“Ermeni Meselesi” Paneli

A.A - ermeni meselesi

A.A

Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Rektörü Prof. Dr. İsrafil Kurtcephe, Osmanlı Devleti’nin, kendisine yönelik ihaneti önlemek amacıyla, bir kısım vatandaşını, vatanın bir yerinden bir başka yerine göç ettirmesinin, bugün Türkiye’yi suçlamak için kullanıldığını söyledi.

 

  

AÜ Rektörlüğü tarafından düzenlenen, “Ermeni Meselesi” konulu panel, Üniversitenin Atatürk Konferans Salonu’nda yapıldı.

Panelin açılışında konuşan AÜ Rektörü Prof. Dr. İsrafil Kurtcephe, Osmanlı Devleti’nin zayıflaması ve parçalanmasını isteyen Rus ve Batı emperyalizminin kışkırtmalarıyla ayaklanan Rum, Makedon, Bulgar çetelerince yüzbinlerce Türk’ün öldürüldüğünü, on binlerce Türk’ün sığınacak yer olarak Anadolu’ya göç ederken yolda can verdiğini kaydetti. Bu nedenle can verenlerin sayısının 5 milyonu bulduğuna işaret eden Prof. Dr. Kurtcephe, bunlardan hiç kimsenin söz etmediğinden yakındı. Prof. Dr. Kurtcephe şöyle konuştu:
“Batılı emperyalist güçlerin kendilerine alan açmak için başlattıkları bu hunharca saldırıların sonrasında, (Biz de onların desteğiyle Anadolu’da Ermeni devleti kurarız) ümidiyle silahlanan Ermeni çetelerinin 1890’larda başlattığı 36 ayrı ayaklanma da binlerce masum Türk’ün ölümüne yol açmıştır. Bir devlet düşünemezsiniz ki kendi vatandaşı saydığı insanlar, ellerine silah alsınlar ve düşmanla iş birliği yapıp, masum insanları katlettirsinler. Buna kimse göz yummaz. Osmanlı’nın sadece ihaneti önlemek maksadıyla vatandaşlarının bir kısmını, ihanet eden ve etme potansiyeli olan bir kısım vatandaşını, vatanın bir yerinden başka bir yerine göç ettirmesini, bugün bizi suçlamak için kullanıyorlar. Bu olaylar sırasında kesinlikle uluslararası hukukun tanımladığı hiçbir kötü niyetimiz, bir halkı ortadan kaldırmak gibi bir kastımız olmamıştır. Arşiv bilgileri ve işin içinde yer alan devletlerin belgeleri gösteriyor ki biz masumuz.”

Rektör Kurtcephe, bir Ermeni delegenin, Paris Konferansı’nda, “Biz 1 milyon 400 bin Türk’ü katletmiş Ermeni gazileriz. Bizim devlet kurma hakkımız yok mu?” dediğini de hatırlatarak, şöyle devam etti:
“Maalesef savunmasız insanlarımız katledilmiş, köylerimiz yakılmış, ama biz bunun hesabını sormamışız. Hatta sormak bir kenara, gelecek nesillere dahi aktarmamışız, ama biz unuturken, bu olayın diğer tarafındaki düşmanlarımız asla boş durmamışlar. Gelinen noktada öyle bir tehlikeyle karşı karşıyayız ki gelecekte doğacak kuşaklarımızı eli kanlı katiller olarak ilan etmek için bizi suçlamaya çalışıyorlar. Biz önce bugünkü neslimize, doğruyu, gerçeği objektif olarak anlatmak mecburiyetindeyiz. Bunun yanında dünya milletler ailesine sesimizi duyurmak, bize atılan iftira karşısında sessiz kalmamak mecburiyetindeyiz.”

Okumaya devam et  TÜRKİYE-ERMENİSTAN İLİŞKİLERİ ÇALIŞTAYI

“YAŞANMAMIŞ OLAYIN BELGESİ OLMAZ”

Panel yöneticisi, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yavuz Ercan da Ermenilerin ve bazı ülkelerin, boş ve aslı olmayan iddialarla Türkiye’yi suçlamaya devam ettiklerini, Türkiye’nin Ermeni meselesiyle ilgili tüm arşiv belgelerini ortaya koyarken, bu ülkelerin hiçbir belge gösteremediklerini belirtti. Prof. Dr. Ercan şöyle konuştu:
“Ermeni tehcirini soykırım olarak ortaya atan devletler, belgelerini ortaya koyamamışlardır. Elbette yaşanmamış bir olayın belgesi olmaz. Bundan 94 yıl önce Osmanlı Devleti kendisine başkaldıran ve savaşmakta olduğu düşmanla iş birliği yapan Ermenileri zorunlu göçe tabi tutmuş, fakat bu son derece haklı uygulamasını dünya kamuoyuna yeterince anlatamadığı için haksız duruma düşmüştür. Bugün Türkiye’nin gelişmesi ve güçlenmesinden rahatsız olan ülkeler, 94 yıl önceki Ermeni tehcirini politik bir koz olarak kullanmakta ve Türkiye dışındaki Ermenilerle, Ermenistan Devleti de bu oyuna doğrudan katılmaktadırlar ve bu devletlerin maşası olmaktan kendilerini kurtaramamışlardır. Ermeniler kin ve nefret duygularını Türkler üzerine saçarken, başka ülke ve devletler bu suça ortak olmaktadırlar.”

TTK’DAN PROF. DR. ÇİÇEK

Türk Tarih Kurumundan Prof. Dr. Kemal Çiçek de “Amerika’nın Ermeni Meselesindeki Rolü” başlıklı konuşmasında, Anadolu’daki Ermenilerin, Osmanlı Devleti’ne karşı kışkırtılmasında, ABD’den gelen misyoner kılığındaki ajanların önemli rolü bulunduğunu kaydetti. Prof. Dr. Kemal Çiçek, şu bilgileri verdi:
“Biz ABD’deki kürsülerde Ermeni sorununu anlatmaya çok az fırsat bulurken, ABD, en üst düzeyde gelip, bizim en birinci kürsümüzde kendi bakış açılarını anlattı. Halbuki bizim en önemli sorunlarımızdan biri kendimizi anlatamamaktır. Ermeni meselesini yeterince anlatamamakta birinci derecede suçlu kendimiziz. Yeterince bilim adamı yetiştirememişiz, ama yetişenlere de ABD’deki üniversitelerde kendimizi anlatma fırsatı verilmiyor. Bize gelip de ‘Tarihinizle yüzleşin’ diyenler, bizim, kendilerinin kürsülerinde tarihle yüzleştirilmelerine hiçbir fırsat ve şans vermiyorlar. Türk’ün Ermeni meselesiyle yüzleşmesi demek, ABD’nin, Rusya’nın İtalya’nın da Ermeni meselesiyle yüzleşmesi demek, ama onların yüzleşecek yüzü de yoktur.”

Okumaya devam et  Dışişleri’nin Avustralya tepkisi

Türklerin tarihte hiç soykırım yapmadığını ifade eden Prof. Dr. Çiçek, “Çünkü bizim inancımız ve inancımızdan önce töremiz, soykırım yapmamıza imkan vermez. Bunu ayıplar” diye konuştu.

ABD’nin, Ermeni meselesine 1820’lerden itibaren müdahil olduğunu, ama Türklerin Ermeni meselesindeki rolüne pek dikkat etmediklerini vurgulayan Kemal Çiçek, Rusya’nın Ermenilere ciddi şekilde sahip çıkmaya başlaması üzerine ABD’nin de Ermenileri protestanlaştırma ve kendilerine çekme girişimlerine başladığına, bu amaçla Anadolu’da dernekler kurduğuna, Ermenilere yardım etmek amacıyla hastaneler, aşevleri ve yetimhaneler inşa ettiğine dikkati çekti.

PROF. DR. SERTÇELİK

Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümünden Prof. Dr. Seyit Sertçelik ise Anadolu’daki Ermeni nüfusuna ilişkin Rus belgelerine itibar etmek gerektiğini, çünkü Rusya’nın Anadolu’yu işgal planında, Anadolu’da kendilerine destek verebilecek azınlıklara ilişkin ayrıntılı çalışma yaptığını ifade etti.
Rus belgelerine göre, 1915’te Anadolu’da 1 milyon 300 bin Ermeni yaşadığını belirten Prof. Dr. Sertçelik oysa, 2002’de, Moskova’da bir Ermeni tarafından yayımlanan dergide de Anadolu’daki Ermeni nüfusunun 15 milyon olarak öne sürüldüğünü kaydetti. Prof. Dr. Sertçelik, “Herkes bilir ki Ermeniler bu sayıların önüne bir sıfır koymakla meşhurlar. Anadolu’da 15 milyon Ermeni yaşadığını söyleyenler o dönemde Osmanlı’nın toplam nüfusunun 16 milyon civarında olduğunu unutmuş olmalı” dedi.

Ermenilere yönelik bir soykırım yapılmadığını, ancak göç esnasında çeşitli nedenlerle ölen Ermeni sayısının 150 bin civarında olduğunu ifade eden Prof. Dr. Sertçelik, bu konuda çeşitli belgelerden örnekler verdi.

Akdeniz Üniversitesinden Yrd. Doç. Dr. Berna Türkdoğan Uysal da Anadolu’daki Ermenilerin, ayaklanma ve ayrı devlet kurma girişimlerinde Rumlarla birlikte hareket ettiklerinden söz etti. Yrd. Doç. Dr. Uysal, Ermenilerin bugün Türkiye’ye yönelik soykırım suçlamalarında Kürtleri de kullanmaya başladığına işaret etti. Yrd. Doç. Dr. Uysal, son dönemde “Ermeni soykırımı” iddialarının bazı çıkar çevrelerince “endüstri” haline getirildiğini ve bu iddialardan nemalandıklarını sözlerine ekledi.

Okumaya devam et  Özür dilemek devletin işiymiş!

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir