TÜRK HALKI APTAL MI?

Son birkaç yüzyılda başına gelenlere bakılırsa evet. - zihin beyin akil carklar

Son birkaç yüzyılda başına gelenlere bakılırsa evet.

Ve ayrıca ulusların ORTALAMA IQ’larını ölçen ve kıyaslayanlara bakılırsa da evet.

Sözde ulusal basınımızda yayınlanan böylesi bir araştırmada 89 civarında çıkmış.

Sokak röportajlarına bakılırsa 89 IQ bile çok.

Bana sorarsanız 40’larda falan.

Debilite sınırında.

Halkın siyasal, ekonomik, sosyal konulardaki yorumları ve tercihlerine bakılırsa da durum aynı.

Peki bu genetik bir aptalık mı?

Elbette Türk halkı doğuştan aptal değil.

Öğrenilmiş, sosyal çevrede kazanılmış bir aptallık durumu söz konusu.

Bu toplumda elbette üstün zekalı pek çok insan var.

Ancak, devletin, toplumun önderleri bunlar değil.

Sayıları da ortalamayı yükseltmeye yetmiyor.

Sosyal medyada tartıştığım zaman hep şunu gördüm.

Safsata, yani kıyas-ı batıl, yani hatalı fikir yürütmenin en güzel örneklerini sergiliyor aziz halkımız.

Safsatalar, İngilizcesiyle FALLACY’Ler felsefenin bir konusudur.

Hatırlarsınız bize Kuleli’de mantık dersi vermişlerdi.

Pek çoğumuz anlatılanların gündelik yaşamda nereye oturtulacağını da fark etmemişti.

Keşke çok daha geniş şekilde felsefe anlatılsaydı.

Yüzlerce safsata örneği var.

Ancak, temelde otuz kadarı en yaygın olanları.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Safsata

Misal bir konuda ciddi argumanlarım var.

Adam hemen benim resmime bakıyor ve bana cevap veriyor.

Karı gibi saçını uzatmışsın, satanist desenler içeren bir de tişört giymişsin, her iki kulağında küpe, bana maval okuma.

Bildiğin çöp adam safsatası.

Ya da, meşhur Amerikalı alimlerden falanca, filanca tanrı ve din için şöyle demiş.

Bildiğin otoriteye başvurma safsatası.

Daha dün oğul Erbakan böyle bir demeç verdi.

Evlatlarımıza Darvinizm öğretiyorsunuz, sonra hepsi de ateist oluyor.

Ya bütün subaylar içkici, ayyaş, meyhor insanlardır diyorlar.

Peki halk, onu bırakın aslında entellektüel yani hem okumuş, hem de zeki olması gereken kanaat önderleri hemen safsatanın kucağına düşüyor?

Çok basit bizde yüzyıllardır aile terbiyesinde, toplumsal yaşamda bilgi, bilim bir değer taşımadı.

Özellikle 15. yüzyıl sonrasında Anadolu kasabaları ve köylerinde mikrotarihe baktığınızda ilaç için bir tane astronom, matematikçi, felsefeci, tarihçi, fizikçi çıkmamıştır.

Elimde listesi var.

Arzu edene Anadolu’nun yetiştirdiği değerli insanlar listesi var.

Yüzlerce ermiş, veli, keramet sahibi, fıkıhçı, hadisçi, mealci var.

Menzil tarikatının Gav hazretlerine benzer binlerce şeyh ve türbeleri var.

Açıkçası itiraf edelim.

Bilgi ve bilim bizim kültürel genlerimizden yüzyıllar önce çıkmış.

Yitirmişiz.

Atatürk bize bir soluk verdi.

İslamın fikirsel çıkmazlarını, açmazlarını kafamızı toparladığımız bir sürenin sonuda yüzleşmemiz için derin dondurucuya koydu.

Fakat çok değil, daha onun sağlığında istikametten sapmalar başlamıştı.

Bu güne din konuşmadan siyaset, ekonomi, hukuk, ahlak hatta futbol dahi konuşmak mümkün değildir.

Her konu için bu konuda Kur’an da ne deniyor, sünnet ne diyor endişesi hakim.

Evet, Amerika’dan, Hollanda’dan bakınca Türk halkına aptal demek insana koyuyor olmalı.

Ancak, ben içinden baktığımda halkın zekasını küçümseyenleri haklı buluyorum.

Türk halkı zeka, beceriklilik, mühendislik yeteneği, bilimsel arzu ve yeteneği açısından arş-ı alaya uçmuş değildir.

Ve halkın zekasını küçümseyenler de bunu göz ardı eden inkarcılar, artniyetli dış mihraklar değildir.a

Aynı fikir kanserine yakalanmış ve metastazlarıyla hayli kötü duruma düşmüş bütün islam alemi için benzer şeyleri söylemek mümkündür.

Demokrasi böylesi toplumlarda yürümüyor arkadaşlar.

Şundan eminim, günümüz Türkiyesi milattan önceyleri var olmuş, Likya, İyon site devletleri ve federasyonlarından çok daha geri noktadadır.

Eğer dünya sadece Türkiye’den ibaret kalsaydı, günümüzde çok kanıksadığımız teknolojilerin hemen hiçbirisi olmayacaktı.

Bu gün yüksek duvarlar örülse ve Türkiye izole edilse, çok kısa sürede 15 yüzyıl şartlarına dönecektir.

Afganistan, Bangladeş gibi ülkeler ise zaten dış dünyaya rağmen mö. 500 yıllarında yaşamaktadır.

İçimizi burkabilir, üzebilir, ancak eğri oturalım, doğru konuşalım.

Yüzyıllardır bu topraklarda cehaletin örgün eğitimi sürdürülmektedir.

Bundan farklı bir sonuç beklemek boşuna olur.


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir