AB ABD güdümünden kurtulmalıdır

Avrupa Birliği ABD güdümünden kurtulmalıdır! - Prof Dr Hakki Keskin

Avrupa Birliği ABD güdümünden kurtulmalıdır!

Avrupa Birliği 27 üye ülkeden oluşan ve 450 milyon nüfusu bir araya getiren, aralarında Almanya, Fransa, İtalya, Avusturya, İspanya. Belçika. Hollanda, Danimarka, İsveç, Finlandiya, Irlanda, Portekiz gibi en ileri düzeyde kalkınmış ülkelerden oluşan önemli bir birliktir.  İsmi geçen bu ülkeler aynı zamanda Dünya’nın en gelişmiş demokrasi ve hukuk devletlerini de gerçekleştirmiş ülkelerdirler.

Ne var ki Avrupa Birligi henüz kendi bağımsız dış politikasını gerçekleştirebilmiş değildir. Çoğu aynı zamanda NATO ülkesi olan Avrupa Birligi üyeleri, kendilerini dış politikada ABD`nin güdümünden kurtarabilmiş değiller. 

ABD, özellikle Rusya’nın Ukrayna`ya savaş açmasından sonra, son derece ustaca bir politika izleyerek, ABD`nin dış politikasına eleştirel bakan bazı NATO ülkelerini de kendi buyrukları altına almayı başardı. Hatta öteden beri NATO üyesi olamayan ve kendi bağımsız dış politikalarını izleyen İsveç ve Norveç bile, NATO`ya üye olamaya karar verdiler.

ABD Türkiye de dahil, öteden beri tüm NATO ülkelerine ağır silahlarını satarak yüzlerce milyar dolar kazanmaktadır. Silah sanayisi ABD ekonomisinin en önemli taşıyıcı unsurları arasında yer almaktadır. Belki de bu nedenle ABD, Dünya`da sürekli krizler yaratılmasını önemli stratejilerinden biri yapmaktadır. Dünya`da Ortadoğu başta olmak üzere, Güney Amerika, Uzak Asya ve Afrika ülkelerinde yaratılan çok sayıda kriz ve savaşlar,  bu politikanın en somut örnekleridir.

Fransa Cumhurbaşkanı De Gaulle (1958-69) „NATO aslında Amerika’nın Avrupa`ya el koymasının bir kamuflajıdır“ diyerek 1966 da NATO`nun askeri kanadından ayrılır. 

Mitterrand döneminde de „Güclü Fransa eşittir güçlü AB anlayışı“`na önem verilir.  Chirac döneminde ise „çok kutupluluğa“ vurgu yapılır.

Anlaşılan Fransa Cumhurbaşkanı Macron da, Fransa’nın bu geleneksel dış politikasına yeniden dönülmesini savunuyor. Macron Çin ziyaretinden sonra yaptığı açıklamada „Avrupa ülkelerinin ABD’ye olan bağımlılıklarını azaltmaları ve Tayvan meselesine karışmamaları gerektiğini“ belirtti.  Avrupa Birliği’nin (AB) ABD ve Çin’in ardından “üçüncü süper güç” olmasını savunan Macron, AB`nin “kendisinin olmayan krizlere müdahil olmaması“ gerektiğine de vurgu yaptı.

Okumaya devam et  Rezil Ettiniz Türkiye’yi Be!

Fransa’nın ABD ve onun güdümündeki NATO`ya yönelik bu geleneksel politikası, kanımca son derece önemlidir. 450 milyonluk Avrupa Birliği kendini ivedi olarak dış politikada, ABD güdümünden kurtarması ve NATO`nun da ABD güdümünde olmaması yönünde gerekli politikaları oluşturması ve çizgisini gündeme taşıması gerekmektedir.

ABD`nin istediği ve NATO ülkelerine de izlemeleri için zorladığı, Rusya ve Çin karşıtlığı politikalarla, Dünya`da barışın sağlanamayacağı çok açık bir gerçektir. Zaten şu anda ABD güdümündeki NATO, Ukrayna savaşında Rusya`ya karşı ortak bir savaş vermektedir. 

Rusya tarafından Ukrayna`ya karşı açılan ve milyonlarca Ukraynalınım ülkelerini terk etmesine ve her iki taraftan on binlerce insanın yaşamını kaybetmesine yol açan bu savaşı şiddetle kınıyorum. Ne var ki Avrupa`da özgürlüğünü ve bağımsızlığını takdirle izlediğim Batı Avrupa ülkelerindeki Medya, hiçbir dönemde bu denli tek taraflı yayın politikası izlememiştir. 

Varşova-Paktı dağılırken, Rusya`ya verilen güvencelerin aksine, Varşova-Paktı ülkelerinin tamamı NATO üyeliğine alınarak, Rusya’nın Karadeniz’den Kuzey Denizine kadar NATO tarafından kuşatılması, sonra da en yakınındaki Ukrayna’nın da NATO`ya üye yapılmak istenmesinin, bu savaşa neden olduğu unutulmamalıdır. Bu savaşın çıkmasında da ABD yine belirleyici olmuştur. 

Yıllardır gündemimde olan Türkiye`deki siyasi duruma karşın, bu önemli konuya vurgu yapmak istedim. Türkiye son derece tarihi önemdeki bir seçiminin eşiğindedir. Türk Halkı bu seçimde; Çağdaş Demokratik Laik Sosyal Hukuk Devletinden ve özgürlüklerin güvenceye alınmasından yana, ya da giderek tamamen şeriatçı ve başta kadın hakları olmak üzere tüm özgürlükleri yok etmeye hazırlanan bir dikta yönetimi hakkında karar verecektir. İnancım ve büyük dileğim odur ki, Türkiye bu ucube sitemden, bir daha benzeri yaşanmamak koşuluyla kurtulmaya karar verecektir.


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir