Tam bağımsızlığı koruma

Atatürk, tam bağımsızlığı korumada en önemli sorun, bir toplumun yöneticilerini seçme sorunudur. Kaderi, ''dıştan beslenen'' ya da ''milletin kendi bacakları üzerinde durması ve yürümesi gibi zor bir ilkeyi benimseyemeyecek kadar zayıf ruhlu siyaset adamları''nın eline geçen bir ulus ve toplum, bağımsızlığını koruma veya geri almada dış düşmandan çok iç düşmanın hile ve direnmeleri ile uğraşmak mecburiyetinde kalır. - tam bagimsizlik

ATATÜRK VE TAM BAĞIMSIZLIĞI KORUMA – SONUŞ BİLDİRGESİ

Atatürk, tam bağımsızlığı korumada en önemli sorun, bir toplumun yöneticilerini seçme sorunudur. Kaderi, ”dıştan beslenen” ya da ”milletin kendi bacakları üzerinde durması ve yürümesi gibi zor bir ilkeyi benimseyemeyecek kadar zayıf ruhlu siyaset adamları”nın eline geçen bir ulus ve toplum, bağımsızlığını koruma veya geri almada dış düşmandan çok iç düşmanın hile ve direnmeleri ile uğraşmak mecburiyetinde kalır.

Eskiden İngiltere’nin, Fransa’nın, Almanya’nın, Hollanda’nın, Belçika’nın, Portekiz ve İspanya’nın şimdi de Amerika’nın nasıl kendi çıkarları için başka ulusların yaşamına karıştığını (emperyalizmin eski ve yeni türlerinin nasıl sömürmeye yönelmiş olduğunu) biraz olsun incelemiş olanlar için, Amerika’nın bize yardımlarının niteliği konusunda, aslında herhangi bir tereddüt ve şüpheye yer olmamak gerekirdi. Ancak teorik birtakım varsayımlardan hareket etmiş olmamak için, ”Amerika’nın, insancıl bazı amaçlarla, örneğin az gelişmiş ulusların yoksulluktan kurtulmalarının dünya barışı için olumlu sonuçlar yaratacağı düşüncesiyle yardımlarda bulunabileceği” tezininde de iyi niyetle ele alınmasını kabul ettik.

Bugün, değişen dünya stratejileri ve sorunları ile çevrili Türkiye’nin bunlara karşı mücadelesinde en isabetli ve etkili yol, her şeyden önce Cumhuriyet’in temelini oluşturan ATATÜRK ilkelerine ve onun kurmuş olduğu demokratik lâik düzene milletçe sahip çıkmaktır.

Ulusal bağımsızlık savaşını kazanmada, nasıl ki hareketin kaynağını ulusun kendisi olduysa, çağdaşlaşma savaşının kaynağı da yine ulusun kendisi olmuştur. Bilindiği üzere, Atatürk’ün Büyük Nutku, Türk gençliğine hitabesi ile sona erer. Cumhuriyeti Türk gençliğine emanet eden Atatürk’ün bu kitabesi bir bayrak olarak genç nesillerin önünde dalgalanmış ve gençliğe ışık tutmuştur. O, Büyük Nutkunu, mâzi olmuş bir devrin hikayesi olarak takdim etmektedir. Bunda, gelecek nesiller için dikkat edilmesi ve daima uyanık bulunulmayı gerektiren önemli noktalara işaret edilmektedir.

Okumaya devam et  Çi-çi Yabgu’nun Türk Ordusuna Söylediği Nutuk

Çocuklarımız ve gençlerimiz yetiştirilirken onlara özellikle millî varlığı, birliği ve bağımsızlığı ile ters düşen bütün yabancı unsurlarla mücadele gereğini ve millî duyguya dayanan düşünceleri büyük bir olgunlukla her karşıt düşünceye karşı şiddetle ve fedakârlıkla savunma zorunluluğu telkin edilmelidir. Yeni neslin bütün manevi gücüne bu özellik ve yeteneklerin aşılanması önemlidir. Sürekli ve müthiş bir mücadele şeklinde beliren milletlerin hayat felsefesi, bağımsız ve mutlu kalmak isteyen her millet için bu özelliği büyük bir şiddetle istemektedir. Nitekim bu konuya dikkat çeken Büyük Atatürk şöyle demektedir :

“Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize görecekleri öğrenimin sınırı ne olursa olsun, ilk önce ve her şeyden önce Türkiye’nin bağımsızlığına, kendi benliğine, millî geleneklerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek gereği öğretilmelidir. ”

Enstitüler ve Araştırma Merkezleri Milî Mücadeledeki insan tipini tespit etmeleri gerekir. Çünkü biz bu insan tipiyle Kurtuluş Savaşını yaptık ve bu devleti kurduk. O halde siyasal ve ekonomik bağımsızlığımızın teminatı olan Kuvâ-yı Milliye ruhu yeniden oluşturulmalıdır.

Prof. Dr. Metin AYIŞIĞI *ATATÜRK DÜŞÜNCE SİSTEMİ / TURKISHFORUM – ABDULLAH TÜRER YENER


Comments

“Tam bağımsızlığı koruma” için bir yanıt

  1. Selen Atasoy avatarı
    Selen Atasoy

    Aklı hür, fikri hür, vicdanı hür,

    NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE..!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir