ANGARA’NIN BAĞLARI

KKTC’deki yeni hükümeti, Anastasiadis’in tekrar seçilmesini, Barış Burcu’nun geri çekildiğini yeni açıkladığı haritayı yazacaktık; aslında haritanın, verildiği saat Anastasiadis tarafından cebe atıldığını yazacaktık ama Pasdaran’ın (Devrim Muhafızları) “22 Ocak kalkışması” ön aldı. - imagesLZII1OIS

KKTC’deki yeni hükümeti, Anastasiadis’in tekrar seçilmesini, Barış Burcu’nun geri çekildiğini yeni açıkladığı haritayı yazacaktık; aslında haritanın, verildiği saat Anastasiadis tarafından cebe atıldığını yazacaktık ama Pasdaran’ın (Devrim Muhafızları) “22 Ocak kalkışması” ön aldı. - imagesLZII1OIS

 

ANGARA’NIN BAĞLARI
Hüseyin MÜMTAZ

KKTC’deki yeni hükümeti, Anastasiadis’in tekrar seçilmesini, Barış Burcu’nun geri çekildiğini yeni açıkladığı haritayı yazacaktık; aslında haritanın, verildiği saat Anastasiadis tarafından cebe atıldığını yazacaktık ama Pasdaran’ın (Devrim Muhafızları) “22 Ocak kalkışması” ön aldı.

Üstelik 22 Ocak’ı da kısaca ve yeterince yazmıştık. Fakat ateşe bir kova benzin döküldü.
(Bu yazı, bir ömür boyu Girne’de oturduğu halde bir türlü “entegre” olamayıp halâ Angara’nın büklüm büklüm yollarını özlediği için kollarını galdıramıyan o meşhur Ankaragücü taraftarına kapak olsun diye yazılmıştır).

Malûm paçavraya gösterilen tepkinin haklı olduğunu ama aşırıya kaçtığını, hele Meclis çatısına çıkmanın haddi aştığını düşünmüş ve ifade etmiştik.
Sonra… tutuklamalar yapıldı ama bitmedi.
Pasdaran’ın gösterileri gece vakti Polisin kapısında devam etti.
O gösteriyi yapan dünyadan habersizler acaba, gösteriyi yaptıkları Polis’in bulunduğu sokağın “işgal Lefkoşa’sında” “Diğenis Caddesi” olduğunu, onun da ne anlama geldiğini biliyorlar mıydı?

Tıpkı, yol çalışması nedeniyle kapatılan Ledra Kapısı devamındaki sokağın adının da neden “Marcos Drakos” olduğu gibi…
(Tescilli cehaletlerini gidermek için google’a başvurabilirler).
Neyse konuya dönelim, devam eden mahkeme süreci çıtayı/tansiyonu yükseltti.
Ve tam burada ipe sapa gelmeyen bir bildiri yayınlandı.
Yayınlanmadı, “sosyal medyadan paylaşıldı”.
İpe sapa gelmediği için aktarmayacağım ama son derece tehlikeli bir ayırımcılığa, bölücülüğe dikkat çekeceğim.
“Paylaşım”da “75 göçmeni” ve “Kök Kıbrıslı” deyimleri kullanılıyor.
Bu tavır bölücülüğün daniskasıdır.

Bu yaşa geldim, KÖK KIBRISLI tanımını ilk defa duyuyorum, cehaletime verin.
“Kıbrıs Türkü”; yâni ilk 1571 ve sonra 1974/75 dönemlerinde adaya gelenler; aynı soydan, aynı boydan gelmiştir. Kabul; 75 döneminde, 1571’deki “seçicilik” gözetilmemiştir ama “ilk ganimet/vurgundan payını aldıktan sonra” yabancılık hissettiği için barınamayıp dönenler haricinde kalıp yerleşenler kısa sürede “asıllarıyla” kaynaşıp bütünleşmişlerdir.
Sonradan “vasıfsız iş gücü” kapsamında doluşan geçicileri bu denkleme dâhil etmiyorum.
Onlar zaten (yüzer gezer, yine gezer, hep gezer, boş gezer) bindirilmiş kıtalardır.
KÖK KIBRISLI tanımı cehalettir, çünkü KÖK(ten) KIBRISLI (olan) TÜRK yoktur.
1571’de adada Rum vardı, Ermeni vardı, Maruni vardı, Linobambaki vardı.
Venedikli vardı, Lüzinyen vardı.
Hepsi vardı ama tek TÜRK yoktu.
KÖK KIBRISLI işte bunlardır, 2018’de KIBRIS TÜRKÜ’nü kastederek bu lafı kullanmak hakarettir.

Okumaya devam et  HATIRLATMA / REMINDER : David Burrowes Milletvekili / MP

Çünkü 1571 Anadolu göçmenlerinin tümü, niteliklerine göre seçilmiş ve (sürülmüş) farklı özelliklere sahip Türk/men ve Yörükler idi.
Fikir sahibi olmak için önce bilgi sahibi olmak gerekir.
Meraklısı cehaletini örtmek, neden böyle olduğunu öğrenmek ve ancak ondan sonra laf söylemek için biraz mürekkep yalamalıdır.
Sonuç; 1.Daha önce yazdığımız gibi Serdar küsurat partisi ile ortaklık yapmayarak doğru yaptı, iyi yaptı, “düz” yaptı.
2.Hâkimler sadece Roma’da yoktur, Lefkoşa’da da vardır. 9 Şubat 2018


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir