OECD: Türkiye Mutsuz İnsanlar Ülkesi

Merkezi Paris’te bulunan  ve beş yıl nezdinde görev yaptığım Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Kuruluşu’nun (OECD) hazırladığı mutluluk ligi sıralamasında Türkiye (Better Life Initiative: Measuring Well-Being and Progress) 36 sanayileşmiş ülke içinde  en mutsuz ülke  olarak belirlenmiştir. OECD, geçen hafta 11 kriteri dikkate alarak hazırladığı Daha İyi Yaşam Endeksi’ni, (OECD’s Better Life Index: BLI) diğer bir deyişle mutluluk ligi sıralamasını açıklamıştır. Endeks,  24 Mayıs 2011  tarihinde 10 yıllık bir hazırlık döneminden sonra Stiglitz-Sen-Fitoussi Komisyonu’nun (Commission on the Measurement of Economic Performance and Social Progress) tavsiyeleri doğrultusunda  hazırlanmış, gelirin yanı sıra sağlık, barınma, iş, toplumsal dayanışma, eğitim, çevre, iyi yönetişim, sağlık, hayattan memnuniyet, güvenlik ve iş-yaşam dengesi   kriterleri dikkate alınmıştır. Mutluluk liginde ilk 3 sırada Avustralya, Norveç ve İsveç, en sonda Yunanistan, Meksika ve Türkiye yer almıştır. Uzun çalışma süreleri, kötü yaşam ve barınma şartları, olumsuz çevre koşulları,  Türkiye’nin en alt sırada yer almasının en önemli faktörleridir. Mutluluğu belirleyen en önemli 3 kriter hayattan memnuniyet, sağlık ve eğitim olarak öne çıkmıştır. OECD raporuna göre Türkiye gelir, barınma, hayattan memnuniyet ve iş-özel yaşam dengesinde gerekli performansı gösterememiş fakat son 20 yılda bu alanlarda ilerleme sağlamıştır. En mutlu ülke olan Avustralya’da kişi başı gelir 31 bin dolardır. OECD’de ortalama gelir 24 bin dolardır. Avustralyalıların yüzde 82’si ortalama bir günde yaşadıkları olumlu duyguların olumsuzlardan fazla olduğunu açıklamışlardır. OECD ortalaması yüzde 76’dır.  Türkiye’de 2014 yılında kişi başı gelirin 11 bin doları aşması beklenmektedir. Halkın yüzde 61’i ortalama bir günde yaşadıkları olumlu duyguların olumsuzlardan fazla olduğu görüşündedir. Ümidim, ileriki yıllarda Türkiye’nin tıpkı Avustralya, Norveç ve İsveç gibi ilk sıralara yükselmesidir. OECD, PISA ve Türkiye’de Eğitim OECD’nin  geçen yıl Aralık ayı başında 15 yaşındaki öğrenciler üzerinde gerçekleştirilen 400 bin öğrencinin katıldığı Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) eğitim araştırmasında da Türkiye,  ortaöğretim kalitesinde 65 ülke arasında 44’ncü sırada yer almıştır. Araştırma, ülkelerin ortaöğretimdeki eğitim kalitesi üzerine yapılan en önemli referanstır. Araştırmada özel okul ya da devlet okulu ayırımı yapılmadan 15 yaşındaki öğrencilerin 3 kategorideki başarı oranları çeşitli testlerle tespit edilmektedir. Eğitim ortalaması Vietnam, Sırbistan ve Estonya’nın altında kalan Türkiye, fen bilimleri ve metin anlama kategorilerinde ise en hızlı ilerleme sağlayan ülkeler arasındadır. Bunda geçmiş araştırmaların yapıldığı tarihlere göre Türkiye’de eğitim hayatının daha erken başlamasının etkisi olmuştur. PISA’nın Türkiye raportörü Francesco Avvisati’ye göre Türkiye, eğitim alanında OECD ortalamasının çok altında olmasına rağmen, gelir seviyesi düşük bölgelere  yatırım yaptığı için eğitimde fırsat ve cinsiyet eşitliğinde  iyileşme sağlamıştır. PISA 2012 araştırmasında ilk üç sırayı Çin, Singapur ve Hong Kong alırken, son sırada Peru bulunmaktadır. PISA araştırmaları daha önce 2000, 2003, 2006 ve 2009 yıllarında yapılmıştı. Türkiye, okuma alanında 475 puanla OECD ortalamasının altında kalarak 40’ncı sıradadır. Fakat Türkiye okuma kategorisinde son 3 yılda ortalama 5 puanlık ilerleme sağlayarak bu kategoride Katar ve Sırbistan’dan sonra en hızlı büyüme gerçekleştiren 3’ncü ülke olmuştur. Türkiye, fen bilimleri kategorisinde de OECD ortalamasının altındadır (42’nci sırada) ama son 3 yılda yıllık 6 puan artış göstermiştir. Türkiye, matematik formüllerini anlamada 65 ülke arasında 62’nci, formel matematikte 25’nci ve uygulamalı matematikte ise 30’ncu sırada yer almıştır. Türkiye, son 10 yıl içinde matematikte ortalama 3,2, okumada 4 ve fen bilimlerinde 6 puanlık artış sergilemesine rağmen 2012’de de Hırvatistan, Sırbistan, Yunanistan, Macaristan, İsrail ve Litvanya gibi kendi kategorisindeki ülkelerin gerisindedir. Erdoğan Taziyelerimizi İletti Sıra Putin de Bu köşede 27 Nisan’da yayınlanan yazımın başlığı  “Erdoğan Taziyelerimizi İletti Sıra Putin de” idi. Cumhuriyeti tarihinde ilk defa 1915 olaylarının yıldönümü vesilesiyle, Başbakan seviyesinde Ermenilere taziye mesajı yayınlanmıştır. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan adına, Başbakanlık tarafından yazılı olarak yayınlanan mesajda Ermenilere taziye dilekleri şöyle iletilmiştir: “Hayatlarını kaybeden Ermenilerin huzur içinde yatmalarını diliyor, torunlarına taziyelerimizi iletiyoruz." Şimdi sıra Putin’de. Acaba 18 Mayıs’ta Putin de 18 Mayıs 1944 tehcirinde hayatlarını kaybeden Kırım Türklerinin çocuk  ve torunlarına taziyelerini iletecek  mi? Bekleyip göreceğiz. Putin geçen hafta Kırım’ı ziyaret etti. Eğer Başbakan Erdoğan gibi 18 Mayıs’ta 1944 tehcirinde hayatlarını kaybeden Kırım Tatarlarının huzur içinde yatmalarını diliyor, torunlarına taziyelerimizi iletiyoruz" demezse, en kibar ifadeyle çok ayıp eder. Madem Türkiye Cumhuriyeti Ermenilere taziyelerini iletiyor, Rusya da Kırım Tatarlarına taziyetlerini neden iletmesin? Welcome to İstanbul City Önceki hafta bir konferans için Bangkok’ta idim.  Kent merkezindeki büyük bir alışveriş merkezinde (Terminal 21) bir kat İstanbul’a ayrılmış ama İstanbul’un hiçbir simgesi bu katta yok. Oysa Londra, San Francisco ve Tokyo’ya ayrılan katlarda bu kentlerin simgeleri yer almış. Ayrıca fotoğrafta görüldüğü gibi “Welcome to İstanbul City” yazısı Arap harflerine benzetilerek yazılmış. Bu katı gezen ve benim Türk olduğumu anlayan turistler Türkiye’de Arap harflerinin mi kullanıldığını bana sordular. Oysa Türkiye'de, 1 Kasım 1928 tarih ve 1353 sayılı “Yeni Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun” ile Osmanlı Alfabesinin yerine Latin Alfabesinin Türkçeye uyarlanmış bir biçimi kabul edilmiştir. Bunu sanırım bazıları bilmiyor ya da Arap harflerine özlem duyuyor.                                                                           *** Sevgili Okurlar, Her ne kadar Türkiye’nin gündeminden artık düşmüş olsa da 9 Mayıs Avrupa Gününüz ile Anneler Gününüz k - girl 548946 640

Merkezi Paris’te bulunan  ve beş yıl nezdinde görev yaptığım Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Kuruluşu’nun (OECD) hazırladığı mutluluk ligi sıralamasında Türkiye (Better Life Initiative: Measuring Well-Being and Progress) 36 sanayileşmiş ülke içinde  en mutsuz ülke  olarak belirlenmiştir. OECD, geçen hafta 11 kriteri dikkate alarak hazırladığı Daha İyi Yaşam Endeksi’ni, (OECD’s Better Life Index: BLI) diğer bir deyişle mutluluk ligi sıralamasını açıklamıştır. Endeks,  24 Mayıs 2011  tarihinde 10 yıllık bir hazırlık döneminden sonra Stiglitz-Sen-Fitoussi Komisyonu’nun (Commission on the Measurement of Economic Performance and Social Progress) tavsiyeleri doğrultusunda  hazırlanmış, gelirin yanı sıra sağlık, barınma, iş, toplumsal dayanışma, eğitim, çevre, iyi yönetişim, sağlık, hayattan memnuniyet, güvenlik ve iş-yaşam dengesi   kriterleri dikkate alınmıştır. Mutluluk liginde ilk 3 sırada Avustralya, Norveç ve İsveç, en sonda Yunanistan, Meksika ve Türkiye yer almıştır. Uzun çalışma süreleri, kötü yaşam ve barınma şartları, olumsuz çevre koşulları,  Türkiye’nin en alt sırada yer almasının en önemli faktörleridir. Mutluluğu belirleyen en önemli 3 kriter hayattan memnuniyet, sağlık ve eğitim olarak öne çıkmıştır. OECD raporuna göre Türkiye gelir, barınma, hayattan memnuniyet ve iş-özel yaşam dengesinde gerekli performansı gösterememiş fakat son 20 yılda bu alanlarda ilerleme sağlamıştır. En mutlu ülke olan Avustralya’da kişi başı gelir 31 bin dolardır. OECD’de ortalama gelir 24 bin dolardır. Avustralyalıların yüzde 82’si ortalama bir günde yaşadıkları olumlu duyguların olumsuzlardan fazla olduğunu açıklamışlardır. OECD ortalaması yüzde 76’dır.  Türkiye’de 2014 yılında kişi başı gelirin 11 bin doları aşması beklenmektedir. Halkın yüzde 61’i ortalama bir günde yaşadıkları olumlu duyguların olumsuzlardan fazla olduğu görüşündedir. Ümidim, ileriki yıllarda Türkiye’nin tıpkı Avustralya, Norveç ve İsveç gibi ilk sıralara yükselmesidir. OECD, PISA ve Türkiye’de Eğitim OECD’nin  geçen yıl Aralık ayı başında 15 yaşındaki öğrenciler üzerinde gerçekleştirilen 400 bin öğrencinin katıldığı Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) eğitim araştırmasında da Türkiye,  ortaöğretim kalitesinde 65 ülke arasında 44’ncü sırada yer almıştır. Araştırma, ülkelerin ortaöğretimdeki eğitim kalitesi üzerine yapılan en önemli referanstır. Araştırmada özel okul ya da devlet okulu ayırımı yapılmadan 15 yaşındaki öğrencilerin 3 kategorideki başarı oranları çeşitli testlerle tespit edilmektedir. Eğitim ortalaması Vietnam, Sırbistan ve Estonya’nın altında kalan Türkiye, fen bilimleri ve metin anlama kategorilerinde ise en hızlı ilerleme sağlayan ülkeler arasındadır. Bunda geçmiş araştırmaların yapıldığı tarihlere göre Türkiye’de eğitim hayatının daha erken başlamasının etkisi olmuştur. PISA’nın Türkiye raportörü Francesco Avvisati’ye göre Türkiye, eğitim alanında OECD ortalamasının çok altında olmasına rağmen, gelir seviyesi düşük bölgelere  yatırım yaptığı için eğitimde fırsat ve cinsiyet eşitliğinde  iyileşme sağlamıştır. PISA 2012 araştırmasında ilk üç sırayı Çin, Singapur ve Hong Kong alırken, son sırada Peru bulunmaktadır. PISA araştırmaları daha önce 2000, 2003, 2006 ve 2009 yıllarında yapılmıştı. Türkiye, okuma alanında 475 puanla OECD ortalamasının altında kalarak 40’ncı sıradadır. Fakat Türkiye okuma kategorisinde son 3 yılda ortalama 5 puanlık ilerleme sağlayarak bu kategoride Katar ve Sırbistan’dan sonra en hızlı büyüme gerçekleştiren 3’ncü ülke olmuştur. Türkiye, fen bilimleri kategorisinde de OECD ortalamasının altındadır (42’nci sırada) ama son 3 yılda yıllık 6 puan artış göstermiştir. Türkiye, matematik formüllerini anlamada 65 ülke arasında 62’nci, formel matematikte 25’nci ve uygulamalı matematikte ise 30’ncu sırada yer almıştır. Türkiye, son 10 yıl içinde matematikte ortalama 3,2, okumada 4 ve fen bilimlerinde 6 puanlık artış sergilemesine rağmen 2012’de de Hırvatistan, Sırbistan, Yunanistan, Macaristan, İsrail ve Litvanya gibi kendi kategorisindeki ülkelerin gerisindedir. Erdoğan Taziyelerimizi İletti Sıra Putin de Bu köşede 27 Nisan’da yayınlanan yazımın başlığı  “Erdoğan Taziyelerimizi İletti Sıra Putin de” idi. Cumhuriyeti tarihinde ilk defa 1915 olaylarının yıldönümü vesilesiyle, Başbakan seviyesinde Ermenilere taziye mesajı yayınlanmıştır. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan adına, Başbakanlık tarafından yazılı olarak yayınlanan mesajda Ermenilere taziye dilekleri şöyle iletilmiştir: “Hayatlarını kaybeden Ermenilerin huzur içinde yatmalarını diliyor, torunlarına taziyelerimizi iletiyoruz.” Şimdi sıra Putin’de. Acaba 18 Mayıs’ta Putin de 18 Mayıs 1944 tehcirinde hayatlarını kaybeden Kırım Türklerinin çocuk  ve torunlarına taziyelerini iletecek  mi? Bekleyip göreceğiz. Putin geçen hafta Kırım’ı ziyaret etti. Eğer Başbakan Erdoğan gibi 18 Mayıs’ta 1944 tehcirinde hayatlarını kaybeden Kırım Tatarlarının huzur içinde yatmalarını diliyor, torunlarına taziyelerimizi iletiyoruz” demezse, en kibar ifadeyle çok ayıp eder. Madem Türkiye Cumhuriyeti Ermenilere taziyelerini iletiyor, Rusya da Kırım Tatarlarına taziyetlerini neden iletmesin? Welcome to İstanbul City Önceki hafta bir konferans için Bangkok’ta idim.  Kent merkezindeki büyük bir alışveriş merkezinde (Terminal 21) bir kat İstanbul’a ayrılmış ama İstanbul’un hiçbir simgesi bu katta yok. Oysa Londra, San Francisco ve Tokyo’ya ayrılan katlarda bu kentlerin simgeleri yer almış. Ayrıca fotoğrafta görüldüğü gibi “Welcome to İstanbul City” yazısı Arap harflerine benzetilerek yazılmış. Bu katı gezen ve benim Türk olduğumu anlayan turistler Türkiye’de Arap harflerinin mi kullanıldığını bana sordular. Oysa Türkiye’de, 1 Kasım 1928 tarih ve 1353 sayılı “Yeni Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun” ile Osmanlı Alfabesinin yerine Latin Alfabesinin Türkçeye uyarlanmış bir biçimi kabul edilmiştir. Bunu sanırım bazıları bilmiyor ya da Arap harflerine özlem duyuyor.                                                                           *** Sevgili Okurlar, Her ne kadar Türkiye’nin gündeminden artık düşmüş olsa da 9 Mayıs Avrupa Gününüz ile Anneler Gününüz k

Okumaya devam et  Avrupa Birliği ile Yeni Bir Sayfa mı Açılıyor?

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir