1 Kasım Seçimlerinin Değerlendirilmesi…

IMG_1819

Toplum, özellikle muhalif kesim, 1 Kasım seçimlerinde AKP’nin yeniden iktidar olamayacağını düşünüyordu…

Çünkü seçim öncesi AKP perişan bir durumdaydı…

İşsizlik, pahalılık, doların her gün artması, açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşayan insanların bir çığ gibi büyümesi, bombalar, şehit cenazeleri, kaos, kargaşa, Recep Tayyip’in Suriye yenilgisi ve bütün bu olumsuzluklar karşısında iktidarın beceriksizliği, dirayetsizliği bu kanıyı güçlendiriyordu…

Anket şirketleri bile yanılmıştı…

Ama onların hesap edemediği bazı etkenler ve durumlar vardı. Bunların başında SEÇSİS denilen ve yeryüzünde artık kullanılmayan bir ucube seçim sistemi ile yüzde 10 barajı geliyordu.

Aslında kamuoyu araştırma şirketleri yanılmamıştı, seçimlerde yapılan ve herkes tarafından dile getirilen seçim hileleri ve muhalefet onları yanıltmıştı.

2007’den bu yana bu konuya dikkat çekiyorduk. Bu sistemin kaldırılması gerektiğini yazıyor, söylüyor, konuşuyorduk… Ağzımızda tüy bitmişti… Bu konuda onlarca makale yazdık ve dedik ki: “Siz, bu seçim sistemini değiştirmezseniz, iktidarı rüyanızda bile göremezsiniz…”

Görmediler, göremediler… Bu gidişle, bu kafayla ve bu yöntemle görecekleri de yok zaten…

Bu feryatlar karşısında muhalefet bizi “Kös dinler gibi dinledi”, kılını bile kıpırdatmadı… Onlar muhalefet koltuğunu çok sevmişlerdi…

“Seçimde hile var!” uyarıları halen devam ediyor… Prof. Dr. Ali Ercan, YSK ile TÜİK verileri arasında 1,5 milyon seçmen farkına dikkat çekiyor, “Adi oy hırsızlığı, legal hırsızlığın yanında devede kulak, AKP’ye fazladan 4 milyon oy, 45 milletvekili gitti…” diyor, ama dinleyen kim? şu ana kadar bu konuda herhangi bir girişim yapılmadı, duymadık…

İkincisi, onlar Recep Tayyip Erdoğan’ın “Toplum Mühendisliği”ni dikkate almadılar. O, ne yapacağını, nasıl bir yol izleyeceğini, toplumun psikolojisini çok iyi biliyordu…

İşte bu nedenlerle RTE, yeni bir seçimde ısrar ediyordu. Kazanacağından emindi çünkü… Hatta Anayasayı çiğneyerek, “Beştepe’nin adresini bilmeyenlerle bizim vakit geçirecek bir zamanımız yok” sözleriyle, hükümet kurma görevini Kılıçdaroğlu’na da vermemişti…

Erdoğan, muhalefetin beceriksizliğinden, koalisyon çalışmalarındaki uzlaşmaz tutumundan, mücadeleci liderlere sahip olmayışından da en yüksek düzeyde yararlandı…

AKP, karşısında gerçek bir muhalefetin olmayışından, kitleleri peşinden sürükleyecek bir liderin bulunmayışından dolayı Türk siyasi hayatında en uzun süre iktidarda kalan parti oldu.

MHP olsun, Y-CHP olsun, tökezlediği, düştüğü yerde AKP’yi kolundan tutup kaldırıyordu. Bu koltuk değnekliğini anlatmaya kalksak, makalenin tümünü bu konuya ayırmamız gerekir… Hatta bir makale de yetmez 3-5 makalede ancak konuyu gözler önüne serebiliriz…

Bu desteklerden sadece bir yanlışlığı vurgulayalım, eğer MHP Meclis Başkanlığını AKP’ye hediye etmeseydi bugün çok şey değişirdi, bu iki kere iki dört eder kadar kesin…

RTE, muhalefetin bu güçsüzlüğünden sonuna dek yararlandığı gibi, bir yandan da kitleleri yeniden kazanacak adımlar atıyordu. PKK’ya savaş açmıştı… Vatan, millet demeye başlamıştı. Ülkenin bölünmezliğinden söz ediyordu. “Tek bayrak, tek dil, tek millet” diyordu…

Recep Tayyip, halkın ne istediğini, neyi sevip, neyi sevmediğini çok iyi biliyordu. O ABD, AB muhalefetine karşın orduya desteğini sürdürdü…

PKK saldırılarından, baskısından bıkıp usanan doğu ve güneydoğu halkının nabzını çok iyi tuttu. PKK’yı bir terör örgütü olarak ilan etti. Açılımı buzdolabına gizledi…

Bu girişimlerin sonucunda HDP’ye giden 1 milyon oy geri döndü geldi…

Halk muhalefete bu 13 yıl boyunca asla güvenmedi. Ona güven duymadı.

Muhalefet kitlelere güven vermedi.

Halkın arasında dolaşırken, nabız yoklarken sorduk: “Hem AKP’den şikâyetçisin, hem her seçimde koşa koşa gidip ona oy veriyorsun? Hani şu yeni gelinler gibi, ‘Hem giderim, hem ağlarım’ diyorsun, bu nasıl iş?”

Yanıt her zaman ve her yerde aynı oluyordu:

“Kim var ki, kime verelim… Söyler misin?”

Hani haksız da değillerdi…

Recep Tayyip, bütün varlığı ile ordunun arkasında durup, PKK’ya ve HDP’ye en ağır sözleri sarf ederken, Kürt Açılımını dolaba saklarken, bizim ana muhalefet HDP ile özgürlük mitingleri düzenliyor, gençlerle Kobani’ye oyuncak gönderiyor, “HDP yani PKK ile görüşmeyi sürdüreceğini, Kürt sorununu ancak kendisinin çözeceğini” ilan ediyordu…

Halkın milli duygularını görmezlikten geliyor, orduyu karşısına alıyordu…

MHP ise anlaşılmaz bir “Hayır” hastalığına yakalanmıştı…

İşin daha da kötü yanı, Erdoğan, Davutoğlu ve ekibi, halkın Atatürk sevgisi ve direnci karşısında geri adım atıp 10 Kasım günü Mustafa Kemal’i öven demeçler verirken, Lale Gürman’ın deyişi ile  “CHP’li Çankaya Belediyesi (tam da bu günlerde) bir sergi açtı, Türklerin Ermenilere ne büyük zulümler yaptığını, suçsuz, masum Ermenilerin ne büyük işkenceler altında öldüklerini, bir Ermeni fotoğrafçının sunduklarıyla sınırlayıp, Türkiye’nin kalbi Çankaya’da Türkiye’yi kalbinden vurdu!”

Bu kadar beceriksizlik, hata ve yenilgi karşısında muhalefet kadrolarının ve başkanlarının istifa edip, Türkiye’nin önünü açması gerekirken, şimdi onlar ne yapıyorlar?

Koltuklarını, makamlarını korumak ve sağlamlaştırmak için yeni yeni tertipler peşinde koşuyorlar…

Parti liderleri ve yandaşları ellerinden geldiği kadar kurultayları uzatmaya, partililerde beliren öfke bulutlarını dağıtmaya, bu arada delegeleri ayarlamaya, koşulları kendi çıkarlarına göre yeniden düzenlemeye çalışıyorlar…

Bu durumu Muharrem İnce şöyle anlatıyor:

“Şu anda hiç hoş olmayan şeyler oluyor. Pek çok ilde masa başında delege yazıyorlar. Bir hazırlık bir telaş var. Bu telaş doğru bir telaş değil, bu yapılanlar doğru değil… Bu ‘aman kaybetmeyelim koltuklarımızı’ korkusu, CHP’yi kötü yerlere sürükler. Bu işin doğrusu bir an önce olağanüstü kurultayı toplamaktır…”

Son sözümüz, CHP ve MHP başarmak istiyorsa eğer, böyle ucuz ayak oyunlarını bırakıp, Atatürk’e,  Atatürk’ün devrimci ilkelerine, “Tam Bağımsızlık” politikasına sarılmalıdırlar…

Dincileri, bölücülerin avukatlarını partide toplayarak “Tereciye tere satma” yerine halkın gerçek ihtiyaçlarından, milli duygularından hareket etmelidirler…

Atatürk gibi “Kimsesizlerin kimsesi” olmalıdırlar…

([email protected])

Haberi paylaşın
Toplum, özellikle muhalif kesim, 1 Kasım seçimlerinde AKP’nin yeniden iktidar olamayacağını düşünüyordu… - kilicdaroglu partisinin grup toplantisinda konustu 111777 5

KONU HAKKINDA DAHA FAZLA:

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem

  1. fatma sibel yüksek ankara yenimahalle’de meydana gelen düşük şiddetli, pek çok vatandaşın hissetmediği depremden 20 dk. önce içinde tahteravalli kelimesinin…

  2. arkadaşlar sallıyorsunuz angelina jolie nin cia ajanı olduğu rockfellerin çıkarları doğrultusunda abd nin saldıracağı yerlerin savaş hatlarını oluşturmak müdahaleye zemin…

  3. Tek ve vazgeçilmez insanların olduğu yer Sultanlıktır… *** Aynısı AKP’de var zaten… *** Hayranlık güzeldir ama sürü psikolojisinin de temel…

  4. Sevgili Erdoğan çok ağır yazmışsınız,keşke beni yakından tanıyabilseydiniz.Ben dededen,babadan CHP liyim,ama artık yeter sanki sadece muhalefet yapmak için oturmuş o…

  • TÜKENMEYE DEVAM EDİYORLAR

    TÜKENMEYE DEVAM EDİYORLAR

    FETO-AKP DÖNEMİ KULLANIŞLILARI TÜKENMEYE , HIZLANARAK , DEVAM EDİYOR.. nâgehan ve ozan kütahyalı 03.10.23’te boşandı Duruşma sonrasıUzun stres yıllarında Nagehan yıpranmış çöp olmuş ,Ozan Kütahyalı […]


  • ADD’den çok şükür ses çıktı!

    ADD’den çok şükür ses çıktı!

    ÇEDES’E YÖNELİK ADD(ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ) İDARESİNDEN ÇOK ŞÜKÜR SES ÇIKTI! Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), ·  öğrencilerin açlık, ·  sefalet ve cehalete mahkûm edilemeyeceğini vurgulayarak 4+4+4 sistemi, ·  ÇEDES’ten […]


  • MARX’TA PARA (15)

    MARX’TA PARA (15)

                Brunhoff, R.Luxembourg’un neredeyse Marx’tan daha marksist bir tutumla ‘para’ konusuna önem verdiği söylenebilir diyor.             Çünkü, bir dolanım aracı olarak para, kapitalist yeniden-üretimin onsuz olmaz bir […]


  • Bodrum Türk Filmleri Haftası ve Sinema Sektör Zirvesi

    Bodrum Türk Filmleri Haftası ve Sinema Sektör Zirvesi

    Bu yıl on birincisi düzenlenen Bodrum Türk Filmleri Haftası için gerçekleşen ödül törenine katılan ünlü isimler damga vurdu. Ali Poyrazoğlu, Fikret Kuşkan, Suzan Kardeş, Murat Şeker, Mustafa Uslu, Sinem Uslu, Sera Tokdemir, Güven Kıraç, Müfit Can Saçıntı, Açelya Elmas ve Tarık Pappuççuoğlu gibi ünlü oyuncu, yönetmen ve yapımcıların katıldığı gece oldukça renkli geçti.


  • Üretici ile market fiyat farkı açılıyor…

    Üretici ile market fiyat farkı açılıyor…

    İşin sıkıntılı tarafı şu: Tarlada fiyatı 5 lira olan ürün markette 25-30 lira arası satılıyor. Fiyatlar Pazar tezgahlarında da değişmiyor. Özetle: Üretici ile market-Pazar fiyat […]


  • HEİDİ’NİN GÖZÜNDE TÜRKİYE

    HEİDİ’NİN GÖZÜNDE TÜRKİYE

    Bugün sizlere 2010 yılında yazdığım bir yazımı paylaşmak istiyorum. Benim candan aziz okurlarım, yazdığım Almanya’da Türk Olmak (Turke zu sein in Deutschland) isimli kitabımla ilgili […]


  • HEYHAAAT BİR ZAMANLAR MECLİS ÇALIŞMALARINA BAŞLARKEN…

    HEYHAAAT BİR ZAMANLAR MECLİS ÇALIŞMALARINA BAŞLARKEN…

    ÖLÜMÜN BİTMEYEN UFKUNDA YATARKEN  GENE SAĞ,  BİR AVUÇ TOPRAK OLURKEN  GENE DAĞ…   Sevgili ve değerli okurlarım, TBMM uzuuun bir aradan sonra açılırken, sağlık durumunun iyice […]


  • İLMİ VE DİNİ EĞİTİM

    İLMİ VE DİNİ EĞİTİM

                Eğitimin önemi hakkında pek çok şey söylenebilir ancak eğitimin en önemli özelliği; dünyayı yaşanabilir bir dünya haline getirmesidir.            Yeterli eğitim almamış toplumlarda insanların; mutlu, başarılı, […]


  • MİLLİ ÜRETİMLERİMİZ NASIL ENGELLENDİ?!..

    MİLLİ ÜRETİMLERİMİZ NASIL ENGELLENDİ?!..

    Sene 1925 …Alman­ya’ya on sekiz teknisyen ve Fransa’ya uçak mühendisliği öğrenimi için beş öğrenci gönderildi…15 Ağustos 1925… Türkiye’de ilk uçak fabri­kası Tayyare ve Motor Türk […]


  • TANIN(MA)MA

    TANIN(MA)MA

                    TANIN(MA)MA HÜSEYİN MÜMTAZ                 Kıbrıs’ın kuzeyinde “muhalif” olmak istiyorum.                 Çünkü bıktım artık hiçbir işe yaramayan, hiçbir iş yapmayan UBP’den, mevcut koalisyondan ve ortaklarından. […]


  • Beklentiler Boşa Çıktı

    Beklentiler Boşa Çıktı

    Rumlar, yıllardır arkalarını Hristiyan birliği olan batılı emperyalist güçlere dayayıp, BM’den Kıbrıs konusunda, insanlık dışı ve akıl almaz kararları çıkarttırmayı başarmışlardı. Bir başka Hristiyan kulübü […]


  • Keşke mafya birkaç kişi olsaydı

    Keşke mafya birkaç kişi olsaydı

    Piyasa ekonomisinin anlayış kökleri; bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler olduğunu hatırlatalım. Bu anlayışın günümüz uygulaması, servet sınıfının önündeki tüm “kuralları kaldırın” şeklinde yaşanır. Kuralların belli bir […]


  • Avrupa’nın En İyi Türk Üniversiteleri ve Bir Gerçek

    Avrupa’nın En İyi Türk Üniversiteleri ve Bir Gerçek

    İngiltere merkezli yükseköğretim derecelendirme kuruluşu QS (Quacquarelli Symond)  Avrupa Konseyi’ne üye 42 ülkedeki 688 üniversiteyi değerlendirdiği “Dünya Üniversite Sıralaması: Avrupa 2024″  araştırmasında ilk defa  Avrupa […]


  • THE GENERAL “PAŞALAR” 

    THE GENERAL “PAŞALAR” 

    Ortağın Çocukları ve Köklü İlişkiler * -1- “TSK’da, demokrasi ve hukuk devleti ilkelerine aykırı düşüncelerde olanları, aykırı faaliyetlerde bulunanları barındırmayız.” İlker Başbuğ, 24.6.2009 [1]  TSK […]


  • EN BÜYÜK IHANETİN FİTİLİ BU ŞEKİLDE ATEŞLENDİ

    EN BÜYÜK IHANETİN FİTİLİ BU ŞEKİLDE ATEŞLENDİ

    Artık kabul etmemiz gerekir ki Türkiye Cumhuriyeti zifiri karanlık bir yola girmiştir ve bu yoldan geri dönüş çok zor ve neredeyse imkansızdır. Maaşını Türkiye Cumhuriyeti […]


  • Artsakh is Lost After Being Abandoned  By Armenia, Russia and the West By Harut Sassounian Publisher, The California CourierArtsakh is Lost After Being Abandoned  By Armenia, Russia and the West

    Artsakh is Lost After Being Abandoned  By Armenia, Russia and the West By Harut Sassounian Publisher, The California CourierArtsakh is Lost After Being Abandoned  By Armenia, Russia and the West

    Last week, Armenians worldwide experienced one of the biggest tragedies of their lives after Azerbaijan occupied Artsakh. 120,000 Artsakh Armenians — men, women and children […]



Posted

in

by