Sn. Çelik’in adalet ikliminin hakim olduğu işyerinde yetenekli ve çalışkanların görevini yaptığında eşitler arasında öne çıkar genelleme bir az ütopik yaklaşım olmalı.
Özellikle de kamuda. Hatta hür teşebbüste dahi…
Politikanın millete hizmet mesleği olduğu savı içinde düşülmelidir.
Örnek olarak zikrettiği devletlerdeki kişiler Batı demokrasisinin görünen yüzüne göre bir dönem öyle yükseldiklerini varsayalım.
Ancak gerçek demokrasi bir ütopyadır. Şimdiye değin gerçekleşmedi. Batı medeniyetinde de!
Eskişehir örneğine gelince:
Sn. Çelik’in çok başarılı kabul ettiği Prof. Dr. Büyükerşen’in akademik çalışmalarını bir kenara koyalım.
Yazının öznesi olan siyasetçi yönünün değerlendirmesini yapalım.
1999, 2004 ve 2019 yerel seçimlerinde DSP’den Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı olur.
27 Şubat 2011’de CHP’ye geçtikten sonra da belediye başkanlığı görevini korumuştur.
Büyükerşen’in siyasi yaşamında, büyükşehir belediye başkanı olmasında DSP ve CHP’nin katkısı olmadığını yazmak abartı sayılmamalıdır.
Çünkü: Lise ve Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi çıktılıdır. Hem de ilk mezunlarından.
1976 yılında çıktığı akademinin başkanlığına atanır.
YÖK yasası ile 1982 kurulan Anadolu Üniversitesi rektörlüğüne atanır.
Bildiğimiz kadarı ile saydam belediye bütçesini ve hesap verebilirliği esas almıştır.
Gerçek bilim insanından da beklenen budur.
Porsuk Çayı ıslahı, yeşil alanların yapılması güzel şeylerdir.
Tanık olduğumuz ülke genelindeki yaygın beter belediye idareciliğinin yanında Eskişehir B. Belediyesi’nce yapılanlar daha da parlak görünmektedir.
Söz konusu hususlar ve dahi ötekiler belediyelerin asli görevidir.
Büyükerşen üzerinde Sn. Çelik’in yazdıklarının “çoğu var azı yok” diyelim.
Ulaşım , içmesuyu, atıksu ve yağmur suyu alt yapısı olmayan İzmir’e 1964 yılında başkan olunca (siyaseten görmediği) cadde ,
sokaklarını hatta hata çıkmaz sokakları dahi asfaltlaması ile namlı Asfalt Osman’ı anımsadım.
Asfaltlanmış yol görünür ötekiler görünmez dermiş.
***
Eskişehir’de yaşanan trafik sorunu her geçen gün büyüyormuş.
Kentte her 3 kişiden 1’inin kara aracı varmış. Kent içi ulaşım çekilmez durumdaymış.
Her yerleşke de olduğu gibi “yık- yap”cılıktan nasibini alan Eskişehir’i yüksek katlı yapılar teslim almış durumdaymış.
Uygar ülkelerde olduğu gibi yerin altında metro ağları Eskişehir’de neden yok?
24 yıl kesintisiz belediye başkanı olduğu kentte Büyükerşen’de Asfalt Osman gibi düşünmüş olabilir mi?
https://www.medyamidas.com/trafik/eskisehir-bunu-tartisiyor-ne-degisti-h11788.html
Bir yanıt yazın