Hesap vermemek için siyaset yasak!

Bugün ülkemizde iyi olan her şey nasıl siyasetin sonucuysa, kötü olan her şey de aynı şekilde siyasetin sonucudur. Siyaset yapmayın diyorsanız bunun bir tek anlamı olur: Ben hesap vermek istemiyorum, beceriksizliğimi, başarısızlığımı yüzüme vurma!

Depremin ardından hep olduğu gibi muazzam bir sosyal bilinç patlaması yaşadık, yaşıyoruz.

Gerçi daha önceki depremlerde, orman yangınlarında da benzer bir bilinçlenme yaşamıştık ama bu ülkenin havasından mıdır, suyundan mıdır bilinmez, kısa süre sonra hepsini unutuveriyoruz.

Özellikle de devletin bu işleri yürütmesi için kurulan kurumları bu durumda.

Her depremden sonra aynı şey oluyor:

Deprem bölgesine acele battaniye, barınmak için çadır ve konteyner lazım! Salgın hastalıklara karşı seyyar tuvalet gerekli! Haydi vatandaşlar, koşuşturun; toplayıp yollayın! Sıcak yemek temin edilemiyor, seyyar mutfak da bulursanız gönderiverin!

İyi de Kızılay ne için var? AFAD’ın bir görevi de bunları zamanında temin edip, ihtiyaç anında ortaya çıkarmak ve kullanmak değil mi?

Ordunun seyyar mutfakları, sahra hastaneleri, nakliye helikopterleri tatbikatlarda kullanılsın diye mi alındı?

BirGün gazetesinin haberinden öğrendik ki Kızılay’ın günde 200 konteyner üretebilen bir fabrikası varmış.

Ama bu fabrika, stok üretmiyormuş çünkü Kızılay yönetimi bu masrafa katlanmak istemiyor, tasarruf ediyormuş.

Bu nasıl bir tasarruf anlayışı?

Fabrikayı çalıştırırsınız, her gün 200 konteyner üretir, finansman ihtiyacı için bir bölümünü dünya ölçeğinde pazarlayabilir geri kalanını böyle acil durumlar için kritik olduğu önceden bilinen bölgelerde depolarsınız.

Çalıştırmayacağınız fabrikayı niye kuruyorsunuz? Böyle yöneticilik olur mu?

Böyle oluyor çünkü o görevlere tayin edilenler o işi yapacak çapta oldukları için değil, “bizden” oldukları için oradalar.

AFAD’ın yöneticisini Tanzanya’ya Büyükelçi yapmışlar.

Niye? Niyesi belli, adama iyi bir maaş ve sıfat vermek istemişler. Böylece büyükelçilik makamlarının arpalık haline dönüştürüldüğünü de görüyoruz.

Depremin ikinci günü aynı kişiyi apar topar geri çağırıp, “sen bu AFAD’a yardım ediver” diyorsunuz.

Kurumların içi işte böyle boşaltılıyor ve sonra Kızılay ve AFAD çıkıp battaniye istiyor, çadır istiyor.

Bu ülkenin deprem uzmanları, hangi fay üzerinde yaklaşık ne büyüklükte bir deprem olacağını yıllardır biliyor ve anlatıyor.

O bölgelerdeki bina stoklarının durumları da belli, devletin raporlarında her şey var.

Bu bilgilere sahip, işinin ehli bir yöneticinin olası depremin yol açacağı yıkımı tahmin etmesi ve buna göre hazırlık yapması hiç de zor değil.

Bu ülke 2 milyar 400 milyon dolarını, kutusundan hiç çıkmayacak S-400’ler için tiko para harcadı.

Böyle bir hazırlık, bunun onda birine yapılırdı.

Bilimsel bilgiye göre hazırlanmazsanız sonucu işte böyle oluyor.

Sonra da çıkıp “siyaset yapmayın” diyorlar.

Yaşadığımız sorunların nedeni siyaset olduğuna göre, eleştiri de kaçınılmaz olarak siyasi olacak.

Bugün ülkemizde iyi olan her şey nasıl siyasetin sonucuysa, kötü olan her şey de aynı şekilde siyasetin sonucudur.

Siyaset yapmayın diyorsanız bunun bir tek anlamı olur: Ben hesap vermek istemiyorum, beceriksizliğimi, başarısızlığımı yüzüme vurma!

Seçim ertelenebilir mi?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, deprem bölgesinde yaptığı konuşmalarda “yeni evlerin bir yıl içinde tamamlanıp, depremzedelere verileceğini” söyleyince, “seçim ertelenir mi” tartışması yeniden başladı.

Baştan söyleyeyim ki seçimlerin, böyle bir doğal afet nedeniyle ertelenmesi mümkün değil.

Anayasa’nın 78. Maddesi, seçimin, savaş nedeniyle TBMM kararıyla bir yıl ertelenebileceğini söylüyor.

Bunun dışında bir nedenle seçimin ertelenmesi mümkün değil.

Kanun koyucunun böyle büyük afetleri hesaba katmadığı anlaşılıyor.

Bu da normal çünkü hangi çaptaki doğal afetin seçimlerin ertelenmesine yol açabileceği çok muğlak bir durum olurdu.

Böyle bir muğlaklığı kullanmak isteyecek kötü niyetli Meclis çoğunluğunun seçim yaptırtmayacağı düşünülmüş ki bu konudaki tek istisna “savaş hali” ve “bir yıl süreyle” diye özel olarak belirtilmiş.

Peki Anayasa’nın herhangi bir hükmüne uymak konusunda kafasına göre takılan Erdoğan yönetimi, Anayasa’nın bu maddesini de çiğnemekte tereddüt etmezse ne olacak?

Bu bambaşka bir hukuki durum ki bunun adına “darbe” diyoruz.

Erdoğan’ın Anayasal düzeni böyle bir darbe ile rafa kaldırmak istemeyeceğini düşünüyorum.

28 Şubat gibi darbe olup olmadığı hâlâ tartışmalı bir olayda bile suçlananlara ağırlaştırılmış müebbet hapis verildiğini de unutmayalım.

Böyle bir darbeyi bugün yapmaya gücünüz yetse bile bunun hesabı bir gün mutlaka soruluyor, kulaklara küpe olsun diye hatırlatayım dedim.
Çocuklara kıymayın!
Deprem bölgesinde evsiz kalanları barındırabilmek amacıyla öğrenci yurtları boşaltıldı, bu amaçla üniversiteler de tatile girdi.

Öyle görünüyor ki üniversitelerde, bu eğitim yılı için artık “yüz yüze” eğitim yapılmayacak.

Erdoğan yönetimi, bu kararıyla depremin vurduğu alanı ve etkilediği kişilerin sayısını genişletmeyi de başarmış bulunuyor.

Akıllarına gelen ilk çözümün eğitime ara vermek olması da ilginç tabii.

Bu karar ile zaten pandemi nedeniyle iki yıl yüz yüze eğitim yapamayan üniversite öğrencilerinden oluşan bir kuşağı kaybetme tehlikesi ortaya çıkıyor.

Depremzedelerin barınma çözümü için öğrenci yurtlarından başka çok seçenek var.

Kamu kuruluşlarının misafirhaneleri, tatil köyleri yetmiyorsa devlet bedelini ödeyerek tatil köylerini ve büyük otelleri kiralayabilir.

Bunların toplumsal maliyeti, eğitime bir yıl ara vermekten çok daha düşük olacaktır.

Bu hatalı karardan acilen geri dönmek gerekiyor.

Mehmet Y. Yılmaz-T24 / TURKISHFORUM – ABDULLAH TÜRER YENER

Bugün ülkemizde iyi olan her şey nasıl siyasetin sonucuysa, kötü olan her şey de aynı şekilde siyasetin sonucudur. Siyaset yapmayın diyorsanız bunun bir tek anlamı olur: Ben hesap vermek istemiyorum, beceriksizliğimi, başarısızlığımı yüzüme vurma! - kizilay konteyner multeci kampi

KONU HAKKINDA DAHA FAZLA:

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Bolayır'da doğdu, İlk öğrenimini Erzurum ve Elazığ'da tamamladıktan sonra ortaokul ve Liseyi İstanbul Bakırköy'de bitirdi. Heybeliada Deniz Harp Okulunda askerliğini tamamlayan Yener Günaydın ve Mobil Oil Türk'de çalıştı. İDİL-URAL TÜRKLERİ DERNEĞİ, KAZAK TÜRKLERİ VAKFI, Dünya Tatar Ligi, Bulgaristan Türkleri derneği, Türkiye Azerbaycan Dernekleri Federasyonu, voicepress gibi kuruluşlarda çeşitli görevler üstlenen Yener Tataristan, Rusya federasyonu ve Türk dünyası ile yakın ilişkiler içindedir.

Yorumlar

“Hesap vermemek için siyaset yasak!” için bir cevap

  1. EMİN EĞRİ avatarı
    EMİN EĞRİ

    Aynen böyle. Doğru teşhislere şapka çıkarılır. Ama anlaması gereken yetkililer anlamıyor, sonuç acı oluyor!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem
  1. Evrim Teorisi?-İnanç!-Bilim! KUR’AN!? Evrim teorisi ne zaman konuşulmaya başlansa; bilime karşı olan, din diye sapkınlıklarını yutturan rivayet-hikaye-hadis-sünnet anlatıcısı yobazlar, acizlikleri-yalanları…

  2. Alıntı yapılan yazının linki: https://bpakman.wordpress.com/turk-dunyasi/eski-turk-devletleri-turk-yurtlari-turk-topluluklari/on-turkler/turklerin-ana-yurdu/turk-dunyasinin-fotografi/

  3. Babam Uğur Otluçimen de o anda ekmek alıyormuş fırıncıdan o da hakkın rahmetine kavuşmuş. Allah rahmet eylesin.

  4. Benimde annemin amcası Abdullah Soylu dedemiz bu olayda şehit olmuştur. Kendisi o tarihte bölgede fırıncılık yapmaktadır ekmek dağıtımı yaparken o…

  5. Peygamber(ler)in ALLAH’a Ortaklığı?! Hadisler? KUR’AN!? Din’den beslenenler-sömürücüler-din satıcıları; ‘Tanrı-Allah-Kitap-Kur’an’ söylemiyle bireysel olması gerekirken, kurumsallaştırdıkları ‘inancı’ önce; Yahudilik-Hıristiyanlık-Budizm gibi farklı dinlere,…

  6. pavarotti de güzel söyler Oçi Çorniye’yi

  • Antakya Medeniyetler Korosu

    Antakya Medeniyetler Korosu

    Antakya Medeniyetler Korusu Depremin Yaralarını Sarmak İçin İlk Konserini Duygu Yüklü Mesajlarla Adana’da Başlattı 6 Şubat 2023 sabahı depreminde on binlerce kardeşimiz, annemiz, babamız ve […]


  • MİLLİYETÇİLİK ve ULUSÇULUK

    MİLLİYETÇİLİK ve ULUSÇULUK

                Türkiye’nin şu seçim sürecinde Milliyetçilik ve Ulusçuluk gibi ‘kuramsal’ konuyu tartışmak yerinde midir diye sorulabilir.             Evet yerindedir ve belki de tam da bu süreçte bu tür tartışmaların […]


  • Evrim Teorisi?-İnanç!-Bilim!

    Evrim Teorisi?-İnanç!-Bilim!

    Evrim Teorisi?-İnanç!-Bilim!KUR’AN!? Evrim teorisi ne zaman konuşulmaya başlansa; bilime karşı olan, din diye sapkınlıklarını yutturan rivayet-hikaye-hadis-sünnet anlatıcısı yobazlar, acizlikleri-yalanları ortaya çıkacağından olsa gerek hemen bağırmaya, […]


  • “İstanbul’da risksiz bina yüzde 10-20…”

    “İstanbul’da risksiz bina yüzde 10-20…”

    İstanbul’da yıkıcı olabileceği söylenen deprem için şimdiden çalışmalara başlandı. Bunun için risk taşıyan binalar yıkılacak. Anadolu Yakası İnşaat Müteahhitleri Derneği (AYİDER) Başkanı Melih Tavukçuoğlu, dönüşümün […]


  • HANGİ TATAR?

    HANGİ TATAR?

    HANGİ TATAR? HÜSEYİN MÜMTAZ KKTC Cumhurbaşkanı Tatar bir gazetecinin; “14 Mayıs sonrası Türkiye politikasını değişirse siz aynı çizgide kalmaya devam edecek misiniz?” sorusuna, “Böyle doğdum, […]


  • Bir Günah Gibi

    Bir Günah Gibi

    Kimin yazdığını bilmiyorum, ancak çok duygusal bir kişinin yazdığına emin olduğum bir şarkı sözü vardır. Aslında şarkı bir Rus halk şarkısından gelmekte, ‘Oçi Çorniye’. Şarkının […]


  • SEÇİMLERDE SEÇMEN; YA T.C. YA DA YIKIM VE KAOS DİYECEK

    SEÇİMLERDE SEÇMEN; YA T.C. YA DA YIKIM VE KAOS DİYECEK

    Türkiye’de önümüzdeki dönemde yapılacak seçimler için, herkesinde gördüğü gibi, ABD bilerek kendine bağlı işbirlikçilerle beraber R.T.E. -K.K. üzerinden Türkiye’ye anti demokratik ve totaliter içerikli iki […]


  • PROTEİN EKSİKLİĞİ

    PROTEİN EKSİKLİĞİ

    Ülkelerin gelişmesini, proteinli gıdalarla beslenen gençler ve kuşaklar sağlar. Her Japon çocuğu mutlaka yumurta yer, et, balık, fındık, badem yer, süt içer. Her Alman çocuğu […]


  • Kocaseyit

    Kocaseyit

    1929’da Havran’a gelen Gazi Mustafa Kemal Atatürk  ,Nahiye Müdürüne , ” Havran köylerinden birinde bir Seyit Onbaşı olacaktı onu bulup getirin” der. Seyit Onbaşı’nın hangi köyde olduğunu bilmeyen Nahiye Müdürü “Emriniz olur.Buluruz […]


  • Diploması Gizlenen Cumhurbaşkanı Kim?

    Diploması Gizlenen Cumhurbaşkanı Kim?

    Yukarıdaki başlık sayın Emin Çölaşan’ın  dünkü  yazısının başlığıdır.  Sayın Sultan Uçar    “Diploma kayalara çarpmış’başlığı ile sayın Cumhurbaşkanının diplomasını sorgulamış. Sayın Fatih Portakal ise “En azından […]


  • Bir Şahin’in inanılmaz yolculuğu

    Bir Şahin’in inanılmaz yolculuğu

    Kuşlar yılın farklı zamanlarında besin kaynaklarının mevcudiyetine ve iklim koşullarına bağlı olarak kışı geçirecekleri alanlara veya üreme alanlarına göç ederler. Göç eden kuşların çoğu Avrupa, […]


  • U.S. State Dept. Published Critical Report on Human Rights in Armenia By Harut Sassounian Publisher, The California Courier

    U.S. State Dept. Published Critical Report on Human Rights in Armenia By Harut Sassounian Publisher, The California Courier

    www.TheCalifornia Courier.com The U.S. State Department issued on March 20, 2023 its annual Country Reports on Human Rights for the year 2022. The report covered […]


  • Rusya’da tatil maliyetleri artıyor…

    Rusya’da tatil maliyetleri artıyor…

    Bu sezon beklenen Rus turist gelecek mi? Rusya’nın Ukrayna ile savaşı dengeleri değiştirdi. Turizm de bundan etkilendi. Rusya, iç turizmi bu açıdan canlandırmak istiyor. Yapılan […]


  • Depremler, turizmimizi etkiledi mi?…

    Depremler, turizmimizi etkiledi mi?…

    Depremlerden sonra turizm sektöründe şu soru gündemdeydi: “Yaşadığımız depremler turizmimizi etkiler mi?” Hem iç pazarda hem dış pazarda depremin olumsuz etkilediği turizm sektöründe nisan da […]



Posted

in

by