ASLINDA BİZLER HER ŞEYİMİZİ KAYBETTİK

Son seçimlerin galibi Adalet ve kalkınma partisi "Partimiz değil 85 milyon kazandı" diyor.Peki gerçekten öyle mi?AKP nin iddia ettiği gibi 85 milyon insan kazandı mı yoksa kaybetti mi?İsterseniz gelin buna sizler karar verin. - FB IMG 1688442321857

Son seçimlerin galibi Adalet ve kalkınma partisi “Partimiz değil 85 milyon kazandı” diyor.
Peki gerçekten öyle mi?
AKP nin iddia ettiği gibi 85 milyon insan kazandı mı yoksa kaybetti mi?
İsterseniz gelin buna sizler karar verin.

20 yıl önce 1 Bulgar Levası 30 Kuruş.
O yıllarda 1 Türk Lirası Bulgar Levasını üçe katlıyordu.
20 yıl sonra bugün 1 Bulgar Levası 15 Lira
1 Bulgar Levası Türk Lirasını 15’e katlıyor.
Adamlar Edirne’den içeri taarruza geçip bizim sadece iç çekerek baktığımız market raflarını hesapsız bir şekilde boşaltıyorlar.

20 yıl önce 1 Gürcistan Larisi 25 Kuruş.
O yıllarda 1 Türk Lirası Gürcistan Larisini dörde katlıyordu.
20 yıl sonra bugün 1 Gürcistan Larisi 10 Lira
1 Gürcistan Larisi Türk Lirasını 10’a katlıyor.
Adamlar Kars’tan içeri taarruza geçerek en iyi tatil yörelerinde en iyi yerleri kapıp bizleri de kendilerine hizmetçi yapıyorlar.

20 yıl önce 1 İsrail Shekeli 14 Kuruş
O yıllarda 1 Türk Lirası İsrail Shekelini 7’ye katlıyordu.
20 yıl sonra bugün 1 İsrail Shekeli 7 Lira
1 İsrail Shekeli Türk Lirasını 7’ye katlıyor.
Onlar Antalya sahillerinde keyif çatarken biz tekbirler getirerek coca cola, fanta dökmeye, onlara daha fazla para kazandırmaya devam ediyoruz.

Farkında mısınız bilmem ama bizler hiçbir şey kazanmadık. Aksine her şeyimizi kaybettik.
Huzur ve mutluluğumuzu…
İnsani şartlarda yaşama hakkımızı…
Hukuku, adaleti, mal ve can güvenliğimizi…
Toprağımızı, ormanımızı, çarşı ve pazarımızı…
Doktorumuzu, mühendisimizi, esnafımızı, çiftçimizi…
Sevgimizi, saygımızı, dostluk ve, kardeşliğimizi…
En acı olanı ise;
20 yıldır can çekişen gururumuzu, onurumuzu ve evlatlarımızın yarınlarını kaybettik.

Tarihinin en değersiz dönemini yaşayan Türk Lirasını kullanıyoruz.
Dünyanın en pahalı akaryakıt, doğalgaz ve elektirik faturalarını ödüyoruz.
Başımızı sokacak kiralık bir ev dahi bulamıyoruz.
Dünyanın en pahalı etini, sütünü, peynirini, ekmeğini tüketiyoruz
Kendi ülkemizde sığınmacı gibi yaşıyor, ne olduğu belirsiz 10 milyondan fazla insanın korkusundan sokağa dahi çıkamıyoruz.
Kendi öz vatanımızda 10 gün bile tatil yapamadığımız gibi, tatil yörelerinde Bulgarların, Rusların, Gürcülerin, Yunanlıların hizmetçiliğini yaparak, üçünü sınıf insan muamelesi görüyoruz.

Okumaya devam et  KANDİL, SURİYE, ORTADOĞU

Tüm bu olanların en tuhaf tarafı ise, herkesin bu yaşananların geçici olduğuna ve her şeyin bir gün mucizevi bir şekilde düzeleceğine inanmış olmasıdır.
Hanımlar, ağalar beyler, efendiler gerçek şudur ki, hiç ama hiçbir şey düzelmeyecek.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti hiçbir zaman modern ve müreffeh bir ülke seviyesine ulaşamayacak.

Ulaşamayacak çünkü artık çok geç
Ülkemiz sığınmacı kampına dönüşürken bizler hapishane duvarları gibi sessiz kaldık
Topraklarımız, ormanlarımız, denizlerimiz yabancılara haraç mezat pay edilirken bizler hiç sesimizi çıkarmadık
Canımız ve kanımızla kazanmış olduğumuz vatandaşlık haklarımız 5 kuruş karşılığında elin adamlarına satılırken bizler aldırış etmedik.
Evlatlarımızın hakkı yenilip hukuku çiğnenirken bizler seyirci kaldık.

Çok önemli bir önemli detay ise:
Türkiye’de genellikle muhalefet partisine mensup olanlar AKP’nin taban seçmenine cahil diyorlar.
Yanlış…
AKP’nin taban seçmeni cahil falan değil.
Hatta AKP’nin oldukça kurnaz, işbilir ve işbirlikçi bir taban seçmen yapısı var.

Büyük büyük götürür.
Küçük küçük götürür.
Türkiye’de çoğunluğu oluşturan siyasetçi ve seçmen profilinin düşüncesi işte tam olarak bundan ibarettir.
Büyüklerde bir koltuğa sahip olarak büyük büyük götürme telaşı
Küçüklerde az birazcık daha iyi yaşam koşulları ve küçük küçük götürme dalaşı
Her şey bundan ibaret

2014 yılında çözüm sürecini “Analar ağlamasın” diye canhıraş bir şekilde savunan kişiler bu gün 952 yıldır aynı topraklarda birlikte yaşadıkları 8,5 milyon HDP seçmene “terörist” damgası vurarak dışlayıp, ülkemizi sessizce işgal eden 10 milyon sığınmacıya ise “din kardeşlerimiz” diyerek kucak açıyorsa bu eylemin adına cehalet değil tilki kurnazlığı denir.
Vatan, bayrak, ezan, din, iman barış, kardeşlik
Bunların hepsi hikaye
Bunların hepsi bir maske

Bu kafa yapısı ile sittin sene dahi geçse 1 adım ileri gidemeyecek olmamız ise gün gibi ortada ve aşikardır.
İnanın ki bunlar daha çok çok iyi günlerimiz

Okumaya devam et  “Rus uçağını düşürün” emri nereden geldi

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir