Kıbrıs’ın kendilerine ‘Vizesiz giriş yapılabilen bir Avrupa ülkesi’ olarak tanıtıldığını anlatmakta ve kandırıldıklarını öne sürmektedir…”[i]
                Cenk Mutluyakalı devam ediyor;
                “Kıbrıs’taki bağımlılığın, hukuksuzluğun altını mafya dolduruyor. Kıbrıs’ın Kuzeyi’nde uluslararası hukukun, siyasetin ve ticaretin dışında bir yapı kuruldu. Bu sistemlerin dışında olduğunuz zaman doğalında o coğrafyada daha kirli odaklar yeşeriyor”.[ii]
                En az 20 yıldır Türkiye’yi çevreleyen “4 K”nın yazılarını yazarım. Karabağ, Kerkük, Kıbrıs, Karasu (Mesta).
                Bir tek Karabağ kurtuldu ama bir parçasında da yine Rus üssü var. Kekük’ün kontrolü Irak hükümeti tarafından Barzani’nin peşmergelerine verildi. Yunanistan’daki Karasu Amerikan üssü oldu.
                Kime karşı?
                Kıbrıs’ta ise 38 yılda gel(ebil)diğimiz noktayı ise yukarıda anlatmaya çalıştım.
Geçen gün İstanbul’da “Türk Devletleri Teşkilatı” toplandı.
Üye ülkeler; Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkiye.
Gözlemci ülkeler; Macaristan ve Türkmenistan.
Kuzey Kıbrıs TÜRK Cumhuriyeti nerede? Neden yok?
“Çırpınırdı Karadeniz” çok sevilen, millete mâl olmuş bir şarkıdır.
                Peki Akdeniz neden bir türlü çırpınamıyor?
“Devlet kuran son TÜRK” Denktaş’ı rahmetle anıyor, kıymetini bir türlü bilemediğimizi ve gelinen noktada, hâtırasına gerekli saygıyı bir türlü gösteremediğimizi düşünüyorum.


[i]
[ii] https://www.yeniduzen.com/cenk-mutluyakali-kibristaki-bagimliligin-hukuksuzlugun-altini-mafya-dolduruyor-146161h.htm
Okumaya devam et  Halkın Grevlere Desteği Yok

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir