Almanya ve Türkiye’de Anayasa Mahkeme Kararlarının Karşılaştırılması

Almanya Anayasa Mahkemesi Koalisyon Hükümetinin Vergi Planlamasını Anayasaya Aykırı buldu! - alman anayasa mahkemesi

Almanya Anayasa Mahkemesi Koalisyon Hükümetinin Vergi Planlamasını Anayasaya Aykırı buldu!

Almanya Anayasa Mahkemesi Koalisyon Hükümetinin Vergi Planlamasını Anayasaya Aykırı buldu! - 140512 mahkeme

Almanya Anayasa Mahkemesi, Sosyal Demokratlar, Yeşiller ve Liberal Parti tarafından yönetilen Almanya hükümetinin vergi planlamasını anayasaya aykırı bularak bozdu.

Federal Hükümet pandemi nedeniyle 2021 yılında 60 milyar avro krediye ihtiyaç duyulacağını planlamıştı. Ancak bu kredi 2021 yılında kullanılmayınca, hükümet bu 60 milyar avroluk krediyi bir fona yatırarak daha sonraki yıllarda kullanmaya karar verdi.

Anayasa Mahkemesi, hükümetin bu kararını gecikmeli olarak 2022 yılında almasını ve bu paranın elektrik ve gaz fiyatının kontrolü için kullanılmasını anayasaya aykırı buldu. Anayasa Mahkemesi ayrıca, hükümetin bu kararlarını gereğince açıklayamadığını belirtiyor. 

Hükümeti çok zor durumda bırakan Anayasa Mahkemesinin bu kararı, kamuoyunda geniş yankı bulur ve muhalefet Partileri tarafından olumlu olarak değerlendirilirken, hükümet parti yetkilileri de bu karara saygılı olduklarını ve gerekli düzenlemeyi yapacaklarını açıkladılar.

Almanya, Ukrayna`ya yaptığı büyük ölçüde mali yardımlar ve askeri harcamalarını da artırması nedeniyle ilk defa bu 60 milyar avroluk bütçe açığıyla karşı karşıyadır. Bu açığın kredi alınarak mı yoksa bazı alanlarda kısıtlamalara gidilerek mi karşılanacağı koalisyon partileri arasında yoğun olarak tartışılıyor. Muhalefet partileri hükümetin bu yanlış politikasını kıyasıya eleştirmektedirler.

Anayasa Mahkeme Kararlarına herkes uyar!

Gelişmiş demokrasilerde anayasa mahkemesi kararları hükümetler tarafından bazan beğenilmese de kararlara uyulması, asla tartışıma konusu yapılmaz.  Anayasa Mahkeme Kararları herkes için bağlayıcıdır ve bu kararlara mutlaka uyulur.

Türkiye`de Anayasa Mahkemesinin İşçi Partisinden Hatay Milletvekili seçildiği halde tutuklu bulunan Can Atalay’ın, hak ihlali nedeniyle derhal serbest bırakılması kararına, Yargıtay 3. Ceza Dairesi uymuyor. Hatta Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında bu kararları nedeniyle soruşturma açılmasını istiyor. Türkiye tarihinde bir ilk olan bu durumu, Almanya Anayasa Mahkemesi kararıyla karşılaştırma gereği duydum. 

Okumaya devam et  Olumlu Bir AB-Türkiye Gündeminin Bedeli

Oysa Türkiye ‘de de Anayasa Mahkemesi kararlarına günümüze değin, hükümetler tarafından bazan beğenilmese ve eleştiri konusu olsa da uyulmuştur. Çünkü yargıda en üst karar organı olan Anayasa Mahkemesi kararları, yasama, yürütme ve yargı için bağlayıcıdır ve bu kararlara uyulma zorunludur. Bir alt mahkemenin bu kararlara itiraz etme hakkı yoktur.

Can Atalay’ın, saygın bir hukukçu ve avukat olarak yasa dişi uygulamalara ve haksızlığa uğrayan çok sayıda kişinin savunuculuğunu başarıyla yaptığını biliyoruz. Can Atalay Gezi Direnişi nedeniyle tutuklu bulunuyor. Gezi direnişi hakkındaki mahkeme kararının çok tartışmalı olduğu biliniyor. 

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Gezi davasında Osman Kavala’yı, “cebir ve şiddet kullanarak hükümeti devirmeye kalkmak” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm etti. 

Oysa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 2019 yılındaki kararıyla, Kavala’nın suç işlediğine dair kabul edilebilir makul bir gerekçe bile olmadığı sonucuna vararak, Kavala’nın derhal serbest bırakılmasını istemiş ve 11 Temmuz 2022 tarihli yeni kararıyla da Osman Kavala’nın serbest bırakılması kararını kesin hükme bağlamıştır.

Türkiye, benim de bir dönem Almanya Milletvekili olarak üyesi olduğum, Avrupa Parlamenterler Meclisinin Kurucu Üyeleri arasında bulunmaktadır. Türkiye`nin “AİHM kararını uygulaması, Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden doğan bir yükümlülüğü olduğu kadar hukuk devleti olmanın da gereğidir. Türkiye’nin AİHM yeni kararını uygulamamakta ısrar etmesi, Bakanlar Komitesi’nin Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nden ihracına kadar uzanan yaptırımlar uygulamasına yol açacaktır.” (TÜRKİYE Barolar Birliği, 12.7.2022).

Türkiye`nin Avrupa Konseyinden ihracının, Türkiye için çok yönlü ve ağır sonuçlar doğuracağının bilinmesi ve hükümetin bu yanlıştan ivedi olarak dönülmesi için gerekeni yapması kaçınılmazdır.


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir