Türk eşekti ve dini, soyu sopu, yurdu belirsiz cahiller sürüsüydü

Yavuz Sultan Selim

Osmanlı aşığı ve ümmetci Türk vatandaşlarına: Türk; Yavuz Sultan Selim’e göre, eşekti ve Vahdettin’e göre, dini, soyu sopu, yurdu belirsiz, cahiller sürüsüydü

Ayla Çokbudak

Yavuz Sultan Selim
Yavuz Sultan Selim

Türk; Yavuz Sultan Selim’e göre, eşekti

Türk; Koçi Beye göre, mezhepsiz ecnebiydi… Türk; Hoca Saadettin Efendi’ye göre, leşti, hilebazdı, aşağılıktı… Türk; Naima’ya göre, azgındı, çirkindi, kabaydı, cahildi… Türk; Nef-i’ye göre, Allah’ın irfan pınarını yasakladığıydı… Türk; Baki’ye göre, kabaydı… Türk; Hafız Çelebi’ye göre, baban bile olsa öldürülmesi gerekendi… Türk; Sadrazam Kuyucu Murat’a göre, başı vurulması gerekendi… Türk; Aksaraylı Kerimettin Mahmut’a göre, hunhar köpekti. Me’lundu… Türk; Merzifonlu Seyyit Abdurrahman Eşref’e göre, eşsiz bir gaddardı… Türk; Gelibolulu Mustafa Ali’ye göre, pasaklıydı, çirkindi… Türk; Taşlıcalı Yahya’ya göre, soyu kuruyasıca idi… Türk; Büyükelçi Moralı Çuhadır Ahmet’e göre, hayvandan farkı olmayandı… Türk; Tokatlı Nuri’ye göre, şehir dili bilmez hayvandı… Türk; Şeyhülislam Mustafa Sabri’ye göre, tiksinti duyulandı… Türk; Vahdettin’e göre, dini, soyu sopu, yurdu belirsiz, cahiller sürüsüydü… Siniriniz bozulmasın devam etmeyeyim!

Osmanlı…

– Ermenilere, “Millet-i Sadıka”…

– Araplara, “Kavm-i Necip”..

– Rumlara, “Romalı” anlamına gelen “Romeos” derken Türkler’i böyle aşağıladı.][ Çünki Osmanlı Türk Olmakdan Vazgeçmiş ve Uzaklaşmışdi .. <<< TF  >>>][

Peki, Türk kendini nasıl görüyordu?

Türk’ün hali

“İlk ders beni şaşırtmıştı. Bu bölük, o zamanki milletin bir parçasıydı. Hepsi de Anadolu köylüleriydi. Biz Anadolu köylüsünü dindar, mutaassıp bilirdik. Halbuki bu gördüklerim sadece cahildiler.

Fakat asıl şaşkınlığım ikinci derste oldu. Daha ilk sual cevaplarda anlaşıldı ki, bu askerler yalnız hangi dinden olduklarını değil, hangi milletten olduklarını da bilmiyorlardı.

‘Biz hangi milletteniz’ deyince her kafadan bir ses çıktı:

‘Biz Türk değil miyiz’ deyince de hemen, ‘Estağfurullah’ diye karşılık verdiler.

Okumaya devam et  Birleşmiş Milletlerde Osmanlı Hakimiyeti

Türklüğü kabul etmiyorlardı.

Halbuki biz Türk’tük. Bu ordu Türk Ordusu’ydu. Türklük için savaşıyorduk. Asırlarca süren maceralardan sonra son sığınağımız ancak bu Türklük olabilirdi.

Fakat ne çare ki bu “biz Türk değil miyiz?” diye sorunca “Estağfurullah” diye cevap verenlerin görünüşe göre Türk demek Kızılbaş demekti.(…) Dininde, milliyetinde birleşmiş olmayan bu bölük, dersler ilerledikçe görüldü ki, devletin şeklini, devletin adını, padişahın ismini, devletin merkezini, başkumandanını ve onun vekilini de bilmemektedir.

Hele iş, vatan bahsine dönünce büsbütün karıştı. Kısacası, vatanımızın neresi olduğunu bilen yoktu. Yahut da bütün bilgiler, belirsiz, köksüz, şekilsiz ve yanlıştı…”

Şevket Süreyya Aydemir (1897-1976), hayat öyküsünü yazdığı “Suyu Arayan Adam” kitabında böyle anlattı Türkleri…

Vatandaşlık Bayramı

Falih Rıfkı Atay (1894-1971), “Batış Yılları” adlı eserinde kendi kuşağını Osmanlı’nın son çocukları olarak tanımladı:

“Kendime ilk defa ne zaman ‘Türk’ dediğimi pek hatırlamıyorum. Bizim çocukluğumuzda ‘Türk’, kaba ve yabani demekti. İslam ümmetinden ve Osmanlı idik. İlmihallerde baş dersimiz ‘din ile milliyetin bir olduğunu’ öğrenmekti.

‘Vatan’ sözü yasaktı. Onu ben büyüyüp de Namık Kemal’i okuduğum günlerde kitapta gördüm. Kulağımla ancak Meşrutiyet’te duydum.

Biz padişah kulları idik. Okul çıkışlarında her akşam sıraya girer, ‘Padişahım çok yaşa’ diye bağırırdık…”

Buraya kadar yazdıklarımın kuşkusuz amacı var:

Mustafa Kemal de, Osmanlı’nın son kuşağındandı. Türk’ün, Osmanlı iktidarı tarafından nasıl aşağılandığını yaşadı. Osmanlı münevverlerinin Babıali’de “Türk” sözünü Arap aksanıyla ifade ederek “Terk” diye yazdıklarını unutmadı. (“Terk” sözcüğünün çoğulu Arapçada “Etrâk” demekti; ve Türklere, “İdrâki biidrak” -anlayışsız Türkler- diyorlardı!)

Oysa…

TÜRK; ATATÜRK’E GÖRE, YILDIRIMDI, KASIRGAYDI, DÜNYAYI AYDINLATAN GÜNEŞTİ. BU SEBEPLE…

91 YIL ÖNCE…

TARİH: 23 MAYIS 1928.

TBMM, 1312 SAYILI TÜRK VATANDAŞLIĞI KANUNU’NU KABUL ETTİ. BÖYLECE… ASIRLARDIR HOR GÖRÜLEN TÜRK, YURTTAŞLIK PAYESİYLE ONURLANDIRILDI.

Okumaya devam et  Şeyh Edebali Vefaiyye Tarikatındandır

OSMANLI İLE CUMHURİYET FARKI Buydu.

Soner Yalçın


Comments

“Türk eşekti ve dini, soyu sopu, yurdu belirsiz cahiller sürüsüydü” için bir yanıt

  1. Oysa biz Türk, Yörük, Yüce Yürek bir toplumuz. Göçebe özelliği taşıyan yörük toplumunun vatanı da bellidir. Çin surlarından Viyana kapılarına kadar hareket ettikleri yerlerdir fakat özellikle, yerleşmeyi tercih ettikleri Anadolu ve Trakya, Azerbaycan, Kırgızistan, Türkmenistan gibi adıyla da yerini belli eden topraklardır vatanı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir