Deprem; bilimsel! Sonuç; yönetimsel!

Deprem; yer yasası-bilimsel!
Kahreden sonuç; yönetimsel!
Uyarı; KUR’AN’dan!
Son karar; TANRI’dan!

Bilim dalları, her biri kendi alanında depremler öncesi;
fay hattının yerini göstererek,
ovaya-dere yatağına-fay hattı üzerine ev yapılmaz kuralını koyarak ve
mimarlık-mühendislik ölçülerine göre evini yap diyerek görevini-uyarılarını yapmış!
Peki bu durumda, korkunç yıkımın suçlusu kim?
Deprem mi?

Binbeşyüz yıl öncesinden KUR’AN’ın da uyarıları var!

(Ra’d,11)”Gerçek şu ki bir topluluk kendisini toplumsal ve zihinsel olarak değiştirmedikçe, Allah o toplumun durumunu değiştirmez. Allah, zihinsel olarak ortak koşucu, toplumsal olarak iyiliklerini kaybetmiş bir topluluğun yok olmasını istedi mi, artık hiçbir güç o toplumun yıkılmasını durduramaz; o toplumun Allah’tan başka, koruyup kollayanları da olmaz.”

(İsra,16)”Biz bir ülkeyi yaptıkları yüzünden, değişime-yıkıma uğratmak istediğimizde-bir ülke kendisini yok olma aşamasına getirdiğinde; adil olmayan kişilerini-servetle şımaran elebaşlarını-varlık ve güç sahibi ağalarını-zevkine düşkün zenginlerini söz sahibi yaparız-o ülkenin yönetimine gelmesine izin veririz de onlar, orada bozuk gidişler sergiler-kötü işler yaparak hak yoldan çıkarlar. Böylece o ülke aleyhine hüküm hak olur-o toplum cezayı hak eder; biz de onun altını üstüne getiririz-orayı yerle bir ederek, verdiğimiz sözü gerçekleştiririz.”

(Enfal,25)”İnananlar, uyarılara rağmen sorumluluğu paylaşmaz, herkesin yararına birliği sağlamazsanız geldiği zaman yalnızca aranızdaki zulmedenlerin-haksızlık edenlerin başlarına gelmekle sınırlı kalmayacak, tüm herkesi kapsayıp perişan edecek bir fitneden-felâketten-azaptan sakının! Yoksa siz şöyle mi sanıyorsunuz? Azap gelirse sadece zulmedenlere gelir. Hayır! Zalimlere destek verenlere, zalimlere karşı çıkmayıp zulme rıza gösterenlere de azap gelir. Unutmayın ki Allah’ın azabı çok çetindir-gazabı çok şiddetlidir.”

KUR’AN da uyarısını yapmış; o zaman deprem acılarının suçlusu, ‘kader(!) planı’ sahibi ALLAH mı?

