Anastasiadis: “AB üyeliğimiz, çözüm için elimizdeki en güçlü silah”

Spread the love

 

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, AB’nin Rum tarafına, Kıbrıs sorununa adil bir çözüm talep etme çerçevesi sağladığını; çözümün, Doğu Akdeniz’de jeopolitik istikrar için ön koşul olduğunu söylerken, Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis, Kıbrıs müzakerelerinde iki taraf arasında birçok konuda önemli mesafe bulunduğunu kaydetti.

imerini, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Güney Kıbrıs’ın AB’ye katılım yıldönümü nedeniyle Rum Haber Ajansı’na verdiği mülakatı ve Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis’in aynı vesileyle Londra’da düzenlenen bir etkinlikte yaptığı konuşmayı okurlarına aktardı.
“Çözüm İçin Avrupa Araçları” başlıklı habere göre, Anastasiadis, bugün Güney Kıbrıs’ın AB’nin sağladığı araçları Kıbrıs sorununa olabildiğince adil bir çözüm talep etmek için kullanabileceğini, AB üyeliği öncesinde böyle bir olanağı olmadığını söyledi.
AB’ye tam katılımın, geleceğin meydan okumalarıyla başa çıkabilmesi için Rum yönetimine yardımcı olduğuna işaret eden Anastasiadis, şu iddiaları ortaya attı:

“Kıbrıs’ın, hükümetin etkin denetim uygulamadığı bölgelerde müktesebatın ertelenmesiyle, hükümranlığının tamamıyla Birleşik Avrupa’ya tam üye olması, 1974’ten beri en büyük olumlu tersine dönüş ve Kıbrıs sorununu 1974’te çözülmüş addeden Türkiye’ye en iyi cevaptı.

Kıbrıs sorunu halen çözülmemiş olabilir ancak Türkiye’nin üyelik sürecine paralel olarak, Kıbrıs’ın tam üyeliği, Kıbrıs sorununun özünü ve parametrelerini yeniden tayin etmiştir.

Kıbrıs sorunu şu veya bu şekilde, Türkiye’nin AB’ye üyeliği veya AB’ye katılım süreci için bir ön şarttır. Aynı mantıkla, Kıbrıs sorununun çözümü artık, bölgemizdeki jeopolitik istikrarın yinelenmesi açısından özlü gereklilik olarak tanınıyor. Bu çerçevede, -yukarıda anlatılanlara uluslararası ilginin de varlığıyla- yeni bir müzakere süreci başlamıştır, gerçekten sonuç vermesini diliyorum.”

Kıbrıs müzakere süreci ve AB’nin bu süreçte oynayabileceği role de değinen Anastasiadis, “Biz AB’nin Kıbrıs sorununa daha aktif ve daha özlü katılımını talep ettik. Bunu da büyük ölçüde başardık” dedi; özetle şöyle devam etti:

“Unutmayalım ki Avrupa müktesebatı, insan hakları ve temel özgürlüklerini güvence altına alacak sürdürülebilir bir çözüm uygulanması için elimizdeki en büyük silahlardan biridir. Bunu güvence altına alacak olan müktesebatın uygulanmasıdır. Tamamen kullanmakta kararlı olduğumuz güçlü bir silahtır. AB’ye katılımımız aracılığıyla, küçük bir ülke olarak karar dayatamıyor olabiliriz ancak itibarlı olursak kendi menfaatimize etkileyebiliriz. AB’nin bize sağladığı araçları olabildiğince adil bir çözüm elde etmek için kullanabiliriz. Bugün talep ettiklerimiz bunlardır. AB’ye üyeliğimizden önce böyle olanaklarımız yoktu.”

Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis ise, Türk tarafının; iki tarafın bir al ver sürecine hazır olduğu yolundaki açıklamalarının, müzakerelerdeki ilerleme konusunda uluslararası alanda genel bir coşku yaratma çabası çerçevesinde olduğunu iddia ederek, taraflar arasında birçok konuda önemli mesafe bulunduğunu savundu.

Simerini “Coşku Sis Perdesi… Kasulidis Müzakereler Konusunda Birçok Konuda Önemli Mesafe Var Diyor” başlıklı haberinde, Kasulidis’in “Dünya Dış Rumlar Federasyonu Gençliği (NEPOMAK)” tarafından, Güney Kıbrıs’ın AB’ye katılımının yıldönümü nedeniyle Londra’da Westminster’deki parlamento salonunda düzenlenen etkinlikte yaptığı konuşmaya yer verdi.
Habere göre Kasulidis, çözüm müzakerelerine değinirken “tarama prosedürü, birçok konuda iki tarafı arasında önemli mesafe olduğunu gösterdi. Dolayısıyla mevcut durumu güllerle bezenmiş gösterme yönündeki her türlü çaba ancak, Türk tarafının müzakere masasına koyduğu aşırı tezleri örtmek için bir sis perdesidir” iddiasında bulundu.
Müzakerelerin geleceğine değinirken 6 Mayıs’ta bütün başlıklara ilişkin derinlemesine görüşme ve müzakere başlayacağına işaret eden Kasulidis, Anastasiadis hükümetinin Kıbrıs sorunuyla ilgili 4 cephede çaba harcadığını belirterek bunları şöyle sıraladı:
“Birincisi Ortak Açıklama’dır. İkincisi, Türkiye’nin prosedüre katılımıdır -ki bu da Kıbrıslı Rum müzakerecinin Ankara’yı ziyaretiyle gerçekleşti-. Üçüncüsü, AB’nin müzakere prosedüründeki rolünün yükseltilmesi; dördüncüsü ise güven yaratıcı önlemlerin ileri götürülmesidir.”
Yoannis Kasulidis “Kıbrıs Türk tarafının, AB’deki gözlemcilik rolünün artırılmasına karşı çıktığını ancak aynı zamanda Avrupa Komisyonu ile direkt müzakere hattı bulundurduğu görüntüsü vermeye çalıştığını” da iddia etti.
Güney Kıbrıs’ın dış politikasının, dışadönük yaklaşımlar temelinde yeniden belirlenmesinden de söz eden Kasulidis, Ada’nın jeostratejik önemine ve doğal gazın açtığı perspektifler nedeniyle bölgeye sağladığı “istikrara” işaret etti.
Kasulidis konuşmasında, Güney Kıbrıs’ın İngiltere’yle güçlü, gerçekçi ve belirleyicilik dinamiği açısından kökleri derin ilişkilerine de vurgu yaptı. Rum Dışişleri bakanı, Güney Kıbrıs ile İngiltere arasındaki ilişkilerin AB çerçevesindeki aktif siyasi işbirliği ile daha da güçlenmekte olduğunu; son yıllarda Avrupa Konseyi’nde kullandıkları oyların aynı olduğuna işaret ederek, Güney Kıbrıs’ın, İngiltere’nin AB’de kalmasını istemesinin başlıca sebebinin de bu olduğunu anlattı.

Alithia “Birçok Konuda Önemli Mesafe… Kasulidis: Kıbrıs Sorunundaki Mevcut Durumu Güllerle Bezeli Gösterme Çabası Ancak Bir Sis Perdesi Olabilir”, “En Büyük Kazanımımız AB’ye Katılımdır” başlıklarıyla haberi okurlarına aktardı.

Fileleftheros “Kasulidis: Aramızda Önemli Mesafe Var… Müzakereleri Güllerle Bezenmiş Gösterenler Türkleri Saklıyor”, “AB Çözüm İçin Araç… Anastasiadis: Çözüm Parametreleri Yeniden Tayin Edildi” başlığını attı.

Aynı gazete “Doğal Gaz Görüntüsüyle Hareketlilik… ABD’nin Müdahiliyetini İzah Eden Nami ‘Bölgesel Dinamikler’ Oluşuyor Diyor” başlıklı haberinde, Kıbrıs sorunuyla ilgili çalışmaların odak noktasında doğal gaz bulunduğunu, arabulucuların da enerji görüntüsüyle hareket ettiklerini yazdı; devamla Dışişleri Bakanı Özdil Nami’nin İstanbul’da yapılan etkinlikte söylediklerini okurlarına aktardı.

Politis ise, BM Genel Sekreteri’nin Siyasi Konulardan Sorumlu Yardımcısı Jeffrey Feltman’ın Ada’yı ziyaretiyle ilgili BM Barış Gücü Sözcüsü tarafından yapılan açıklamayı “Dört Ay Sonra… BM Genel Sekreter Yardımcısı Jeffrey Feltman Pazar Günü Geliyor” başlığıyla aktardı.

Feltman’ın ziyaretinin ocak ayı için planlandığını ancak Ortak Açıklama’da mutabakat sağlanmasındaki gecikme ve Ukrayna krizi nedeniyle ertelendiğini hatırlattı.

TAK

KIBRIS Postasi
04.05.2014


Spread the love