Yazmak ile yazmamak arasında kararsız kaldım.
2018 seçimlerinde onun tarafında yer almış ve hatta bu yüzden adli soruşturmaya uğramış biri olarak, bu gün benim gibi aynı yanlışı yapmakta olan vatansever insanları incitmekten korktum.
Bazen sözcükler dilimin ucuna kadar geldi ama kimseyi kırmamak için sustum, yuttum ve sessiz kaldım.
Ama artık yeter…
Siz ne yapmak istiyorsunuz Muharrem bey?
Kimlere hizmet ediyor, kimlerin değirmenine su taşıyorsunuz?
Demagoji yaparak insanların aklıyla oynamaktan keyif alırken el alemi aptal kendinizi ise çok akıllı mı zannediyorsunuz?
“Seçimlerin ikinci turunda ben kazanacağım.” diyerek hem seçmeni, hem partinizin kadrolarını, hem de kendinizi neden aldatıyorsunuz?
Aldatıyorsunuz çünkü siz seçim sabıkası olan bir insansınız.
Aldatıyorsunuz, çünkü önceki seçimlerde avukatlara hazır tutun dediğiniz cübbeler halen daha arabaların bagajında duruyor.
Aldatıyorsunuz, çünkü “adam kazandı” dediğiniz İsmail Küçükkaya 14 Mayısta sizden gelecek bir mesajı daha okumayı bekliyor.
Aldatıyorsunuz, çünkü hep “ben ben” diyerek asıl amacınızı açığa vurup kendinizden başka hiçbir şey ve hiç kimseyi düşünmediğinizi açıkça belli ediyorsunuz.
Bir siyasi lider öncelikle seçimlerde partisinin veya ait olduğu ittifakın başarılı olmasını ister. Cumhurbaşkanı olduktan sonrada TBMM de çoğunluğu oluşturan kendi partisi veya ait olduğu ittifaka ait milletvekilleri ile uyum içinde çalışır. Oysa siz partinizi değil, kin nefret, öfke ile şekillenmiş, histeri krizleri geçirmekte olan nefsi duygularınız ile hareket ediyorsunuz.
Milletvekili adayı yaptığınız o masum ve namuslu insanlara amacınıza hizmet eden vitrin mankenleri gözüyle bakıyorsunuz.
Farkında mısınız bilmem ama sokaktaki çoğu insan partinizin amblemini veya ismini değil sizin hırsınızı ve isminizi biliyor.
Abuk subuk söz ve hareketleriniz ile mide bulandırıyorsunuz.
Aklınızca gençlerden oy alabilmek için tuhaf tuhaf figürler sergileyerek acınası bir şekilde komik durumlara düşüyorsunuz.
Oy verme işlemleri başladıktan sonra saçma sapan isteklerde bulunarak kafaları karıştırıyorsunuz.
Gerçekleşmesi imkansız olan talepler ileri sürerek karanlık olan tarafınızı aydınlık gibi göstermeye çalışıyorsunuz.
Devamlı kan kaybediyorsunuz
%4 ile oy oranı ile başladığınız bu yarışta her geçen gün büyük kayıplar vererek hezimete doğru ilerliyorsunuz.
Genç seçmenin inandığı ve güvendiği bir lider imajından uzaklaşıp akşam saatlerinin eğlencesi stand-up komedyenlerine dönüşüyorsunuz.
.
Bu seçimlerde sizde dahil olmak üzere 4 tane Cumhurbaşkanı adayı var.
Seçimleri şu kazanır, bu kazanır veya o kazanır.
Hiç ama hiç önemli değil.
Belki de Kızıldeniz bir defa daha ortadan ikiye ayrılır ve siz kazanırsınız.
Sizde dahil kim kazanırsa kazansın bu seçimin bir kazananı, 2 kaybedeni olacak.
Geriye kalan o bir kişinin adı ise kin, nefret, öfke ve nefsi duyguların tüketip bitirdiği affedilmeyen insan olarak tarihe yazılacak.
Ne İsa’ya, ne de Musa’ya
Ne cennete, ne de cehenneme
Sonsuza kadar arafta kalarak kimseye yaranamayacak, hiçbir yere, hiçbir şeye ait olmayacaksınız.
Bir yanıt yazın