Ülkemizin yıllar içinde;
en başta ve en önemlisi her türlü çocuk tecavüzleri,
kadın cinayetleri,
yargılamada ki akıl almaz-sınırsız adaletsizlikler(‘adalet-adalet’ diye yürekleri yanarak haykıranlar hiç duyulmadı),
acımasız orman yangınları,
maden-iş cinayetleri,
sellerin cehalet kaynaklı yıkıcı tahribatı,
çevre katliamları,
devletin her kademesinde torpil-rüşvet-yolsuzluklar,
özellikle yetim, dul ve kimsesiz halkın haklarının insafsızca yağmalanması,
devlete emanet yetimhanelerdeki çocukların sahipsizliği-fuhuş yapmaya zorlanması-satılması (Cumhuriyet; artık kimsesizlerin kimsesi değil!),
uyuşturucu-mülteci sorunu (neresinden tutsak elimizde),
özgürlük mücadelesinde akademisyen, asker, sanatçı, gazeteci,…; zulme sesini çıkaranların ve gezi halk direnişine sahip çıkanların hukuksuz yollarla hapse atılması,
eğitimin ve sağlığın tâcirlere ve yobazlara-tarikatlara teslimi ile devlet hizmetlerinin ticarîleşmesi,
radikal dinci teröre milletin haklarının aktarılarak destek verilmesi,
kendi gibi olmayan-düşünmeyen herkese kâfir-terörist-vatan haini damgalı düşmanlıklar,
sınırsız inanç sömürüsü ile tarikat-cemaat ve diyanete kula kullukla nimetlere-nimeti VERENE nankörlükler,
ülke kaynaklarının bu din satıp saltanat kuranlara haksız-sınırsız aktarımı,
vatan topraklarının ve sınırlarının yasa dışı her oluşuma açılması-kontrolsüz-denetimsiz bırakılması,
işgücünün köleleştirilmesi,
borsada paranın ilahlığı,
ülkenin betona gömülmesi,
dış politikada ilkesizlik-güvensizlik-itibarsızlık,
ülkeyi yönetenlerin-siyasilerin haklarında ki sayısız yolsuzluk dosyaları-ihmalleri-vurdumduymazlıkları-cehâletleri-umursamazlıkları-kendi menfaatleri ve koltuk kavgası dışında hiçbir şeyi dert etmeyişleri ve daha pek çok ahlâksızlık-sapkınlık-sapıklık-soygun ve yolsuzlukları;
zamanında çözmeyip, katlayıp biriktirerek ‘seçim’e kadar erteleyerek;
‘organize kötülüklerden’
çürüye çürüye geldiği yer,
depremler!

Önce haklarını teslim edelim; bütün bu çürüme bilgilerini, işini en iyi şekilde yapan cesur-insan-onurlu, gerçeğe hizmet eden gazetecilerin özgürlükleri pahasına yaptıkları araştırmalardan-haberlerden öğrendik. Zalimâne; iftiralarla-sınırsız baskılarla sesleri susturuluyor-susturulmaya çalışılıyor olsa da!

Gelelim sorulara!

Halkın parasal hakkının çok büyük oranda diyanete aktarımı olduğundan, öncelik diyanette, sorularım diyanete; ALLAH adına iş yaptıklarını iddia ettiklerinden!
İnanç sömürüsü ile din’in-ALLAH’ın arkasına sığınıp kendilerini, eleştiril(e)mez-ayrıcalıklı-dokunul(a)maz kıldıklarından, sorular diyanete?

Her türlü kaynak zengini diyanet ve (!)vakfı; neredeyse her sokakta bir câmisi var, neden tüm felâketlerde ve soğukta-karda-kışta câmilerini, ihtiyaç sahiplerinin konaklaması için kullanıma açmaz? (İnisiyatif kullanan istisnalar olabilir)
Câmilerine ALLAH’ın evi(?) diyorlar ya (evrenin sahibinin evi olurmuş gibi), açsınlar o zaman bütün câmilerini, her zaman, her hâl ve şartta açlara, üşümüşlere, ihtiyacı olanlara, koşsun imamları-din adamları, yardıma ihtiyacı olanlara! 

KUR’AN, (Yusuf,111)”Kur’an, kendisinden önceki Vahiylerden-Tevrat, Zebur, İncil; doğru ve gerçek adına ne kalmışsa sürdüren ilahî bir metindir.”

Ve geçmiş Kitaplardan doğru namına kalan bir uyarı!

(Kutsal Kitap-İncil-Markos-12/38)
“Uzun kaftanlar içinde dolaşmaktan, meydanlarda selâmlanmaktan, en seçkin yerlere ve ziyafetlerde başköşelere kurulmaktan hoşlanan din bilginlerinden sakının!”

Afet bilimci yerine, ilâhiyatçı başkanı olan (ayrı-büyük sorun) AFAD’dan bile kat be kat fazla bütçeli, din satarak şirketleşmiş, hem parasal hem de kadro olarak kocaman diyanet; aforozda var, Cumhuriyet’in kurucu değerlerine kin ve düşmanlıkta var, büyük koordinasyon dehası Atatürk’e lânet okumada var, insanların yaşam şekillerine arsızca müdahalede var ama Yaradanın ihtiyaç içinde inleyen, -hem de ne inleme- kullarına yardımda yok!

Câmilerinde kıldırdığı(?!)namaza en büyük ibadet diyor. Peki, ALLAH’ın zorda-darda kuluna yardım etmeyi ibadetten saymıyor mu?
Yurtdışı felâketlere hemen koşarken, vatanın tüm felâketlerinde, sayısı sınırsız câmilerinden mikrofonlarla ‘Arapça’ selâ-dua okuyarak mı ibadet yapmış-ALLAH için çalışmış oluyor?

KUR’AN’ın ‘dua’ için ne dediğine bakalım!

(A’raf,55)”Rabbinize; içtenlikle, boyun bükerek, gösterişsiz, gizlice-sessizce dua edin. Allah aşırı derecede gösterişli dua edenleri sevmez.”

İnananlar olarak tabii ki dua ettik-edeceğiz, bu gerekli, ‘inanan’ için şart ve biz, duamızı-ibadetimizi, kendi dilimizde Türkçe; içimizden-sessizce sadece ALLAH ile başbaşa, her yerde, her hâl ve şartta zaten yapıyoruz!

Zorlukları, çaba-gayret göstererek, emek harcayarak, azimle-kararlılıkla-mücadele ile aşmak yerine;
‘ALLAH yardım etsin’ duasıyla ALLAH’a havale ettik!
Peki, eylemi kim yapacak?
Ne için varız o zaman?

KUR’AN’dan cevabı!

(Mülk,2)”Allah, sizlerden hanginizin en güzel işler-daha iyi amel ettiğini açığa çıkarıp, yaptıklarınızın karşılığını vermek için, ölümü ve hayatı yarattı.”

Her ne yapılacaksa biz yapacağız biz, ama sadece ALLAH için! O’nun kurduğu bu sistemde zorda-darda olana biz koşacağız biz, karşılık-menfaat-çıkar için değil; inandığımız-güvendiğimiz-vefa-minnet-hayranlık-sonsuz saygı-sınırsız sevgi duyduğumuz ALLAH için,
yarattığı kullar-insanlık için,
sadece iyilik için!

Bakın doğruyu, nasıl da güzelce söyletmiş KUR’AN!

(İnsan,9)”Biz size Allah rızası için yediriyoruz. Sizden bir karşılık, bir teşekkür beklemiyoruz.”

‘Karşılığı bırak, bir teşekkür dahi bekleniyorsa bu iyilik değildir’ diyor, muhteşem ilâhî Kitap!

Bu karşılıksız iyiliği, ya da kötülüğü seçme halimizle işte,
‘alınyazımızı’ kendimiz yazıyoruz!
Din satıcılarının, alın yazısı-kader(!) dedikleri ise; ALLAH’ın ardına saklanarak, aslında sorgusuz-sualsiz kendilerine teslimiyet yazısı, çıkarlarına göre yazdıkları kara yazgı!

KUR’AN’a göre ise kader; Evrenin Sahibinin reel ölçüler yasası!

Kendi sahte cennetleri olan saltanatları için, memleketi cehenneme çevirenlere sorularımızı, KUR’AN’dan cevaplarımızı bir kenara bırakıp, bir de yönetimsel sorunlara bakalım!

Müteahhitlik için bir eğitim şartı, bir sınır, ahlâkî bir kriter, uyarıcı bir yaptırım olsaydı ve konutları; ovaya, dere yatağına, su kenarına, fay hattı üzerine değil de sağlam zeminlere ve eğitimini lâyıkıyla yapmış mimar-mühendislere ve denetimlerini de liyakatli-ahlâklı devlet görevlilerine yaptırsaydık deprem; Japonya gibi ahlâk-bilimle donanmış ülkelerde olduğu gibi sallar-sallar giderdi ve doğanın yasası gereği yeryüzü sadece enerjisini boşaltmış olurdu!

Bir umut!
Yardım kampanyalarında ki insanlık yarışı; sorunlarımızı dayanışma ile çözebildiğimizin, depremin ‘Uyanın!’ uyarısı olabilir mi?
Yıllardır bizi yönetsinler diye (gönüllü-gönülsüz) ödediklerimiz; sorumsuz-ehliyetsiz-bilgisiz-özellikle liyâkatsiz-şımarık-hadsiz doymazların cebine değil de, ülkemizin eğitimine-sağlığına-bilimine-sanatına; iyilik-güzelliklerine harcansaydı, bugün nerelerde olurduk bir düşünün!?

Atatürk ve atalarımızın kanı bedeli kurduğu Cumhuriyet’in, özellikle ‘Laiklik’ ilkesini tam uygulayıp, kökleştirseydik;
din-mezhep savaşlarıyla kan gölüne dönen ortadoğu coğrafyasının kaderini(!), örneklik teşkil ederek belki değiştirilebilirdik!
Ağır bir görev-sorumluluk olan misyonumuzu yerine getir(e)medik de, acaba o yüzden mi birbirimize ve kendi derdimize düştük?!

Sözün sonu! Yine, milletin acısını-öfkesini yutturup, yardım kampanyaları ile ajite ederler ve bu felaketi de ince hesaplarıyla fırsata çevirirler ve en kötüsü de her zaman olduğu gibi üstlerine alınmayıp suçu, ‘kader-fıtrat-alınyazısı’ diyerek tümden Tanrı’ya atarak iftira da sınırı çoook aşarlarsa ki, yapmaya başladılar bile;
VAY halimize ki VAY!

Deprem; yer yasası-bilimsel!Kahreden sonuç; yönetimsel!Uyarı; KUR'AN'dan!Son karar; TANRI'dan! - kahrammaras depremi yardim paralari seffaf olarak harcansin

KONU HAKKINDA DAHA FAZLA:

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Yorumlar

“Deprem; bilimsel! Sonuç; yönetimsel!” için 4 cevap

  1. Yasemin Çin avatarı
    Yasemin Çin

    Saygıdeğer Turkishnews Yetkilileri,
    Öncelikle, ilgilenip yazılarımı yayınladığınız için sonsuz teşekkürler. Minnettarım.

    Uygun, anlamlı ve gerekli görürseniz bir düşünce paylaşımım var.

    Görsel bazı resimlerde yer alan Arapça KUR’AN mushaf ve yazıları, tespih, sarık resimleri; algıda bizlere dayatılan yanlışları sürdürmeye neden olabilir mi?

    Atatürk’ün laiklik yazısı, diyanete cüppe giydirilişi resimleri muhteşem!

    Başörtüsü yerine özgürlüğü simgeleyen saçlar,
    faizde; paranın ilahlığı-tefecilerin doymazlığı gibi görseller daha etkili olabilir mi?

    Evrenin Sahibinin, Yüceliğinin tasavvuru için, muhteşem doğa-uzay fotoğrafları?!

    Her şey için tekrar tekrar teşekkürler; En derin saygılarımla,
    işlerinizde ve yaşamınızda hep kolaylıklar diliyorum.
    Yasemin Çin

  2. Yasemin Çin avatarı
    Yasemin Çin

    Emek verip güzel görsellerle destekleyip yayınladığınız yazılar için tekrar tekrar teşekkürlerimi ve minnetimi sunuyorum siz değerli yöneticilere.

    Amacım sadece,
    KUR’AN’ın içeriği bilinsin.
    KUR’AN bilgisi kamuya açık olmalı!
    TANRI’nın muhteşem uyarılarıyla dolu KUR’AN bilinirse, satıp saltanat kuramazlar.

    KUR’AN, tüm aracılardan; din alanını tekellerine almış, ellerine geçirmişlerden kurtarılmalı, Ayetlerin Sahibi ALLAH’a-TANRI’ya teslim edilmelidir!
    TANRI’ya saygısı olan bu en değerli Sözleri anlamaya çalışmalı, sadece KUR’AN bilgisi ile özgürleşmelidir!

    Din alanını ellerine geçirmişler kimler mi?
    Tüm dinî söylemlerle insanları kendine çağırıp; hep ‘bana gelin-ben anlatırım’ diyerek bu işten nemalanan-para kazananlar!

    “Para karşılığı yapılan her iş ticâri değil midir?”

    (Deprem; bilimsel! Sonuç; yönetimsel! yazısı için)
    Artık insanlar ‘sarık’ görünce ürperiyorlar.
    ‘Sarıkla dua eden’ görseli,
    yanlış algıya sebep;
    yerine, yürek yakıcı deprem görseli daha etkili olabilir mi?

    ‘Ribâ-fâiz’ yazısı için de; ‘para tapıncı’ gibi resimler, yazıyı ilgi çekici kılabilir mi?

    En derin saygılarımla, tüm işlerinizde kolaylıklar diliyorum.

  3. Aylin D.M. avatarı
    Aylin D.M.

    Güzel sözleriniz için teşekkür ederiz. “para tapıncı” ile ilgili bir resim bulamadım arşivimizde. Copyright hakkı olan bir resim yollarsanız değiştirebilirim.

  4. Yasemin Çin avatarı
    Yasemin Çin

    Ramazan-Oruç! Kurban! Hac! Kandiller? Namaz?
    KUR’AN bu konularda neler söylüyor?!

    Ramazan, Tanrı’nın Kitabı KUR’AN’ın yeryüzüne inmeye başladığı ay olduğu için önemlidir. KUR’AN’ın insanlığı onurlandırması nedeniyle oruç tutulmaktadır. KUR’AN’ın önemini, nelerden söz ettiğini unutup, sadece oruca odaklanmak, orucu kutsallaştırılıp-tapınmak; asıl yapılması gerekeni ikinci plana atmaktır ve çok büyük hatadır. Yeme-içme ziyafetlerine, orucun nasıllığına takılıp kalma ve KUR’AN’ın Arapça; anlamını bilmeden okunup hatim(!) indirmelerle bu ay geçirilmektedir.
    KUR’AN’ın ruhuna uygun oruç; her türlü bedensel ihtiyaç aşırılığından(yeme-içme-cinsellik) ve ahlâksızlıklardan uzak, kendini tutabilmenin disiplin yöntemidir.
    Orucun erdirici atmosferi içinde, KUR’AN’ın ana ahlâkî ile donanabilmektir!

    Kurban da; mitolojik hikayelere dayanan on bilgilerle büyük bir sorun olarak karşımızda durmakta! Küçücük çocukların gözleri önünde vahşice, hayvanlar katledilecek ve bunun adı ‘ibadet’ olacak! Evrenin muhteşemliğine; doğanın güzelliklerine, estetiğine bakınca, ‘ibadet’ adı altında hayvanlara bu zulmü ALLAH’a fatura ettiğimizi düşünelim de uyanalım, utanalım!
    Et ve kan bayramına(!) dönen bu vahşet için, Yüce Yaratıcı KUR’AN’da bakın ne söylüyor!

    (Hac,37)”Kestiğiniz kurbanların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşmaz.”

    KUR’AN’da yer almayan şeytan taşlama gibi uygulamalar, ‘Hacca gidenin tüm günahlarının af edileceği!’ gibi söylemler; aslında ‘ALLAH için tam bir TEVHİD eğitimi’ olması gereken Hac’cın da içeriğinin nasıl boşaltıldığının ve ticarî seyahat gibi pazarlandığının acı göstergelerinden!

    (Hud,109)”Atalarının tapındıkları gibi tapınıp duranların yanlış yolda olduklarından en küçük bir şüphen olmasın.”

    Sistemin kurucusu Yüce Yaratıcı, yaşamın zorluklarla dolu olacağını ve insanın isterse-çabalarsa bu zorlukları aşabileceğini öngörmüştür. Bu yüzden insanın görevi zor olanı başarmaktır ve bu da çalışmak, emek-çaba harcamakla olur. Yani bedavacılık, kolaycılık, zorluklardan kaçma yoktur.
    Bir geceyi ibadetle geçirmekle tüm günahlardan sıyrılmak(!) kolaycılığı, kutsal geceler(?)-kandiller bedavacılığını doğurmuştur.

    Kutsal geceler hakkında uydurmaların sınırsızlığına en kötü örnek olan miraç kandili; ALLAH tarafından yaratılmış ve görevlendirilmiş Peygamberimizi göklere uçurup-ALLAH ile pazarlık(!) yaptıracak kadar akla, KUR’AN’ın içeriğine, fizik kanunlarına, TEK Yüce ve TEK Kutsal ALLAH’ın, ALLAH’lık vasıflarına aykırı, korkunç ve ürpertici bir olay olarak insanlara sunulmaktadır!!??

    KUR’AN’da önemle anılan tek gece vardır; o da Kadr gecesidir ve üstelik bu gece önemini KUR’AN’dan almaktadır. Yani geceye önemini veren KUR’AN’dır. Yani kutsal olan gece değil KUR’AN’dır. KUR’AN’ın şerefiyle nurlandığı için gece önem kazanmıştır.

    En büyük sorun ise, artık bir tapınç haline gelmiş ve KUR’AN’ın önüne geçmiş, aslı ‘dua’ olan namaz!
    KUR’AN’ın, Arapça orjinal metni incelendiğinde görülecektir ki, ‘namaz’ diye çevirisi yapılan kavramın aslı ‘salât’tır; destekleme-dayanışma-sosyal yardım-aydınlatma-KUR’AN’a bağlılık-KUR’AN’ı anlayarak sürekli okumak ve ‘dua’ gibi, insanı-insanlığı ayağa kaldıracak muhteşem derin anlamlara sahiptir.

    Namaz’ konusunda ‘Peygamberimizin örnekliği’ denilerek, KUR’AN dışı kaynaklara(?) bakarak, bu uygulamaları KUR’AN’a onaylatmaya-KUR’AN’a uydurmaya çalışmak; ‘din’ konusunda her şeyi ama her şeyi KUR’AN’da bulmamız gerekliliği-şartı ile çelişir.

    (Kehf,26)”Allah hükmüne hiç kimseyi ortak etmez.”

    (Zümer,3)”Arı-duru din sadece Allah’ındır.”

    (En’am,38)”KUR’AN’da hiçbir şeyi eksik bırakmadık.”

    (Yusuf,40)”Dinde hükümleri sadece Allah koyar.”

    (En’am,114)”Allah size Kitabı-Kur’an’ı en ayrıntılı-içinde her şey ayrıntılı bir şekilde açıklanmış-uzunca anlatarak göndermişken, Allah’tan başkasının sözlerine mi uyayım?”

    KUR’AN, ‘dua’nın nasıl olması gerektiği ve zamanı konusunda neler söylemiş bir de ona bakalım!

    (A’raf,55-56)”Rabbinize içtenlikle-boynu bükük halde ve gösterişsiz-gizlilik içinde dua edin. Allah, aşırı derecede gösterişli dua edenleri sevmez. Allah’a ürpererek ve umutla yalvarın. Allah’ın rahmeti güzel davrananlara yakındır.”

    (A’raf,205)”Rabbini, içinden-gönülden yalvararak-alçakgönüllülükle-tevazu göstererek-öz benliğinin içinde-yalvarıp ürpererek ve korkarak-sessizce sabah-akşam an; şakın duyarsızlardan-umursamaz kimselerden-gafillerden olma.”

    Aslında, Yaratıcımızla yalnız-başbaşa olmamız gereken en derin buluşma halimiz olan dua-‘namaz’ı; bir imamın, -ne okuyacağımıza, ne zaman yatıp-kalkacağımıza- komutlar eşliğinde yönettiği, cemaatle ibadet uygulaması da KUR’AN’da yer almamaktadır.
    ‘Cemaat namazı(!)’na dayanak gösterilen (Cuma,9).ayetinde ALLAH’ın Zikrine koşulması istenen KUR’AN’dır; Vahyin inmeye devam ettiği Peygamberimiz döneminde Peygamberimizin aldığı Vahiyleri toplanan kalabalığa anlatma-ezberletme uygulamasıdır.

    Geleneksel bakış açısı ile KUR’AN çevirisi yapanların, ‘Namazı kılın, zekatı verin’ diye Arapçadan Türkçeye çevirdikleri ayetlerde; “Vahye bağlı kalın-Kuran’ı anlayarak okuyun ve ortak koşucu düşüncelerden Kur’an ilkeleri sayesinde arının!” anlamı KUR’AN’ın ruhuna çok daha uygun değil midir?

    Anlamını bilmeden kıldığımız ‘namaz’ mı insanı yanlıştan uzaklaştırır yoksa KUR’AN’ı anlayarak okumak ve Yaratıcımızın uyaran, öğüt veren Sözleri olan Ayetler mi insanı kötü olandan-yanlıştan alıkoyar!?

    (Ankebut,45)”Vahye bağlı kalmak-o Vahiy, insanı kötülük yapmaktan-hayâsızlıktan alıkoyar ve Allah ile bağlantıyı ve O’nu hiç hatırdan çıkarmamayı sağlamış olur. Gerçekten Allah’ın Vahyi-Allah’ın Zikri-Kur’an en büyüktür.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem
  1. Evrim Teorisi?-İnanç!-Bilim! KUR’AN!? Evrim teorisi ne zaman konuşulmaya başlansa; bilime karşı olan, din diye sapkınlıklarını yutturan rivayet-hikaye-hadis-sünnet anlatıcısı yobazlar, acizlikleri-yalanları…

  2. Alıntı yapılan yazının linki: https://bpakman.wordpress.com/turk-dunyasi/eski-turk-devletleri-turk-yurtlari-turk-topluluklari/on-turkler/turklerin-ana-yurdu/turk-dunyasinin-fotografi/

  3. Babam Uğur Otluçimen de o anda ekmek alıyormuş fırıncıdan o da hakkın rahmetine kavuşmuş. Allah rahmet eylesin.

  4. Benimde annemin amcası Abdullah Soylu dedemiz bu olayda şehit olmuştur. Kendisi o tarihte bölgede fırıncılık yapmaktadır ekmek dağıtımı yaparken o…

  5. Peygamber(ler)in ALLAH’a Ortaklığı?! Hadisler? KUR’AN!? Din’den beslenenler-sömürücüler-din satıcıları; ‘Tanrı-Allah-Kitap-Kur’an’ söylemiyle bireysel olması gerekirken, kurumsallaştırdıkları ‘inancı’ önce; Yahudilik-Hıristiyanlık-Budizm gibi farklı dinlere,…

  6. pavarotti de güzel söyler Oçi Çorniye’yi

  • Antakya Medeniyetler Korosu

    Antakya Medeniyetler Korosu

    Antakya Medeniyetler Korusu Depremin Yaralarını Sarmak İçin İlk Konserini Duygu Yüklü Mesajlarla Adana’da Başlattı 6 Şubat 2023 sabahı depreminde on binlerce kardeşimiz, annemiz, babamız ve […]


  • MİLLİYETÇİLİK ve ULUSÇULUK

    MİLLİYETÇİLİK ve ULUSÇULUK

                Türkiye’nin şu seçim sürecinde Milliyetçilik ve Ulusçuluk gibi ‘kuramsal’ konuyu tartışmak yerinde midir diye sorulabilir.             Evet yerindedir ve belki de tam da bu süreçte bu tür tartışmaların […]


  • Evrim Teorisi?-İnanç!-Bilim!

    Evrim Teorisi?-İnanç!-Bilim!

    Evrim Teorisi?-İnanç!-Bilim!KUR’AN!? Evrim teorisi ne zaman konuşulmaya başlansa; bilime karşı olan, din diye sapkınlıklarını yutturan rivayet-hikaye-hadis-sünnet anlatıcısı yobazlar, acizlikleri-yalanları ortaya çıkacağından olsa gerek hemen bağırmaya, […]


  • “İstanbul’da risksiz bina yüzde 10-20…”

    “İstanbul’da risksiz bina yüzde 10-20…”

    İstanbul’da yıkıcı olabileceği söylenen deprem için şimdiden çalışmalara başlandı. Bunun için risk taşıyan binalar yıkılacak. Anadolu Yakası İnşaat Müteahhitleri Derneği (AYİDER) Başkanı Melih Tavukçuoğlu, dönüşümün […]


  • HANGİ TATAR?

    HANGİ TATAR?

    HANGİ TATAR? HÜSEYİN MÜMTAZ KKTC Cumhurbaşkanı Tatar bir gazetecinin; “14 Mayıs sonrası Türkiye politikasını değişirse siz aynı çizgide kalmaya devam edecek misiniz?” sorusuna, “Böyle doğdum, […]


  • Bir Günah Gibi

    Bir Günah Gibi

    Kimin yazdığını bilmiyorum, ancak çok duygusal bir kişinin yazdığına emin olduğum bir şarkı sözü vardır. Aslında şarkı bir Rus halk şarkısından gelmekte, ‘Oçi Çorniye’. Şarkının […]


  • SEÇİMLERDE SEÇMEN; YA T.C. YA DA YIKIM VE KAOS DİYECEK

    SEÇİMLERDE SEÇMEN; YA T.C. YA DA YIKIM VE KAOS DİYECEK

    Türkiye’de önümüzdeki dönemde yapılacak seçimler için, herkesinde gördüğü gibi, ABD bilerek kendine bağlı işbirlikçilerle beraber R.T.E. -K.K. üzerinden Türkiye’ye anti demokratik ve totaliter içerikli iki […]


  • PROTEİN EKSİKLİĞİ

    PROTEİN EKSİKLİĞİ

    Ülkelerin gelişmesini, proteinli gıdalarla beslenen gençler ve kuşaklar sağlar. Her Japon çocuğu mutlaka yumurta yer, et, balık, fındık, badem yer, süt içer. Her Alman çocuğu […]


  • Kocaseyit

    Kocaseyit

    1929’da Havran’a gelen Gazi Mustafa Kemal Atatürk  ,Nahiye Müdürüne , ” Havran köylerinden birinde bir Seyit Onbaşı olacaktı onu bulup getirin” der. Seyit Onbaşı’nın hangi köyde olduğunu bilmeyen Nahiye Müdürü “Emriniz olur.Buluruz […]


  • Diploması Gizlenen Cumhurbaşkanı Kim?

    Diploması Gizlenen Cumhurbaşkanı Kim?

    Yukarıdaki başlık sayın Emin Çölaşan’ın  dünkü  yazısının başlığıdır.  Sayın Sultan Uçar    “Diploma kayalara çarpmış’başlığı ile sayın Cumhurbaşkanının diplomasını sorgulamış. Sayın Fatih Portakal ise “En azından […]


  • Bir Şahin’in inanılmaz yolculuğu

    Bir Şahin’in inanılmaz yolculuğu

    Kuşlar yılın farklı zamanlarında besin kaynaklarının mevcudiyetine ve iklim koşullarına bağlı olarak kışı geçirecekleri alanlara veya üreme alanlarına göç ederler. Göç eden kuşların çoğu Avrupa, […]


  • U.S. State Dept. Published Critical Report on Human Rights in Armenia By Harut Sassounian Publisher, The California Courier

    U.S. State Dept. Published Critical Report on Human Rights in Armenia By Harut Sassounian Publisher, The California Courier

    www.TheCalifornia Courier.com The U.S. State Department issued on March 20, 2023 its annual Country Reports on Human Rights for the year 2022. The report covered […]


  • Rusya’da tatil maliyetleri artıyor…

    Rusya’da tatil maliyetleri artıyor…

    Bu sezon beklenen Rus turist gelecek mi? Rusya’nın Ukrayna ile savaşı dengeleri değiştirdi. Turizm de bundan etkilendi. Rusya, iç turizmi bu açıdan canlandırmak istiyor. Yapılan […]


  • Depremler, turizmimizi etkiledi mi?…

    Depremler, turizmimizi etkiledi mi?…

    Depremlerden sonra turizm sektöründe şu soru gündemdeydi: “Yaşadığımız depremler turizmimizi etkiler mi?” Hem iç pazarda hem dış pazarda depremin olumsuz etkilediği turizm sektöründe nisan da […]



Posted

in

by

Tags: