ADANA’DAN KIZILCA GÜNE, KIZILCA GÜNDEN MECLİSE, MECLİSTEN DEVLETE

Şanlı Çanakkale direniş destanımızın yazımındaki görevinin sonrası 1916 yılında Doğu Cephesi’ne Kolordu Komutanı olarak atanarak Paşalığa yükseltilen Mustafa Kemal Paşa, bu bölgedeki Rus saldırılarını durdurarak, Bingöl ve Muş illerimizi düşmandan geri alıyordu.

1917 yılında ise Filistin ve Suriye’de görevli 7. Ordu Komutanlığı’na atanan Mustafa Kemal Paşa, Suriye cephesinde Alman komutan Liman Von Sanders’in kötü idaresi yüzünden dağılan Yıldırım Ordularını, derleyip toplayıp Halebin kuzeyine çekerek yok olmaktan kurtarıyordu. 7. Ordu Komutanı Mustafa Kemal Paşa, 26 Ekim 1918’de Halebin kuzeyinde İngilizlere ve isyancı Araplara karşı 1. Dünya Savaşının kazanılan son zaferi olan Katma zaferini de kazanarak güney cephesindeki 1. Dünya Savaşını da noktalıyordu.

Katma zaferinden hemen sonra Osmanlı Devleti Türk milleti için esaret ve ölüm fermanının başlangıcı olan Mondros Ateşkes Antlaşmasını 30 Ekim 1918 de imzalayarak 1. Dünya Savaşından çekiliyordu. 26 Ocak 1699 tarihinde imzaladığımız ve vatan toprağı kaybımızı ilk defa resmen kabul ettiğimiz Karlofça antlaşması İle başlayan o uğursuz süreç, tam 219 yıl sürerek 30 Ekim 1918 tarihinde bizim adımıza hain ve gafillerin imzaladığı bu Mondros esaret antlaşması ve arkasından gelen Sevr ölüm fermanı ile noktalanıyordu. Mondros esaret antlaşması ve arkasından gelen Sevr ölüm fermanı ile vatanımızın neredeyse tamamıyla birlikte devletimizi de kaybediyorduk.

Osmanlı Devletinin 1. Dünya Savaşından çekilmesi üzerinde 31 Ekim 1918 de Adana’ya gelen Mustafa Kemal Paşa, Suriye’de yok olmasını önlediği Yıldırım Orduları Komutanlığını devralıyordu. Mondros Ateşkes Antlaşmasının ortaya çıkartacağı sonuçların ne olacağını çok iyi gören ve bilen Mustafa Kemal Paşa, Milli Mücadelenin ilk Planlarını da daha Adana’da iken yapmaya da başlıyordu.

Saray, Mustafa Kemal Paşayı Mondros Ateşkes Antlaşmasının geleceği için tehlikeli ve asi görüyordu ki, onu Yıldırım Orduları Komutanlığından alarak hemen İstanbul’a çağırıyordu. Mustafa Kemal Paşanın Adana’dan bindiği Tren, 13 Kasım 1918 günü İstanbul Haydarpaşa Garına giriyordu.

Haydarpaşa’dan askeri motorla karşıya geçmek isteyen Mustafa Kemal Paşaya izin verilmiyordu, çünkü tam o sırada 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşmasının taşıdığı o esaret edici şartlarına dayanarak, 13 Kasım 1918’de 61 parçadan oluşan büyük bir müttefik donanması, yani emperyalist Haçlı donanması Dolmabahçe Sarayı’nın önünden geçerek İstanbul’a demir atıyordu.

Okumaya devam et  Ulusal İradenin TBMM’sinde Temsiliyeti Nasıl Sağlanmalı

Daha 3,5 yıl öncesinde Çanakkale’nin karanlık koyunun karanlık sularına gömülen emperyalist Haçlı donanması13 Kasım 1918 günü, Kabataş, Ortaköy, Beşiktaş, Kadıköy, Haydarpaşa, Fenerbahçe açıklarını bir anda gemileri ile doldurup taşırıyordu. Mustafa Kemal Paşa Haydarpaşa garında karşıya geçme izni verilmesini beklerken, aynı zamanda da işgal donanmasının Haydarpaşa önlerine demirlemesini Çanakkale’de yazılan o şanlı destanın hatıralarına dalarak derin bir hüzün içerisinde izliyordu.

Mustafa Kemal Paşa karşıya geçme izni verilip de, 22 İngiliz, 12 Fransız, 17 İtalyan, 4 Yunan gemisi ve 6 denizaltıdan oluşan, emperyalist Haçlı ve kibrin de abidesi olan o tam 61 parçalık işgal donanması arasından Kartal istimbotu İle karşıya geçerken;

“GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER”!

Tarihi sözünü söyleyerek, Türk milletinin zihnine, eline ve ayağına 13 Kasım 1918’in o kara gününde takılmak istenen tüm esaret prangalarını sanki daha o gün anında paramparça ediyordu!..

Mustafa Kemal Paşa 13 Kasım 1918’in o kara gününde, ruhunun, vicdanının ve aklının ta derinliklerinden süzülüp gelerek dilinden dökülen “Geldikleri gibi giderler” kutlu buyruğu ile aynı zamanda Türk Milletinin kara bahtını değiştirecek olan tarihi yolculuğuna da, yani onun Bozkurt Başbuğu olacağı tarihi yolculuğuna da adeta resmen başlıyordu.

Mustafa Kemal Paşa Türk Milletinin kara bahtını değiştirerek onun Bozkurt Başbuğu olacağı tarihi yolculuğuna ilk adımını, 19 Mayıs 1919 gününün ufkundan Samsun’a bir güneş gibi doğarak atıyordu.

25 Mayıs 1919 tarihinde Havza’ya geçen Mustafa Kemal Paşa yayınladığı genelgeyle, İzmir’in işgalinin tüm yurtta mitingler düzenlenerek protesto edilmesini isterken, aynı zamanda da dağınık halde bulunan askeri birliklerin emrine girmesini ve terhislerinin önlenmesini de mülkü ve askeri yetkililerden de isteyerek adeta Türk Milletinin kaderi yeniden yazmaya başlıyordu.

Havza’dan Amasya’ya gecen Mustafa Kemal Paşa, burada 21 Haziran 1919 günü başlatıp, 22 Haziran 1919 günü sabahına kadar sürdürdüğü görüşmelerden sonra çok önemli kararlar içeren Amasya Genelgesini yayınlıyordu. Amasya Genelgesiyle, Vatanın tamamı, milletin istiklâli tehlikededir. Hükümet merkezi, yani İstanbul İtilaf Devletleri’nin etkisi ve denetimi altında bulunduğundan sahip olduğu sorumluluğun gereklerini yerine getirememektedir. Bu durum, milletimizi adı var, kendi yok durumuna düşürüyor!
Öyleyse;
“Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.”!
Denilen Amasya Genelgesiyle, Türk vatanın bütünlüğünün ve Türk milletin istiklâlinin korunacağı yüksek sesle dünyaya duyuruluyordu.

Okumaya devam et  İLAHİYATÇILAR NEDEN TÜRK VE ATATÜRK’E KARŞILAR

Amasya Genelgesiyle, Türk milleti işgallere karşı direnişe davet edilirken, İstanbul hükümeti resmen yok sayılıyordu. İşte bundan dolayıdır ki Amasya Genelgesi, ulusal egemenliğe dayanan, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini oluşturan ilk kuruluş belgesi olması nedeniyle Türk tarihi için çok önemli bir metindir.

Mustafa Kemal Paşa Erzurum’da toplanacak kongre için Amasya’dan Erzurum’a geçer. 23 Temmuz 1919’da toplanan Erzurum Kongresiyle, Mustafa Kemal Paşa’ya liderlik yolunu açılırken, yine alınan Kongre kararlarıyla da ilk kez, her türlü Manda ve himayenin reddedildiği, ulusal bağımsızlığın koşulsuz olarak gerçekleştirileceği, millî sınırlardan vaz geçilmeyeceğinden bahsedilmiştir. İşte bundan dolayıdır ki Erzurum Kongresinde alınan kararlar, 23 Temmuz 1919’da toplanmış Son Osmanlı Mebusan Meclisinde kabul edilecek olan Misak-ı Milli bağımsızlık kararlarının da ruhunu ve temelini oluşturturmuştur.

4 Eylül 1919’un umut ışıkları ile dolu olan gününde Mustafa Kemal Paşanın başkanlığında toplanan Sivas Kongresi’nde, daha önce gerçekleştirilen Erzurum Kongresi’nde alınan kararlar genişleterek tüm ulusu kapsar bir niteliğe kavuşturularak yeni bir Türk Devleti’nin kuruluşuna temelleri atılmıştır. İşte bundan dolayıdır ki Sivas Kongresi’nin ve bu kongrede alınan kararların, Türkiye Cumhuriyetinin doğuşundaki tarihi rolü büyüktür.

Hülasa;
Havza Genelgesini yayınlaması, Amasya Genelgesini yayınlaması, 8/9 Temmuz 1919 gecesi askerlikten de istifa ederek Türk milletinin bir ferdi olarak milli mücadeleye devan etmesi, Erzurum ve Sivas Kongrelerinde alınan kararlarda oynadığı rol Mustafa Kemal Paşayı, Türk milletinin önderi ve kurtarıcısı, yani Türk milletinin Bozkurt Başbuğu olmaya doğru götürüyordu!..

27 Aralık 1919 Cumartesi günün ayazında Ankara’ya, Oğuz töresine göre bir devletin yıkılıp yeni bir devletin kurulduğu ve yeni liderin seçildiği gün olarak bilinen “Kızılca gün” töreniyle karşılanarak giren Mustafa Kemal Paşa, 23 Nisan 1920 günü Pir- i Türkistan Hoca Ahmet Yesevi dergahının Anadolu yaylasında ki kutlu izcilerinden olan Hacı Bayram-ı Velinin kutlu dergahında kılınan Cuma namazından sonra besmele ile Büyük Millet Meclisini açıyordu.

Okumaya devam et  Vatan için el ele

O Büyük Millet Meclisi ki, Türk milletini örgütleyecek ve temsil edecek, haçlı emperyalizme karşı Türk milletinin verdiği Milli Mücadeleyi yürütecek, o kutlu Milli Mücadeleyi kazanacak ve de Türkiye Cumhuriyeti Devletini ilan edecekti.

Yani;
O Büyük Millet Meclis, Türk milletini içerisine düşürüldüğü esaretin karakışından kurtaracak, Türk milletinin boynuna takılan ölüm fermanı yırtacak, Tarihin Türk adıyla kaydedeceği ikinci Türk devletini kuracak ve de Gazi Mustafa Kemal Paşayı Türk milletinin Bozkurt Başbuğu kılacak, yani onu Türk milletinin Atatürk’ü olarak, Türk ve insanlık tarihinin kaydına geçirecekti!..

Öyleyse;
Her bir Türk evladının, Adana’dan Kızılca Güne, Kızılca Günden Meclise, Meclisten Devlete giden yolun banisi Bozkurt Başbuğunu da, onun kurarak açtığı Gazi Türkiye Büyük Millet Meclisini de, o Gazi Meclisinin Haçlı emperyalistleri denize dökerek kazandığı Milli Mücadeleyi de, Türk adıyla Yeni Türk Devletini ilan etmesini de asla unutması gerekiyor!
Ki;
Bozkurt Başbuğ’da, Büyük Türk Milleti de, Türkiye Cumhuriyeti Devleti de kıyamete kadar var olarak yaşasınlar. Zaten bunu sağlamakta her Türk evladının da en önemli namus borcu da değil mi ki?

Hulusi ÜTEBAY

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız 103. Yıldönümü her şeyin sahibi olan Yüce Türk Milletin her bir evladına Kutlu Olsun.

Bozkurt Başbuğumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüze ve silah arkadaşlarına da, “Al’da Bayrak, Bayrak da Al olan” tüm şüheda Alplerimize de, sonsuz minnet, sonsuz saygı ve sonsuz rahmet olsun.

Haberi paylaşın
Şanlı Çanakkale direniş destanımızın yazımındaki görevinin sonrası 1916 yılında Doğu Cephesi'ne Kolordu Komutanı olarak atanarak Paşalığa yükseltilen Mustafa Kemal Paşa, bu bölgedeki Rus saldırılarını durdurarak, Bingöl ve Muş illerimizi düşmandan geri alıyordu. - ataturk tbmm meclis

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem

  1. Yazılmış olan yıllar için düşülen notlar şimdilik şöyle dursun. Kalemşör olduğuna inananlar da kurtarıcı arama sevdasından kurtulamamışlar ise  bizim gibi…

  2. Bu kadar aklı başında makul mantıklı cevaplar verebiliyorsun da (yani aklın gayet başındayken), günümüz sözde Atatürkçü chp sini habis ur…

  3. ‘KUR’AN’da, hiçbir şeyi eksik bırakmadık, her şeyi ayrıntılı açıkladık.’ Ayetleri! Asırlardır, başı açık dokunamazsın, abdestsiz okuyamazsın, belinden aşağıda taşıyamazsın,…..yoksa! ateşlerde…

  4. bay kemal ve partisi vede adamları ülkeye hiç hizmet yapmadılar..pkk lılaştılar.apocuları bünyesine aldılar.teröristlerin ihanetlerinimi unuttu bay kemal.inanca başörtüsüne vel hasıl…

  5. KUR’AN’da; ‘Şehit’ ve ‘Şefaat’?! KUR’AN’ın işaret ettiği anlamdan çok uzak, yine saptırılmış, dini, saltanatları için kullanan yönetimlerin, acımasızca sömürdükleri iki…

  6. Unutmayalım ki Nazım Hikmet karısını ve küçücük çocuğu Mehmet’i Türkiye’de terk etmiş, ilgilenmemiş ve Vera’yla sonradan evlenmiş hayırsız bir babadır.…

  • “Şehir turizmi kaliteli restoranlarla gelişir…”

    “Şehir turizmi kaliteli restoranlarla gelişir…”

    Şu görüşümüzü yineleyelim: Turizmde dengeler değişiyor. Turistler artık, deniz, kum ve güneşin ötesinde yeni şeyler istiyor. Şehir turizminin kaliteli restoranlarla geliştiği de gerçek. Turizmdeki en […]


  • CIA raporu tesadüf değil

    CIA raporu tesadüf değil

    ABD Dış İstihbarat Örgütü CIA’nin 2006 Türkiye raporundaki başkanlık tavsiyesi ve bugünkü durum tesadüf değil Başkanlıkla ilgili en çarpıcı ifadeler ise eski CIA Türkiye şefi […]


  • Oteller zam şampiyonu…

    Oteller zam şampiyonu…

    Otel fiyatlarının yükseldiğinden daha önce söz etmiştik. Artık orta sınıfın otellerde konaklaması artık zora giriyor. Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) açıkladığı verilere göre enflasyon Mayıs ayında bir önceki […]


  • Kara Ahmet

    Kara Ahmet

    Osmanlı’da Diri Diri Mezara Gömülen Cihan Pehlivanı Kara Ahmet’in Trajik Öyküsü..! Türkler için itibarlı ve millî bir spor olan güreşin geçmişi Osmanlı dönemine kadar uzanıyor. […]


  • Köşe yazarımıza hapis cezası

    Köşe yazarımıza hapis cezası

    Yazılarını Turkish News’da takip ettiğimiz Turkish Forum köşe yazarı Temel Sağıroğlu’na “Cumhurbaşkanı’na hakaret” iddiasıyla 1 yıl 2 ay hapis cezası verildi. Ceza 5 yıl aynı suçu […]


  • Almanya Corona’yı biliyor muydu?

    Almanya Corona’yı biliyor muydu?

    Uzman Psikiyatrist dr. Sedat İrgil’in 21 Haziran 2023 tarihinde „yapay zeka“ konulu sunumu hakkındaki bilgiler alt tarafta. Tıp mesleğindeki insanları çok beğenirim, zira bütün ömürlerini […]


  • Yapay zekanın Sağlık alanındaki kullanımı

    Yapay zekanın Sağlık alanındaki kullanımı

    Yapay zeka, sağlık sektöründe son derece önemli bir rol oynamaktadır ve gün geçtikçe daha da önem kazanmaktadır. Yapay zeka, görüntü analizi, ses analizi ve büyük […]


  • Memur ve emekliye kademeli zam…

    Memur ve emekliye kademeli zam…

    Seçim öncesi memur ve emekliye zam yapılacağı açıklanmıştı. Şimdi bu vaatlerin yerine getirilmesi bekleniyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan en düşük emekli aylığı ve bayram ikramiyesinin yeniden […]


  • BATAR MI BATMAZ MI ?

    BATAR MI BATMAZ MI ?

                Şu kendine ‘ekonomist’ diyenlerin çoğunluğunu birkaç yıl ekonomi öğrenimi görmüş olmalarına bağlayan ‘şapşal’ların sayısı her geçen gün artmaktadır.             Bunların ‘en iyi’leri ise, ekonomi […]


  • AH KEMAL KILIÇDAROĞLU AH!!!

    AH KEMAL KILIÇDAROĞLU AH!!!

    Ah Kılıçdaroğlu ahhhh!Sevgi dedin, saygı dedin, özgürlük dedin, adalet dedin, insanca yaşam dedin. Yetmedi…“Yolsuzluğa son verip, hırsızlığa izin vermeyeceğim” dedin.“Halk sefalet içinde yaşarken saray benim […]


  • SUUDİ ARABİSTAN’DA İSLAM

    SUUDİ ARABİSTAN’DA İSLAM

    Türkiye’de devletin dine bakışını ve tavrını eleştiren, laik eğitim karşıtı dinci ve siyasal İslamcılara ithaf olunur. Okuyun da ülkenizdeki dini serbestliğin demokrasinin değerini bilin. Türkiye’de […]


  • Resim bize ne anlatıyor?

    Resim bize ne anlatıyor?

    Bn. Sümer’e teşekkür ediyoruz. Yalnız olmadığımızı duyumsattı. 1929 yılına ait bu resim bize ne anlatıyor? Henüz Cumhuriyet yönetimine geçeli 7 yıl olmuş. Her yaştan 10 […]


  • Türkçe Bilmeyen Türk Vatandaşı Olmamalı

    Türkçe Bilmeyen Türk Vatandaşı Olmamalı

    Seçimler öncesi Türkçe bilmeyenlere vatandaşlık verilmesi çeşitli spekülasyonlara yol açmıştır. Türk vatandaşlığı doğum yoluyla veya sonradan başvuru yoluyla kazanılabilir. Yabancılar sonradan kazanma şansına sahiptir. Türk […]


  • TÜRKÇE’Yİ TANIYAN TÜRK’E ”BUYURSUNLAR ÜLKEMİZE” DİYECEKTİR

    TÜRKÇE’Yİ TANIYAN TÜRK’E ”BUYURSUNLAR ÜLKEMİZE” DİYECEKTİR

    KAŞGARLI MAHMUD ARAPLAR’A TÜRKÇE’Yİ ÖĞRETMEK VE ARAPLARA TÜRKÇE’NİN ARAPÇA’YA ÜSTÜNLÜĞÜNÜ DE GÖSTERMEK İÇİN YAZAR DİVAN-ÜL LÜGAT’ÜT TÜRK’Ü. KİTABIN BİR NÜSHASINI , KİTABIN BÜYÜK BÖLÜMÜNÜ YAZDIĞI […]


  • Cehalet ve gericilikle savaş, halkla savaş değildir

    Cehalet ve gericilikle savaş, halkla savaş değildir

    Cehaletin mutlaklaştırıldığı bir süreçte olduğumuz doğru. Doğru, lakin cehaletle savaş halkın kendisi ile savaş değildir. Mesela deprem bölgesindekilerin, mağduriyetlerine rağmen, iktidara oy vermesini suçlamak, halkla […]


  • ABD`de 60 YIL

    ABD`de 60 YIL

    İmza gunu 10/06/23 Değerli dostlar,     Geliri tamamen Türk Amerikan Toplumu Merkezi Ataturk fonuna bagışlanacak ”ABD`de 60 YIL” adlı kitabımın imza ve satış günü 10 […]


  • TÜRKLER MİLLET VE DEVLET OLARAK DAKİKADAN DAKİKAYA YOK OLMA SÜRECİNDE

    TÜRKLER MİLLET VE DEVLET OLARAK DAKİKADAN DAKİKAYA YOK OLMA SÜRECİNDE

    Olaylar gösteriyorki, Türkiye’yi Türklerin yönetemediği, çok açık olacak bir şekilde ve her yeni kabine’nin açıklanmasından sonra dahada ve açıkça ortaya çıkıyor. Vatandaş’ta Atatürk’ün kendisine vasiyet […]