Sağlıkçılar huzursuz…

Sağlık çalışanları uzun zamandır sıkıntıda. Huzursuzluk da tavan yaptı. Aile hekimleri seslerini duyuramıyor. Sağlık çalışanlarının sürekli şiddetle karşı karşıya gelmesi, çalışanların mali ve sosyal haklarını alamaması eleştiriliyor. - doktor hastane saglik

Sağlık çalışanları uzun zamandır sıkıntıda. Huzursuzluk da tavan yaptı. Aile hekimleri seslerini duyuramıyor. Sağlık çalışanlarının sürekli şiddetle karşı karşıya gelmesi, çalışanların mali ve sosyal haklarını alamaması eleştiriliyor.

Memur ve memur emeklilerinin sosyal ve mali haklarının belirlendiği 7’nci Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinden çıkan sonuca tepki gösteren SAHİM-SEN Başkanı Özlem Akarken, “Türkiye yüzyılına yakışmayan hareketler bunlar. Merkez Bankası’nın tahmini enflasyon oranı ortada. Memurlar ve emekliler resmen enflasyona ezdirilmiştir” dedi.

Kısa adı SABİM’2023 olan SAĞLIK ve Sosyal Hizmet Birlik ve Mücadele Platformu üyeleri, memur ve memur emeklilerinin sosyal ve mali haklarının belirlendiği 7’nci Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinden çıkan sonuca tepki gösterdi.

SABİM ‘2023 üyesi 13 sendikanın temsilcileri, basın toplantısı düzenledi. Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu Başkanı Dr. Kemal Noyan, sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının; deprem, sel, afet ve pandemi gibi tüm olumsuz koşullarda mesleki sorumluluklarını eksiksiz bir şekilde yerine getirdiklerini belirterek, SABİM’2023 sağlıkta şiddeti önlemek ve sağlık çalışanlarının mali ve sosyal haklarını korumak amacıyla kurulduğunu söyledi.

1’inci, 2’nci ve 3’üncü basamak sağlık ve sosyal hizmet iş kolunu ilgilendiren toplu sözleşme görüşmelerinin başladığı 1 Ağustos’ta sürdürülebilir nitelikli sağlık hizmetini yerine getirebilmek için mali ve özlük hakları taleplerini ilan ettiklerini hatırlatan Noyan, daha sonra şunları söyledi:

“Her ne kadar sağlık bakanımız bizlere gönderdiği mektup ile bu sorunları çözeceğine dair beyanda bulunduysa da bu iradeyi ortaya koyacak bir düzenleme gerçekleşmemiştir. Maalesef memur ve emekli maaşlarına yapılacak olan ücret artışlarının Maliye Bakanlığı’nca enflasyonun sebebi olarak gösterilmesi talihsiz bir açıklamadır. Şöyle ki Merkez Bankası tarafından açıklanan yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 65 olarak revize edilmişken memur ve emekliye temmuz ayı itibarıyla yüzde 17.5 ücret artışı yapılmış, seyyanen yapılan artış ise hiçbir kamu çalışanının taban aylığına yansıtılmamış, kamu çalışanları yetkili sendika ve siyasi irade tarafından yoksulluğa bir kez daha mahkum edilmiş ve enflasyona karşı ezdirilmiştir. Bizler bu sefalet dayatmasını kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz”

Okumaya devam et  Doğru beslen, ömrünü uzat…


Sağlık Hizmetleri Sendikası (SAHİM-SEN) Genel Başkanı Özlem Akarken ise, “7. Dönem Toplu İş Sözleşmesi memurları hayal kırıklığına uğrattı”. diyerek açıklamasında şu noktalara vurgu yaptı:

“Memur ve emeklisi sadaka istemiyoruz. Geçinmek istiyoruz dedi. Ama sesini yaşanan bu gürültü, bu komedi içerisinde yetkililere ulaştıramadı.  Sosyal devlet anlayışı yok sayılarak Türkiye Yüzyılı’na refah payı bile olmadan geçinmesi istenen bir kamu personeli ve emeklisi yaratıldı. Şiddet, kurumlarda artarak devam ediyor. Türkiye Yüzyılı’na yakışmayan hareketler bunlar” dedi. Ekonomik verilere atıfta bulunan Akarken, şöyle konuştu: “2 yıl için Merkez Bankası’nın (MB) tahmini enflasyon oranı %48. Çalışanlara ve emeklilere verilen oran, 7. Dönem Toplu İş Sözleşmesi ile beraber %36. Yani MB’nın tahmini enflasyonunun 12 puan altında. Bütün bu veriler ortada iken yaşananlar resmen trajikomik geliyor. Devletin memuru enflasyona resmen ezdiriliyor. Bu saydıklarımız sadece olayın maddi boyutu ve mali haklar. Özlük hakları itibari ile de birçok güvencesiz istihdam modeli, sağlıkta şiddet vakaları hepimizin çalışma hayatını ve sağlığını etkilemiştir. SAHİM-SEN olarak artık yasalarla korunan, ezdirilmeyen ve mağdur edilmeyen emeklilerimiz ve sağlık çalışanlarımız olsun istiyoruz. Kamunun kanayan yarası Yardımcı Hizmetler Sınıfının kalkmasını sağlık kurumlarında hizmet veren SHS, GİH, THS’nin VHKİ’lerinin haklarının düzenlenmesini, meslek kanunlarının çıkmasını görev tanımlarının çağın şartlarına göre güncellenmesini istiyoruz.  Ne maddi ne manevi şiddetin olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Liyakat ve çalışma barışı olursa sağlık çalışanlarımızın, nitelikli insanlarımızın beyin göçü ile yurt dışına gitmesinin önüne geçilebilir.”


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir