TÜRKİYE’DE TÜRKMENLER, YAVUZ’DAN BU TARAFA KÜRTLEŞTİRİLMEYE VE EMEVİ İSLAMLAŞTIRILMAYA DEVAM EDİLİYOR

Yavuz Sultan Selim’e kadar Osmanlı Ordusunun Piri Hz Ali , Ordunun en önemli ayağı olan Yeniçeri Ocağı’nın Piri Hünkar Hace ( Hacı) Bektaş Veli’ydi - sefa yurukel

Yavuz Sultan Selim’e kadar Osmanlı Ordusunun Piri Hz Ali , Ordunun en önemli ayağı olan Yeniçeri Ocağı’nın Piri Hünkar Hace ( Hacı) Bektaş Veli’ydi

Padişah ve şehzadeler aşağıdaki bu Gülbank, Bektaşi Yeniçeri yeminini ederek kılıç kuşanır ve işlerliğe ulaşırlardı.

O zamanlar büyük oranda Türkleşen Anadolu’nun tümü Yörük Kızılbaş Türkmenlerinden oluşuyordu. Bu yemini eden padişah ve şehzadelerin büyük çoğunluğu, Yavuz Sultan Selim ile birlikte Türk düşmanı ( Alevi Yörük-Türkmen-Kızılbaş) – Bektaşi düşmanı kesildiler.

Yüzbinlerce Türkmene soykırım yaptılar. Kuyucu Murat Paşa Alevi Kızılbaş Yörük Türkmenleri kuyulara doldurdu.

Türkmenler sağ kalmak için dağlık ve ormanlık alanlara kaçtılar.

Halbuki Osmanlı Devletini kuran en büyük ayak olan Ahiler, Kızılbaş Türkmenler- Bektaşiler idi.

İktidar Türk düşmanlığı yaptıkça halktan uzaklaştı ve saraya Türkü bahçıvan bile yapmadılar.

Çaldıran’da Şah İsmail ve Yavuz kapışması bunun en büyük dönem taşıdır.

Çaldıran’dan sonra Mısır’ı feth edip hilafeti Osmanlı’ya alan padişah Yavuz Sultan Selim tarafından, Türkmenler, zorla Mısır’dan getirilen 3000 Arap-Sunni ulema tarafından asimile edildi.

Bugün bunun örnekleri olan Abdullah Gül’ün eşi Hayru Nisa Gül, eski Ülkü Ocakları Genelbaşkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Türk Metal Sendikası eski Genel Başkanı Mustafa Özbek bugün bunlara birer örnektir.

Bugün bu üç bilinen şahıs öz be öz Türkmen ve Kızılbaş soyundan geldikleri halde bugün emeviliğin asimile ettiği Kızılbaş çocuklarının ardıllarıdır.

Yavuz’un emriyle İran Kermanshah’dan getirilen Şafi kürtlerin içine Türkmenler sokularak bilinçli bir şekilde kürtleştirme siyaseti ile asimile edilen aslı Türkmen olan kürtleştirilmiş bilinçsiz Türkmenler, Anadolu’nun kürtleştirilmesinde yüzyıllardır asimile edildikleri için, yüz yıllardır devrededir. Bugün kendine hem Aleviyim hemde Kürdüm diyen herkes, esasında eskiden Kızılbaş Türkmendi. Karakeçili Aşireti gibi bir çok aşiret buna örnektir.
Alevilik ve Bektaşilikten Kürt çıkmaz.

Okumaya devam et  Arapların 600 senedir sömürdüğü ülke: TÜRKİYE

Çünkü Alevilik ve Bektaşilik her anlamda Türkmenlerin inancıdır.

Yani hem Alevi hem kürdüz biz diyenler o günlerde asimile edilen Türkmen Kızılbaş çocuklarının ardıllarıdır.

Yavuz’dan sonra Türkmen-Yörük-Kızılbaş’ın ta ki , liderliğinin önemli bir kısmı Talat Paşa gibi Bektaşi olan İttihat ve Terakki Cemiyeti ve kendiside bir Kızılbaş Yörük Türkmeni olan Atatürk’e, Cemal Gürsel’e ve Seyyid Hasan Fahri Korutürk’e kadar yüzü gülmedi.

Şimdiki neo Yavuz iktidarı da karşı devrimle birlikte her yerde Alevi-Türkmen Bektaşi düşmanlığını apaçık babaları Yavuz gibi yapıyorlar. Türkiye’nin kürtleştirilmesi ve emevi islamlaştırılması ( araplaştırılması) için her türlü Türk düşmanı faliyeti yapıyorlar. Bunu bu anlayışın sahipleri olarak tek başlarına değil, Türk düşmanı olan abilerinin yüzyıllardır dış düşmanla işbirliği içinde yaptıkları gibi yapıyorlar. Çünkü yüzyıllardır hedef Türk’ü Anadolu ve Trakya’dan yok etmektir. Bugünkü olaylar bu yüzden asla tesadüf değildir.

Bu o kadar belirliki bunu Alevi köylerine sorun size iktidarın ve devletin bürokrasisine yerleşmiş önemli bir kısmın kendilerine nasıl davrandığını anlatırlar.

Bugün bunun için, çözüm olarak Türklerin kendilerine gelmeleri, olayları birde bu bakış açısıyla ele almaları gerekmekte ve bundan sonra asıllarına Kızılbaş Alevi ve Bektaşiliğe yüzyıllar öncesinde olduğu gibi geri dönmeli ve kendi benliklerini yeniden bulup, bir birlerine kenetlenip, Türkiye’nin gerçek sahipleri olduklarını göstermeliler. Türkiye’nin kürtleştirilmesine ve emevi islamlaştırılmasına dur demeliler.

Aşağıdaki Türkmen Kızılbaş -Bektaşi Yeniçeri Ocağı yeminini ilginize sunuyorum.


Gülbank Yeniçeri Bektaşi Yemini

bismişah,
allah allah,
hû!

yolum yolunuz,
kolum kolunuz,
dolum dolunuz,
dinim dininiz,
başım yolunuzda,
canım uğrunuzda,
malım törenizde kurban.

dilim tercüman,
erenlerden ferman,
tuz, su, ekmek gördüm,
yoldan ayrılırsam tuttuğunuz kılıç boynuma doğrak mürdüm.

gerçekler demine,
pir gayretine,
ya ali,
hû!

ey muaviye ümmeti,
ey düşman-ı muhammedi,
siz küfrani,
biz şükrani,
siz bir taraf,
biz bir taraf.

Okumaya devam et  YAVUZ SULTAN SELİM HAN’IN İHANETE CEVABI

gök girsun, kızıl çıksun!
kendi kılıcımda doğranayım,
yer gibi kertileyim,
toprak gibi savrulayım.


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir