Dolar egemenliğinin çarptığı duvar BRICS

Dolar egemenliğinin çarptığı duvar BRICS - bulent esinoglu 1
,

Dolar egemenliğinin çarptığı duvar BRICS

  1. Dünya Savaşından galip çıkan Amerika, savaştan mağlup ayrılan ülkelerin zafiyetinden yararlanarak, tüm dünyayı dolar kullanmaya zorunlu bırakmak üzere, bir finans sistemini Temmuz 1944 yılında Birleşmiş Milletlere sunmuştur.

SSCB’nin itirazlarına rağmen, ABD’nin önerdiği Para ve Finans Sistemi kullanılmaya başlanmıştır. Buna göre 1 Ons Altın 35 Dolar olarak sabitlenmişti.

Birleşmiş Milletlerin bu kararına göre, ABD Merkez Bankası, arz edecekleri dolar karşılığında, sabitlenmiş fiyattan altın satmayı taahhüt etmişti.

Bilindiği gibi, ABD Merkez Bankası Amerikan Bankerlerinin kurduğu özel bir bankadır. Para basma yetkisine sahip olması sebebiyle, çok uluslu şirket ortaklarının çıkarlarına göre görev yapmaktadır.

1971 yılına gelindiğinde, Bretton Wood sistemi Amerikan bankerlerinin çıkarlarına uygun olmamaya başlamıştır.

1973 Yılında, Amerika, Bretton Wood sisteminden çıkmış ve Amerikan bankerlerinin çıkarına göre dolar basmaya devam etmiştir.

1973 yılında Amerika’nın imdadına Suudi Arabistan’ın petrolünü Dolar ile satması Dolara destek olmuştur. Petrol almak isteyen ülkeler Londra Para Borsasından dolar  satın alıp, bir de İngiltere’ye komisyon ödeyerek petrol alabilmişlerdir.

Elektronik sistemlere geçilmesiyle birlikte, kendinde enflasyon olmayacak şekilde dolar basmakta veya elektronik olarak print edilmiş doları gereğine göre silmektedir.

Bilindiği gibi karşılıksız para basan ülkelerde ekonomik öğretiye göre enflasyon kaçınılmazdır.

Oysa Amerika’nın enflasyonu, dolar vasıtasıyla diğer ülkelere ihraç edildiğinden, Amerika’da enflasyon hemem hemen hiç olmaz. Ya da kendilerinin istediği kadar bir enflasyon olur.

ABD emperyalizminin, Doları bir manipülasyon aracı olarak kullanmaya başlaması, karşılıksız dolar basması gibi sebeplerden dolayı, doların referans değeri, diğer ülkeler tarafından sorgulanmaya başlanmıştır.

Doların adil bir değişim değeri görevini yapmıyor olması, dolar üzerindeki tartışmaları çoğaltmıştır.

Altın karşılığı olmayan dolar, hepten Amerikan bankerlerinin spekülasyon aracına dönüşünce, Rusya’dan itirazlar yükselmeye başlamıştır.

Burada bir bilgiyi daha vermekte yarar var. ABD, doların diğer merkez bankalarında rezerv para olarak kullanılmasını sağlamak üzere, başka organizasyonlar da yapmıştır.

Amerika, bankaların uyguladığı para ve finans kurallarının senkronize edilmesi ve aynı kuralların uygulanması için İsviçre Dengeleme Merkezini kurmuştur. Dengeleme Merkezinin yöneticileri Amerikan bankerlerinden oluşur.

İsviçre Dengeleme Merkezine, tüm merkez bankalarının ana merkezi gibi bakabiliriz. Merkez bankalarının Anayasasını yapan bir merkez olarak düşünebiliriz.

Asya’da ve Çin’de üretimin yükselmesi Amerika’da ise üretimde bazı sıkıntıların çıkması, Amerika’yı finans sistemi üzerinden daha fazla spekülasyon yapmaya mecbur etmiştir. Buna üretim ekonomisiyle finans sisteminin çıkarlarının birbirlerine ters düşmeye başlaması da diyebiliriz.

Asya’da artan üretime karşılık gelecek paranın (kâğıt veya altın) Dolar olmaya başlaması, üretim ekonomisine bağlı üreten ülkeleri, yeni bir değişim değeri referansı aramaya zorlamıştır.

Rusya’nın öncülüğünde, dolardan kurtulma mücadelesi başlatılmıştır.

İlk ve büyük antlaşma Rusya ve Çin arasında gerçekleşmiştir. İMF ve Dünya Bankasının yaptığı görevleri üslenecek bankalar kurulmuştur.

Ülkeler arası takas ve/veya altın karşılığı olan Yuan ile alışveriş etmek gibi yollara gidilmiştir.

Bu anlaşmaların derinleştirilmesi ve ABD dolarının devreden çıkarılması için yapılan çalışmaların son durağı Güney Afrika Başkentidir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katılacağı BRICS toplantıları (27-28 Temmuz) çok önem arz etmektedir.

BRICS ülkeleri ile Türkiye’nin ticareti 60 milyar dolar civarındadır.

Türkiye, Rusya ve İran arasındaki ticarette kendi paralarımızla ticaret başlamıştır. Ancak yetersizdir. Anılan toplantılarda bu durumun görüşüleceği bilinmektedir.

Dünya nüfusunun %40’ını teşkil eden BRICS ülkelerine, petrol zengini Venezüella da katılmak üzeredir.

Türkiye henüz katılmamıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan İslam İşbirliği Teşkilatının Başkanı olarak toplantıya davetlidir.

Dolardan ve dolarizasyondan kurtulmak ülke ekonomisinin Dolar üzerinden sömürüsüne son vermesi amacıyla yapılan her girişim olumludur.

O günleri görmek arzusuyla…

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir