BAŞBAKANA AÇIK MEKTUP

Sn. R.T. Erdoğan T.C. Başbakanı
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı günü 7 dilde, 2 Ermeni lehçesinde yayınladığınız “Ermeni Mesajı”; analarımızı ağlatmıştır. Biz kadınları yaraladınız! Türk Milletinin yarasına tuz biber ektiniz. T.C. Başbakanı’nın ülkesinin tarihini, özellikle de yakın tarihini iyi bilmesi gerekir. 1915’de Ermeni isyanlarını, tecavüz ve katliamlarını ve tüm cephelerde 7 düvele karşı vatan savunması yapan askerlerimizin arkadan vurulmasını önlemek için yapılan ; “Zorunlu Göç ve İskan Kanunu” gereğince uygulanan, hukuki ve haklı tehciri, yabancılara karşı “gayri insani” olarak nitelemenizi kabul edilemez buluyoruz. Bu nasıl “gayri insani” bir zorunlu göç ve iskandır ki; her kişiye günlük yevmiye verilmiş, yardım kuruluşlarının her türlü denetim ve yardımlarına izin verilmiş, eli silah tutan çocuklar dahil her erkek cephelerde savaşırken bile konvoyların güvenliği temin edilmeye çalışılmış, hastalar hastanelerde tedavi edilmiş, çocuklar koruma altına alınmıştır. Konvoylara saldırı düzenleyen gaspçılardan yakalananlar mahkemeye verilmiş, 67 kişi idam edilerek 1500 civarında suçlu da ağır hapis cezalarına çarptırılmıştır. Ayrıca bu tehcir, ülke sınırları içinde ilden ile yapılmıştır. Tehcir uygulaması, savaş dönemlerinde dünyadaki tüm hukuk düzenlerinde haktır ve meşrudur. Günümüzde Cenevre Sözleşmesinin Ek 2 Protokolünün 17. Maddesi tehcir uygulamasını, tüm devletlere bir hak olarak vermektedir. 1915’de tehcir uygulaması zorunlu kılınan illerimizde 518 bin Müslümanın, Ermeniler tarafından öldürüldüğünü de biliyor olmanız gerek. Onların torunlarına da taziyelerinizi sunmanızı bekliyoruz. Ayrıca Asala terör örgütünce şehit edilen diplomat ve devlet görevlilerimizin ailelerine de taziyelerinizi iletmenizi diliyor ve bir özür borçlu olduğunuzu düşünüyoruz. Çünkü hepsini ağlattınız!.. 1915 olaylarının, soykırım olduğuna dair ulusal ve uluslararası hiçbir yargı kararı yoktur. Tam aksine soykırım olmadığına dair yargı kararları vardır. İngiliz Kraliyet Başsavcılığının yürüttüğü Malta Yargılaması ve en yenisi AİHM’in 17 Aralık 2013 Perinçek Kararı bu doğrultudadır. Türk Milleti, 100 yıldır büyük bir iftiraya maruz kalıp soykırımla suçlanırken, büyük bir saldırı altındayken AİHM’in Perinçek Kararı, Türkiye’nin haklılığını ispatladı ve uluslararası platformda elini rahatlattı derken; sizin mesajınız, yargı sürecini ülkemizin, milletimizin aleyhine gelişebilecek bir noktaya taşıdı. Gayet iyi bildiğiniz gibi; davalı İsviçre tarafından AİHM Perinçek Kararı, bir üst mahkemeye götürülmüştür. Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, “bu süreçte İsviçre’ye destek olacağız” derken, en büyük destek ne acıdır ki sizden, T.C. Başbakanı’ndan geldi. Millet olarak kendimizi ihanete uğramış hissediyoruz!.. Bu vahim hatanızı derhal düzeltmenizi bekliyoruz. 1915’de hayatını kaybeden Ermenilerin torunlarına özel taziyenizi, zorunlu iskan yasasının uygulanmasını gayri insani bulmanızı şiddetle kınıyor ve reddediyoruz.
Devam eden AİHM yargı sürecini aleyhimize etkileyecek açıklamanızı da derhal tevil etmenizi bekliyoruz. Türk Milleti tarih boyunca pek çok halka, kavime, millete hükmetti; imparatorluklar yönetti. Ama hiç kimseye soykırım uygulamadı. Kaybettiğimiz topraklardan, Balkanlardan, Kafkasyadan göçe zorlanan, katliamlara uğrayan milyonlarca insanımızı yitirdik, soykırımlara uğradık ama kimseye kin gütmedik, soykırım ise asla uygulamadık. Fatih Sultan Mehmet’in idaremiz altındaki gayr-i Müslimlerin dini, ticari, insani haklarının ve kültürlerinin korunması konusundaki 1478 tarihli Fermanı, Magna Carta’dan sonraki ilk insan hakları beyannamesidir ve Türk Milletinin insani hasletlerini ortaya koyar. Hiç kimse atalarımıza, çocuklarımıza, gelecek nesillerimize “soykırımcı” diyemez. Buna izin vermeyeceğiz. Ülkemizin Başbakanı olarak sizden Türk Milletinin, Türk Devletinin haklarını, çıkarlarını korumanızı ve Aziz Milletimizin soykırımcı olmadığını dünyaya haykırmanızı bekliyoruz. Ayrıca tüm şehitlerimizin, Ermeni katliamlarında hayatlarını kaybeden yurttaşlarımızın torunlarına, Türk Milletine taziyelerinizi iletmenizi, bundan böyle Milletimizin acılarını paylaşmanızı istiyoruz. Ermeni açılımını 23 Nisan’da, Kürt açılımını 10 Kasım’da yaptınız. Milletimizi yaralayan açılımlarınızı, Milletimiz için önemli olan özel günlerde yapmanızı da kabul edilemez buluyoruz. ÖZÜR DİLEMENİZİ BEKLİYORUZ… Biz, Cumhuriyet Kadınları Derneği olarak önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçiminde, Milletimizin acılarını paylaşan, Yurttaşlarımızın, Devletimizin haklarını, çıkarlarını koruyan, YURTSEVER BİR CUMHURBAŞKANI seçmek kararlılığındayız. Bu profile uymayanların adaylığına karşı çıkacağımızı beyan eder, saygılarımızı sunarız.
Dr. Canan ARITMAN
Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkanı - siir sair mektup kalem edebiyat
Sn. R.T. Erdoğan
T.C. Başbakanı
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı günü 7 dilde, 2 Ermeni lehçesinde yayınladığınız “Ermeni Mesajı”; analarımızı ağlatmıştır.
Biz kadınları yaraladınız!
Türk Milletinin yarasına tuz biber ektiniz.
T.C. Başbakanı’nın ülkesinin tarihini, özellikle de yakın tarihini iyi bilmesi gerekir.
1915’de Ermeni isyanlarını, tecavüz ve katliamlarını ve tüm cephelerde 7 düvele karşı vatan savunması yapan askerlerimizin arkadan vurulmasını önlemek için yapılan ; “Zorunlu Göç ve İskan Kanunu” gereğince uygulanan, hukuki ve haklı tehciri, yabancılara karşı “gayri insani” olarak nitelemenizi kabul edilemez buluyoruz. Bu nasıl “gayri insani” bir zorunlu göç ve iskandır ki; her kişiye günlük yevmiye verilmiş, yardım kuruluşlarının her türlü denetim ve yardımlarına izin verilmiş, eli silah tutan çocuklar dahil her erkek cephelerde savaşırken bile konvoyların güvenliği temin edilmeye çalışılmış, hastalar hastanelerde tedavi edilmiş, çocuklar koruma altına alınmıştır. Konvoylara saldırı düzenleyen gaspçılardan yakalananlar mahkemeye verilmiş, 67 kişi idam edilerek 1500 civarında suçlu da ağır hapis cezalarına çarptırılmıştır. Ayrıca bu tehcir, ülke sınırları içinde ilden ile yapılmıştır.
Tehcir uygulaması, savaş dönemlerinde dünyadaki tüm hukuk düzenlerinde haktır ve meşrudur.
Günümüzde Cenevre Sözleşmesinin Ek 2 Protokolünün 17. Maddesi tehcir uygulamasını, tüm devletlere bir hak olarak vermektedir.
1915’de tehcir uygulaması zorunlu kılınan illerimizde 518 bin Müslümanın, Ermeniler tarafından öldürüldüğünü de biliyor olmanız gerek. Onların torunlarına da taziyelerinizi sunmanızı bekliyoruz.
Ayrıca Asala terör örgütünce şehit edilen diplomat ve devlet görevlilerimizin ailelerine de taziyelerinizi iletmenizi diliyor ve bir özür borçlu olduğunuzu düşünüyoruz.
Çünkü hepsini ağlattınız!..
1915 olaylarının, soykırım olduğuna dair ulusal ve uluslararası hiçbir yargı kararı yoktur. Tam aksine soykırım olmadığına dair yargı kararları vardır. İngiliz Kraliyet Başsavcılığının yürüttüğü Malta Yargılaması ve en yenisi AİHM’in 17 Aralık 2013 Perinçek Kararı bu doğrultudadır.
Türk Milleti, 100 yıldır büyük bir iftiraya maruz kalıp soykırımla suçlanırken, büyük bir saldırı altındayken AİHM’in Perinçek Kararı, Türkiye’nin haklılığını ispatladı ve uluslararası platformda elini rahatlattı derken; sizin mesajınız, yargı sürecini ülkemizin, milletimizin aleyhine gelişebilecek bir noktaya taşıdı.
Gayet iyi bildiğiniz gibi; davalı İsviçre tarafından AİHM Perinçek Kararı, bir üst mahkemeye götürülmüştür. Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, “bu süreçte İsviçre’ye destek olacağız” derken, en büyük destek ne acıdır ki sizden, T.C. Başbakanı’ndan geldi.
Millet olarak kendimizi ihanete uğramış hissediyoruz!..
Bu vahim hatanızı derhal düzeltmenizi bekliyoruz.
1915’de hayatını kaybeden Ermenilerin torunlarına özel taziyenizi, zorunlu iskan yasasının uygulanmasını gayri insani bulmanızı şiddetle kınıyor ve reddediyoruz.
Devam eden AİHM yargı sürecini aleyhimize etkileyecek açıklamanızı da derhal tevil etmenizi bekliyoruz.
Türk Milleti tarih boyunca pek çok halka, kavime, millete hükmetti; imparatorluklar yönetti. Ama hiç kimseye soykırım uygulamadı. Kaybettiğimiz topraklardan, Balkanlardan, Kafkasyadan göçe zorlanan, katliamlara uğrayan milyonlarca insanımızı yitirdik, soykırımlara uğradık ama kimseye kin gütmedik, soykırım ise asla uygulamadık.
Fatih Sultan Mehmet’in idaremiz altındaki gayr-i Müslimlerin dini, ticari, insani haklarının ve kültürlerinin korunması konusundaki 1478 tarihli Fermanı, Magna Carta’dan sonraki ilk insan hakları beyannamesidir ve Türk Milletinin insani hasletlerini ortaya koyar.
Hiç kimse atalarımıza, çocuklarımıza, gelecek nesillerimize “soykırımcı” diyemez.
Buna izin vermeyeceğiz.
Ülkemizin Başbakanı olarak sizden Türk Milletinin, Türk Devletinin haklarını, çıkarlarını korumanızı ve Aziz Milletimizin soykırımcı olmadığını dünyaya haykırmanızı bekliyoruz.
Ayrıca tüm şehitlerimizin, Ermeni katliamlarında hayatlarını kaybeden yurttaşlarımızın torunlarına, Türk Milletine taziyelerinizi iletmenizi, bundan böyle Milletimizin acılarını paylaşmanızı istiyoruz.
Ermeni açılımını 23 Nisan’da, Kürt açılımını 10 Kasım’da yaptınız. Milletimizi yaralayan açılımlarınızı, Milletimiz için önemli olan özel günlerde yapmanızı da kabul edilemez buluyoruz.
ÖZÜR DİLEMENİZİ BEKLİYORUZ…
Biz, Cumhuriyet Kadınları Derneği olarak önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçiminde, Milletimizin acılarını paylaşan, Yurttaşlarımızın, Devletimizin haklarını, çıkarlarını koruyan, YURTSEVER BİR CUMHURBAŞKANI seçmek kararlılığındayız.
Bu profile uymayanların adaylığına karşı çıkacağımızı beyan eder, saygılarımızı sunarız.
Dr. Canan ARITMAN
Cumhuriyet Kadınları Derneği
Genel Başkanı
Okumaya devam et  Türkiye Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde 2019 Yılında Bir İlerleme Gösteremezse Avrupa Birliği ve Batı Dünyası ile İlişkileri Çıkmaz Sokağa Girer

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir