Vatan savunması denince akan sular durur!
Üzerine toz kondurmayız, ‘vatan sana can feda’ deriz.
Böyle yetiştik, böyle yetiştirildik. En zengininden en fakirine kadar erkek çocuklarımız için ortak paydamız vatani görev olan askerlik yapmaktı.
Sağlıklı ve 20 yaşına gelen her Türk genci askere gidecekti. Gidiyordu.
Askerlik yapmayana kız bile verilmiyor, hatta askerliğini yapmadan ana-baba oğlunu evlendirmek istemiyordu. Çünkü hayata atılışın başlangıcı askerlik görevinden sonra başlıyordu.
60’lı yıllarda Almanya’da işçilik nedeniyle binlerce kişi yurtdışında çalışmaya başlamıştır. Onların içinde de askerlik çağı geldiği halde gidemeyen yurttaşlara kolaylık olsun diye 30 yaşına gelmiş ama askerlik yapmamış Türk vatandaşlarına bedeli karşılığında kısa süreli askerlik yaptırılarak bu kutsal vatan görevini yapmış sayılmışlardır.
Daha sonrasında ekonomiyi batıran AKP’nin bir gelir kapısı da ‘Bedelli askerlik’ den gelecek para ile soluk almak oldu ama tüm milli değerleri, insani değerleri, kutsal vatani görevlerin hassasiyetini yerle bir etti! En acı tarafı ise parası olan ‘ŞEHİT’ olmuyordu!
Bedelli askerlik,10 Mart 2011 tarihli ve 6191 sayılı Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu 9. maddesine dayanılarak yapılmıştır. TSK’nın aradığı vasıflara haiz kişilerin müracaatı sonucu bu ihtiyaç karşılanıyordu. Buraya başvuranların tamamı istisnasız maddi gücü olmayan, garanti işi olmayan kişilerin garanti maaş alacağını düşünerek başvurdukları alan olmuştur.
Öyle ya, bu kahramanlarımıza maaş veriliyorsa en tehlikeli yerlere onlar sürülüyordu. Tehlikenin her noktasında onlar görevliydi.
Maaşlı da olsa vatan göreviydi ama adaletsiz bir vatan görevinin şehitleri oluyorlardı. Şehit olduklarında gerideki ailelerinin evlerine asılan bayraklar yoksulluk ve fakirliğin toplumun yüzüne ayna tutan görüntüleri oluyordu.
Ankara’nın Çankaya’sından, İstanbul’un Şişli’sinden, İzmir’in Karşıyaka’sından bir ev olmadığı gibi, siyasilerin, üst düzey bürokratların, askeri komuta heyetinin çocuklarından bir tane bile olmuyordu!
Yemen yolu çukurdandır
Karavanam bakırdandır
Zenginimiz bedel verir
Askerimiz fakirdendir
gerçeğini yaşadığımız görülmektedir.
Daha önceleri bu konuda konuşan Cumhurbaşkanı “Çıkmış diyor ki; Bedelsiz askerliği getireceğim diyor. İyi düşün, iyi taşın, sor danış ya!.. git şehit analarına sor, git fakir fukara, garip gureba anaya sor! Bak bakalım onlar ne diyor sana?
Ne diyor? ‘Ben fakir fukarayım diye çocuğumu askere gönderecem, eeeee, parası pulu olan da parasız olarak, çocuğumuzu askere gönderecek’ diyor. Bu ‘ADALET Mİ’ diyor?
Şahsen böyle bir sorumluluğun altına Tayyip Erdoğan olarak girmem. Çünkü parası olan var, olmayan var. Parası olan bastıracak parayı askerlikten kurtulacak! Parası olmayan da askerlik yapacak.
Kimlerle görüştüysem kimse sıcak bakmıyor.”
diyen Cumhurbaşkanı, zaman içerisinde tam aksi yönde karar vererek bedelli askerlik parasının hazineye bir gelir olacağını düşünerek devamlı uygulamışlardır.
En kutsalımız, canımızı vermekten çekinmediğimiz, bu güne kadar milyonlarca şehit verdiğimiz bu topraklar için her Türk gencine asil görevi yaptıralım, ayırım yapmayalım. Hayatımızın en önemli ortak noktası ve paydası vatan toprağı olduğunu kalbimize kalıcı olarak nakşedelim. Hiçbir siyaset, hiçbir güç bunu değiştirmeden harfiyen uygulamalıdır, Anayasanın amir hükmü olmalıdır.
Parası olmayanın şehit olduğu ülkeden, vatan için ayrımsız gerekirse şehit olacaklar kutsalına dönelim.
Yazıları posta kutunda oku