Çin’in Tek Kelepçe – Tek Yumruk Projesi ve TRACECA

Alaeddin Yalçınkaya

Alaeddin Yalçınkaya - hainan 105596 640

Çin’in “Tek Kuşak, Tek Yol” projesine ilgi gittikçe artmaktadır. Konuya temas edenler bunun ne kadar barışçıl olduğunu, mutlaka bu projede yer almak gerektiğini anlatmakta âdetâ yarışa girdiler. Bu durum, çeyrek asır kadar öncenin küreselleşme çerçevesindeki tartışmalarına benzemektedir. O dönemde küreselleşme, batılı ülkelerin piyasaları kontrol etmek için öne sürdükleri “engellerin kalkması”nın parlatılmış kılıfıydı. Bugün ise küreselleşmenin, tersine fonksiyonu ortaya çıkmıştır. ABD küreselleşme üzerinden daha fazla mal satmak isterken, Çin’den, Hindistan’dan gelen ürünlere boğulmuştur.

Yükselen güç olarak Çin’in hızla geliştiği, sosyalist devlet modeli içinde sıkı bir disiplin ve planlama ile AR-GE’ye olabildiğince kaynak ayırdığı, bunun gittikçe büyüyen ürünlerini topladığı önemli bir gerçektir. Ekonomik, bilimsel, teknolojik alandaki yükselişini askeri ve siyasi alana tahvil konusunda aceleci olmayıp hedef ülkeleri ürkütmeme konusunda ihtiyatlı hareket etmektedir. Zaman zaman emperyalist politikalar çerçevesindeki hedeflerini de rahatlıkla izhar edebilmektedir.

Kabaran Çin gerçeğine karşı koymak yerine işbirliği yapmak, dev projelerinde yer almak makul gelebilir. Bu cümleden olarak “Kuşak-Yol” projesi gümbür gümbür ilerlerken diğer ülkeler gibi Türkiye’nin de varlık göstermesi gerektiği kulağa hoş gelebilir. Bununla beraber projenin hedefi, kapsamı, sonuçlarının ne olduğu/ne olabileceği konusunda salim bir kafa ile düşünmekten kimseye zarar gelmez. Bir yerlerden emir almışçasına önünün ve sonunun görülmek istenmediği bu çağlayana gözü kapalı atlamanın maliyetini hesaplamada geç kalmamak gerekmektedir. Bu gerçekler, 2-3 Mayıs’ta Giresun Üniversitesi’nce düzenlenen II.Uluslararası Giresun Güvenlik Sempozyumu’nda da tartışıldı. Başta Prof.Dr.Betül Karagöz olmak üzere düzenleyenlere teşekkürler.

Öncelikle yükselen Çin’de yaşananlar, sömürgecilik yıllarında batı Avrupa ülkelerinde görüldüğü üzere Yahudi bankerlerin para gücü ile devlet politikalarını belirleyen temel unsur haline gelmesiyle paralellik göstermektedir. Esasen Çin için bu gerçek daha eskilere dayanmaktadır. Mao’nun Maliye Bakanı’nın adı İsrail Estein’dir. Bugün de Rothschild ailesi, Çin’in temel politikalarının mimarıdır. Kuşak-Yol projesinin son durağının Londra olması da Rothschild’in merkeziyle ilgilidir.

Okumaya devam et  Dışişleri Bakanı Kayıp Çin’e Kissinger Ziyareti

Günümüzdeki Çin’in Avrupa’nın sömürgecilik yıllarından farkı ise insan hakları alanındadır. Batıda sanayileşme ile birlikte hammadde ve pazar konusunda yeni yatırımlara, teknolojik hamlelere ve açılımlara gidilirken aynı zamanda hümanizma, insan hakları, sosyal adalet gibi alanlarda önemli gelişmeler yaşanmıştır. Bu süreçte de asırlarca kovulan, horlanan, dışlanan Yahudi toplumunun patron haline gelmesinin etkisi büyüktür. Ancak aynı süreçten başta işçi sınıfı olmak üzere diğer kesimler ile azınlıklar da kazançlı çıkmıştır ki netice itibariyle Yahudi patronlar zarar görmüştür. Çin’in yükselişinde ise insan hakları veya sosyal adalet kavramı bilinmemekte, muhtemelen Yahudi patronların Avrupa tecrübesi olabildiğince değerlendirilmektedir. Uygurlara uygulanan yok etme stratejisi Filistinlilere yapılanlarla benzerlik göstermektedir.

Cevap aradığımız soru “Kuşak-Yol”un bölge ülkelerine ne getireceğidir. Bugün Çin, ürünlerini dünyanın her yerine kolayca ulaştırabilmektedir. Moskova-Kazan arasındaki en ücra istasyonda dahi vagonlara dalan Rus satıcıların ellerinde Çin porselenlerini, bardaklarını, inci-boncuklarını görürsünüz. Tahtakale, Mahmutpaşa adeta Çin pazarına dönüşürken bu süreçte binlerce atelye, fabrika kapanmış, yüzbinler işsiz kalmıştır. Kuşak-Yol sayesinde bir ayda gelen malın on günde geleceği hesaplanıyor da bunun Türkiye’ye veya güzergâhtaki diğer ülkelere ne getireceğinden bahsedilmiyor. Yunanistan’ın Pire Limanı’nı Çin’e vermesi, Türkiye’ye karşı stratejileri açısından anlamlı olabilir, ancak kendi ekonomisine ne getireceği pek hesaplanmamış gibi. Türkiye açısından, birkaç yüz milyon dolar karşılığında peşin para karşılığında kaç on milyar doların çıkacağının hesabı yok.

Halen Türkiye-Çin ticareti yaklaşık 3 milyara 23 milyar aleyhimizedir. Kuşak-Yol ile makas çok daha fazla açılacaktır. Birkaç seçkin müteahhidin güzergâh için üç-beş bin vagon yapmasının bu açığa pek etkisi olmayacaktır. Halbuki aynı güzergâhta başta TRACECA olmak üzere birçok karayolu, demiryolu, liman projeleri gerçekleşmiştir. TRACECA, Polonya’dan Kırgızistan’a fiziki altyapı yanında hukuki olarak da her türlü ihtiyacı karşılayan bir ulaşım ağı olup “Yeni İpek Yolu” ismini çok daha önceden kullanmaya başlamıştır. Karadeniz otoyolu da bu projenin parçasıdır. İlgili ülkelerde bu kapsamda yeni yollar, geçitler, tüneller inşa halindedir. Benzer durum Çin Denizi’nden Hindistan’a, Kızıldeniz’e ve Akdeniz’e deniz yolları için de geçerlidir. İhtiyaca göre yeni limanlar yapılmakta, mevcutlar genişletilebilmektedir. Her ülke ve bölgenin şartlarına göre yatırımlar rasyonal ve hesaplı bir şekilde sürmektedir.

Okumaya devam et  Batının, Eski Sömürgelere Ödemesi Gereken Fatura

Peki bu gerçekleri Çinli yöneticiler ve Rothschild grubu ile diğer Yahudi patronlar bilmiyorlar mı? Farkedilmek istenmeyen husus, Çin’in projesinin aslında yol olmayıp güzergâha yerleşme hedefidir. Girdiği her ülkede olduğu gibi bu güzergâhta da yüzlerce Çin kolonileri oluşacaktır. Yerleşen Çinliler bir daha çıkmamak üzere o  ülkenin vatandaşı olurken aynı zamanda Çin ürünlerinin acentası haline geleceklerdir. Diyasporadaki Çinlilerin anavatanın acentası olması konusunda Çin yönetimi oldukça milliyetçi politikalar izlemektedir. Türkiye gibi ülkeler açısından halen kaybedilen pazarlar, kapanan fabrikalar, duran üretim dikkate alındığında Kuşak-Yol sonrasının daha kötü olacağı açıktır. Bu gerçekler ışığında projeyi “Tek Kelepçe-Tek Yumruk” olarak adlandırdık. ABD emperyalizmine karşı bu projeye sarılmak, kırk katır yerine kırk satırı seçmek gibi birşey.

Bu durumda imtiyazlar verilirken sonuçlarını iyi hesaplamak, herşeyden önce dış borçlanmaya dayalı israf ekonomisinden vazgeçmenin yollarını aramak ve üretimi artırmak gerek. Türkiye’nin Çin’i durdurma kapasitesi olmayabilir, ancak önüne gelenin bu ejderhaya methiyeler dizmesi, bir adım sonrasını görememesi felakettir. Küreselleşmeye selam duranlar da bu yol üzerinden satacak pek bir şeyimizin olmadığını, kısa süre içinde global firmaların pazarı olacağımızı farketmemişlerdi.

Çin’in yükselişinin veya Yol’un işlemesinin elbette bir sınırı olacaktır. Kuşak-Yol’un küreselleşme için olduğu gibi tersine sonuçları olabileceğini beklemek en azından kısa vadede fazla iyimserlik olur. Bu ülkede sömürülen milyarlık kesim, patlamaya hazır bomba haline gelmektedir. Bu da Çin’in orta vadede parçalanması demektir. Bu gerçeklere karşın seçimden seçime zıplayan Türkiye’nin küresel akıntılar konusunda kafasını kuma gömmüş olması tehlikelidir. Türkiye’nin yükselen güç olarak Çin ile de ilişkilerini geliştirmesi zorunludur. Fakat bu süreçte sürekli kaybeden taraf olmamak için gerekli tedbirleri de almak gerekmektedir.

Öncevatan, 16.05.2019

[email protected]

Haberi paylaşın
Alaeddin Yalçınkaya - cin chinese

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem

  1. fatma sibel yüksek ankara yenimahalle’de meydana gelen düşük şiddetli, pek çok vatandaşın hissetmediği depremden 20 dk. önce içinde tahteravalli kelimesinin…

  2. arkadaşlar sallıyorsunuz angelina jolie nin cia ajanı olduğu rockfellerin çıkarları doğrultusunda abd nin saldıracağı yerlerin savaş hatlarını oluşturmak müdahaleye zemin…

  • ATATÜRK VE MİLLİYETÇİLİK

    ATATÜRK VE MİLLİYETÇİLİK

    Atatürkçülüğün en önemli ilkelerinden biri de milliyetçiliktir. Bu ilke, Millî Mücadele’nin doğuşunda ve başarıya ulaşmasında başlıca rolü oynamıştır; zira yeni kurulan devlet, artık milletler topluluğuna […]


  • HAZARALAR

    HAZARALAR

    İSTANBUL MALTEPE BELEDİYESİ YAŞAR KEMAL KÜLTÜR MERKEZİNDE AFGANİSTAN HAZARALARI KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİNİN BÜYÜK BULUŞMASI 23 Eylül tarihinde Afganistan Hazaraları Kültür ve Dayanışma Derneği’nin organize […]


  • Türk Katliamları ve İslamiyet’i kabul

    Türk Katliamları ve İslamiyet’i kabul

    Gizlenen tarih; 670-740 Türk Katliamları ve Türklerin İslamiyet’i kabul edişi. TARİHİN EN AŞAĞILIK SOYKIRIMLARINDAN BİRİ – TALKAN KATLİAMI … O dönemlerde Türklerin Orta-Asya’dan göç edip, […]


  • YARGI BASKI ALTINA ALINMAK İSTENİYOR

    YARGI BASKI ALTINA ALINMAK İSTENİYOR

    BAĞIMSIZ KKTC YARGISI BASKI ALTINA ALINMAK, YARGININ VERECEĞİ KARAR ETKİLENMEK İSTENİYOR. Yasalarımıza göre mahkemede olan veya görülmekte olan bir dava ile ilgili olarak mahkemeyi baskı […]


  • KISA ORDU TARİHİ (1) MUAVENET

    KISA ORDU TARİHİ (1) MUAVENET

    HÜSEYİN MÜMTAZ KISA ORDU TARİHİ (1) MUAVENET HÜSEYİN MÜMTAZ                 Sina Akşin’in “Kısa Türkiye Tarihi”ni okurken satırların altını çizmiş, sayfa kenarlarına notlar almışım. İlk sayfanın […]


  • Diktatörlüğe giden Türkiye

    Diktatörlüğe giden Türkiye

    Sayın Temel Sağıroğlu‘ nun „En büyük ihanetin fitili bu şekilde ateşlendi“ (3.10.2023) yazısına bir katkı. Sayın Bedrettin Dalan’ın 16.12. ve 23.12.1998 tarihinde Kanal E‘ nin „Kantarın […]


  • YÜZDE YÜZ BAŞARININ ALTIN KURALI

    YÜZDE YÜZ BAŞARININ ALTIN KURALI

            Benim candan aziz okurlarım! Sizlere biraz düşünmenizi ve etrafınıza şöyle bir bakmanızı sağlayacağını umduğum bir yazı kaleme almak istedim.         Efendim hepimiz başarıyı yakalamak isteriz. Başarılı […]


  • Kış dönemi satışları artıyor…

    Kış dönemi satışları artıyor…

    Kış turizmi ilgi görüyor. Daha ucuz ve hesaplı tatil yapmayı düşünenler Ekim-Kasım aylarını tercih ediyor. Rus ve Ukrayna’dan sonra Almanya’da e çok Türkiye’yi tercih eden […]


  • Kör Topal Dünya

    Kör Topal Dünya

    Sayın Erdem , Kapitalizmin şahlanması bakır ve demir-çelik üretiminin patlamasıdır.. Bakır madeni tröstler hem maden işletir hem elektrik iletkeni bakır tel üretir.2 ülke ABD ve […]


  • Turancı Ganire Paşayeva

    Turancı Ganire Paşayeva

    Turancı rahmetli Ganire Paşayeva ve Türk milliyetçiliği Son derece saygın bir isim olan, turan ülküsü ile yaşamış Türk milliyetçisi, turancı rahmetli Ganire Paşayeva’nın vefatı üzerine […]


  • TÜKENMEYE DEVAM EDİYORLAR

    TÜKENMEYE DEVAM EDİYORLAR

    FETO-AKP DÖNEMİ KULLANIŞLILARI TÜKENMEYE , HIZLANARAK , DEVAM EDİYOR.. nâgehan ve ozan kütahyalı 03.10.23’te boşandı Duruşma sonrasıUzun stres yıllarında Nagehan yıpranmış çöp olmuş ,Ozan Kütahyalı […]


  • ADD’den çok şükür ses çıktı!

    ADD’den çok şükür ses çıktı!

    ÇEDES’E YÖNELİK ADD(ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ) İDARESİNDEN ÇOK ŞÜKÜR SES ÇIKTI! Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), ·  öğrencilerin açlık, ·  sefalet ve cehalete mahkûm edilemeyeceğini vurgulayarak 4+4+4 sistemi, ·  ÇEDES’ten […]


  • MARX’TA PARA (15)

    MARX’TA PARA (15)

                Brunhoff, R.Luxembourg’un neredeyse Marx’tan daha marksist bir tutumla ‘para’ konusuna önem verdiği söylenebilir diyor.             Çünkü, bir dolanım aracı olarak para, kapitalist yeniden-üretimin onsuz olmaz bir […]


  • Bodrum Türk Filmleri Haftası ve Sinema Sektör Zirvesi

    Bodrum Türk Filmleri Haftası ve Sinema Sektör Zirvesi

    Bu yıl on birincisi düzenlenen Bodrum Türk Filmleri Haftası için gerçekleşen ödül törenine katılan ünlü isimler damga vurdu. Ali Poyrazoğlu, Fikret Kuşkan, Suzan Kardeş, Murat Şeker, Mustafa Uslu, Sinem Uslu, Sera Tokdemir, Güven Kıraç, Müfit Can Saçıntı, Açelya Elmas ve Tarık Pappuççuoğlu gibi ünlü oyuncu, yönetmen ve yapımcıların katıldığı gece oldukça renkli geçti.


  • Üretici ile market fiyat farkı açılıyor…

    Üretici ile market fiyat farkı açılıyor…

    İşin sıkıntılı tarafı şu: Tarlada fiyatı 5 lira olan ürün markette 25-30 lira arası satılıyor. Fiyatlar Pazar tezgahlarında da değişmiyor. Özetle: Üretici ile market-Pazar fiyat […]


  • HEİDİ’NİN GÖZÜNDE TÜRKİYE

    HEİDİ’NİN GÖZÜNDE TÜRKİYE

    Bugün sizlere 2010 yılında yazdığım bir yazımı paylaşmak istiyorum. Benim candan aziz okurlarım, yazdığım Almanya’da Türk Olmak (Turke zu sein in Deutschland) isimli kitabımla ilgili […]


  • HEYHAAAT BİR ZAMANLAR MECLİS ÇALIŞMALARINA BAŞLARKEN…

    HEYHAAAT BİR ZAMANLAR MECLİS ÇALIŞMALARINA BAŞLARKEN…

    ÖLÜMÜN BİTMEYEN UFKUNDA YATARKEN  GENE SAĞ,  BİR AVUÇ TOPRAK OLURKEN  GENE DAĞ…   Sevgili ve değerli okurlarım, TBMM uzuuun bir aradan sonra açılırken, sağlık durumunun iyice […]


  • İLMİ VE DİNİ EĞİTİM

    İLMİ VE DİNİ EĞİTİM

                Eğitimin önemi hakkında pek çok şey söylenebilir ancak eğitimin en önemli özelliği; dünyayı yaşanabilir bir dünya haline getirmesidir.            Yeterli eğitim almamış toplumlarda insanların; mutlu, başarılı, […]


  • MİLLİ ÜRETİMLERİMİZ NASIL ENGELLENDİ?!..

    MİLLİ ÜRETİMLERİMİZ NASIL ENGELLENDİ?!..

    Sene 1925 …Alman­ya’ya on sekiz teknisyen ve Fransa’ya uçak mühendisliği öğrenimi için beş öğrenci gönderildi…15 Ağustos 1925… Türkiye’de ilk uçak fabri­kası Tayyare ve Motor Türk […]


  • Beklentiler Boşa Çıktı

    Beklentiler Boşa Çıktı

    Rumlar, yıllardır arkalarını Hristiyan birliği olan batılı emperyalist güçlere dayayıp, BM’den Kıbrıs konusunda, insanlık dışı ve akıl almaz kararları çıkarttırmayı başarmışlardı. Bir başka Hristiyan kulübü […]


  • DÜNYA HABİTAT GÜNÜ

    DÜNYA HABİTAT GÜNÜ

    Ekim’in ilk Pazartesi günü, Dünya Habitat Günü olarak kutlanan bir gündür.Sürdürülebilir kentleşme, uygun konut politikaları, yaşanabilir çevrelerin oluşturulması ve toplumda barınma sorunlarına dikkat çekmek amacıyla […]


  • MARX’TA PARA (22)

    MARX’TA PARA (22)

              Kişisel yoksulluk veya zenginlerin lüks amaçları için ya da kapitalist olmayan, örneğin köylü, zanaatkâr vb’nin kredi alması durumunda, Marx, alınan borcu ödememe ya da […]