“Noktalama işaretlerinin en ağır işçisi virgüldür.”

“Noktalama işaretlerinin en ağır işçisi virgüldür.” - erdil unsal

“Noktalama işaretlerinin en ağır işçisi virgüldür.”

İnsanlar duygu ve düşüncelerini ifade edebilmek, aktarabilmek ve okuduğunu karşısındakine iyi bir şekilde anlatabilmek için noktalama işaret kurallarını bütününü bilmek zorundadırlar. Noktalama işaretleri, duygu ve düşüncelerimizi daha açık bir şekilde dile getirmeye, cümlenin yapısını ve duraklama notalarını belirlemeye, okuma ve anlamayı kolaylaştırmaya, sözün vurgu ve ton gibi özelliklerini belirtmeye yardımcı olur. Noktalama işaretleri yazının icadından beri, belirli bir düzene sahip olmasa da vardı. Batıda noktalama işaretleri matbaanın gelişmesi ile yaygınlaşmıştır. Batı tipi noktalama işaretleri, ilk yayınlanan Osmanlı Türkçe’sindeki eserlerde yoktu. Şinasi “Şair Evlenmesi” adlı eserinde virgül kullanmamıştır.

Önceleri düzyazı metinlerinde kullanılan noktalama işaretlerinin, şiirde kullanılmadığını görüyoruz. Başlangıçta, hem düzyazı hem şiir yazan edebiyatçılarımız, düzyazı metinlerinde noktalama işaretlerini kullanmışlar, şiir halinde yazdıkları metinlerde noktalama işaretlerini kullanmamışlardır. Tanzimat döneminde yer yer (ki) bağlaçlarından sonra virgül kullanılmıştır. Virgül Fransızcadan gelmiştir.

Noktalama işaretlerinin en ağır işçisi virgüldür. Fransızca’nın dil ve edebiyat üzerinde etkisini en çok gösterdiği Servet-i Fünundönemi [1896-1901], noktalama işaretleri kurallarının hem yerli yerinde, hem de yerli yersiz keyfi kullanıldığı yıllar olmuştur. Cumhuriyetten sonra gazete ve dergiler noktalama işaretlerini titizlikle kullanmaya gayret etmişlerdir.

Talebeliğimde kompozisyon yazma ödevlerinde noktalama işaretlerini anne ve baba yardımı almaksızın gerekli yerlere koymadığımda öğretmenlmden eksik not aldığımı gayet iyi hatırlıyorum. Annemin, “Çabuk ellerini yıka !” “Bırak burnunu karıştırmayı !” gibi ikazlarını yazıya dökmem için ünlem ve tırnak işareti kullanmam şart. Her çocuğun annesi ile ilgili anılarında, daha annesi ona hızla yaklaşırken suratının aldığı şeklin, tamamen tırnak ve ünlem işareti ile dolu olduğudur. Örneğin, annemin bana bağırmaya başladığı anın, yüz ifadesini resim olarak yazıya aktarmam mümkün değildir. Ama, o yüz ifadesinin arkasından geleni tırnak işareti içerisinde yazımda belirtebilirim. “Babana benzeyeceğine bana benzeseydin ya! “

İnsanlar yazıda, virgülü (,) kaybettiğinde ortalık karışır, noktayı (.) kaybettiğinde de düşünceler uzayıp gider. Ünlemi (!) kaybettiğinde sevinci, öfke ve ikazlarını. Soru işaretini (?) unuttuğunda sorgulamayı, neyi niçini. İki noktayı 🙂) koymadığında açıklanacak bir şey olmadığını. Noktalı virgül üst üste (😉 unuttuğunda, aralarında şekil ve anlam bakımından ilişki bulunanları atladığını. Tırnak işaretini (“”) kullanmadığında, başkaların düşüncelerine yer vermeyi önemsemediğini.

( ) Parantez açmadığında yandaki kelimenin anlamını kuvvetlendirmeyi unuttuğu anlaşılır.

ABD Marshal yardımı ile süt tozu, Vita-Sana gibi margarinler yanında Türkçemizde yabancı kelime kullanma hayranlığı yazma ve konuşmalarımızda yabancı kelimelerin sayısını arttırmıştır.Yarı Türkçe yarı İngilizce veya yüzde yüz yabancı dükkan isimleri Türkçemizi allak bullak etmiştir. Arabasına Türk bayrağı asmış asker uğurlamadan dönen milliyetçi geçinen köşedeki “Kebabland” dükkan sahibine sordum. İşler nasıl gidiyor? “3 aydan bu tarafa satışlarımın ‘performansı perfect’ dedi.

AVM lerde Türkçe mağaza ismi göremezsiniz sadece çalışanlar Türkçe biliyor. Yakında Arapça birinci lisan olursa şaşmayalım. İnsanoğlu, yaşamının gereklerini yerine getirmediğinde/getiremediğinde,

“tırnak içinde sadece başkalarının düşünceleri kalır”

Siz siz olun yine de noktalama işaretleri kullanmaya devam edin.

Erdil Ünsal


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir