Liberallerin İran düşmanlığı acep nedendir?

Liberallerin İran düşmanlığı acep nedendir?

İlim Yayma Cemiyeti ve Komünizmle Mücadele Dernekleri gibi soğuk savaşın araçları içinde büyümüş, ülkücülükten Amerikancılığa terfi etmiş, amiral gemisinin kaptanlığına ulaşmış liberal köşe yazarımız diyor ki,

” Suriye coğrafyasındaki siyasi tablo o kadar iç açıcı değil.”

“Siyaseten güçlenen Rusya’dır, İran’dır ve Ankara’nın baştan beri hedef aldığı Esad’dır.”

“Dini Lider Hamaney’in Dış Politika Danışmanı Ali Ekber Velayeti’nin dünkü sözlerine bakın:”

“Amerika Suriye’yi bölmeyi başaramayacak. Ya Fırat’ın doğusundan çıkmak zorunda kalacak ya da onları biz zorla çıkaracağız.”

“Bu sözler kısa vadede elbette Türkiye’nin lehine ama uzun vadede Rusya, İran ve Esad üçlüsüne dayanan bir Suriye Türkiye için ne kadar güvenli olur?”

“Velayeti devam ediyor:”

“Dünya’nın kalbi Ortadoğu’da atar, herkes bu bölgede nüfuz sahibi olmak ister. İran’ın bölgedeki nüfuzu kaçınılmazdır ve bölgede temel bir oyuncu olarak devam edecektir. Suriye’de, Irak’ta, Filistin ve Lübnan’da varlığımız bu ülkelerin hükümetleriyle koordinelidir.”

İflah olmaz Amerikancı köşe yazarımızın yazısını cümle cümle analiz edelim.

Suriye coğrafyasındaki siyasi tablo o kadar iç açıcı değil. Diyor.

Bu cümlenin manası; ABD’nin bu coğrafyadaki etkisi gittikçe azalıyor. (bu duruma üzülmüş!) Bu durum o kadar da iç açıcı değil, demek istiyor.

Zaten ikinci cümleye gelindiğinde, bölgede güçlenenlerin Rusya İran ve Esad olduğunu ifade ediyor.

Burada, sinsice bir operasyon yapıyor; Türkiye ismini zikretmiyor. Bölgede Türkiye de güçleniyor. Bir cümle içinde ikinci operasyon ise, Esad’ın güçlendiğinin zikredilmesidir.

Esad üzerinden İran, İran üzerinden Şii Sünni çatışması çağrışımı yapılıyor.

Amerika’nın bölge stratejisinin temel unsurunun, Şii Sünni çatışması olduğunu bilmeyen yok. ABD’nin PKK’yı desteklemesi bile, esas itibariyle bu stratejiye uygun olarak yürütülmektedir.

Çünkü bölge ülkeleri ancak böyle parçalanabilir.

Velayetinin sözlerini öne çıkarırken de, sanki İran gelmiş ve bölgeyi işgal etmiş, bölge ülkelerine hiçbir hayat hakkı tanımamış gibi bir üslup sergiliyor.

Bir anlamda Türkiye ile İran karşı karşıya getirilmek isteniyor. İsteniyor çünkü ABD böyle istiyor.

Burada gizli olarak söylenen, Rusya ve İran’ın güçlendiği bir ittifakta, Türkiye’nin ne işi var denmek isteniyor. İran ve Rusya’nın güçlenmesinin Türkiye aleyhine olduğunu söylüyor.

Amerika’yı savunmanın en ince yolu; Rusya ve İran’ı saldırganmış gibi göstermektir.

Liberallerin İran ile yaptığı savaşta öne iki unsur çıkar.

Birincisi laiklik, ikincisi demokrasi. Her ikisi de ABD tarafından psikolojik savaşın öne çıkarılan unsurlarıdır.

Amerika’nın maşası olan Suudi Arabistan için böyle bir psikolojik savaş hiç yapılmaz. Yapılmaz çünkü, ABD’nin jeopolitik çıkarlarına uygun değildir.

Liberallerin tek gayesi vardır. Türkiye’yi ABD’den koparacak her girişime karşı koymak ve ABD vesayetini şu veya bu biçimde sürmesini sağlamaktır.

ABD, Astana ve Soçi süreçlerine şiddetle karşıdır. Ne yapsınlar onlar da abilerinin dediğini yapar.

Liberallerin İran düşmanlığı Amerika’ya hizmet içindir.

2.2.2018