18 MART ve KOCA SEYYİD DESTANI…

Kocaseyit namı, Seyit Ali Çabuk tam adı.

Kocaseyit namı, Seyit Ali Çabuk tam adı. - Kocaseyit nami Seyit Ali Cabuk tam adi seyyid

Abdurrahman oğlu Seyyid…
1889’da Balıkesir Havran’ın Çamlık köyünde doğar,
mektep medrese görmez ama
yine de iyi kötü derdini yazar.
Köv yerinde n’ossun, kah hayvan güder,
kah anacığı ile el bahçesinde zeytin silkeler…

Balkan Harbi çıkınca onu da alırlar askere
Amma bir türlü gelemez teskere…

Pehlivan yapılı olduğu için adının başına bir “Koca” yakıştırırlar.
Koca Seyyid Balkan dağlarında üç yıl komitacı kovalar.
Tam terhis vakti gelmiştir ki topçu neferi yaparlar…
Ve de Çanakkale’ye yollarlar.
Kilitbahir, Mecidiye Bataryası…
Hey koca topçu…
Şu dağlara yan gele yan gele
Vahreş-i fitteki düşman sefilesinin su kesimi
Denkleş dur
İki bıyık bükümü sağa
Beraber bir iki
Üç evlek ile ruh
Beraber bir iki üç
Bir gülle tıkıla
Ikıla, sıkıla
Mesafe hak getire
Haydi Allah rasgetire…

Topçuluğu başlamıştır…
İngilizi, Fransızı 18 Mart seheri Boğaz’ı zorlar..
Zırhlıların ateş gücü yüksek,
Siperleri göğe savururlar.
Tam “oldu galiba” diyeceklerdir ki,
Topçu bataryalarımız ateşe başlar
İngilizler, yanı başlarında yükselen sudan kuleleri
görünce çok heyecanlanmıştır…
Queen Elizabeth ve Ocean zırhlıları Kilitbahir önlerine varmıştır,,,
Veee cehennemi ateşe başlar…
Merminin biri cephaneye isabet eder;
müthiş bir gürültü kopar.
Bataryanın kırk yiğidi sığınağa sokulacak fırsat bulamazlar…
Koca Seyyid hayal meyal havalandığını hatırlar…
Gerisi genzindeki pis koku,
Kulaklarındaki derin uğultu
Ve de bulanık simalar…
Seyyid gözünü açtığında bir sıhhiye erinin kucağında…
Yiğitlerden 14’ü şehit, 24’ü yaralanmıştır…
Niğdeli Ali şaşkın şaşkın ortalıkta dolanmakta…
Ocean önlerine kadar sokulmuş hala ateş yağdırmakta…
Şimdi cevap vermenin tam zamanıdır,
Lakin toplardan ikisi toprak altında kalmıştır.
Üçüncüsü belki işe yarar ama…
Onun da mataforası (mermi vinci) çalışmamıştır…
Koca Seyyid, bir katil zırhlıya, bir kırık topa bakar.
Sonra çılgınlar gibi patlamamış mermi arar.
Tozun toprağın arasında üç tane mermi bulmuştur…
Mermiler kendinden üç misli ağırdırlar.
Koca Seyyid “Ya Allah” diyerek 276 kiloluk mermiyi kavrar,
Niğdelinin yardımıyla sırtına atar.
O yükle altı basamak çıkar
Mermiyi namluya koyar.
Başlarında komutan olsa şüphesiz isabetli atışlar yapacaklar…
Nitekim ilk mermi uzak düşer, ikincisi yakın …
Gemi nam-ı diğer Ocean tam önlerinden geçmek üzeredir…
Üçüncüyü yetiştirir, ateşlemeyi başarırlar…
Gemiyi zor zahmet kıçından vururlar.
Ne var ki; o darbe ile dümen tertibatı devreden çıkar.
Binlerce beygir gücündeki gemi fırıldak gibi dönmeye başlar.
Gidip bir gece evvel Nusret’in döşediği mayınlara toslar…
Mayınlar o koca alameti kağıt gibi parçalar…
Mürettebat girdaba kapılır, döne döne sulara batar ….
Müstahkem Mevki Kumandanı Cevat Paşa gelir koşa koşa
Öper Koca Seyyid’i alnından
Onbaşı rütbesini takar koluna…

Hadiseyi duyan Almanlar
Fotoğraf makineleri ile dondurmaya kalkar o anı…
Lakin kalmamıştır işin heyecanı, imanı …
Seyyid bırakın sırtlamayı,
yerinden bile oynatamaz mermiyi….
Bu poz için boş bir kovan bulunur, kaldırmış gibi
İşte budur hafızalarımızdaki resmi,,,
Sonra istemez ne izin ne de para…
O günden sonra bir yerine günde iki tayın bırakırlar ona…
Boğazından geçmez birini verir yaralı arkadaşlarına…

1918 terhis… Kövü, anası, avradı, yavrusu…

Çanakkale’den Havran’daki köyüne kadar 145 kilometreyi 13 günde yayan yürür.
Köyünde onu herkes öldü bilir.
Geldiğinde evine giremez; çünkü 9 yılda belki karısı, yeniden evlenmiş olabilir.
Akşamdan geldiği evini sabaha kadar göz hapsindedir…
Sabah koyunları çıkarmak için gelen bir akrabası ona doğru seğirtir:
“-Sen kimsin? -Ben Seyidim. -Biz seni öldü biliriz. – Gördün gaari sağ döndüm. Benim hanım evli mi? -Hayır evli değil. Bir çocuğun var içeride, çocuğu korkutursun. Bağırarak git, haberi olsun.”
Kapıdan eşinin ismini seslenir.
8 yaşında kız kapıya gelir.
“Anne sakallı bir adam kapıda dikilir…”
Annesi gelir…
” Kızım o senin baban Seyit.”

Daha soluklanamadan Yunan’ın çıkarması…
Efedir ya… Silahını kapar, çıkar dağlara
Manisa, Kula, Uşak derken Afyon’a…

Kurtuluştan sonra döner sessiz sedasız…
Kövüne, anacığına, avradına…

1929’da Gazi Mustafa Kemal Atatürk Havran’a gelir.

Nahiye Müdürü’ne “Burada bir Seyit Onbaşı olacaktı onu görmem lazım.”

“Buluruz Paşam” deyip, Manastır köyünde bulur.
Şubeden 2 jandarma salınır.
Sabah çıkan jandarmalar akşamüstü köye gelir. Kocaseyit, dağa kömüre gitmiştir..
Akşam geç saatte Seyit gelir…
Jandarmayı, kaçak kömür için geldiler sanır.
Askerlere “suçum ne ki” diye bağırır.
“ Suçun yok seni Paşa çağırır”.

Paşası ona maaş bağlamaya kalkar.

O istemez, “”Hayır paşam, Ben dağda kaçak odunla kömür yaparım
Havran ve Edremit’te satarım.
Sen emir ver de ormancılar baltamı almasa
Seyit neferinde rahat çalışsa
Ben vazifemi yaptım istemem maaş falan da”

Kocaseyit namı, Seyit Ali Çabuk tam adı. - Koca seyit

Kendi yağıyla kavrulmaya bakar…
Dağdan dal budak getirir, odun kömürü yapar…

Yıl 1939…
Atasına kavuşur…
Boğazın köpüklü mavisine bakan bir heykel,,,
Bu onur ona da, yedi sülalesine de yeter…

HEY GİDİNİN KOCA SEYYİD’İ HEY…

Kocaseyit namı, Seyit Ali Çabuk tam adı. - Kocaseyit nami Seyit Ali Cabuk tam adi seyyid

KONU HAKKINDA DAHA FAZLA:

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Turkish Forum Editör, İngilizce, Almanca, Türkçe. Sitemizde Medya takibi ve editörlük yapmak isteyenler bizimle irtibata geçebilirler.

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem
  1. pavarotti de güzel söyler Oçi Çorniye’yi

  2. Tasavvuf; Kullara Tapınma? KUR’AN!? Tasavvuf konusu; ilk başlarda KUR’AN merkezli nefsi terbiye etme amaçlı ortaya çıkmışsa da; sonralarda kişileri yüceltme,…

  3. KUR’AN! Fal?-Nazar?-Büyü? (Mâide,3)”Fal oklarıyla-kehanet yoluyla gelecekte sizleri neyin beklediğini öğrenmeye çalışmak fısktır-kötü bir eylemdir; çünkü bu yoldan çıkmaktır.” Fal ile…

  4. KUR’AN-İçki?! Robotlaşmış Kullar?! Kafayı içki içenlere takmış, onları cehennemlik-kâfir ilan eden din satıcıları-yobazlara inat, Yüceler Yücesi Yaratıcı aşağıdaki ‘içki’ ile…

  5. İlginç, bir sürü insan hakkında haklı haksız yurtdışına çıkış yasağı var ama sadece spesifik olarak TMSFye borcu olanların yasağını kaldırmak…

  • Bir Günah Gibi

    Bir Günah Gibi

    Kimin yazdığını bilmiyorum, ancak çok duygusal bir kişinin yazdığına emin olduğum bir şarkı sözü vardır. Aslında şarkı bir Rus halk şarkısından gelmekte, ‘Oçi Çorniye’. Şarkının […]


  • Tasavvuf; Kullara Tapınma? KUR’AN!?

    Tasavvuf; Kullara Tapınma? KUR’AN!?

    Tasavvuf konusu; ilk başlarda KUR’AN merkezli nefsi terbiye etme amaçlı ortaya çıkmışsa da; sonralarda kişileri yüceltme, söylediklerini buyruk kabul etme zaafı ile kutsallaştırılmışlara-kullara tapınma haline […]


  • SEÇİMLERDE SEÇMEN; YA T.C. YA DA YIKIM VE KAOS DİYECEK

    SEÇİMLERDE SEÇMEN; YA T.C. YA DA YIKIM VE KAOS DİYECEK

    Türkiye’de önümüzdeki dönemde yapılacak seçimler için, herkesinde gördüğü gibi, ABD bilerek kendine bağlı işbirlikçilerle beraber R.T.E. -K.K. üzerinden Türkiye’ye anti demokratik ve totaliter içerikli iki […]


  • PROTEİN EKSİKLİĞİ

    PROTEİN EKSİKLİĞİ

    Ülkelerin gelişmesini, proteinli gıdalarla beslenen gençler ve kuşaklar sağlar. Her Japon çocuğu mutlaka yumurta yer, et, balık, fındık, badem yer, süt içer. Her Alman çocuğu […]


  • Türkiye’ye turist yağacak…

    Türkiye’ye turist yağacak…

    Alınan onca önleme rağmen Rus turistlerin Türkiye tercihi önlenemiyor. Geçenlerde yazmıştık. Rusya, iç turizme yönelik önlemler almaya başlamıştı. Ancak, görülüyor ki Rus turistler Türkiye’den hali […]


  • Kocaseyit

    Kocaseyit

    1929’da Havran’a gelen Gazi Mustafa Kemal Atatürk  ,Nahiye Müdürüne , ” Havran köylerinden birinde bir Seyit Onbaşı olacaktı onu bulup getirin” der. Seyit Onbaşı’nın hangi köyde olduğunu bilmeyen Nahiye Müdürü “Emriniz olur.Buluruz […]


  • SEÇİM SİSTEMİNİN GÜVENİRLİĞİ

    SEÇİM SİSTEMİNİN GÜVENİRLİĞİ

    Erkam Tufam yurtdışında yaşayan bir gazeteci. Niye yurtdışında, nasıl çıkmış gibi sorular beni ilgilendirmiyor. Bir yazımda vurgulamıştım; ‘ben söze bakarım’! O kişinin söylediklerinin ne kadarı benim […]


  • Diploması Gizlenen Cumhurbaşkanı Kim?

    Diploması Gizlenen Cumhurbaşkanı Kim?

    Yukarıdaki başlık sayın Emin Çölaşan’ın  dünkü  yazısının başlığıdır.  Sayın Sultan Uçar    “Diploma kayalara çarpmış’başlığı ile sayın Cumhurbaşkanının diplomasını sorgulamış. Sayın Fatih Portakal ise “En azından […]


  • Bir Şahin’in inanılmaz yolculuğu

    Bir Şahin’in inanılmaz yolculuğu

    Kuşlar yılın farklı zamanlarında besin kaynaklarının mevcudiyetine ve iklim koşullarına bağlı olarak kışı geçirecekleri alanlara veya üreme alanlarına göç ederler. Göç eden kuşların çoğu Avrupa, […]


  • Orta Asya’da Türkler

    Orta Asya’da Türkler

    Türkmenistan’daki ‘Türk’ ile Türkiye’deki ‘Türk’ aynı insanları mı ifade ediyor? Eğer öyleyse, neden ikisinin arasında isimleri başka insanlara atıfta bulunan ülkeler var? İran, Irak, Suriye […]


  • Tercihleri ile Yavaş Yavaş Ölümü Seçmek veya Seçmemek

    Tercihleri ile Yavaş Yavaş Ölümü Seçmek veya Seçmemek

    “Yavaş yavaş ölürler okumayanlar” diyor şair. Yaşam Tercihimizde Yavaş Yavaş Ölümü Mü? Yoksa Yaşamı Anlayarak Ölmek mı? Brezilyalı şair Martha Medeiros’un 1961 yılında yazdığı “Ağır […]


  • Yine bir deprem uyarısı…

    Yine bir deprem uyarısı…

    Depremler tehlikesi halen devam ediyor. Uzmanlar yeni depremler konusunda yeni uyarılarda bulunuyor. Şimdi de Bingöl masaya yatırıldı. Bingöl’de de deprem olabileceği konusunda yeni uyarılar geldi. […]


  • Fal?-Nazar?-Büyü?

    Fal?-Nazar?-Büyü?

    KUR’AN!Fal?-Nazar?-Büyü? (Mâide,3)”Fal oklarıyla-kehanet yoluyla gelecekte sizleri neyin beklediğini öğrenmeye çalışmak fısktır-kötü bir eylemdir; çünkü bu yoldan çıkmaktır.” Fal ile ilgili uyaran ayetten sonra kendimize şu […]



Posted

in

by