Ön yargısız olarak: HAYIR diyebiliriz.
Çünkü AKP ve Sn. Erdoğan’ın, ekonomiyi düze çıkarmak için bir plan ve sistemleri yok.
Türkiye’nin ve Sn. Erdoğan’ın acilen yabancı yatırımlara ve döviz girişine ihtiyacı var.
İyi de ülkeye döviz nasıl gelir, yabancı yatırımcı niçin gelir?
Yabancı sermaye ve yatırımcı, faizi 60’a da çıkarsanız gelmez.
Çünkü sizin şu anki hukukunuza, size ve yargı sisteminize ne yazık ki GÜVEN duyulmuyor. Hangi akıllı tüccar, güvensizliğe koşar da yatırım yapar?
Yabancı sermayenin gelebilmesi için, güvenilir bir hukuk sisteminize ve adil bir yargınıza acilen gereksinim var.
Sn. Erdoğan buna sıcak bakar mı?
Ayrıca şunu da kamuoyu gördü ki, Sn. Erdoğan ve AKP’nin, ekonomiyi yönetecek kadrosu ve ekibi yokmuş. Tv’de seyrettiğim bir oturumda, yanılmıyorsam: Sn. Emin Şirin buna vurgu yaparak, ABD’den Hafize Gaye Erkan Merkez Bankası’nın, İngiltere’den Mehmet Şimşek Hazine ve Maliye’nin başına neden ve için getirildiğini Erdoğan bu halka açıklamalı demişti.
Öyle swap paralarla, pansuman tedavilerle, halkın sırtına vergi olarak binmelerle ödünç döviz tutmalarla ne Merkez Bankası’nın ne de Maliye’nin kasası dolar?
Geriye ne kalıyor, karşılıksız para basmak!
Çare mi? Elbette değil.
Ekonominizin güçlü olması için TL’nin, güçlü olması gerekir. TL’nız güçlü mü?
Evet diyecek ilkokul çocuğu bile bulamazsınız.
Okul kantinlerinde paralarının, satın alma gücünün ne kadar zayıf olduğunu bizzat görmekteler.
Neden cebinizde ABD Dolar’ı, AB’nin Euro’su, Katar’ın Riyal’i, Japon’un Yen’i, İsviçre’nin Frank’ını taşıyorsunuz? O ülkeleri sevdiğiniz için mi? Siziz TL hangi ülke insanlarının cüzdanında var, hiç araştırdınız mı?
Elbette değil. O paraların alım gücünün güçlü olduğu için.
İyi de ülke neden bu ekonomik açmaza girdi?
Ülke akılla, uluslararası dengelerle, istişare, hukukun gücü ve siyasal katılımın çokluğu ile yönetilir. AKP ve Sn. Erdoğan hangi milli meselede muhalefetle iş birliği yaptı, muhalefeti bilgilendirdi, hangi muhalefet lideriyle tv’lerde açık oturuma çıktı?
Bunları yaparlar mı?
Yapsalardı zaten ülke bu konumda olmazdı.
Geriye ne kalıyor?
Beş milyar Dolar (!) verdiğimiz İMF ile masaya oturmak. Hem onun FAİZ’i de oldukça uygun. İngiltere Bankerlerinin % 12-13’ünden çok az % 2,5- 3 gibi.
İMF’nin de şartları, verdiği parayı kontrol gibi kötü bir huyu var. Hukukun güvenilirliği ilkesi var.
Bunları sağlamadan siz İMF ile masaya oturmak isteseniz IMF, sizinle masaya oturur mu?
Oturmaz.
Sn. Erdoğan en basitiyle, içerde tutulan Hatay TİP Mv. Atalay’ın salınmasını, Anayasa kararlarının uygulanmasını ister mi?( Kimse bu, bağımsız yargının işi demesin)
“Adam laf dinlemiyordu” diyerek Merkez Bankası Başkanlarını görevden alırsa, “Nas var nas, sana bana ne oluyor” diyerek faizi 8,5 indirip, sonra NAS’ı unutarak % 50’ye çıkarırsan; kim nasıl güven duyacak?
Sanmam.
İnatla ülke yönetmek, Nas ekonomisiyle yola çıkmak, yandaşların vergi borçlarını silmek, Kanal İstanbul gibi bir yatırımı öne almak, ÜRETİMİ değil de İTHALATI ve TÜKETİMİ desteklemekle, yap-işlet yatırımlarını Dolar endeksli ve yolcu, araç geçiş garantili yapmakla ülkenin geldiği yer; her yer karanlık.
Öyleyse ekonomiyi düze, nasıl çıkaracaklar?
En iyi bildikleri şeyi yapacaklar: her türlü vergiler artırılacak, memura ve emekliye maaş artırımları kısıtlanacak, halka tutumlu olması, israftan kaçınılması önerilecek. Önemli yatırımlar durdurulacak. Köyüne bile gidemeyen emekliye uçak biletinde indirim sözü verilecek, akaryakıt, doğalgaz, elektrik zamlanacak. Vatandaştan biraz daha sabırlı olması istenecek. Bilmiyorlar ki sabırla faturalar ödenmiyor, torunlara harçlık verilmiyor, et, ekmek, yağ, şeker, domates, karpuz, kiraz alınmıyor.
Size göre de bu anlayış ve bu kadro ile EKONOMİ düze çıkar mı?
Esen kalınız.
Yazıları posta kutunda oku