Yazının başında ‘namussuzluğa inananlar’ kazandı diyecek olsam, yer yerinden oynayacaktır.
Ancak az sabır gösterip yazının tümünü okuduğunuzda, söyleyeceklerime hak vereceğinizi sanıyorum.
Önce ‘oy namustur’ diye genel kabul gören önermemizi bir kenera koyalım.
Ardından şu sorulara birlikte yanıt arayalım.
Türkiye’de resmi enflasyon oranı kaç? % 85 diyelim.
Peki gerçek yaşamda, yani insanların kira bedelinden mutfak giderine değin, her an gözönünde olan ve bizzat yaşanan oran % 185 değil midir?
Korona virüs döneminde ölen insanlarımızın sayısı kaç idi?
Kul da biliyor Allah da biliyor ki, Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı rakamlardan yüzde yüz oranında fazla idi.
Depremde ölen insanlarımızın sayısı da elli değil ama yüzelli bin değil midir?
Türkiye’deki Suriyeli ve diğer yabancıların sayısı da üç milyon altı yüz bin değil ama on milyondan fazla değil midir?
Rakamlar, sayılar veya oranları çoğaltmak mümkün.
Ancak ortalıkta ‘namuslu insanlar’ın inanamayacağı büyüklükte yalan rakam, sayı ve oranların dolandığı da gerçeğin ta kendisi değil midir?
Peki ama şimdi ‘iktidar bloku’nun aldığı oyların %49,5 olduğuna kim inanacaktır?
Efendim diğerleri başka bu başka diyenlere, aptal mı desem yoksa başka aşağılıyıcı bir etiket mi yapıştırsam bilemiyorum.
Şimdilik ‘acınacak adam’ deyip geçiyorum.
Eğer bu akılyürütme doğru ise, AKP’nin oylarının %35, MHP’ninki %10’dur vb gibi oranlara inanmak da mümkün değildir diyeceğim.
Çünkü nasıl TÜİK rakamlarına, Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere diğer bakanlık verilerine, Merkez Bankası verilerine inanmak mümkün değilse, YSK rakamlarına da inanmak mümkün değildir.
Ki, bu YSK aldatma ve alçaklıkta diğer tüm kurumlardan aşağılık bir kurumdur.
Dr Recep’in üçüncü kez aday gösterilemesinden, bakanların bakanlık görevini bırakmadan seçimlere katılmasından, seçimlerde alçakca kamu kaynaklarının kullanmasına göz yummasına değin onlarca ‘tam kanunsuzluk’a karar vermiş bir kurumdur.
Şimdi çıkıp Dr Recep %49,5 oy almıştır diyebiliyor.
Oysa seçim gecesi saat 10 sularında, resmî olarak Kılıçdaroğlu %49 Dr Recep %44 olarak kendisi ilan etmişti.
Sonra iki saate yakın yayın akışı durdu ve ardından ne olduysa onlar oldu.
Ve o gece, Tele1 televizyonu hariç ülkenin tüm televizyonlarından yalan ve iftirada sınır tanımayan Anadolu Ajansı’nın verileri üzerinden yorumlar yapılarak tüm Türkiye’ye ve dünyanın geri kalanına ‘resmi yalan’ oranları yansıtıldı.
Bütün dünya inandırılmaya çalışıldı da denilebilir.
Ve inandırılmış oldu.
Eğer YSK, o gece ‘Adam kazandı’ demiş olsaydı, inanın bizim aymaz kalemşörlerimiz de anında kazanmıştır diyebilecekti.
Ancak gerçekte benim inanmak istediğim %60’lık muhalefet kesimleri ayaklanabilecekti.
İşte o nedenle, iktidar için %49,5’luk oranda durulup halkın tansiyonu onbeş günlüğüne dindirilmiştir diye düşünüyorum.
Onbeş gün sonra ne olur ne olmaz, bu yazının konusu değil.
Ancak ‘iktidar bloku’nun birinci turda %49,5 oranında oy aldığına benim inanmam mükün değildir.
Enflasyon oranının %85 oldğuna inanlar ise buna da inanabilirler, ki kabullenmiş görünüyorlar.
Şimdi bu orandan kalkarak binbir türlü yorum yapıp akıl vermektedirler ki, asıl üzerinde durulması gereken budur.
Sinan Oğan’ın %5’ini alıp çarpıp bölmekte, şuraya buraya yapıştırmaktalar.
Her zaman olduğu gibi havanda su dövmektedirler.
Oysa muhalefet sahip çıksa da çıkmasa da bugün Türkiye’de Dr Recep karşıtları %60’ın üzerindedir.
Yeter ki resmi yalan mekanizmalarının ‘yalan rakamlar’a meze edilmesin.
‘Oy namustur’ diyorsanız namusunuza sahip çıkın yeter.
14 Mayıs’ın tek kazananı YSK olmuştur YSK.
Yazıları posta kutunda oku