Türkiye Şanghay İşbirliği Kuruluşu’na Katılırsa Eksen Kayması Olur mu?
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan Özbekistan dönüşünde “Türkiye Şanghay 5’lisi içerisinde niye olmasın” demiştir. Eğer böyle olursa Türkiye’de “eksen tartışmaları” gündeme gelir ve Türkiye yüzünü Batı’ya değil Doğu’ya döner. Ahmet Davutoğlu Dışişleri Bakanı iken Şanghay İşbirliği Kuruluşu Genel Sekreteri Dmitri Mezentsev ile bir araya gelerek işbirliğine ilişkin mutabakatı 2013 yılında imzalamıştır. Davutoğlu o dönemde şu değerlendirmeyi yapmıştır: “Bu hem bir ortak kader beyanı, hem de Türkiye ile örgütün el ele ve omuz omuza yürüyeceği uzun bir yolun başlangıcı.”
Şanghay Beşlisi’nin merkezi Pekin’dir. Resmi dilleri Çince ve Rusça’dır. 26 Nisan 1996 tarihinde Şanghay’da toplanan beş ülkenin Sınır Bölgelerinde Askeri Güvenin Derinleştirilmesi Anlaşması’nı imzalamasıyla Şanghay Beşlisi kurulmuştur. Şanghay Beşlisine Türkiye’nin girmesini isteyen Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev’dir. Çok önemli bir gerekçesi de vardır. 2001 yılında Şanghay İşbirliği Kuruluşu (ŞİK) oluşturulmuştur. Beş devlet ile başlayan kuruluşun üye sayısı 6’dır: Rusya, Çin, Kazakistan, Tacikistan, Kırgızistan, Özbekistan. Hindistan ve Pakistan tam üyelik sürecindedir. ŞİK, karşılıklı güvenlik kuruluşudur.
Türkiye hem NATO ve hem de Şanghay İşbirliği Kuruluşu’nun “tam üyesi” olamaz. Türkiye, Ermenistan, Azerbaycan, Beyaz Rusya, Kamboçya ve Sri Lanka ŞİK’nun diyalog ortağıdır. Kuruluş, ABD’ye karşı etkili bir kutup oluşturmaktadır. Rusya Devlet Başkanı Putin ŞİK’nun Ağustos 2007 Bişkek Zirvesi’nde “Tek kutuplu dünya kabul edilemez” diyerek Kuruluş’un misyonunu belirtmiştir.
Dönemin Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi de Pamukkale’de 13 Aralık 2014’de düzenlenen Serbest Bölgeler Çalıştay’ında yaptığı konuşmada, “Avrasya Gümrük Birliği, Türkiye için vazgeçilmezdir. Biz orada olmak zorundayız. Körfez İşbirliği Teşkilatı içinde olmak zorundayız. Orta Afrika Birliği denen… birliğin içinde yer almak zorundayız” diyerek Türkiye’nin Avrasya Ekonomik Birliği’nde yer almasını savunmuştur. Fakat bu açıklamanın hukuki dayanağı yoktur. Çünkü, Türkiye AB ile gümrük birliği içindeyken aynı zamanda Avrasya Gümrük Birliği, Körfez İşbirliği Teşkilatı ve de Orta Afrika Birliği içinde olamaz. Ayrıca bu Birlik içinde Ermenistan da vardır.
Rusya ve Ermenistan arasında yakın bir geçmişte “askeri ittifak” gerçekleştirilmiştir. Bu ittifak Türkiye ve Azerbaycan’a karşı mı oluşturulmuştur?
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 14 Kasım’da hükümetin Rusya ile Ermenistan Silahlı Kuvvetleri’nin birleştirilmesi önerisini destekleyerek “Rusya Güney Askeri Bölgesi bünyesinde birleşik kuvvetler oluşturulmasına onay verdi” demiştir. Anlaşma kapsamında ortak bir askeri güç oluşturulacak, barış zamanında ortak askeri gücün başında Ermenistan Genelkurmayı’nın atayacağı, Rusya’nın onaylayacağı bir komutan olacaktır. Çatışma dönemlerinde komuta Rusya’ya geçecektir.
Anlaşma yürürlüğe girdiğinde Rus askerleri Ermenistan topraklarını dışarıdan gelecek tehditlere (Türkiye’ye mi) karşı koruyacaktır. Ermenistan’a göre en büyük tehdit Türkiye’dir. Bu durumda Rusya’ya karşı Türkiye’yi kim koruyacaktır? Eğer Batı düşmanlığı devam eder, Türkiye NATO’dan çıkar, AB ile ilişkiler de koparsa, o zaman Türkiye Ermenistan ve Rusya’nın da üye olduğu Avrasya Ekonomik Birliği’ne mi katılacaktır? Ermenistan’ın Gümrü kentinde 1995 yılından bu yana Rus üssü bulunmaktadır.
Bu anlaşma yürürlüğe girdiğinde Türkiye Kuzey Doğusunda ve Güneyinde (Suriye) Rusya ile komşu olacaktır.
2002 yılında Belarus, Ermenistan, Kazakistan, Kırgızistan, Rusya, Tacikistan’ın üyesi olduğu, Rusya’nın NATO’su olarak bilinen Kolektif Güvenlik Anlaşması Kuruluşu’nun (KGAK) son Kolektif Güvenlik Konseyi toplantısı 14 Ekim 2016 tarihinde Ermenistan’ın başkenti Yerevan’da yapılmıştır. Toplantıya Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin, Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko, Kırgızistan Devlet Başkanı Almazbeg Atambayev, Tacikistan Devlet Başkanı Emomali Rahmon, Kazakistan Başbakanı Bahitcan Sagintayev Bordyuja katılmıştır.
Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev toplantıya gelmemiş (!) yerine Başbakan Bordyuja Yerevan’ı göndermiştir. Nisan ayında Azerbaycan ve Karabağ arasında yaşanan silahlı çatışmalardan sonra Yerevan’da yapılacak Avrasya Ekonomik Birliği Zirvesi, Kazakistan’ın isteği doğrultusunda Moskova’da gerçekleştirilmek üzere ileri bir tarihe ertelenmiştir.
Kafkasya Enstitüsü yöneticisi Sergey Minasyan gelişmeyi şöyle değerlendirmiştir: “Gerçekçi olursak tüm KGAK ülkelerinin birbirlerine değil sadece Rusya’ya sadık olduğunu görebiliriz. Evet doğrudan işbirliği mevcut, ancak Rusya bağlayan halka olarak kalmaya devam etmektedir.ʺ
1948 yılında Eskişehir’de doğdum .1970’de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdim. Kısa bir süre Maliye Bakanlığı ve Sayıştay’da çalıştıktan sonra 1972 yılında Eskişehir İTİA İktisat Bölümü’nde akademik kariyere başladım. 1975’te doktor, 1979’da doçent oldum. 1975 – 1976’da İngiltere Sussex Üniversitesi’nde doktora üstü çalışmalar yaptım.
1982 yılında Devlet Planlama Teşkilatı Başbakan Turgut Özal’ın direktifleri doğrultusunda kurulan AET Genel Müdürlüğü’nün (şimdiki AB Bakanlığı) başkanlığını yaptım. 1984 – 1985 döneminde İktisadi Kalkınma Vakfı Yönetim Kurulu üyeliğinde bulundum, 1982 – 1985 yılları arasında İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı’na (Nuh Kuşçulu) danışmanlık yaptım. Bu dönemde Türkiye’de Yabancı Sermaye Yatırımları konusunda iki kitabım (biri İngilizce) ile İhracatta Vergi İadesi kitabım İTO tarafından yayınlandı.
1985 yılında Paris’te OECD nezdinde Türkiye Büyükelçiliği’ne Planlama Müşaviri sıfatıyla tayin edildim. Görev yaptığım dönemde Türkiye’yi 4 Komite’de temsil ederek, Türkiye’de kalkınmakta olan bölgeler konusunda OECD’nin önemli bir araştırmasının (Regional Problems and Policies in Turkey) basılmasına katkıda bulundum. 1990 yılında yurda dönüşümde DPT Müsteşar Müşavirliği’ne getirildim. Daha sonra Başbakanlık Başmüşavirliğinde Türkiye ile Türk Cumhuriyetlerinin ekonomik ilişkilerinin gelişmesinde bir model olan “Türk Ödemeler Birliği” kurulması için bir proje geliştirdim.
1991 yılında profesörlüğe atanarak Anadolu Üniversitesi’ne geçtim. Anadolu Üniversitesi’nde Türkiye Ekonomisi, Uluslararası İktisat, Uluslararası Ekonomik Kuruluşlar, Avrupa Birliği, Avrupa Birliği Türkiye İlişkileri , Dış Ticaret Teorisi ve Politikası, Uluslararası Entegrasyonlar derslerini kendi eserlerimi esas alarak yürüttüm. Akademik kariyerimde 23 yüksek lisans, 16 doktora tezi yönettim. Bu öğrencilerim arasında çeşitli üniversitelerde görev yapan çok sayıda profesör, doçent ve yardımcı doçent bulunmaktadır. Üniversite Senato ve Yönetim Kurulu üyeliği yaptım, İktisat Fakültesi Dekanlığım döneminde AÖF kapsamında bulunan tüm iktisat kitaplarının yeni formata göre yazılmasına yazar ve editör olarak katkıda bulundum.
İkinci (1981), Üçüncü (1992) ve Dördüncü (2004) Türkiye İktisat Kongrelerine bildiri sunarak katılan tek öğretim üyesiyim. Dördüncü Türkiye İktisat Kongresi Bilim Komisyonu üyeliği yaparak Türk Sanayici ve İşadamları Vakfı (TÜSİAV) Bilim Kurulu Başkanlığı görevinde bulundum. 1996 yılında TOBB Milletlerarası Ticaret Odası (International Chamber of Commerce: ICC) Uluslararası Ticaret ve Yatırım Politikaları Komisyonu’nda (Commission on Trade and Invesment Policy) ICC Türkiye Temsilciliğine getirildim. Son 10 yıldır TOBB ICC IFO World Economic Survey kapsamında her üç ayda Türkiye ekonomisindeki gelişmeler ile ilgili olarak gönderilen sualnameleri cevaplandıran 12 uzmandan biriyim.
“Uluslararası Ekonomi: Teori ve Politika”, “Türkiye Ekonomisi: Cumhuriyetin İlanından Günümüze Yapısal Değişim”, “Avrupa Birliği”, “Türkiye Avrupa İlişkileri: Bir Çıkmaz Sokak” ve “Uluslararası Kuruluşlar” başlıklı temel ders kitaplarım dahil yayınlanmış 24 kitabım, 300’den fazla makalem, 12 ortak ve 3 çeviri eserim vardır. Beş ders kitabım (642-908 sayfa aralığında) 42 baskı yapmıştır. Tüm üniversitelerde ders kitabı ve yardımcı kitap olarak okutulmaktadır.
Ortak yazarlı bir ders kitabım TÜBA üniversite ders kitapları 2012 yılı telif ve çeviri eser ödülü olmak üzere 6 “bilimsel araştırma ödülüne” sahibim. Diğer araştırma ödüllerim şunlardır: 1984: Enka Vakfı, “Türk Ekonomisinin Dünya Ekonomisine Entegrasyonu,” Bilimsel Araştırma Yarışması Üçüncülük Ödülü, 1982: Türkiye Milli Kültür Vakfı: Teşvik Armağanı, Dal: İktisat, 1981: İktisadi Kalkınma Vakfı, “AET ile İlişkilerimizin Atatürkçü Ekonomik Politika Açısından Değerlendirilmesi,” Behçet Osmanağaoğlu İnceleme Yarışması Birincilik Ödülü, 1979: Pamukbank, “Dışsatımın Özendirilmesinde Ticari Bankalarımızın Yeri” Bilimsel Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü.
ABD ABI Enstitüsü’nün Yılın Eğitimcisi (Man of the Year 2011) ödülü sahibiyim. Özgeçmişim WHO’s WHO Dünya, Asya ve Türkiye baskılarında yer almıştır. (Who's Who in Asia 2012, Asya’da Kim Kimdir 2’nci baskı, 01/11/2011, Who's Who in the World 2011, Dünyada Kim Kimdir, 28’nci baskısı, 03/12/2010, Günümüz Türkiyesi'nde Kim Kimdir, 01/05/2005). Özgeçmişim Turkischer Biographiscer Index/Turkish Biographical Index’te (2004, s.563) yer almıştır. Google Akademik’te 1.070 (05.02.2018) atıfım vardır.
Eskişehir Sanayi Odası, Eskişehir Ticaret Odası, İstanbul Sanayi Odası, Ankara Ticaret Odası, Ankara Sanayi Odası, Kayseri Sanayi Odası, İşveren Dergisi, İktisadi Kalkınma Vakfı Dergisi gibi oda dergilerinde yazılarım yer almıştır. Türkiye’de yayınlanan çok sayıda bilimsel derginin hakem heyetinde yer almaktayım. Ders kitaplarım: 42 baskı yapmış olup 3.884 sayfadır.
KUR’AN-İçki?! Robotlaşmış Kullar?! Kafayı içki içenlere takmış, onları cehennemlik-kâfir ilan eden din satıcıları-yobazlara inat, Yüceler Yücesi Yaratıcı aşağıdaki ‘içki’ ile…
İlginç, bir sürü insan hakkında haklı haksız yurtdışına çıkış yasağı var ama sadece spesifik olarak TMSFye borcu olanların yasağını kaldırmak…
Önceki cumhurbaşkanımız Gül bile hakkını AİHM da aramışken bugün uluslararası kuruluşlara halkımız büyük tepki gösteriyor. AB dahil, hepsinin Türkiye aleyhine,…
sonunun açık bırakılması manidar!
Bence de elmas hakli, o içse içse Yunan uzosu içer.
Peygamber övgüsü almış bir fatih Sultan Mehmet var şarapla yanyana koymakla ancak kendi pisliğinizi iftiralarınızı ortaya koymaktasınız hiçbir gerçek anlamda…
KUR’AN! ALLAH’ın ALLAH’lık Hakkı?! Vefa-Minnet! Kibir? (Enbiya,18)”Allah’a yakıştırdığınız sıfatlardan-yalanlardan dolayı size yazıklar olsun!” KUR’AN’da olmayanları, Kitap’tan-KUR’AN’dan ALLAH’ın sözleriymiş gibi insanlara…
Adamın ailesi bile sıkıntılı bi oğlu yolsuzluk yapıyo bi oğlu vur kaç yapıyo 🙂 mehmet cengizin oğluda motokuryeye çarpmıştı ondada…
CHP’li Sarı, çocukların en çok tahılla beslendiğine dikkat çekti HEPİMİZ YOKSULLAŞTIK! Cumhuriyet Halk Partisi Balıkesir Milletvekili A.Adayı Serkan Sarı, TÜİK verilerinin çocukların sağlıklı ve dengeli […]
Öğrenme ve öğretmenin bir yolu da ‘yinelemek’tir (tekrarlamak). O nedenle, örneğin daha iki ay önce yayımlanan ‘düklük ve düdüklük’ başlıklı yazımı yeniden ve aynen yayınlamak […]
Türkiye deprem kuşağında. Art arda yaşadığımız depremler son olmayacak. Yeni depremler oluyor ve daha sonra beklenen depremler var. Uzmanlar uyarıyor. Tedbirleri almak ve yapılan bu […]
TARİH NASIL YAZILIR? HÜSEYİN MÜMTAZ Meraklısı, iç politikaya hiç bulaşmadığımı iyi bilir. Ama yukarıdaki seçim afişini görünce kıyısından köşesinden iki laf etmek istedim. Yine meraklısı […]
Kızılay maden suyunda zehir çıktı. Sağlığımızla oynayanlar yargılansın! Kızılay ile ilgili skandallar bitmiyor! Sorumluların yargılanmasını ve cezalandırılmasını talep ediyorum. Birgün Gazetesi, Migros’un 2019’da Kızılay maden […]
Emekli Aylıkları Üzerine Bilgi Notları…1️⃣Emekli aylıkları yasayla artırılır. Yetki TBMM’dir. Bu 1.2️⃣En düşük emekli aylığı 7.500 olmuyor. Eğer yasa çıkarsa 7.500 TL’den düşük aylıklar Hazine […]
Trabzon’da öğretmenlik yapan R.G.S, 2005 yılında Başbakanlık tarafından “Yılın Öğretmeni” seçildi. 19 yıl “sahte diploma” ile öğretmenlik yaptığı ortaya çıktı. Suçunu itiraf etti. Yargı beraat […]
Demokrasinin özde, dolaysız değil sözde yaşanır bir hale geldiğini görmek? Heyecan, sevinç, umutlar, yaşanası tüm güzellikler, huzur ve mutluluklar özgürlük hepsi unutulan bir zamanın içinde […]
VEKİL YOKUŞ: İTİRAF ETTİLER ÇİFTÇİYİ TEŞVİK EDECEKLERİNE TEHDİT EDİYORLAR! İYİ Parti Konya Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri komisyonu üyesi Fahrettin Yokuş, 20 Mart günü […]
Ukrayna savaşı nedeni ile sıkıntılı günler yaşayan Rusya iç turizmi canlandırmak için çeşitli önlemler almaya başladı. Hedef belli: Milli gelir dışa gitmesin. Ancak alınan bu […]
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) savcılığının Putin’i tutuklama kararının Ukrayna’daki savaş suçlarının ötesinde anlamı bulunmaktadır. 1998 Roma Statüsü’yle kurulan, 2003’te çalışmaya başlayan mahkeme, yargı yetkisini kabul etmiş ülkelerde, soykırım, tecavüz, işkence gibi insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamındaki kişileri yargılar. Aynı zamanda bu ülkelerin hakkında tutuklama kararı bulunanları tutuklama hakları ve görevleri vardır.
Kremlin’dekilerin karar konusunda umursamaz görünmesinin temelinde, Rusya’nın mahkemeye taraf olmaması bulunmaktadır. Ukrayna sözleşmeyi imzaladığı halde henüz onaylamamış, fakat ihlaller konusunda mahkemenin yetkisini kabul etmiştir. Yasa dışı olarak çocukların, insanların zorla Rusya’ya nakledilmesi insanlığa karşı suç kabul edilerek sorumlular Putin ve Rusya Çocuk Hakları Komiseri için tutuklama kararı çıkartılmıştır. Bu durumda lise/üniversite çağındaki çocuklarımızın ABD destekli terör örgütü tarafından zorla dağa kaldırıldığını hatırlayalım. UCM savcılığı Ukrayna’da tahkikat yaparak iddiaların gerçek olduğu sonucuna varmıştır. Bunlar önemli ölçüde Rusya kontrolündeki Dombass kentlerinde gerçekleşse de hukuken Ukrayna’ya aittir. Kararı memnuniyetle karşılayan Ukraynalılar arkasının geleceğini, başka tutuklama kararları olacağını söylemişlerdir. Bütün umursamaz tavırlara karşın, Kremlin’de derin endişeler bulunmaktadır ki yine nükleer silah gücünü gündeme getirmiştir
Bir cevap yazın