KURT KAPANI

Türkiye Cumhuriyeti, bir asrı aşkın tarihinin en bunalımlı dönemini yaşıyor. Bugün içinde bulunduğumuz koşullar, Türk ulusunun, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde giriştiği İstiklal Savaşı öncesi koşullarından daha ağırdır. Osmanlı Devletini ortadan kaldırmak, parçalamak ve nihayet paylaşmak amacıyla, yaklaşık iki yüzyıl boyunca Batı’nın ve Doğu’nun kurduğu kumpaslar bugün yine Batı’nın ve Doğu’nun kurduklarından daha ağır ve vahim değildi. - Bundes Staaten scaled

Türkiye Cumhuriyeti, bir asrı aşkın tarihinin en bunalımlı dönemini yaşıyor. Bugün içinde bulunduğumuz koşullar, Türk ulusunun, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde giriştiği İstiklal Savaşı öncesi koşullarından daha ağırdır. Osmanlı Devletini ortadan kaldırmak, parçalamak ve nihayet paylaşmak amacıyla, yaklaşık iki yüzyıl boyunca Batı’nın ve Doğu’nun kurduğu kumpaslar bugün yine Batı’nın ve Doğu’nun kurduklarından daha ağır ve vahim değildi.

Yine de bir fark var. Bugünkü kumpasların arkasındaki güçlerin önde geleni, hiç değilse 1952 yılından bu yana parçası olduğumuz NATO’nun en etkili, sürükleyici üyesidir. Aslında bu kurt kapanı, biraz tarih, coğrafya bilgisi olan; dünyada olup biteni anlayabilecek kadar devlet yönetimi deneyimi bulunan herhangi bir kişinin kolayca görebileceği ve çok da zorlanmadan kurtulabileceği kadar açıktı. Göstere göstere kuruluyordu. 2002 yılından beri Türkiye Cumhuriyeti’ni görünüşte yöneten iktidar ve Erdoğan bunu göremedi. Göremezdi de.

Yazının devamını okumak için :

Kaynak Linki = https://www.muhalif.com.tr/makale/kurt-kapani-2539

Sn. E.B.elçi Ahmet Süha Umar beyle  aynı düşüncedeyim.

Osmanlının 1912/1913 yıllarındaki geliri 546.310.000,- Mark. Gideri 706.450.000,- Mark. Açık 160.140.000,- Mark.  Konya şehri kadar Belçika’nın Kongo’dan elde ettiği gelirlerle birlikte 1914 geliri 679.090.000,-Mark. Gideri 705.090.000,- Mark. Açığı 26 milyon Mark.  

Osmanlı Almanya ile birlikte harbe 10.11.1914 tarihinde yaptığı 5 milyon Osmanlı lirası kredi alma sevdası yüzünden girdi ve yok oldu. Anılan sözleşmesinin 3. Maddesine göre; Kredinin iki milyonu on gün içinde, geri kalanını ise Aralık 1914’te başlamak üzere aylık beşyüz bin lira altı taksitte tahsil edildi(bk. Ekler). Bu yüzden hem imparatorluk ve hem de yüzlerce bin Vatan evladı yok oldu.

Türkiye Cumhuriyeti, bir asrı aşkın tarihinin en bunalımlı dönemini yaşıyor. Bugün içinde bulunduğumuz koşullar, Türk ulusunun, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde giriştiği İstiklal Savaşı öncesi koşullarından daha ağırdır. Osmanlı Devletini ortadan kaldırmak, parçalamak ve nihayet paylaşmak amacıyla, yaklaşık iki yüzyıl boyunca Batı’nın ve Doğu’nun kurduğu kumpaslar bugün yine Batı’nın ve Doğu’nun kurduklarından daha ağır ve vahim değildi. - Bundes Staaten

İlginç olan Israil Lasarevitsch Helpland (Alexander Parvus efendi), Ernst Friedrich Wilhelm Jäckh ve Karl Albert Paul Rohrbach (Alman Ermeni Teşkilatının kurucusu) Osmanlı’da yürüttükleri şeker karaborsasında 10 milyon lira vurgun yapmışlardı. Bunun beş milyonunu siyonistlerin talimatları doğrultusunda,  bolşevik ihtilalini gerçekleştirmek için Lenin’e teslim edilmiştir. Diğer beş milyon Osmanlı’ya kredi olarak ödenmiştir.

Okumaya devam et  Almanlar Dersaadet’te

Daha ilginç olan ise yukarıda zikrettiğim kredi hususu sözleşmenin 3. Maddesinde yer alıyor.

Anılan sözleşmenin 4. Maddesi ise şu şekilde;

“ 2 milyon Osmanlı Lirası tutarındaki ilk ödeme, Deutsche Bank tarafından İstanbul’da bulunan Maliye Bakanlığı’nın tayin ettiği ofise ödenecektir. Osmanlı hükümeti geri ödeme şeklini ve yerini belirler.

İmzalandıktan 12 ay sonra yüksek Osmanlı hükümeti kredinin geri ödenip ödenmeyeceğine karar verir.”

Bir diğer ifadeyle; siyonistler (Deutsche Bank) Osmanlıya,  Almanlar’la birlikte harbe gir!  Senden tokatladığımız ve kredi olarak verdiğimiz  parayı ister geriye öde, istersen ödemeye bilirsin mutabakatına  10.11.1914 tarihinde varılmış.  Osmanlı devleti adına imzayı veren Talat paşa (bkz. Eklere)

“Geçmişten adam hisse kaparmış.. Ne masal şey!  Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi? ‘Tarih’i ‘tekerrür’ diye tarif ediyorlar;  hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?..”  (Mehmet Akif Ersoy- Safahat 7. Kitap)

“Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan, yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır.”

(Büyük Önder, bilge insan Mustafa Kemal Atatürk)

Tüm Kahramanlarımızı rahmet ve minnetle yad ediyorum. Ülkemizde 207 üniversite olduğu dillendiriliyor. Keşke çalışan ve üreten  iki üniversite olsaydı! (istisnalarını tenzih ederim.)

Kalın sağlıcakla

Rehan Gündoğmuş

(BAE’ne iki dilenci gitti. Yetinmemişler baş efendiyi görelim denilmiş. Senelerdir yenilen hurmalar, günümüzde fena tırmalıyor).

Türkiye Cumhuriyeti, bir asrı aşkın tarihinin en bunalımlı dönemini yaşıyor. Bugün içinde bulunduğumuz koşullar, Türk ulusunun, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde giriştiği İstiklal Savaşı öncesi koşullarından daha ağırdır. Osmanlı Devletini ortadan kaldırmak, parçalamak ve nihayet paylaşmak amacıyla, yaklaşık iki yüzyıl boyunca Batı’nın ve Doğu’nun kurduğu kumpaslar bugün yine Batı’nın ve Doğu’nun kurduklarından daha ağır ve vahim değildi. - almanya osmanli borc anlasmalari

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir