Libya Gerçeği – 2

Kaddafi ve Hitler
,
Kaddafi ve Hitler
Kaddafi ve Hitler

Diktatör Muammer Kaddafi halkından korkmazdı.

 

Bu nedenle de eli silah tutan herkese askeri eğitim aldıkları silahları vermişti. Libya halkının evde bu
silahları saklamalarının ve sürekli bakımını yapmalarının, Libya’nın olası bir
dış saldırı durumunda savunmasının yapılmasında çok daha verimli olacağını
düşünmüştü.

İnsanlar silahlıyken ve her evde her tür silah bulunurken “dünyaya isyancılar sadece bir gün dayanabilir bu nedenle NATO’nun müdahalesi ve desteği
şarttır” diye bir yutturmacanın nasıl yayıldığını anlamak zor.

NATO, hava bombardımanına başladığında Fransız ve İngiliz komandoları da
Libya’ya girerek sözde isyancılara yardımcı  oldular.

Tabii bu yardım hiçte boşuna değildi.

Libya topraklarında çıkış maliyeti bir Dolar olan petrolün satış fiyatı
ise yüz Dolar.

Bir Fransız şirketi olan TOTAL, Libya devlet petrolleri şirketinin yüzde
otuzuna sahip oldu hemen, her yüz dolarlık satıştan doksan dokuz dolar kar
edecek şekilde.

İngiliz Şirketi BRITISH PETROL (BP) ise sırada. Hemen kendi kendine
araştırma ve petrol çıkarma izni sağladı Libya toprakları üzerinde. Yakında
Libya devlet petrolleri şirketinin ortağı da olursa hiç şaşmamak gerekir.

Yakılıp yıkılan Libya bina ve tesislerini ABD’li ve AB’li şirketler,
özellikle de Fransız ve İngiliz şirketleri yeni baştan inşa edecek.

Elbette ki Fransız ve İngiliz komandoların haklarının ödenmesi
gerekmekteydi.

Bu ödeme yöntemi de petrole, imar harcamalarına ve Merkez Bankası
kaynaklarına el koymak oldu.

Libya Merkez Bankasının 170 milyar dolarlık nakit parasının ise sadece
1.2 milyarı serbest bırakıldı. Gerisinin ise ne vakit serbest bırakılacağı
meçhul olan para Avrupa Bankalarında mışıl mışıl yatıyor.

Bu para büyük bir olasılıkla Avrupa ekonomisine kanalize edilecek ve
Libyalı da kağıt üstünde gördüğü bu paraya hiçbir şekilde dokunamayacak.

Diktatör Muammer Kaddafi’nin yaptıkları ve başına gelenler, bana Hitler’i
hatırlattı.

Okumaya devam et  Ada’daki Mülkiyet Sorunu New York’a Taşınıyor

Hitler tüm dünyaya lanetli birisi olarak tanıtıldıysa da, biraz araştırınca tüm yaptıklarının kötü olmadığını görüyoruz.

Hitler gerçekte İsrail devletinin kuruluşunu sağlayan ve temelini atan kişidir.

Hitlerin yanındaki NAZİ partisine mensup çalışma arkadaşlarının ve Alman
Ordusunun üst rütbeli generallerinin 77’si Yahudi idi.

Mareşal Ehrart Milch’in babası Yahudi iken, SD’lerin Başkanı Reinhard
Heydrich’de Yahudiydi ve adı da Suss idi. Hitler’in en yakın mesai arkadaşı
Bormann da bir Yahudiydi.

1933 tarihli Havaara Nakil Antlaşması ise Hitler yönetimi ile Zionistler


arasında imzalanmıştı. Bu anlaşmaya göre Filistin’e göç edecek Alman
Yahudilerinin Almanya’daki taşınır ve taşınmaz mal varlıkları Hitler hükümeti
tarafından nakit olarak ödenirken, Yahudi örgütleri de Alman ürünlerinin
Filistin’de satılmasını desteklediler.

Bu anlaşma sonucunda, Yahudi kapitali ve Yahudi ticari dehası sayesinde
Alman ürünleri Filistin’e ve çevre ülkelere rekabet edebilir bir fiyatla girdi.
Almanya 1939 yılına kadar bölgeye 139.5 milyon marklık satış yaparken, çok büyük
sayıda Alman Yahudisi de Filistin’e göç ederek yerleşti ve 1948 yılında kurulan
İsrail devletinin çekirdeğini oluşturdu.

Yahudi yerleşimlerini korumak amacıyla kurulan ve 1920-1948 yılları
arasında faaliyeti gösteren Yahudi paramiliter örgütü olan Haganah mensupları
Almanya’da özel kamplarda eğitilirken, kampa şimdiki İsrail Devleti bayrağı
asılmaktaydı.

İzak Şamir’in ise İngilizlere karşı savaşmak için, Hitler’in Alman
ordusuna bir Yahudi taburu teklif etmesi ise tarihin bir başka farklı yüzünü
oluşturmakta.

Hitler’in de, Kaddafi’nin de koşullar ve dünya konjonktürü değişince
misyonları bitmiş oldu, misyonlarını tamamlayınca da yok
edildiler.

Dolayısıyla Libya’ya demokrasi getirmek için mi darbe yapıldı, yoksa
petrole el koymak için mi? Bu soruya şimdilik net bir yanıt vermek mümkün değil.

Bunu zaman ve ellerindeki tüm devlet menfaatlerini süreç içinde
kaybederek kapitalizmin gerçek yüzü ile karşılaşacak olan Libya halkı
söyleyecek.

Okumaya devam et  Tarihten gelen bir kartvizit

Elektrik ve su faturasını ödemek için sırada beklerken veya da litresine 25 kuruş ödediği benzini 2.5 TL’ye
alırken…


 

Prof. Dr. Ata ATUN

[email protected]

@ata-atun

25 Kasım 2011

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir